Özel Keşan Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayla Arslan, kışın ardından gelen bahar havasının keyifli geçmesi adına, alınması gereken önlemler ve bahar hastalıkları üzerine açıklamalarda bulundu. Kış aylarının ardından bahar mevsimi ile birlikte alerjik hastalıklara bağlı şikayetler görülmeye başlandığını söyleyen Uzm. Dr. Arslan; “Son yıllarda giderek artan alerjik hastalıklar toplumumuzun neredeyse her dört kişiden birini etkiler. Bahar mevsimi ile bitkilerden kaynaklanan polenler alerjik rinit, astım, konjoktivit gibi hastalıklara bağlı şikayetlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Alerji, bağışıklık sisteminde dengenin bozulmasıyla gelişen, doğada bulunan maddelere karşı aşırı duyarlılık halidir.Bu reaksiyonların bir kısmı kalıtsaldır.Astımda birinci derecede akrabalarda astım,alerjikrinit, atopik dermatit görülme sıklığı yüzde 60-90 arasındadır. Çocuklukta atopik dermatit gözlemlerde ileri yaşlarda bronş reaktivitesi ve astım gelişme oranı yüzde 70’tir. Mevsimsel alerjik rinitte astım gelişme oranı yüzde 20-25 ve astımda alerjik rinit görülme oranı da yaklaşık yüzde 50’dir” bilgisini verdi.
“ASTIM HER YAŞ GRUBUNDA GÖRÜLEBİLİR”
Astım hakkında ise, bronş sisteminin kronik bir inflamasyonu ile karakterize, hemen hemen her yaş guruplarında görülebilen, zaman zaman ciddileşen ve modern tedavi yöntemleri sayesinde ölüme nadiren sebep olabilen bir hastalık olduğunu söyleyen Arslan; “Dünyanın çeşitli bölgelerinde görülme sıklığı değişmektedir. En sık yeni Zelanda, Avustralya, da yüzde 10-30 oranında görülmekte en seyrek olarak ta Afrika, Güneydoğu, Asya, Kuzey Amerika da yerlileri ve Eskimolarda yüzde 1 den az görülür. Avrupa da ise yüzde 2-5 oranında görülür. Hastalık bazen spontane, bazen de bir uyarı sonucu değişik derecelerde nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışıklık ve öksürükle seyreder. Hastalık her yaşta başlayabilir. Yüzde 50 oranı ile 7 yaş altı en sıktır. İkinci sıklık başlama yaş aralığı 10 ile 40 yaş aralığıdır. 60 yaşından sonra başlayan ise nadirdir. Çocukluk çağında erkeklerde daha sık olsa da erişkinlerde bu oran eşitlenir. Bazı çocuklarda ilerleyen yaşlarda hastalık belirtileri azalır, bazılarında ise ileri yaşlarda tekrar başlayabilir. Genç hastalarda deri ve kan testleri ile gösterileri atopi oranı yüzde 30-50 ileri yaşlarda bu oran giderek azalır. Hastalığı etkileyen çeşitli faktörler vardır. Alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları,alerjenler, egzersiz, soğuk hava ile temas, hiperventilasyon, gastroözofajialreflü, tiroid hastalıkları, mesleki ajanlar ilaçlar özellikle aspirin, bazı ağrı kesici ilaçlar, bazı tansiyon ve kalp ilaçları, çevresel kirleticiler, psikolojik faktörler, bazı gıdalar ve gıda katkı maddeleri gibi etmenlerdir. Kadınlarda gebelik ve mensturalsiklus bazen olumlu, bazen olumsuz etkileyebilmekte ancak bunun sebebi bilinmemektedir. Ayrıca bebeklikte anne sütünün hastalığı önlemede olumlu etkisi kabul edilmekte, tuz tüketimi ise olumsuz etkilemektedir. Alerjik değerlendirme standart bazı alerjenler kullanılarak yapılır. Bu testler her ülke için değişkenlik gösterebilir. Genellikle bitki polenler, ev hayvanı antijenleri, ev tozu aktarları ve bazı mantar türleri kullanılır. Çocuklarda yapılan gıda testlerinin erişkinde uygulanmasına gerek yoktur. En sık görülen ev tozu akarlarına duyarlılık ise İç ve Doğu Anadolu da daha az, sahil bölgesinde ise daha yüksektir. Alerjenler karşı uzaklaştırıcı tedbirler immünoterapiden daha etkili olarak kabul edilir” şeklinde konuştu.
“MEDİKAL TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ”
Medikal tedavinin çok önemli olduğuna değinen Dr. Arslan; “Düzenli tedavi ve kontrollerin yaşam kalitesini korumada etkisi yüksektir. Burada amaç; Akciğer fonksiyonlarının ve kapasitesinin korunması ve fiziki aktivite için kısıtlanma olmaması, hastalık ataklarının önlenmesi, kısaca yaşam kalitesinin düşmesinin önlemektir” ifadelerini kullandı.
HASTALIKTAN KORUNMA
Genetik zemin olduğundan hastalıklardan korunmanın tam olarak mümkün olmadığını belirten Arslan; “Ancak çevresel faktörler kontrol altına alındığında görülme sıklığı azalır. Hava kirliliğinin azaltılması ve içinde yaşanılan binaların özellikleri korunmada önemli yeri vardır” dedi.
HABER MERKEZİ