Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Parlar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayınladığı raporlarda her 9 kişiden 1’i aç, her 6 kişiden birisi de ihtiyacı olan gıdaya ulaşabileceğinden emin olmadığı için, erişebildiği gıda miktarından ve kalitesinden ödün verme eğilimi içinde olduğunu söyledi. Parlar, yetersiz gelir ile yaşamını sürdürmeye çalışan ailelerin çocukları dengesiz ve karbonhidrat ağırlıklı beslenerek; “Ekmek arası makarna” tükettiğini belirtti.
“TEMEL NEDEN GELİR ADALETSİZLİĞİ”
Vatandaşların güvenli gıdaya erişiminin azalmasındaki asıl nedenin gelir adaletsizliği olduğuna değinen Parlar; “Ekonomik yavaşlama halkın gıda güvenliğini tehdit etmeye başladı. Halkın güvenli gıdaya erişiminin azalmasının farklı şekilde söylenişi, açlığın artması şeklinde tanımlanabilir. Ve yine Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'ne göre açlığın yükselmesinin üç önemli nedeni var. Dünyadaki savaşların ve iç karışıklıkların artması, iklim değişikliğinden kaynaklanan doğal afetlerin artması ve ekonominin yavaşlaması ve duraklaması. İlk iki maddeyi bir kenara bırakırsak, ülkemizde açlığın ve yetersiz beslenmenin çoğalmasının, güvenli gıdaya erişiminin azalmasının temel nedeni, gelir adaletsizliğidir. Uzun yıllardan bu yana devam eden ve giderek derinleşen ekonomik krizin boyutu, uygulanan yanlış ekonomik politikalar sonucu daha da büyümüştür. Bu negatif büyümenin sonucu olarak, emeği ile geçinen herkesin yaşamı olumsuz etkilenmiştir. Özellikle son dönemde bu ekonomik kriz hayat pahalılığı, işsizlik, güvencesizlik, geçim zorluğu, yoksulluk ve açlık gibi sorunlara yol açmıştır. Ancak unutulan ya da üzerinde düşünülmeyen başka bir gerçek var, daha ucuz olduğu için merdiven altı üretim diye tabir edilen, nerede, nasıl üretildiği belli olmayan, büyük oranda taklit edilen hatta sağlık riski taşıyan temel ihtiyaç maddeleri sadece ve sadece ucuz olduğu için mecburen tercih edilmektedir. Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, tereyağı, bakliyat ve şeker gibi temel ihtiyaç ürünleri ulaşılması zor, lüks tüketim malları haline gelmiştir” dedi
“KARBONHİDRAT TÜKETİMİ ARTTI”
Protein tüketiminin azalarak, karbonhidrat tüketiminin arttığına değinen Parlar; “Konunun daha önemli ve daha hassas boyutu ise, yetersiz gelir ile yaşamını sürdürmeye çalışan ailelerin çocukları yeterli ve dengeli beslenememekte, bedensel ve zihinsel gelişimi için gerekli protein ve vitaminlerin miktarı azalmakta, sağlıksız gelişime yol açacak karbonhidrat tüketimi de artmaktadır” ifadelerine yer verdi.
EKONOMİK SORUNLARIN ÇÖZÜM YOLLARI
Yaşanılan ekonomik sorunların çözümlerine değinen Parlar; “Fiyat artışı ve hayat pahalılığı anlamına gelen enflasyon acilen dizginlenmelidir. TL’nin değer kaybının önüne geçilmeli ve her geçen gün halkın cebindeki paranın erimesine izin verilmemelidir, Tüm gıda maddelerinde KDV oranı yüzde 1’e çekilmeli, gıda maddeleri üretiminde kullanılan temel girdi fiyatları düşük tutularak maliyetler indirilmeli, üretim artışı desteklenmeli ve böylece stokçuluğun önüne geçilmesi sağlanmalı, acilen asgari ücret, gerçek enflasyon rakamları oranında artırılmalı, asgari ücretten alınan gelir vergisi oranı düşürülmeli, insanların alım güçlerinin geriye gitmesine engel olunmalı, çiftçilik ve besicilik yapan insanlarımız desteklenmeli, üretimde kullandıkları mazot, gübre, yem gibi girdiler sübvanse edilmeli, emeklerinin karşılığını alarak üretime daha bir istekle sarılmaları sağlanmalıdır. Bu bağlamda küçük aile işletmeleri ve kooperatifler önemli bir fırsat olarak görülmeli, işlevleri ve değerleri arttırılmalı, yüksek enflasyon ile birlikte iyice kırılgan hale gelen yoksul kesimlere, önümüzdeki kış ayları da göz önüne alınarak, özel destek programları oluşturularak yardımcı olunmalı, yurtlarda kalan öğrencilere yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak şekilde güvenli, besleyici ve yeterli gıdalar sunulmalıdır” diye konuştu.
MERT ERİŞKİN