
Panelde nükleer santralin Çinli şirketler tarafından yapılacağına dair resmi bir belgenin ortaya çıktığını belirten Avukat Bülent Kaçar, Kırklareli Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem’e gelen cevap yazısı hakkında, “Hiç olmazsa Çin Devleti ve Çinli şirketler ile yapılacağını gösteren bir devlet belgesi bu” ifadelerini kullandı.
Karakoç, “Trakya’daki nükleer enerji yatırımlarına ilişkin planlamaların bölgenin ekosistemini bozabilecek olması; halkı, meslek odalarını ve çevre örgütlerini ciddi endişelere sevk etmektedir. Bu çerçevede, Anayasa madde 56 ve Avukatlık Kanunu madde 76 uyarınca kanunun bizlere yüklediği görev ve sorumluluk kapsamında Edirne Barosu olarak kamuoyunu bilgilendirmek, bilimsel ve hukuki bakış açılarını paylaşmak ve hukuka aykırılıkları ortadan kaldırmak amacıyla panel düzenlemekteyiz” ifadelerini kullandı.
“ÇERNOBİL FACİASI ACI DERSLER VERDİ”Trakya’nın Karadeniz kıyı hattında kurulması planlanan nükleer enerji üretim tesisi hakkında kamuoyunu bilgilendirmek, bilimsel ve hukuki bakış açılarını paylaşmak bilgiyi yaymak amacıyla bir araya gelindiğini aktaran Karakoç, “Verimli toprakları eşsiz doğal güzellikleri ve kadim tarihi ile ülkemize özgü bir coğrafya. Bu bereketli topraklar üzerinde yaşayan halkımızın refahı huzuru sağlığı ve güvenliği Edirne Barosu’nun en temel önceliklerinden. Bu bağlamda bölgemizde yapılması planlanan nükleer enerji santrali projesi ülkemizin enerjiye olan talebinin karşılanması konusundaki faydaları yanında barındırdığı potansiyel riskler ve belirsizlikler nedeniyle çok büyük önem arz etmekte. Konumun etraflıca değerlendirilmesi üzerinde incelikle düşünülmesi, düşük karbon salınımı ile öne çıktığı iddia edilen bir enerji üretim yöntemi olmakla beraber potansiyel ömrü biten atıkların depolanması ve bunların çevresel çevreye olan etkileri gibi konular bağlamı bilim dünyasında ciddi tartışmalara neden oluyor. Tarihimizde yaşanan Çernobil faciası bu teknolojinin nedenleri büyük riskler barındırdığı konusunda hepimize acı dersler verdi. Bölgenizin deprem kuşağında yer alıyor olması yapımı planlanan santralin turizm açısından gelişen ve tarımsal açıdan ise son derece verimli olan bu bölgede inşa edilmesi fikri, endişelerimizi daha da derinleştirmek demektir” ifadelerini kullandı.
“HERHANGİ BİR SIZINTI NESLİMİZİ KURUTUR” Istranca Dağlarının maden aramaları ile birçok yerinin çorak kaldığını belirten Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Yılmaz Çamlıtepe, “Yüzde 50’lik kısmı şu an artık kabak durumda. Nükleer santraller bugün size kısa sürede yüksek enerji kaynağı sunabilir. Ama herhangi bir sızıntıda neslimizi kurutur. Çocuklarınızda sakatlıklar oluyor. Çünkü bozukluklar yüksek oranda gen bozukluğu neden olur. Ölü doğumlar yüksek oranda olur. Bunu hiçbir bilim insanı bunun altına asla ve asla imza atmaz. Bunun yerine daha çevreci kaynaklar kullanılmalı. Eğer bu hayata geçerse sizler Istranca’nın şu halini görecek son nesil biz olabiliriz” dedi. MEHMET EFECAN HIDIROĞLU