
Dünyada 2024 yılında ortalama sıcaklık artışının 1,5 derece olarak kayıtlara geçmesiyle birlikte ortaya çıkan kuraklık orman yangınları, seller vb. doğal afetler, iklim krizini yaşamın her alanında hissettirdi. Türkiye’nin de özellikle kuraklık ve orman yangınlarıyla karşı karşıya kaldığı yaz mevsimi, Edirne’de de olumsuz etkilerini gösterdi.
Edirne merkez ile Karaağaç Mahallesi’ni ayıran Tunca ve Meriç nehirlerinin debileri dip seviyeye ulaşırken; özellikle çiftçileri tedirgin etti. Tarımsal üretimin olumsuz etkilendiği bölgede Tunca Nehri’nin başta Sarayiçi mevkii olmak üzere birçok bölgede akışını kaybetmesi dikkat çekti.
Yaz mevsiminin sona ermesiyle birlikte zaman zaman meydana gelen yağışlarla nehirler eski günlerindeki seviyelerine ulaşmaya başladı. Tunca nehri son günlerde 5-6 m3/s’lik debisiyle dikkat çekerken; yaz mevsimindeki görüntüsüne göre umut verdi. Nehrin su seviyesi artsa da insan eliyle yaşadığı kirlilik ise bitmiyor. İnsan tarafından nehirlerin kıyısına atılan plastik ve cam atıklar artarak devam ederken; son günlerde nehre plastik sandalyeden balıkçıların kullandığı strafor köpüklere kadar atık atılması dikkat çekti.
Kuraklıkla birlikte bölgedeki içme suyunun temin edildiği kaynakların bile yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı ve belediyeler tarafından kuyular açılarak yeraltı sularının kullanımının gündeme geldiği günümüzde, Tunca Nehri’nin içler acısı hali, “Suyumuzu böyle mi koruyacağız?” sorusunu akıllara getirdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ