Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Edirne Şubesi, Lozan Barış Antlaşması'nın 100'üncü yılı nedeniyle basın açıklaması düzenledi.
Trakya Üniversitesi Karaağaç Yerleşkesindeki Lozan Anıtı'nda düzenlenen basın açıklamasını, ADD Şube Başkanı Celil Özcan okudu. Açıklamaya katılan ADD üyeleri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ise "İlkelerinin savunucusu, devrimlerinin bekçisiyiz" yazılı pankart açtı.
"GEÇİCİ DEĞİL EBEDİ"
ADD Şube Başkanı Özcan, açıklamada, Lozan Barış Antlaşması'nın geçici değil ebedi olduğunu söyleyerek; "Bu yıl Cumhuriyetimizin olduğu gibi, tapu senedi Lozan Antlaşması’nın da 100'üncü yaşını kutluyoruz.
Lozan Antlaşması; vatanımızın bağımsızlığını, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü dünyaya kabul ettirmesi yanında, 1699 Karlofça’dan 223 yıl sonra bir görüşme masasından başı dik kalktığımız ilk antlaşmadır. Lozan Antlaşması; 1. Dünya Savaşı galipleri İtilaf Devletleri’nin yenilen devletlere dikte ettikleri antlaşmalardan uygulanma şansı bulamayan tek örneği Sevr’i tarihin çöp sepetine atan antlaşmadır. Lozan Antlaşması, hükmünü 100 yıldır sürdüren, sonsuza dek de sürdürecek olan, nadir uluslararası antlaşmalardan biridir. Lozan Antlaşması; Anadolu insanını 400 yıl boyunca ekonomik boyunduruk altında inim inim inleten kapitülasyonları ortadan kaldırıp, tam bağımsızlığın ancak ekonomik bağımsızlıkla sağlanabileceğini mazlum milletlere göstererek tarihin akışını değiştiren en önemli bir belgedir.
Lozan Antlaşması; Türk Ulusu’nun Milli Mücadele’yi gerçekte kimlere karşı verdiğini, kimleri yendiğini ve kimlerin işgalci emperyalistler tarafından piyon olarak savaşa sürüldüğünü belgeleyen antlaşmadır aynı zamanda" ifadelerini kullandı
"İSMET PAŞA'NIN DİPLOMATİK BAŞARISI"
İsmet İnönü'nün 3 Ekim 1922'de Mudanya'da başlayan ateşkes görüşmelerini İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcileri ile yaptığını hatırlatan Özcan; "
İtilaf Devletleri 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi’nin hemen ardından Lozan’da toplanacak Barış Konferansına Ankara ve İstanbul hükümetlerini birlikte çağırdılar. Amaçları, hem galip Ankara’nın gücünü kırmak, hem de Türkiye’de iki ayrı hükümet tanıdıklarını kabul ettirmekti. Kemalistler bu tuzağa düşmediler. 1 Kasım 1922 günü TBMM’de aldıkları kararla saltanatı kaldırdılar. Tartışmaların kasten uzatıldığını, türlü bahanelerle kafa karışıklığı yaratılmaya çalışıldığını gören Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı tarihi konuşma gerçek devrimciliğin ne olduğunu göstermektedir;
'Efendiler; egemenlik, hiç kimsece, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik güçle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları Türk ulusunun egemenliğine zorla el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını 600 yıl boyunca sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk ulusu 'artık yeter' diyerek, bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini eylemli olarak eline almış bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan ulusa egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız, sorunu değildir. Sorun zaten olupbitti durumuna gelmiş bir gerçeği açıklamaktan ibarettir. Bu, ne olursa olsun yapılacaktır. Meclis ve herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa gerçek yine yöntemine göre saptanacaktır. Ama ihtimal bazı kafalar kesilecektir'.
Bu kararın ardından Türkiye’nin tek temsilcisi olarak Lozan’a giden İsmet Paşa başkanlığındaki Ankara heyeti hayranlık uyandırıcı bir diplomatik başarıya imza attı ve antlaşma 24 Temmuz 1923 günü imzalandı" dedi.
LORD CURZON'UN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Özcan, emperyalist ülke temsilcilerinin Lozan Barış Antlaşması'ndan hiç memnun olmadıklarını belirterek; "İsmet İnönü bir söyleşide bunu şöyle anlatmıştır; 'Lozan’da İngiliz Delegesi Lord Curzon ve Amerikan Delegesi ile oturuyorduk. Lord Curzon ‘Lozan’dan memnun ayrılmıyoruz. Hiçbir dediğimizi yaptıramadık. Harap bir memleket devralıyorsunuz. Bunu imar etmeyecek misiniz? Neyle, nasıl yapacaksınız? Para bir bunda, bir de bende var. Geleceksiniz, para isteyeceksiniz, diz çökeceksiniz, reddettiklerinizin hepsini bir bir cebimden çıkarıp önünüze koyacağım' demişti. Bu konuşmamızı hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım.'
Kemalist devrimciler bu sözleri hiç unutmadılar, kurdukları devleti namus, ahlâk ve liyakatle yöneterek, akıl ve bilim yolundan ayrılmayarak, ulusu ile birlikte çok çalışarak hem Osmanlı borçlarını ödediler, hem yokluk ve yoksunlukları aştılar, hem de uçak üretip ihraç eden bir sanayi ülkesi, dünyanın kendini doyurabilen 7 ülkesinden biri olan Türkiye’yi yarattılar" sözlerine yer verdi.
"İSTEDİKLERİNİN ÇOĞUNU ALDILAR"
Emperyalistlerin 73 yıl boyunca yaşanan her ekonomik bunalımda Lozan'da ceplerine attıkları maddeleri Türkiye'deki iktidarların önüne koyduğunu söyleyen Özcan; "
Yazık ki, istediklerinin çoğunu da aldılar.
Lozan’ın vazgeçilmezliğini anlatıp 21'inci yüzyılın Sevr’i olan BOP tuzağına düşülmemesi için iktidarları uyaran yurtseverler paranoyaklıkla yaftalanır, bir çoğu kumpas davalarıyla zindana atılırken; 'Keşke Yunan kazansaydı' diyen emperyalizm uşağı, Atatürk, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı, saltanat ve hilafet özlemcisi aymazlar Lozan’ı 'hezimet' olarak ilan ettiler. Bazı yetkililer tartışmaya açma gafletine düştüler. Adlarının önünde her nasılsa profesör yazan kimi çakma tarihçilerse hâlâ; 'Lozan’ın Gizli Maddeleri' masalları anlatıyorlar.
Ancak kim ne derse desin, tarih hükmünü vermiştir. Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir, Türk Ulusunun kanıyla imzalanmıştır" dedi.
"GİZLİ MADDELERİ YOKTUR"
Özcan, Lozan Antlaşması'nın sonsuza dek yaşayacağını vurgulayarak; "Değiştirmeye iç ve dış hiçbir bedhahın gücü yetmeyecektir. Lozan’ı tartışmaya açmak, Sevr’e, BOP’a ve benzeri emperyal planlara teslim olmaktır. Bugün Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yılı, bugün de gelecekte de yürürlükten kalkacak gizli maddeleri yoktur" ifadelerine yer verdi.
"100'ÜNCÜ YILINI GURURLA KUTLUYORUZ"
Konuşmasının sonunda Lozan Barış Antlaşması'nın 100'üncü yılını da kutlayan Özcan; "
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Lozan Antlaşması’nın 100'üncü yılını gururla kutluyor, vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, tarihin en büyük devrimcisi Büyük Atatürk’ü, Lozan’ın bilge diplomatı İsmet İnönü’yü, Kuvayı Milliye kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizle gazilerimizi minnetle, saygıyla anıyoruz. Yaşasın tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye" diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ