Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Selimiye Meydanı’nda 9-8’lik meşhur ‘’Ayılana gazoz, bayılana limon’’ şarkısına dayanakla muhalefete limon göndermesi yaptı.
14 Mayıs’ta muhalefetin limona çok ihtiyacı olacağını savunan Erdoğan, Edirne’ye ve Edirnelilere methiyelerde de bulundu.
Erdoğan, Edirne’nin Rumeli'den dönüş acılarını hiçbir zaman aklından çıkarmadığını, ülkesinin bütünlüğüne, milletinin birliğine, bayrağında ve ezanında sembolleştirdiği istiklaline göz dikenleri asla affetmediğini söyledi.
Ancak akıllara bir süre önce Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş ile ilgili sarf ettiği sözler akla gelmedi değil.
Ne demişti Baş için Destici?
‘’Tito artığı’’
Edirne’de yaşayanların büyük çoğunluğu Balkan ülkelerinden göç etmiş, uzun yıllar vatan hasretini yaşarken kimliklerini her zorluğa karşı muhafaza etmiş çilekeş insanlar olunca bu söz büyük yankı bulmuş, tepki çekmişti.
Edirne’de Yugoslavya (dağılmadan önce) göçmeni çok sayıda vatandaş da ülkesine, milletine bağlı olarak yaşar.
Cumhur İttifakını oluşturan unsurlardan BBP Genel Başkanının ifadeleri bakalım Edirne’de seçimlerde ne kadar etkili olacak?
Erdoğan konuşmasıyla Destici’nin maksadını aşan söylemine destek vermediğini de aktarmış oldu.
GENİŞ GÜVENLİK TEDBİRLERİ
Selimiye Meydanı’ndaki miting için Edirne’de bugüne kadar fazla görülmemiş polisiye tedbirler alınırken, şehirde hemen hemen her köşede bir polis arabası, her yol ayrımında polis saatler öncesinden gövere başladı.
Miting gününden önce alınan tedbirler ve çalışmalar da eklenince Edirne’de habersiz / kontrolsüz kuş uçmadı adeta.
Bu tedbirler sonrası konuşan Erdoğan’ın Erzurum’da İmamoğlu’na yapılan saldırıyla ilgili Edirne değerlendirmesi şöyleydi: “Kendi provokasyonlarıyla olay çıkarıp, ondan sonra da utanmadan şehirlerimizi karalamaya çalışıyorlar.”
İmamoğlu’nun Erzurum’da olaylar gelişirken polislerin müdahalede bulunmadığı iddiası akıllara takıldı.
3 İLDE AYNI GÜN MİTİNG
Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Trakya’daki 3 ilde aynı gün miting yaparak, kendine güveni en iyi şekilde kanıtlamış oldu.
Erdoğan, konuşmasında Kırklareli’nde 20 bin, Edirne’de 25 bin kişinin meydanlarda olduğunu da bildirdi.
3 ildeki miting aklıma Baykal’ı getirdi.
Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanı olduğu zamanlardı. Selimiye Meydanı’ndaki otobüsün içinde sayın Baykal ile Akit Gazetesi eski yazarı Abdurrahman Dilipak ve ben vardık. Diğer görevliler mitingle ilgili konuşmalar ve kalabalığı coşturma çalışması yaparken 10-15 dakika bire bir konuşma imkanı bulmuştum.
O dönemde CHP’nin baraj altı kalma iddiaları vardı. O konuyu sorduğumda cevabı halen aklımda: “Görmüyor musun meydanı. 3 ilde aynı günde miting yapıyorum. Böyle bir kuşkum olsa bunu yapar mıyız, 3 komşu ilde aynı gün miting kolay değil” demişti.
Gerçekten de o seçimlerde CHP baraj sıkıntısı yaşamamıştı.
Erdoğan’ın da Trakya’da 3 ilde aynı gün miting yapması bana bu anekdotu hatırlattı.
YILLAR ERDOĞAN’I YORMUŞ
Yıllar, yıllar önce Kırklareli’nin Pınarhisar İlçesindeki cezaevinde o zaman İstanbul Belediye Başkanıyken okuduğu bir şiirle ilgili tutulan Recep Tayyip Erdoğan aklıma geldi.
Hey gidi günler, hey…
Nerdeyse her gün Pınarhisar’a gidip Erdoğan’ı ziyarete gelenlerle ilgili haber-fotoğraf çalışması yapardık. (Sağ olsun o zamanki DHA muhabiri arkadaşımız Gurbet Gökçey’le birlikte de çok gidişimiz oldu)
Erdoğan’la görüşme yapmak için önce yeğeni Ali’ye (Uzun yıllardır Erdoğan’ın yakınında görev yapıyor) giderdik. Onun kalması için ilçede ev kiralanmıştı. Sağ olsun Ali bizi hiç kırmadı. Eniştesine de her gün temiz çamaşır ve giyecek götürür, ilgilenirdi.
Sonra savcılıktan ziyaret için izin belgesini alıp, 2 katlı, cezaevinden çok (demir parmaklıklar olmasa) ilçedeki bir ev görünümündeki cezaevine girerdik.
Alt katta görüşme odası vardı. Uzun ve dar odanın ortasında 2-2,5 metre dar ve uzun bir masa ile yanlarında oturma yerleri vardı.
Erdoğan ikinci kattan inerek buraya gelir, bizim karşımıza otururdu. Her zaman bakımlı, traşlı, temiz ve itinalı giyimi ile çok olumlu görüntü verirdi. Tam karşısına oturup, sorular yöneltirdik.
Aramızdaki mesafe 1 metreden daha az olduğu için yüzünü iyi hatırlıyorum.
“Geleceği planlıyorum, kitap okuyorum” şeklinde konuşması halen aklımda.
Edirne’de Mimar Sinan Kapalı Salonunda yıllar önce (rahmetli Kemal Unakıtan Maliye Bakanı, Recai Koçaşlı İl Başkanı) Ali ile karşılaşıp, bir süre konuşma imkanı bulmuştuk.
Edirne’deki son mitingde Erdoğan’ı gördüğümde yılların kendisini yorduğunu fark ettim. 20-22 yıllık sürede yaşadıkları, devlet işleri, yoğunluk bir şeyler almış olsa da yine de hatipliği ve toplulukları yönlendirip, liderlik vasfını sürdürmedeki etkinliğine bir kez daha şahit oldum.
Şimdiden Türk siyasi hayatına adını unutulmayacaklar arasına yazdırdığı kesin.
Bakalım seçimler sonrası iktidara devam edecek mi?
Kendisi Edirne’deki ve diğer illerdeki katılımdan memnunluğunu mitingde ifade etti.
Benim dileğim; hak eden kazansın.