Edirne’de “D’anderne Sarı Veda” Söyleşisi

Edirne’de yazar Hakan Özaydınlık’ın katılımıyla TAKSAV Edirne İl Temsilciliği’nde söyleşi ve kitap imza günü düzenlendi. Özaydınlık, son romanı D’anderne Sarı Veda’yı hem katılımcılara anlattı, hem de imzaladı.

Haber Giriş Tarihi: 24.10.2025 11:46
Haber Güncellenme Tarihi: 24.10.2025 11:46

Edirne’de yazar Hakan Özaydınlık’ın katılımıyla Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) Edirne İl Temsilciliği’nde söyleşi düzenlendi.

Söyleşide, Özaydınlık Ceren Yayıncılık’tan yayımlanan son romanı D’anderne Sarı Veda’yı anlatırken; katılımcıların da sorularını yanıtladı. Özaydınlık, söyleşinin ardından kitaplarını katılımcılar için imzaladı.

“İNSANLARIN OLAN BİTENDEN HABERDAR OLMASINI İSTEDİM”

Özaydınlık, Edirne’nin çok kültürlü bir kent olduğunu söyleyerek; “Bunun içerisinde de Yahudi nüfusunun yoğun bir yer tuttuğunu görüyoruz. Koskoca bir Sinagog var, onlara ait evler var ama kendileri yoklar. ‘Niye yoklar?’ sorusunu birçok Edirneli de sormuştur. Bunun sebebini araştırmak için kendimi zorladığımda, aslında tüm Anadolu’nun kanayan bir yarası olan bir mülksüzleştirme hareketinin tam da odak noktasında yer aldığını düşündüğüm Trakya olayları ile karşılaştım. Yıl 1934; Edirnelilerin de çoğunluğunun bunu bilmediğini düşünüyorum. Bununla ilgili araştırmalar yapmaya başladıktan sonra gerçekten şok oldum. Bunu bir şekilde, bir yüzleşme olarak, edebiyatın içinde anlatarak, insanların olan bitenden haberdar olmasını istedim. Bu hem geçmişe bir saygı duruşu olacaktı, hem de geleceğe bir mesaj olacaktı. Çünkü toplumun bazı sinir uçlarıyla oynandığında neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Sivas’tan, Çorum’dan, Maraş’tan biliyoruz. Sulh içinde yaşanan bir yaşamın neye dönüşeceği konusunda fikir sahibiyiz. 1934 olayları da bundan çok farklı değil” ifadelerini kullandı.

“UTANÇ VERİCİ BİR SÜREÇ”

Araştırmalarının ardından Yahudi nüfusun Edirne’yi neden terk ettiğine dair fikir sahibi olduğunu belirten Özaydınlık; “1934 yılının Haziran ayında yaşananlar, Edirne tarihi için bence utanç verici bir süreç. 1 haftalık süreç içerisinde sadece Edirne’de de değil; Kırklareli’de, Çanakkale’de ve birçok ilçede aynı şekilde Yahudi vatandaşlara sözlü saldırılar yerini yağma işlemlerine bırakıyor. Köylerden bindirme kıtalar halinde insanlar geliyor. Evlere giriliyor. Aslında mülksüzleştirme ve çökme hareketinden başka bir şey değil. Öyle olduktan sonra da birçok kişi Edirne’yi apar topar boşaltıp gidiyor. Olaylar 1 hafta sürüyor ve hükümet duruma 1 haftanın sonunda el atıyor. İsmet İnönü’nün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çok ciddi açıklamaları var. ‘Bu kabul edilemez, suçlular cezalandırılacaktır, Yahudi vatandaşlarımız yerlerine geri dönüp yaşamlarını sürdürebilirler’ şekilde açıklaması oluyor. Ama bu durum öyle bir şey haline geliyor ki kimse aynı şeyleri yaşamak istemiyor. Birçoğu öncelikle İstanbul’a, zamanla da yurt dışına göç ediyor. Bugün sayıları çok az; Edirne’de sayıları bir elin parmakları kadar olmayan sayıya düşüyor” dedi.

“İNSANLARDAN ÇOK GÜZEL GERİ DÖNÜŞLER ALDIM”

Özaydınlık, D’anderne Sarı Veda’nın kurmaca bir roman olduğunu söyleyerek; “Bu kurmacanın içeriğini gerçeklerden devşirerek kaleme alıp roman oluşturmaya çalıştım. O yüzden çok emek vererek çalıştığım ve hata yapmamak için çok araştırdığım bir yayındı. Bugüne kadar Edirne hakkında hiçbir fikri olmayan birçok insandan çok güzel geri dönüşler aldım. Edirne’yi görmek isteyen çok insan oldu. Edirne’ye gelip gezenlerden de çok mesaj aldım. Bu romanla hem Edirne’nin tanıtımına katkı yaptık, hem de böyle bir tarihsel yüzleşmeyi, bir Edirneli olarak yapmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Bu bizim utancımız olmamalı; tarihsel gerçekliğimiz ve geleceğe bakarken de bu gerçekliği de heybemizde taşıyarak bu tür toplum mühendisliklerinin ne tür tehlikelere yol açabileceğini görerek, hayatımızı yeniden kurmamıza yardımcı olur diye düşündüm. Umarım başarılı olmuşumdur” sözlerine yer verdi.

Özaydınlık, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı ve kitabını okurları için imzaladı.

UĞUR AKAGÜNDÜZ