Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Açıklama

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Açıklama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Açıklama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Balkan: “Tabi ki teşekkür edecekti” Haber

Balkan: “Tabi ki teşekkür edecekti”

Havsa geçmiş dönem Belediye Başkanı Aydın Balkan, Havsa Belediye binasına asılan geçmiş dönem borç listesi için açıklamada bulundu. 31 Mart 2019 itibarı ile şirket borçları hariç 40 Milyon lira civarı borç ve 11 Milyon Lira toplam bütçe ile devraldığını söyleyen Balkan, Havsa Belediye Başkanı Hüseyin Özden’in o dönem CHP Belediye Meclis grubunun da başında, CHP İlçe Başkanlığı’nda ve hesapların bizzat içerisinde olduğunu söyledi. “SIFIR BORÇLA DEVRALMADIK” Balkan, Özden’in borçları afişe ederek 10 yıllık CHP döneminde Belediye’nin "sıfır" borçla devrolduğunu ancak kendisinin belediyeyi batırmış havasına sokulduğunu ve itibar suikastı düzenlendiğini söyledi. Havsa’ya 5 yıllık görev süresi boyunca kazandırdıklarını da açıklayan Balkan, afişin asılmasını teşekkür olarak kabul ettiğini sözlerine ekledi. Aydın Balkan, 10 yıllık CHP Belediyeciliğinin ardından sadece asfalt atabilmek için bile en değerli dükkanların, çarşıdaki en değerli arsanın bile yok pahasına satıldığını ve esnafın mağdur edildiğini söyledi. “YAKIT BİLE ALAMAZ HALDEYDİK” Aydın Balkan açıklamasına şöyle devam etti: “Belediye kasamızda bir kuruş yok, 8 aylık elektriğimiz ödenmemiş, benzinliklerde veresiye hesaplarımız şişmiş, yakıt alamaz haldeydik. Belediye dükkanları alacaklılarca satışa çıkarılmış, esnaflarımız tekrar mağdur olmasın diye satışları durdurmak için son dakikaya kadar elimizden geleni yapmıştık. Hesaplarımızda ve taşınmazlarımızda 38 adet haciz şerhi işli idi.” “PEKİ BELEDİYEYİ NASIL AYAĞA KALDIRMIŞTIK?” Belediyeyi ayağa kaldırma süreci hakkında konuşan Balkan; “5 Yıllık sürede Belediye bütçesini titizlikle yönetmiş, mali disiplini en iyi şekilde kurumsallaştırmış, piyasaya vadesi geçmiş tüm borçları yapılandırarak ödemiş, Havsa’da piyasanın yüzde 90’ını oluşturan küçük esnafımızın tüm borcunu kapatmış, piyasadan gelen 38 hacizli dosyanın tümündeki hacizleri kaldırmıştık. Mazotumuzu peşin alıyor, geldiğimizde 8 aylık borcu olan elektriğimizi de gününde ödüyorduk. Son yıl, 15 mesai arkadaşımız aynı anda emekli olmuş ve hepsinin alın terlerini, emekli ikramiyelerini en üst limitten peşin olarak ödemiştik. Bizden önceki dönem maalesef belediye bir kişi bile emekli olsa ikramiyesini taksitle ödeyebilir olmuştu” diye konuştu. “SAYIN HÜSEYİN ÖZDEN BU İŞİN NERESİNDEYDİ?” Özden’in mevcut durumdan haberdar olduğunu belirten Balkan; “Mevcut Belediye Başkanımız Hüseyin Bey, 2009-2014 ilk döneminde CHP Meclis üyeliği yaptı. İkinci döneminde CHP Belediye Meclis grubunun da başında olan CHP İlçe Başkanlığına geçmişti. Yani tüm hesapların bizzat içinde, karar verici pozisyondaydı. Belediyeyi yönettiğimiz 2019-2023 yılları arasında yine CHP İlçe Başkanlığı görevindeydi. Kısacası hem 10 yıllık CHP dönemini hem de bizim dönemimizi çok iyi biliyordu.  2019’da 40 Milyon Borca karşılık 11 Milyon Gelirimiz vardı. 2024’te 82 Milyon borca karşılık bu yılki öngörülen resmi gelirimiz 80 milyonun üzerindeydi. Peki bu iki döneme de çok hakim, CHP’nin 10 yıllık belediyecilik döneminde karar verici pozisyonda olan Belediye Başkanı Hüseyin Bey, Belediye bütçesinin 5 yılda bu kadar iyi yönetilip toparlandığı için bizlere teşekkür mü edecekti? Yoksa sadece borçlarımızı afişe ederek sanki 10 yıllık CHP döneminde Belediye ‘sıfır’ borçla devrolmuş da bizler belediyeyi batırmışız havasına sokup itibar suikastı mi düzenleyecekti? Tabi ki teşekkür edecekti” dedi. “BU DÖNEMDE BELEDİYEYE NELER KAZANDIRDIK?” Balkan, görev süresi boyunca Havsa’ya kazandırdıkları hakkında konuşarak; “Beş yıllık başkanlık dönemimizde belediyeye biri 12-15 milyon TL değerinde su deposu yanında 13 bin 500 m2 sanayi vasıflı arsa, yine 12-15 milyon TL değerinde Lojistik Merkezinde olan 10300 m2 sanayi vasıflı arsa, 1 adet Hükümet Konağı yanındaki 560 m2’lik konut ve ticari nitelikli yaklaşık 10-12 milyon TL değerindeki arsa kazandırdık. Ayrıca Yeni Hayvan Pazarımızın inşaatı olan 17 bin 500 m2’lik Hazine'den tahsisli arsa, yine bizim Havsa’mıza kazandırdığımız 22 dönümlük Hazine'den tahsisli arsalar ile hem belediyemizi on milyonlarca lira ödemeden kurtarıp, hem de mevcut pazarın 20 dönümlük kullanım alanın tamamını Belediyeye bıraktık. Beş yıllık hizmet süremiz boyunca tüm bu borçları öderken mevcut kur ile 100 milyon liranın üzerinde yatırım ile Havsa’mızı çok daha yaşanabilir bir hale getirdik. Sağ ol başkanım, istesek bu afişi sizlere astıramazdık” ifadelerini kullandı. ERGİN SÖZER

“Yangın çıkış nedeni itfaiye raporuyla anlaşılacak” Haber

“Yangın çıkış nedeni itfaiye raporuyla anlaşılacak”

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki yangını soğutma çalışmaları sürüyor. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ile birlikte inceleme yapan Edirne Valisi Yunus Sezer, yangının kesin çıkış nedeninin itfaiye raporuyla ortaya çıkacağını söyledi. Vali Sezer “Yaklaşık bir saat önce başlayan bir yangın söz konusu. Çatı katında ve itfaiyemiz hızlı bir şekilde AFAD ve diğer birimlerimiz hızlı bir şekilde müdahale ettiler. Şu an itibariyle soğutma çalışmaları devam ediyor. Sadece çatıya sirayet eden bir yangın. Bununla ilgili olarak da tabii 9’uncu katta çocuk servisimiz var. Orada risk almamak adına onları alt katlara aldık. Altı tane çocuğumuz da Devlet Hastanesine sevk edildi. Herhangi bir yaralama, herhangi bir hastalara etki eden bir durum yok. Şu an itibariyle de büyük oranda yangınla ilgili kontrol sağlanmış durumda. Ama soğutma çalışmaları devam ediyor” dedi. YANGININ SEBEBİ ARAŞTIRILIYOR Yangının çıkış nedeniyle ilgili bir soruya Vali Sezer “Yangın sebebiyle ilgili olarak tabii yangın bittikten sonra itfaiyemiz gerekli raporu düzenleyecektir. Şu an itibariyle yani yangının söndürülmesiyle daha çok meşgul oluyorlar. Yani belki oradaki elektrik aksamından olabilir. Ya da başka bir sebepten olabilir. Onunla ilgili net bir şey rapor sonucunda ortaya çıkacaktır. Şu anda hastaları etkileyen bir durum söz konusu değil. Yanımızda rektörümüz de var biz sadece en üst katı tedbir amaçlı olarak alt katlara tahliye ettik. Şu anda hastalarımızı etkileyen bir durum söz konusu değil” ifadelerini kullandı. YOĞUN BAKIM HASTALARI NAKLEDİLDİ Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ise yangınla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Dokuzuncu kattaki hastalar yerlerine dönerler. Sadece dumandan etkilenmesinler diye ve tedbir amaçlı boşaltıldı. Yoğun bakım hastaları tedbir olsun diye hızlıca Devlet Hastanesine aktarıldı. Çok şükür şu anda hastalarımıza herhangi bir zarar dokunmadı. Ben çok hızlı müdahale eden itfaiye ekibine ve sayın Valime çok teşekkür ediyorum.” MERT ERİŞKİN

Tabipler sağlıkta şiddete dikkat çekti Haber

Tabipler sağlıkta şiddete dikkat çekti

Edirne Tabip Odası tarafından Tabip Odası Lokali’nde sağlıkta giderek artan şiddete dikkat çekmek amacıyla ve hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan’ı anmak ve tüm hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını anmak için basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıya Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Edirne Tabip Odası temsilcileri, Genel Sağlık İş temsilcileri, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Edirne Diş Hekimleri Odası temsilcileri katıldı. Program, Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Seher Çimen Özgen’in ortak metni okumasıyla başladı. “BEYAZ KOD VERİLERİ İKİ YILDIR KAMUOYUNA AÇIKLANMIYOR” Özgen, “Uzun yıllardır sağlıkta şiddet vakasına rastlanmayan şehrimizde, son dört ayda iki ayrı sağlıkta şiddet davası görülmüştür. Sonuncusu, yirmili yaşlarında genç bir kadına, bir asistan hekime görevi başında canice saldırılması olayıdır. Geçen ay ikinci duruşması görülen davada saldırgan, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmiştir, hayatına kaldığı yerden devam etmektedir, hatta ihtiyaç olması halinde hastaneye gidip sağlık hizmeti alma hakkını kullanacaktır. Fakat genç meslektaşımız, yaşadığı bu olay nedeniyle mesleğini bırakma noktasına gelmiştir. Aldığı darbeler sonucu görme yetisinde kalıcı hasar oluşma ihtimali doğmuştur ve yaşadığı travmanın etkisini her gün hissetmektedir. Üstüne üstlük, salıverilen saldırgan, sosyal medya üzerinden kendisine tehdit mesajları atmaya ve şiddet uygulamaya devam etmiştir. Bu örnek maalesef münferit değildir. Beyaz kod uygulamasının başladığı günden bugüne yapılan 23 bin 86 beyaz kod çağrısından sadece bir tanesidir. Üstelik bu rakama son iki yılın beyaz kod çağrıları dahil değildir. Zira, Sağlık Bakanlığı, mahkeme kararına rağmen, her yıl katlanarak artan beyaz kod verilerini son iki yıldır kamuoyuyla paylaşmamaktadır” dedi. “HEKİMLER ÖLMEYE DEVAM EDİYOR” Hekimlerin her gün çok fazla şiddete uğradığına değinen Özgen, “Bugün 17 Nisan. Göğüs Cerrahı Dr. Ersin Arslan’ın görev başında kalbinden bıçaklanarak öldürülüşünün 12. yıl dönümü. Bugün, hekimler her gün 100’den fazla şiddet vakasıyla karşılaşmaktadır. Hekimlerin yüzde 87’si hasta ya da yakını tarafından en az bir kere şiddete uğramıştır. Yüzde 59’u sadece son bir yıl içinde şiddete uğramıştır. Yüzde 91’i güvenli bir çalışma ortamına sahip olmadığını düşünmektedir. Bugün hala; Hastanelere silahla girilebiliyor. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karataş katıldığı bir televizyon programında, hekimler hakkında onlar para için neler söylerler, para için keserler, para için adam bile öldürürler diyerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu milyonların önünde işleyebiliyor. Sağlık bakanı bütçe görüşmeleri sırasında yurt dışına göç eden hekimlerin bunu para için yaptıklarını ima edip, hekimleri hedef haline getirebiliyor. Şiddet uygulayanlara hiçbir caydırıcı ceza verilmediği gibi bu kişiler, televizyon ekranlarında göğüslerini kabartarak hekim dövmekle övünebiliyor. Cumhurbaşkanı, çareyi göç etmekte bulan hekimlere giderlerse gitsinler diyebiliyor. Bugün hala, hekimler ölmeye devam ediyor! Artık yeter” şeklinde konuştu. “BİR YURTTAŞIMIZ YIL İÇERİSİNDE 10 DEFA DOKTORA GİDİYOR” Vatandaşların yıl içerisinde 10 defa doktora gittiğini vurgulayan Özgen, “Etkili, caydırıcı bir sağlıkta şiddet yasasının çıkması için daha kaç kere darp edilmemiz, kaç kere ölmemiz gerekiyor? Bugün, hekime başvuruda yıllık sayı 850 milyonu aşmış durumda. Yani her bir yurttaşımız yıl içinde ortalama 10 kez doktora gidiyor. Bir başarı hikayesi gibi sunulan bu rakamlar, temelleri 80 darbesinden sonra atılan ve mevcut iktidar döneminde Sağlıkta Dönüşüm Programı olarak resmileşen politikaların iflas ettiğinin göstergesidir. Bu neoliberal politikaların eşit, parasız, nitelikli bir sağlık hizmeti yerine; kışkırtılmış bir sağlık talebi, müşteri haline getirilen hastalar, kar odaklı ve müşteri garantili bir sağlık sektörü, parası kadar sağlık hizmeti alabilen bir toplum yarattığı, özellikle son 20 yılda kanıtlanmıştır. Hekimler ve sağlık çalışanları güvenli ve çalışma barışının korunduğu çalışma ortamlarına sahip değillerdir. Ülkede artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış, maalesef can güvenliğimizi de ciddi oranda tehdit eder hale gelmiştir. Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık çalışanlarının omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizlerin hedef olmasına neden olmakta, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik, umutsuzluk olarak geri dönmektedir” ifadelerine yer verdi. “HİÇBİR YERE GİTMİYORYUZ” Hekimlerin yurt dışına göçün sebebinin şiddet olduğunu vurgulayan Özgen, “Sadece 2023 yılında yurt dışında hekimlik yapmak için iyi hal belgesi başvurusu yapan hekim sayısı 3025'tir ve bu sayı her yıl artmaktadır. Özellikle Avrupa ülkeleri yetişmiş insan kalitemizin farkındadır ve artık belli ülkelerde doktorlar için dil şartı bile aranmamaktadır. Sonuçta zaten niteliksel olarak önemli bir kayıp yaşayan sağlık sistemi, bu istifalar ve göçler sonucunda, niceliksel olarak da kayba uğramaktadır. Ülkemizde birçok bölgede, belirli branşlara ait hiç uzman doktor kalmamıştır. Hastalar yüzlerce kilometre uzaklıktaki büyük şehirlere gitmek zorunda kalmaktadır. Hal böyleyken, sağlıkta şiddete karşı daha etkili ve caydırıcı önlemler almadan geçirdiğimiz her gün, onlarca hekim yurt dışına göç etmekte; vatandaşlarımızın sağlıklı yaşama ve eşit-nitelikli bir sağlık hizmetine erişim hakkı, sağlık çalışanlarının çalışma barışı ve çalışma özgürlüğü, iş yeri dokunulmazlığı ve kamu düzeni daha da bozulmaktadır. Bizler, üzgünüz ve öfkeliyiz. Artık hekimlerin ve sağlık çalışanlarının kılına zarar gelmesine tahammülümüz kalmadı. Giderlerse gitsinler diyenlere inat Susmuyoruz! Korkmuyoruz! Hiçbir yere gitmiyoruz! Sizleri, bu mücadeleyi birlikte vermeye çağırıyoruz. Mücadelemiz yitirdiğimiz meslektaşlarımız içindir. Mücadelemiz kendimiz içindir, hayatta kalmak ve mesleğimizi huzurla yapabilmek içindir. Mücadelemiz tüm vatandaşlarımızın sağlık hakkı içindir” diye konuştu. “TÜRKİYE’DE İNANILMAZ BİR HEKİM GÖÇÜ VAR” Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun da Türkiye’de inanılmaz bir hekim göçü olduğunu belirterek, “Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin geçen yıl vermiş olduğu mezun sayısı 252. Yani biz bu ülkede her yıl 12 tane tıp fakültesi yurt dışına çalışıyor. Türkiye’de inanılmaz bir hekim göçü var. Peki yurt dışına giden hekimler ne için gidiyorlar? Birincil neden şiddet. İkinci neden Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu düzenlemeler. Bu uygunsuz düzenlemeler nedeniyle hekimler çalışma ortamlarındaki olumsuzluklar nedeniyle gidiyor” dedi. MERT ERİŞKİN

“Katile en ağır ceza uygulansın” Haber

“Katile en ağır ceza uygulansın”

Edirne Kadın Platformu, Petek Aksak’ın boşanma aşamasındaki Berşan Aksak tarafından katledilmesinin ardından Saraçlar Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Edirne Kadın Platformu adına açıklamayı Av. Merve Demir yaptı. Demir, Edirne’de gerçekleşen kadın cinayetine dikkat çekerek; “Ülkemizde yükselen kadına yönelik şiddetin ve bu şiddetin cezasızlığının sonuçlarını maalesef geçtiğimiz günlerde Edirne’de gerçekleşen bir kadın cinayetiyle daha yaşamış olduk. Katil erkek Berşan Aksak'ın, boşanma aşamasında olduğu eşi olan Petek Aksak’ı silahla ateş ederek katletmesi sonucu 22 yaşındaki genç bir kadın bugün artık aramızda değil. Başta merhume ve sevenlerine baş sağlığı diliyor, gözü yaşlı ailesine sabır diliyoruz” ifadelerini kullandı. “İLK DEĞİL, MAALESEF BU GİDİŞLE SON DA OLMAYACAKTIR” Aksak’ın katledilmesinin ilk olmadığını söyleyen Demir; “Bugün Petek Aksak’ın katledilmesi ilk değildir, maalesef bu gidişle son da olmayacaktır. Bu cinayetin sorumlusu, fail olan eş kadar, sistematik bir şekilde kadına yönelik şiddetin önünü iyi hal indirimleri ve cezasızlaştırma politikaları ile açarak katillerin sırtını sıvazlayanlardır. 6284’ün uygulanmadığı ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden imzalanmadığı bu koşullarda, katillerin sayıca artması ve daha da cüretkâr olması maalesef kaçınılmaz olandır” dedi. “KADINLAR ARTIK VAROLUŞ MÜCADELESİ VERMEKTEDİRLER” Demir, Türkiye’deki kadınların varoluş mücadelesi verdiklerini belirterek; “Genç bir kadının hayallerini, umutlarını ve geleceğini söndüren bu şiddetten beslenen zihniyet, maalesef ki her geçen gün daha da güçlenmektedir. Kadınlar bugün ülkemizde bırakın eşit yurttaşlık mücadelesini, artık birer varoluş mücadelesi vermektedirler. Ataerkil sistem tarafından katledilmeyecek kadar şanslı olanlarımız tacize, tecavüze, ayrımcılığa, baskıya, mobbinge, şeriatçı fikirlere ve her türlü mahalle baskısına karşı direnmekte ve bu zorluklar her geçen gün artmaktadır. Yıllardır mücadelemizle kazandığımız haklarımız birer birer tırpanlanmakta ve daha mora boyanmış bir ülke ve dünya yerine kapkaranlık bir geleceğe doğru sürüklenmekteyiz” sözlerine yer verdi. YETKİLİLERE SESLENDİ Yetkililere seslenen Demir; “Buradan yetkililere sesleniyoruz; Petek Aksak davasında katile verilebilecek en ağır cezanın uygulanmasını istiyoruz. Bu cinayet gibi yenilerinin olmaması ve kadına karşı şiddetin önüne geçebilmek için 6284’ün uygulanmasını ve İstanbul Sözleşmesi’nin tekrardan yürürlüğe girmesini istiyoruz. Biz artık kız kardeşlerimizin yasını tutmak değil; eşit, özgür bir ülkede ve dünyada birlikte yaşamak istiyoruz. Merhuma ve sevenlerine tekrar baş sağlığı diliyor, gerçekleşecek davanın avukat arkadaşlarımızla birlikte takipçisi olacağımızı ve kadına karşı şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz” dedi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Vali Birol Ekici’nin Turizm Haftası mesajı Haber

Vali Birol Ekici’nin Turizm Haftası mesajı

Kırklareli Valisi Birol Ekici, Turizm Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Turizm, sosyal ve kültürel etkinliklerin yanı sıra ekonomik olarak büyümeye ve kalkınmaya büyük katkılar sunan, istihdam yaratan ve gelişmeye etki eden önemli sektörlerden biridir. Ülkemiz dört mevsimin bir arada yaşandığı, tarihten günümüze sayısız medeniyetin topraklarımızda soluklandığı ender coğrafyalardan biridir. Bu stratejik konum ve medeniyet birikimi; bugün sosyal, kültürel ve ekonomik canlılığın en önemli aktörlerinden biri olan turizmin de ana kaynağını teşkil etmektedir. Sahip olduğu zenginlikleriyle, turizmde gerçekleştirilen atılımları ile Türkiye’nin dünya turizmi içindeki önemi giderek artmaktadır. Ülkemizin nadide köşelerinden birisi olan serhat şehrimiz Kırklareli, sayısız doğal güzellikleri ve derin tarihi zenginlikleriyle ülke ve dünya turizmi için önemli bir potansiyeli barındırmaktadır. Güzel İlimiz Kırklareli, zümrüt yeşili ormanların ve turkuaz mavisi denizin buluştuğu saklı cennet Kıyıköyü ve İğneadasıyla,  dünyanın sayılı tabiat harikası subasar ormanlarından biri olan Longoz ormanlarıyla,  mis kokulu lavanta tarlalarıyla, Trakya’nın tek turizme açılmış mağarası olan Dupnisa Mağarasıyla ve sahip olduğu tarihi - kültürel mirası, doğal güzellikleri ve değerleriyle, turizm açısından farklı renk ve tatlar arayanların talep ettiği tüm özellikleri içinde barındıran zengin bir potansiyele sahiptir. Kırklareli Valiliği olarak bizler de ülkemizin cennet köşelerinden olan, önemli doğal ve kültürel güzellikleri barındıran ilimizin tanıtımını en iyi şekilde yapmak için çalışmaktayız. Bu anlayışla ilimiz turizmine katkı sağlayacak her türlü tesis ve hizmet verecek nitelikli insan gücünün arttırılması için çalışmalarımızı aralıksız sürdürmekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle; ilimizin ve ülkemizin turizm alanında daha ileriye götürülmesinde katkı sağlayan, başta turizm sektöründe hizmet veren tüm kurum ve kuruluşlarımız ile sektör çalışanlarımızın Turizm Haftasını en içten dileklerimle kutluyor; sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” HABER MERKEZİ

YSK Başkanı Yener, geçici sonuçlarını açıkladı Haber

YSK Başkanı Yener, geçici sonuçlarını açıkladı

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri hakkında açıklamalarda bulundu. YSK Genel Merkezi’nde konuşan Yener, burada kesin olmayan sonuçlara göre CHP’nin 35, AK Parti’nin 24 DEM Parti’nin 10 ve MHP’nin 8 belediye başkanlığı kazandığını açıkladı. “Belediye Başkanlığı seçimi için katılım oranı yüzde 78,7 olarak gerçekleşmiştir” Yener, Mahalli İdareler Yerel Seçimlerine 34 siyasi partinin katıldığını ve bu seçimlerde 207 bin 848 sandıkta 61 milyon 441 bin 882 kayıtlı seçmenle gidildiğini hatırlatarak, “Kesin olmayan sonuçlara göre büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için açılan sandık oranı yüzde 99,99'dur. Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine katılım oranı ise yüzde 78,11 olarak gerçekleşmiştir. Belediye Başkanlığı seçimi için açılan sağlık oranı yüzde 99,95 olup katılım oranı yüzde 78,7 olarak gerçekleşmiştir. Belediye Meclisi Seçimi için açılan sandık oranı yüzde 99.93 olup katılım oranı yüzde 78.5 olarak gerçekleşmiştir. İl Genel Meclisi seçimi için açılan sandık oranı yüzde 99.97 katılım oranı yüzde 84.7 olarak gerçekleşmiştir” açıklamasında bulundu. “Kesin olmayan sonuçlara göre CHP 35, AK Parti 24, DEM 10, MHP 8 belediye kazandı” Mahalli İdareler seçimlerinde kesin olmayan sonuçları da açıklayan Yener, “Türkiye genelinde belediye başkanlığında CHP 35, AK Parti 24, DEM 10, MHP 8, YRP 2, BBP 1, İYİ Parti 1 belediye başkanlığı kazanmıştır. 30 büyükşehir belediye başkanı seçiminde ise CHP 14, AK Parti 12, DEM 3, YRP 1, belediye başkanlığı kazanmıştır. İl Belediye Başkanlığı seçimlerinde ise; 44 il belediye için birleştirme tutanağı an itibarıyla alınmıştır. Buna göre, CHP 18, AK Parti 9, MHP 8, DEM 6, BBP 1, İYİ Parti 1, YRP 1 il belediye başkanlığı seçimi kazanmış görülmektedir” ifadelerini kullandı. “AK Parti 324, CHP 302 ilçe belediye başkanlığı kazanmıştır” 922 ilçe belediye başkanlığı seçiminde 878 ilçe için birleştirme tutanağı alındığı belirten Yener, “Buna göre; AK Parti, 324, CHP, 302, MHP 110, DEM Parti 54, Yeniden Refah Partisi 37, İYİ Parti 23, BBP 12, bağımsız 9, Demokrat Parti 2, DEVA 1, DSP 1, Saadet Partisi 1, Sol Parti 1, TİP 1 ilçe belediye başkanlığı kazanmıştır” bilgilerini aktardı. “AK Parti 154, CHP 55 belde belediye başkanlığı kazandı” Yener, 390 belde belediye başkanlığı seçiminde ise 356 belde için birleştirme tutanağı alındığını söyleyerek, “Buna göre AK Parti 154, Bağımsız 1, BBP 6, CHP 55, DEVA Partisi 2, DSP 2, Demokrat Parti 3, Dem Parti 10, HÜDA PAR 1, İYİ Parti 5, Memleket Partisi 1, MHP 90, Saadet Partisi 3, Sol Parti 1, Yeniden Refah Partisi 22 belde belediye başkanlığı kazanmıştır. Yener, kesin seçim sonuçlarının ilanı edilmesiyle birlikte sonuçların YSK’nın resmi internet sitende ıslak imzalı tutanaklarla erişimine açılacağını aktardı.

Ciravoğlu; “O iftar yemeğinin siyasi boyutu yok” Haber

Ciravoğlu; “O iftar yemeğinin siyasi boyutu yok”

Edirne Valiliği ve Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) tarafından dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın da katıldığı bir iftar yemeği düzenlendi. Edirne Sanayici ve İş Adamları Derneği (EDSİAD) üyelerinin de davet edildiği iftar yemeğine EDSİAD üyesi olarak katılan Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Şükrü Ciravoğlu, eleştirilerin odak noktası oldu. Konu hakkında ‘batiekspres.com’ haber sitemize konuşan Ciravoğlu, iftar yemeğinin her yıl yapılan geleneksel bir yemek olduğunu, konunun asla siyasi bir yönü olmadığını söyledi. “EDSİAD ÜYESİ OLARAK KATILDIM” Yemeğe Edirne’de ticari faaliyette bulunun birçok kişinin katıldığını, ticaretle uğraşan ve kendisi gibi CHP Edirne Belediye Başkan adayı adayı olan iş insanı Ergun Türkyılmaz’ın da salonda olduğunu belirten Ciravoğlu; “Edirne Valiliği ve ETSO tarafından düzenlenen bir iftar yemeğiydi. Bir ayağı da Edirne Sanayici ve İşadamları Derneği’ydi. Ben Edirne Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin faal bir üyesiyim. Dernek başkanımız İsmet Açıkgöz bana bir davet yazarak bildirdi ve katılımımı rica etti. Ben de bunun üzerine akşam bu toplu yemeğe katıldım. Bunun siyasetle veya bir siyasi partiyle hiçbir ilgisi yok ama bakanın gelmesi nedeniyle buradan böyle bir sonuç çıkarılır gibi bir izlenim oluştu. Tamamen iş insanlarına ve iş çevrelerine yönelik, her türlü siyasi görüşe sahip birçok işadamı, kuruluş başkanı, dernek başkanı, esnaflar, sanayiciler, sanayi sitesinden insanlar, çok farklı kesimlerden çok sayıda insan vardı. Biz de iftara katıldık ve sonucu beklemeden çıktık. Ne fotoğraflarla bir ilgim var, ne oradaki topluluğun ne yaptığıyla bir ilgim var. Bizim Edirne Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin her sene geleneksel olarak düzenlemiş olduğu bir iftar yemeğidir. Bu yıl fark olarak sadece müşterek oldu” dedi. “BURADAN BİR ŞEYLER ÇIKARMAK SON DERECE ÜZÜCÜ” İftar yemeğine katılmasından siyasi bir sonuç çıkarmanın üzücü olduğunu belirten Ciravoğlu; “Kesinlikle siyasi bir tarafı yok. öyle bir olay da olmadı, söylem de olmadı. Bir başka gazetede de AK Parti Milletvekili Sayın Fatma Aksal ile konuşurken fotoğrafım koyularak bir şeyler ima edilmeye çalışılmış. Sadece bana sağlığımın nasıl olduğunu sordu, ben de ‘çok teşekkür ederim, iyiyim’ dedim. Konuşma sadece bu kadar” ifadelerini kullandı. “SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM” CHP Edirne Belediye Başkan adaylığından el çektirilmesi sürecinden bu yana CHP’ye zarar vermemek için kenarda durduğunu ama birilerinin kendisi üzerinden siyaset yapmaya çalıştığını söyleyen Ciravoğlu; “Orada çeşitli siyasi partilerden arkadaşlarımız vardı. Bizim partimizden de arkadaşlarımız vardı. CHP Belediye Başkan aday adayı olan Ergun Türkyılmaz arkadaşımız da oradaydı. O da bir işadamı. Doğal olarak onun da katılması çok normal bir şey. Burada sürekli yapılmak istenen bir şey var. Benim üzerimden siyaset yapılmaya çalışılıyor. Ben de bu süreçte başından beri partime zarar vermemek için kenarda durarak hiçbir şey yapmamaya çalışıyorum. Son derece masum bir iftar yemeğine katıldık diye bunu alıp bir siyaset malzemesi yapmaları ayıptır, utanç verici bir şeydir. Benim elbette siyasi faaliyetlerimin dışında ticari faaliyetlerim, sivil toplum kuruluşu üyeliklerim de var. Bunların faaliyetlerine elbette katılacağım. Bugüne kadar nasıl yaşadıysak, bundan sonra da Edirne’de aynı şekilde yaşayacağız. Bu olaylar nedeniyle bundan sonra kendi düşünce şeklimizi, yaşam şeklimizi, tavrımızı değiştirecek değiliz. Normal hayatımıza devam edeceğiz. Siyasi olaylar orada oldu ve bitti benim için. Ben şimdi normal hayatıma devam ediyorum. Bunu saptırarak yayımlayanlar hakkında kişisel hakların ihlaliyle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Erişimin engellenmesini isteyeceğim” diye konuştu. ŞENER ŞENTÜRK

Aydoğdu; “Meslektaşlarımıza yönelik şiddet son bulmalı” Haber

Aydoğdu; “Meslektaşlarımıza yönelik şiddet son bulmalı”

Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Edirne Temsilciliği, şantiyelerdeki denetim görevi yapan mühendislere şiddetin son bulması konusunda basın açıklaması düzenledi. Son dönemde denetim yapan mühendislere yönelik şiddetin ve saldırıların çok arttığı belirtilen açıklamada, şantiyelerde denetim ve yönetim görevini yürüten mühendislerin kamu görevlisi niteliğinde sayılmasının gerekliliği vurgulandı. “ŞİDDET KAMU GÜVENLİĞİ VE SAĞLIĞINI TEHDİT ETMEKTEDİR” İnşaat Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilcisi Kadir Aydoğdu, konuyla ilgili açıklamasında; “Deprem gerçeğiyle karşı karşıya bulunan ülkemizde yapı üretimi ve denetimi süreçleri toplumun can ve mal güvenliğini yakından ilgilendiren süreçlerdir. Dolayısıyla meslektaşlarımızın şantiye sahalarında verdiği hizmet de kamusal niteliktedir. Bu yanıyla meslektaşlarımıza yönelik şiddet, kamu güvenliğini ve sağlığını tehdit etmektedir. Şantiyelerde denetim ve yönetim görevini yürüten meslektaşlarımız kamu görevlisi niteliğinde sayılmalı, can güvenliklerinin sağlanması da bizzat kamu gücünün sorumluluğunda olmalıdır. Önemle vurgulamak isteriz ki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere şantiyelerdeki şiddete karşı ilgili kurum ve kuruluşlar gerekli tedbirleri almalı, meslektaşlarımıza yönelik şiddet son bulmalıdır” sözlerine yer verdi. ŞENER ŞENTÜRK

Çiğ Süt Eylem Planı, yol haritası olacak Haber

Çiğ Süt Eylem Planı, yol haritası olacak

Prof. Dr. Artık, panel için geldiği Edirne'de, Türkiye'nin süt hayvancılığı açısından önemli bir ülke olduğunu, Avrupa'da en fazla süt üreten üçüncü ülke olduğunu anlattı. Artık, 2023 yılında 24,2 milyon ton süt üretimi gerçekleştirildiğini ancak bu fazlalığa karşın süt ürünlerindeki ihracat rakamlarının düşük kaldığını belirterek, süt ürünlerinde ihracatın artırılması için Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde çalışmalar yapıldığını, bu kapsamda kalite, verimlilik ve sürdürülebilirliğin ön planda tutulacağını ifade etti. Avrupa Birliği kriterlerine uygun üretimin yapılması için çalışıldığını vurgulayan Artık, "Bu plan kapsamında çiğ süt kalitesinin artırılması hedefleniyor. Hayvancılığın artırılması ve süt sektörünün sorunlarına çözüm bulunmasını planlıyoruz. Çiğ Süt Eylem Planı çalışmalarında başarıya ulaşırsak çiftçimizin geliri artacak, ülkemizin ürünleri dış ülkelere daha kolay pazarlanacaktır." dedi. - "500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkı sağlanır" Artık, çiğ süt kalitesinin, sağlıklı hayvan ve hızlı soğutma ile ilgili olduğuna dikkati çekerek, sütteki gerekli şartların yerine getirilmesiyle Türkiye'nin bu alandaki ihracatının katlanacağını dile getirdi. Sütün hayvandan alındıktan sonra hızla soğutulması gerektiğine işaret eden Artık, şöyle konuştu: "Süt soğutulmazsa sütte mikroorganizma sayısı artar ve bozulmasına neden olur. Halk arasında 'süt kesildi' deriz. Bu mikroorganizma sayısının fazla olmasıdır. Süt sağım işleminin ardından hızla soğutulup işlenmelidir. Çiğ süt kalitesi sütün soğutulmasıyla ilgilidir, bunun Türkiye genelinde yapılması ve sağımda hijyene dikkat edilmesi gereklidir. Bunu yaptığımızda ürünlerimiz dünyada daha fazla satılacaktır ve çiftçimizin geliri, ülkemizin ihracatı artacaktır. Ülkemizin gelecek yıllar için 500 milyar dolarlık ihracat hedefi var. Süt ürünleri ihracatını artırarak bu genel hedefe destek verebiliriz." - Çiğ Süt Eylem Planı Hayvancılık sektörünü güçlendirmeyi, piyasa istikrarını sağlamayı ve süt üretiminde sürdürülebilirliği korumayı amaçlayan kapsamlı bir strateji olarak tasarlanan Çiğ Süt Eylem Planı sektörün gelecekteki yol haritasını belirlemeyi amaçlıyor. Çiğ süt sektöründe yaşanan sorunları ele alarak çözüm yolları belirlemeyi ve sektörü daha sürdürülebilir hale getirmeyi hedefleyen Çiğ Süt Eylem Planı, çiğ sütte piyasa istikrarını sağlamak, üreticileri güçlendirmek, süt üretiminde verimliliği artırmak, kaliteyi yükseltmek ve çiğ sütü AB kriterlerine uygun hale getirmeyi planlıyor. Üreticilerin desteklenmesi, kayıtlı üretim sistemlerinin teşvik edilmesi, kalite standartlarının yükseltilmesi, pazarlama ve markalaşma çalışmalarının desteklenmesi eylem planının ele aldığı konular olarak öne çıkıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.