Nilay YILMAZ
CHP Havsa Kadın Kolları Başkanı Gülhan Memiş istanbul Sözleşmesi'nin Cumhurbaşkanı kararı ile iptaline yönelik gazetemize yazılı açıklamada bulundu.
Türkiye'nin sözleşmeyi ilk imzalayan ve meclisinde ilk onaylayan ülke olduğunu belirten CHP Havsa Kadın Kolları Başkanı Gülhan Memiş açıklamasında;
“Ülke adına karanlık bir güne uyandık. Kadınların can simidi olan istanbul Sözleşmesi, bir gecede tek adam hükümeti tarafından feshedildi! Bu kararla, koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen en güvenli yer olan evlerinde hatta sokak ortasında katledilen binlerce kadın; bir kez daha öldürülmüştür. 42 milyon kadının hakkı elinden alınmıştır.
Recep Tayyip Erdoğan tarafını bir kez daha belli ederek; kadınların yaşam hakkına sahip çıkan istanbul Sözleşmesi'ne destek çıkacağına, zalimlerin yanında saf tutmuştur.
Türkiye'nin ilk imzacısı olduğu istanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için devlete sorumluluk yüklemektedir. Psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, zorla evlendirme, cinsel ve ekonomik şiddet de dahil olmak üzere kadınları her türlü şiddetten koruyan en kapsamlı sözleşmedir. Şimdi AKP hükümetine soruyoruz: ‘Bu sözleşmenin neyinden rahatsız oldunuz?’
Kadını yok sayan düzenden doğan kadına yönelik şiddetin ateşini harlamak, şahsım hükümetinin haddi değildir. Kadına karşı vahşet ve aile içi şiddet vakalarında yaşanacak artışın vebali, istanbul Sözleşmesi'ni feshedenlerin boynundadır.
20 Temmuz sivil darbesinin failleri durmuyor, haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarına devam ediyor. Dün gece TBMM'ye bir darbe daha yapıldı ve kadınların uzun mücadeleler sonucunda elde ettiği kazanımlar heba edildi, evrensel değerlerden uzaklaşıldı.
Meclis'te oy birliğiyle kabul edilmiş olan istanbul Sözleşmesi, milletin iradesi yok sayılarak feshedilemez. insan hakları, temel hak ve özgürlükler alanındaki sözleşmeler TBMM kararıyla; yani kanunla alınır. Bu karar açıkça Anayasamızı da yok saymaktır. Kadın cinayetleri politiktir. Biz, Erdoğan'ın TBMM'yi ve hukuku yok sayarak aldığı istanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını tanımıyoruz, tanımayacağız!
Biz kadınlar korkmuyoruz, sinmiyoruz, zalimlere itaat etmiyoruz, geri durmuyoruz. Onlar korku yaymaya çalıştıkça, bizim örgütlü gücümüz her geçen gün büyüyor. Onlar dallarımızı budamaya çalıştıkça, bizim köklerimiz güçleniyor.
Başta TBMM olmak üzere her platformda bu sözleşmenin gereklerinin yapılmasını sağlamak için kadın hareketiyle birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra bulunduğumuz her alan; sokaklar, mahalleler, meydanlar dahil bizim için mücadele alanıdır.
Vicdan sahibi her erkeğin annesi, eşi, kardeşi, arkadaşı olan ve yaşamın eşit ortağı olan kadınlarla beraber olacağını biliyoruz. Biz, hep birlikte bu zulme dur diyeceğiz. Türkiye'ye aydınlık günleri bizler getireceğiz!” dedi.