Sertkan YILMAZ
Yapılan açıklamada; “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), daha çok keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan, ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyredebilen hayvan kaynaklı bir enfeksiyon hastalığıdır.
Ülkemizde ilk kez 2002 yılında görülen ve 2003 yılında tanımlanan hastalık, her yıl Mart-Kasım ayları arasında görülmekte ve Haziran-Temmuz aylarında pik yapmaktadır.
Virüsü taşıyan özellikle Hyalomma türüne ait kenelerin insan vücuduna tutunması, virüsü taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi, KKKA virüsünü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi, KKKA hastalarının kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ile bulaşmaktadır.
KKKA hastalığı için;tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçi ve çobanlar, kasaplar ve mezbaha çalışanları, veteriner hekimler, kamp ve piknik yapanlar, korunmasız olarak yeşil alanlarda (Bahçe, bağ, tarla, orman ve orman kenarı tarım arazisi vb.) bulunanlar risk altındadır.
Kuluçka süresi, mikrobun vücuda girmesinden sonra hastalık belirtilerinin başlamasına kadar geçen süredir. Bu süre KKKA hastalığında kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gündür; en fazla 9 gün olabilmektedir. Yüksek ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, kollarda ve bacaklarda şiddetli ağrı, bazen kusma, karın ağrısı veya ishal, yüzde kızarıklık, ilerleyen safhada vücudun değişik yerlerinde kanamalar, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan hastalık belirtileridir.
KKKA hastalığının aşısı yoktur. Ancak aşı geliştirme çalışmaları yoğun bir şekilde devam etmektedir. KKKA tedavisinin temelini destek tedavisi oluşturur. ihtiyaca göre kan ve kan ürünlerinin verilmesi gerekir. Bunun yanı sıra hastanın sıvı ve elektrolitlerinin takibi, semptomatik tedavi ve varsa organ yetmezliklerine yönelik tedavi yapılır.
Kene tutunmaları sıklıkla ağrısız olduğu için, genellikle kişiler keneyi tutunduktan çok daha sonra (günlerce), hatta kene kan emerek şiştikten sonra fark ederler.
Vücuda tutunmuş kene görüldüğünde; Kene asla çıplak elle çıkartılmamalıdır. Eldiven, naylon poşet, bez parçası ile tutularak ya da ince uçlu bir pens veya varsa kene çıkartma kartı ile ezilmeden çıkarılmalıdır. Çıkartılamıyorsa en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar erken çıkartılırsa hastalığa yakalanma riski de o kadar azalır.
Vücuda tutunmuş olan kenenin patlatılmaması, ezilmemesi, üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, gaz yağı, kolonya) kesinlikle dökülmemesi ve üzerine sigara bastırılmaması gerekir.
Kene tutunmasından sonra 10 gün içinde; ateş, halsizlik, iştahsızlık, karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal şikayetleri ortaya çıkarsa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına,vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Ayrıca, insanların kanlarına ve vücut sıvılarına da korunmasız (çıplak elle) temas edilmemelidir.
Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ilaçlarla doğru zaman, doz ve aralıklarla yılda en az dört kez ilaçlamalıdır.
Hayvan barınaklarına, kırsal alanlara, orman kenarı ve tarım arazileri ile bu gibi yerlere gidenler mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen göstermeli kenelerin daha kolay fark edilmesi nedeniyle açık renkli elbiseleri tercih etmelidirler. Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması (örneğin pantolon paçalarının çorap içine alınması, çizme giyilmesi) gerekmektedir. Dönüşte mutlaka vücut ve elbiseler kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa hastalığın bulaşma riski de o kadar azalmaktadır. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar vücutlarını, çocuklarının vücutlarını ve elbiselerini sık sık kene yönünden kontrol etmelidirler.
Hayvanlar üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak elle koparılmamalıdır. Hayvanların kanlarına ve diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında gerekli korunma önlemleri (eldiven, önlük vb) alınmalıdır.”