
Edirne Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında "Yurdum Kadını İsterse" konulu bir söyleşi düzenledi. Etkinlik, Edirne Barosu’nun konferans salonunda gerçekleşirken, kadınların toplumsal hayattaki yerine ve mücadelelerine dair önemli mesajlar verildi. Söyleşi, Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Edirne Barosu Başkan Vekili Aygün Ulubey Ergüden, söyleşinin açılış konuşmasında kadın haklarının yalnızca bir gün değil, her zaman konuşulması gereken bir konu olduğunu vurguladı.
Söyleşinin moderatörlüğünü Av. Bedia Mutlu Mirzabey üstlenirken, Av. Nebahat Çavuş, Şükrüpaşa Mahallesi Muhtarı Esra Akgün Yılmaz, Devlet Türk Müziği Topluluğu Ses Sanatçısı Müzeyyen Çağlar ve Oto Lastikçisi Remziye Cankıran konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar meslek seçimleri hakkında konuşarak deneyimlerini aktardı.
Av. Nebahat Çavuş; “10 yıl serbest avukatlık yaptıktan sonra her şeyin zamanında yapılması gerektiğine inanan birisi olarak avukatlık mesleğime son verdim. Hala STK’Larda gönüllü olarak çalışıyorum. Bence avukatlık mesleğimin bana verdiği en büyük katkı insanları çok iyi analiz edebildiğimi düşünüyorum. Çok iyi bir gözlemciyim. Çünkü bir hukukçunun çok iyi bir puzzle’cı hatta biraz da satranççı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu mesleki deneyimler STK’larda da bana rehberlik etti açıkçası. Çok yoğun mücadelelerim oldu mu bilmiyorum. Ağrı eşiğim yüksek olduğu için bir kadın olarak bu mücadeleler de belki bana zor gelmedi. Aslında benim olmayı istediğim mevki Edebiyat öğretmenliğiydi, edebiyata ayrı bir düşkünlüğüm var. Yani ilk sıradaki tercihi kazanmak her zaman doğru olmayabiliyor” dedi.
Şükrüpaşa Mahallesi Muhtarı Esra Akgün Yılmaz; “Şükrüpaşa Mahalle muhtarıyım ama beni bu yola taşıyan bir çocukluk hayalimdi. Ben muhtar kızı olarak dünyaya geldim. Babam Türkiye’nin en genç muhtarı olarak, köyümüzde muhtar seçilmiş ve 30 yıl muhtarlık yaptı. Babam muhtarlık yaparken biz de onunla birlikte yapıyorduk. Muhtarlığın içine doğmak çok güzeldi. Benim de hayallerimin bir parçasıydı ve hayalimi gerçekleştirmek için çok çalışmadım aslında. Zaten dokunduğum insanlar beni muhtar seçti. Beden Eğitimi öğretmeniyim aynı zamanda. Türkiye Atletizm Federasyonunda milli takımlarda milli takım antrenörüyüm. Kamp müdürlüğü yaptım. Hep insanlara sevgi ile onlar dokunarak bir yerlere geldiğimi düşünüyorum” diye konuştu.
Devlet Türk Müziği Topluluğu Ses Sanatçısı Müzeyyen Çağlar; “Benim müzik yolculuğum ilk okulda başladı. Ne istediğimi ve ne istemediğimi bilen bir çocuktum. Babam bana bir radyo almıştı, her gün radyo dinliyordum. Radyo da ‘Yurttan Sesler’ korosunu tespit ettim. Türkülerin isimlerini yazmaya başladım. Kulağım çok iyi olduğu için melodik yapısını çok çabuk aldığım için sözlerini yazmaya başlamıştım. Ben o gün sanatçı olacağım diye karar vermiştim. Ama bu yolculuğumda tabi ki önüme engeller çıktı. Ancak bu beni asla yıldırmadı, başka bir meslek düşünmedim. Dünyaya bir daha gelsem yine aynı mesleği yapardım, çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
Sektöründe öncü kadınlardan biri olan oto lastikçisi Remziye Cankıran da mesleğinde yaşadığı zorlukları ve kadınların iş hayatında karşılaştığı önyargıları anlattı. Cankıran; "Başlangıçta çevremde birçok kişi bu işi yapamayacağımı düşündü, ancak azmim ve çalışkanlığım sayesinde ön yargıları yıkmayı başardım. Sanayi esnafı bana kucak açtı, sahiplendi. İşimi ne kadar titizlikle yaptığımı görüyorlar ve geri dönüşler de güzel oluyor. Başlarda önyargılar çoktu. Bir kadının sanayide oto lastikçi olması hem sanayi esnafı tarafından hem de gelen müşteriler tarafından tuhaf karşılanıyordu. Kadınlarımız her yerde olmalı. Kendilerine güvenmeliler, konfor alanlarından çıkıp yenilikçi olmalılar. Kadın isterse her şeyi yapar. Ben Edirne’de sanayi de tektim. Benden sonra kadınlar sanayiye girmeye başladı. Bu beni çok mutlu ediyor. Erkek egemen bir sektörde çalışmak elbette kolay değil. Ancak kararlılıkla ilerlediğinizde ve işinizi en iyi şekilde yaptığınızda, önünüzdeki engelleri aşabiliyorsunuz. Kadınların her sektörde var olabileceğini göstermek istiyorum” şeklinde konuştu.
HİLAL PEKER