Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türk Eğitim-Sen’den, Eğitimde Şiddet Yasası talebi

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde, Okul Müdürü İbrahim Oktugan’ın bir öğrenci tarafından öldürülmesi sonrası iş bırakma eylemi yapan Türk Eğitim-Sen’e bağlı öğretmenler, basın açıklaması yaptı. Açıklamada eğitimde şiddet yasası çıkarılması talep edildi.

Haber Giriş Tarihi: 10.05.2024 13:35
Haber Güncellenme Tarihi: 10.05.2024 13:36
Kaynak: ŞENER ŞENTÜRK
Türk Eğitim-Sen’den, Eğitimde Şiddet Yasası talebi

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde, Okul Müdürü İbrahin Oktugan bir öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürülmüştü. Edirne’de Türk Eğitim-Sen’e bağlı öğretmenler de bu olayı protesto ederek bugün okula gitmedi ve Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasında eğitimde şiddete karşı acil politikalar üretilerek, eğitimde şiddet yasasının çıkarılmasına vurgu yapıldı. Türk Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Mustafa Kaplan tarafından okunan açıklamada; “Kamuoyunu ve eğitim camiamızı büyük yasa boğan şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde Okul Müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan, bir öğrenci tarafından menfur bir saldırıyla silahla vurularak canice öldürüldü. Öncelikle kıymetli meslektaşımıza Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve eğitim camiamıza başsağlığı diliyoruz. Okullarımızda öğretmene şiddet, mobbing, taciz, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır. Disiplin yönetmeliklerinin yetersizliği, eğitimcilerin itibarını zedeleyen ve sadece adı değişen öğretmeni şikayet hatları, öğretmenlik mesleğinin mülakat, torpilli yönetici görevlendirmeleri, rotasyon, performans, şeffaf olmayan ödül ve ceza gibi uygulamalarla rencide edilmesi, hem ekonomik ve sosyal hem de özlük haklarının gasp edilmesi, eğitimcilerimizi tahkir eden yayın, tutum ve açıklamalar, ‘eti senin kemiği benim’ şeklindeki güven ve teslimiyet anlayışının çok gerilerde kalması tüm bu şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Çoğu okulumuzda güvenlik görevlisinin bulunmaması, güvenliğin sadece nöbetçi öğretmenler eliyle sağlanmaya çalışılması, kamera sisteminin olmaması şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Oysa her okulumuza güvenlik görevlisi alımı yapılması ve okullarımızın tamamında kamera bulundurulması hayati bir zorunluluktur. MEB’in bu konuda okullara bütçe tahsis etmesi, fedakârlıktan kaçınmaması çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

“OKULLARDA REHBERLİK BİRİMLERİ DAHA ETKİN HALE GETİRİLMELİ”

Milli Eğitim Bakanlığı mutlaka kamu ve özel ayrımı yapmadan eğitimde şiddete yönelik özel bir politika geliştirmesinin ve okullarda rehberlik birimleri daha etkin hale getirilerek, rehber öğretmen sayıları arttırılmasına vurgu yapılan açıklamada; “Tüm bunların yanı sıra; Eğitim çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen itibar suikastları son bulmalı, statü kaybı önlenmeli, rehber öğretmen sayısı artırılmalı, siyasiler, sanatçılar, sporcular gibi topluma rol model olan insanların eğitim çalışanları ile birlikte görünürlükleri artırılmalı, yazılı, görsel ve sosyal medya haberlerinde kullanılan “dil”e özen gösterilmeli, eğitimde şiddeti önlemeye yönelik etkin kamu spotları hazırlanmalı, öğrenciler arasında çeteleşme, madde bağımlılığı gibi şiddeti de beraberinde getiren davranışlar için etkili tedbirler geliştirilmelidir. Özellikle okullarımızdaki rehberlik birimlerinin daha etkin hale getirilmesi gerekirken, bu noktada 100 öğrenciye bir rehber öğretmen düşmesi sağlanmalıdır. Eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddet aslında geleceğimize sıkılan kurşundur! Bu nedenle geleceğimizin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz, şiddete müsamaha göstermeyeceğiz. Türk eğitimcileri olarak şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Vandallara teslim olamayacak, bu vahşet olaylarının önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınana kadar konuyu gündemde tutmayı ve farkındalık oluşturmayı sürdüreceğiz. Eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlandığı çalışma ortamlarına kavuşması en büyük temennimizdir. Şuurlu nesiller yetiştirmek biz eğitimcilerin olduğu kadar ailelerin de en önemli görevidir. Buradan bir kez daha ailelerimize ve tüm topluma çağrıda bulunuyoruz: Öğretmenlere verdiğimiz değer çocuklarımızın geleceğine yönelik verdiğimiz kıymettir. Bu bilinçle hareket etmek milli bir ödevdir” denildi.

ŞENER ŞENTÜRK

Kaynak: ŞENER ŞENTÜRK

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.