Demir, okul yemeğinin eğitim hakkının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, beslenmenin yaşam hakkının temel unsuru olduğunu ifade etti. “Her çocuk, sosyal, ekonomik veya coğrafi koşullarından bağımsız olarak sağlıklı beslenme hakkına sahiptir” diyen Demir, Türkiye’deki çocuk yoksulluğu oranlarına dikkat çekti.
Açıklamada, okul yemeği programının çocukların okula devamını destekleyerek erken yaşta işçilik, çocuk evliliği ve istismarın önüne geçebilecek en etkili kamusal politika olduğu vurgulandı. Ayrıca temiz içme suyuna erişimin de eğitim hakkının bir parçası olduğu ve her okulda arıtma ve filtreleme sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiği belirtildi.
Dernek, taleplerini şu şekilde sıraladı:
Milli Eğitim, Sağlık ve Aile Bakanlıkları tarafından okullarda sağlık taraması ve acil müdahale programları hazırlanması,
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı “Beslenme Genel Müdürlüğü” kurulması ve illerde yapılandırılması,
Okullarda yemekhane alanları oluşturulması veya merkezi kamusal mutfakların kurulması,
Okul yemeği hizmetinin taşerona devredilmeden kamu eliyle yürütülmesi,
Her okulda temiz içme suyu altyapısının sağlanması ve bütçede ayrı bir kalem olarak yer alması,
Programların ekolojik üretim, küçük üreticiler ve kooperatifler desteklenerek demokratik denetime açık yürütülmesi,
Sağlıklı beslenme ve su hakkının eğitim müfredatına entegre edilmesi.
Kezban Demir, Türkiye’nin Uluslararası Okul Yemekleri Koalisyonu’na katılması gerektiğini belirterek, “Her çocuk, doğduğu yerden, gelir düzeyinden ve kimliğinden bağımsız olarak eşit eğitim, eşit beslenme ve eşit yaşam hakkına sahiptir. Okul yemeği ve temiz su hakkı bir yardım değil, kamusal bir haktır” dedi.
Dernek, bu hakların hayata geçirilmesinin hem devletin hem de toplumun ahlaki sorumluluğu olduğunu vurguladı.
HABER MERKEZİ
Kaynak: Haber Merkezi