
TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Akalın, Türkiye’de hayvan ithalatına bağımlı ve denetimsiz yapının yalnızca üreticiyi değil, halk sağlığını ve tarımsal güvenliği tehdit ettiğini söyledi. Kurban Bayramı sonrasında birçok ilde artan şap hastalığı vakalarına dikkat çeken Akalın, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hayvan pazarlarını süresiz kapatma kararının sektörde ciddi sonuçlar doğurduğunu belirtti.
Avrupa’da yalnızca birkaç vaka ile sınırlı kalan şap salgınının, Türkiye’de onlarca ilde eşzamanlı yaşandığını vurgulayan Akalın, bunun ülkenin hastalık kontrol kapasitesinin zayıflığını ortaya koyduğunu söyledi. Araştırma önergesinde, 2018-2023 yılları arasında ithal edilen yaklaşık 3 milyon hayvanla farklı şap virüsü türlerinin ülkeye taşındığı ve mevcut aşıların bu yeni türlere karşı etkisiz kaldığı ifade edildi.
Yeni geliştirilen 5’li aşıların üretiminin yetersiz olduğuna işaret eden Akalın, “Sadece haftalık 1,5 milyon doz üretilebiliyor ve ideal olan iki doz yerine tek doz uygulanabiliyor. Bu durum hayvanlarımızı korumasız bırakıyor” dedi. Ayrıca, veterinerlik hizmetlerinde yaşanan personel eksikliği ve teşkilat yapısındaki dağınıklık nedeniyle, sahada yeterli müdahalenin yapılamadığına dikkat çekti. Hayvan hareketlerinin hâlâ dijital sistemlerle izlenememesini de sert sözlerle eleştirdi.
Akalın, şap hastalığının teknik bir veterinerlik meselesi olmanın ötesinde halk sağlığı, gıda güvenliği ve milli tarım politikaları açısından ciddi bir tehdit olduğunu belirtti. Artan et ve süt maliyetlerinin tüketiciye doğrudan zam olarak yansıdığını ifade eden Akalın, yerli üreticinin ithalat baskısı altında ezildiğini vurguladı.
Araştırma önergesinde; Türkiye’deki aşılama ve karantina uygulamaları, veteriner hizmetlerinin yapısı, hayvan ithalatının sağlık üzerindeki etkileri ve Avrupa’daki başarılı uygulamaların Türkiye’ye entegrasyonu gibi başlıkların Meclis tarafından ele alınması talep edildi. Ancak önerge, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Akalın, önergenin reddedilmesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bu artık sadece üreticinin değil, toplumun ve çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren bir millî güvenlik sorunudur. Meclis bu sorumluluktan kaçamaz; ama bugün, ne yazık ki kaçtı” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ