Sol Parti Edirne İl Örgütü: “Yaşamı Savunmak, Suyu Savunmaktır”

Sol Parti Edirne İl Örgütü, kentte yaşanan su kesintilerine ilişkin yaptığı açıklamada, sorunun temel nedeninin “yönetim ve planlama eksikliği” olduğunu belirtti.

Haber Giriş Tarihi: 30.10.2025 17:41
Haber Güncellenme Tarihi: 30.10.2025 17:41

SOL Parti Edirne İl Sözcüsü Nazım Türkoğlu yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Edirne bir süredir su yokluğunu yaşıyor. Suyun nasıl bir yaşam kaynağı olduğunu yaşayarak öğrendik. Bizi yönetenler bu konuda nasıl bir öğretiye sahip oldular bilmiyoruz.

Gördüğümüz şudur: Bir çukurun içinde çalışan emekçilerin başında fotoğraf çektirip su sorununu çözüyoruz açıklamalarıdır.

Belediyenin en önemli görevi suyu sağlıklı bir şekilde yurttaşlara ulaştırmak, şebekelerdeki kayıp ve kaçağı en aza indirerek su israfının önüne geçmektir.

YAŞADIĞIMIZ KRİZ BİR SİSTEM KİRİZİDİR

Kuraklık, iklim değişikliği ve nüfus artışı elbette önemlidir, ancak asıl neden yanlış politikalarla yaratılmış sistemsel çöküştür.

Doğanın ve kamusal kaynakların yağmalanması, plansız kentleşme, denetimsiz sanayileşme ve rant politikalarıdır.

Tarım politikaları plansızdır; suyu en çok tüketen ürünler yanlış bölgelerde desteklenmektedir.

Kentler beton yığınlarına dönüştürülmüş, yağmur suyu toprakla buluşamaz hale gelmiştir.

Yeraltı suları denetimsiz biçimde çekilmiş, maden ve inşaat faaliyetleriyle ekosistem dengesi bozulmuştur.

Kamu kurumları yetkisizleştirilmiş, su yönetimi parçalanmış ve özel şirketlerin kontrolüne bırakılmıştır. suyun adil paylaşımı ortadan kaldırılmaktadır

Bugün yurttaşlara “musluğu kapatın” denirken, sanayi tesisleri ve rant projeleri tonlarca suyu sorgusuzca tüketmektedir.

SU POLİTİKASINDA KÖKLÜ DEĞİŞİM ŞARTTIR

Sol Parti olarak diyoruz ki:

Gerçek çözüm bireylere su tasarrufu çağrısı yapmakta değil, bu sömürü düzenini değiştirmektedir.

Suyu, havayı, toprağı, yaşamı korumak ancak kamucu, planlı ve demokratik bir düzenle mümkündür.

Bu nedenle:

Su yönetimi kâr amacıyla değil, kamu yararı gözetilerek yürütülmelidir. Havza bazlı planlama ve ekosistem bütünlüğü esas alınmalıdır.

Kararlara yerel halk, meslek odaları, çevre örgütleri ve bilim insanları katılmalıdır. Suyun özelleştirilmesine, enerji ve maden şirketlerinin su hakkı gaspına son verilmelidir.

Bugün suyu savunmak; Doğayı, emeği, yaşamı ve geleceğimizi savunmaktır.

Bizler biliyoruz ki bu düzen, sadece suyumuzu değil, yaşam hakkımızı da gasp etmektedir.

Doğa kâr için değil, yaşam için var olmalıdır!”

HABER MERKEZİ