Hava Durumu

#Deprem

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Deprem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Deprem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Edirne’de Velileri Çileden Çıkaran Olay Haber

Edirne’de Velileri Çileden Çıkaran Olay

Edirne Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nde sular durulmuyor. Okul binasının depreme dayanıksız olduğunun açıklanmasının ardından velilerin tepkisine rağmen eğitim öğretime 1. Murat Anadolu Lisesi binasında devam eden lisede bugün meydana gelen bir olay velileri çileden çıkardı. Edirne Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi öğrencilerinin eğitim öğretime devam ettiği bir sınıfta, rüzgarın da etkisiyle bir öğrencinin üzerine pencere düştü. Olayı duyan veliler, 1. Murat Anadolu Lisesi girişinde basın açıklaması gerçekleştirdiler. “CAM KOPUP DÜŞMÜŞ, ÇOCUK HASTANEYE KALDIRILMIŞ” Veliler adına basın açıklaması yapan öğrenci velisi Aziz Avukatoğlu, 10 günden beri öğrencilerin sağlıklı bir okul ve sağlıklı sınıflarda eğitim almalarını istediklerini söylerken; “Bu mantığı ne zaman değiştireceğiz? Yoksa bir çocuğumuz ölünce mi? Cam kopup düşmüş, çocuk hastaneye kaldırılmış, akıbeti hakkında hiçbir bilgimiz yok. Hiçbir okulla ya da öğrenci ile polemiğimiz yok; biz sadece evlatlarımızın sağlıklı koşullarda eğitim görmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. EDİRNE VALİSİ YUNUS SEZER’E SESLENDİ Avukatoğlu, 1. Murat Anadolu Lisesi binasının tarihi eser olduğunu belirtirken; “Tarihi eser olmadığını varsaysak bile burada bir yangın çıksa ne olacak? Dün sabah da bir öğrencimiz rahatsızlık geçirmiş ve hastanelik olmuş. Sayın Valimiz, Milli Eğitim ve okul yöneticilerimiz, bizim okulumuzun yerini değiştirmek için ne zamana kadar devam etmeyi düşünüyor? Lütfen bunun cevabını istiyorum. Veliler olarak bunu bekliyoruz” dedi. “SÜREÇLE İLGİLİ HİÇBİR DEĞİŞİKLİK YOK” Velilerin taleplerine rağmen hiçbir değişiklik olmadığını söyleyen Avukatoğlu; “Vali Bey bize bir söz verdi. Selimiye’nin arkasındaki Hasan Sezai İmam Hatip Lisesi’nin deprem ölçümü istendi. Fakat ben araştırma yaptım. Ne Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi, ne de Denizli’deki Pamukkale Üniversitesi’ne böyle bir başvuruda bulunulmamış” sözlerine yer verdi. “1. MURAT ANADOLU LİSESİ ÖĞRENCİLERİ DE ETKİLENDİ” Avukatoğlu, 1. Murat Anadolu Lisesi öğrencilerinin de olaylardan mağdur olduğunu belirterek; “Binanın eski oluşu, hatta birçok şey bu olaylara etken olabilir. Şu anda çok üzüntülü ve sinirli bir durumdayız. Bütün veliler buradalar. Çocuklarımızın hepsi bizim çocuklarımız, bizim geleceğimizdir. Çocuklarımızın iyi bir araştırma yapılıp iyi bir ortamı olan dersliklerde okuması gerekiyor. Biz bu çağda, serhat şehrimiz Edirne’de böyle olaylara maruz kaldığımız için çok üzüntülü ve tepkiliyiz” diye konuştu. ALKIŞLARLA OKULA GİRDİLER Avukatoğlu’nun açıklamasının ardından veliler, alkışlar eşliğinde okul binasına girerek, olayla ilgili okul yönetimiyle görüşmeyi talep ettiler. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Okulsuz Kalan Öğrenciler Ata’nın Huzurunda Haber

Okulsuz Kalan Öğrenciler Ata’nın Huzurunda

Edirne Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nin binasının depreme dayanıksız raporu sonrası 1’inci Murat Anadolu Lisesi binasına taşınması kararı alınmıştı. 17 Kasım tarihinde alınan karara okulun öğrenci ve velileri karşı çıkmış, fiziki koşulların yetersiz olduğu iddiasıyla öğrenciler okula gitmemişti. Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi öğrenci ve velileri bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Atatürk anıtına çiçek bıraktılar. Velilerle birlikte anıta gelen öğrenciler ilk olarak İstiklal Marşını okudular. Ardından yanlarında getirdikleri çiçekleri anıta bıraktılar. Katılımcılar adına açıklama yapan öğrenci velilerinden Bahattin Özhan, öğrencilerin Öğretmenler Gününü okulda neşe içinde kutlamak istediklerini belirterek; “Edirne Yıldırım Beyazıt velileri olarak Edirne Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi binasının deprem standartlarına uygun olmadığı gerekçesiyle yıkım kararı alınmasının ardından geçici olarak Edirne 1’inci Murat Lisesi'nin üst katına taşınmıştır. Ancak taşınma sonrasında ortaya çıkan fiziki yetersizlikler ve yangın yönetmeliğine uygun olmayan koşullar nedeniyle öğrencilerimiz güvenli ve sağlıklı bir eğitim ortamından mahrum kalmıştır. Bu olumsuzluklar sebebi 17 Kasım 2025 tarihinden itibaren öğrencilerimizin büyük bir kısmı okula devam edememektedir. Öğrencilerimizin eğitim hakkının aksamaması, velilerimizin çaresizliği ve öğretmenlerimizin içinde bulunduğu zor koşullar bizleri üzmektedir. Çocuklarımız hak ettikleri güvenli bir okul binasında eğitim görene kadar bu mağduriyetin giderilmesi için yetkililerden acil çözüm bekliyoruz. Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde yaşadığımız tüm bu umutsuzluklara rağmen baş öğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ü ziyaret ederek ona olan saygı, sevgi ve bağlılığınız bir kez daha ifade etmek istedik. Çünkü biliyoruz ki Atatürk'ün ışığında bilimden ve çağdaş eğitimden aldığımız güçle zorlukların üstesinden geleceğiz. Bizler öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve velilerimizin sağlıklı, güvenli ve çağdaş koşullarda buluşacağı yeni bir okul binasında öğretmenler gününü hak ettikleri coşkuyla kutlamak istiyoruz. Çocuklarımızın geleceği için atılacak her adımın yanında olacağımızı ve bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz” ifadelerini kullandı. ŞENER ŞENTÜRK

Öğretmenler Olası Afetlerde Hayat Kurtarmaya Hazırlanıyor Haber

Öğretmenler Olası Afetlerde Hayat Kurtarmaya Hazırlanıyor

Edirne'de AKUB üyesi 117 öğretmen, derslerin ardından olası afetlerde arama kurtarma faaliyetlerinde yer almak için tatbikat ve çeşitli eğitimlere katılıyor. Edirne MEB AKUB ekibi lideri Serhat Üretmen, ekibin afetlere hazırlıklı olması için tatbikat ve eğitimlerin sürdürüldüğünü söyledi. Okullarda veli, öğrenci ve öğretmenlere afet farkındalığı eğitimi de verdiklerini belirten Üretmen, "Özellikle öğrencilerimize bölgesel afetlerin çeşitlerini, afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası neler yapılması gerektiğini de anlatıyoruz. Afetlere karşı hazır hale gelmelerini sağlıyoruz." dedi. Kahramanmaraş ve Hatay'da deprem bölgelerinde de görev yapan öğretmenlerin, sadece sınıfta olmadığını, sahada aktif yer aldığını vurgulayan Üretmen, şöyle konuştu: "MEB AKUB ekibi, yaptıklarıyla öğretmenlerin insanlara her türlü konuda yardımcı olabileceğini gösteriyor. 81 ilimizde meslektaşlarımızdan oluşan ekipler, yaptığı çalışmalarla sahada, alanda, sınıflarda milli eğitim alanında olduğu gibi diğer alanlarda da başarılı şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Ayrıca 26 Kasım'da da olası İstanbul depremine hazırlık kapsamında Adalar Merkezli Büyük İstanbul Tatbikatı'na katılacağız. Hepimiz AFAD gönüllüsüyüz ve AFAD ile işbirliği içerisinde çalışarak insanların hayatına dokunmaya devam ediyoruz." - "Bu görevi yerine getirmek gurur verici" Selimiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi coğrafya öğretmeni Tülay Yıldız da deprem bölgelerinde arama kurtarma çalışmalarına katıldığını ve ekipte lojistik uzmanı olarak görev yaptığını belirtti. Coğrafya öğretmeni olarak müfredat kapsamında derslerde deprem konusunu da işlediğini bildiren Yıldız, "Bu konu öyle bir konu ki insana temasla başlıyor. Öğretmenlik zaten insana dokunmak anlamı taşıyor. Arama kurtarma ekibinde bu görevi yerine getirmek gurur verici. Öğretmen olmanın yanı sıra dersler dışında deprem farkındalığı yaratmak, duyarlılıkları uyandırmak ve bilinç oluşturmak adına deneyimlerimi aktarıyorum." dedi. Edirne 2. Bayezid Özel Eğitim ve Uygulama Okulu Müdürü Gökhan Eren ise deprem bölgesinde çok sayıda insanı enkazdan sağ çıkardıklarını anlattı. Arama kurtarma faaliyetinde unutamadıkları ve etkilendikleri olayların olduğunu belirten Eren, şunları kaydetti: "Edirne Ticaret Borsası İlkokulu Müdür Yardımcısı merhum Gülen Ceripoğlu da Kahramanmaraş merkezli depreme Hatay'ın İskenderun ilçesinde ailesinin yanında yakalanmıştı. Depremin ardından görev yerimiz İskenderun'du, kendisini tanıyorduk, meslektaşımızı ailesinin yıkılan evinin enkazından çıkardık. Bu bizi çok etkilemişti. Aynı gün başka bir vatandaşımızı da enkazdan sağ çıkardık. Aynı gün içerisinde hem üzüntüyü hem de sevinci yaşadık. Bir öğretmen olarak bu alanda da insanların hayatlarına dokunmak gurur verici bir duygu." - "Birilerinin hayatına dokunmak istedik" Serhat Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarih öğretmeni Nihan Akın Filiz, hem öğretmen hem de MEB AKUB üyesi olmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. İnsanlara yardım etmenin "dünyanın en güzel hissi" olduğunu belirten Filiz, şöyle devam etti: "Öğretmen olarak eğitim öğretim faaliyeti sürdürüyoruz ama bu ekipte insanlara dokunmanın, onlara yardımcı olmanın ve onları kurtarmanın mutluluğunu yaşadık. Arama kurtarmanın yanı sıra vatandaşlarımızı iyileştirme faaliyetlerine katıldık. Öğrencilere çadırlarda eğitim öğretim, psikolojik destek faaliyeti sağladık. Şu anda da faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Tatbikatlar ve eğitimler yapıyoruz." Edirne Kırkpınar Ağası Alper Yazoğlu Ortaokulu bilişim öğretmeni Hatice Acar da deprem bölgesinde yardım ettikleri vatandaşlarla görüşmeyi sürdürdüklerini söyledi. Mutlu anların yanı sıra üzücü olaylara şahitlik ettiklerini anlatan Acar, "Deprem bölgesinde bir şeyin ucundan tutmak istedik, birilerinin hayatına dokunmak istedik. AFAD gönüllüsüydük, 6 Şubat vesilesiyle MEB AKUB üyesi de olduk. Öğretmenliğin verdiği vazifeyle insanların hayatına dokunmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.

“Trakya’daki İlk Kazılar Atatürk’ün Emriyle Oldu” Haber

“Trakya’daki İlk Kazılar Atatürk’ün Emriyle Oldu”

Edirne’de Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) İl Temsilciliği’nde, Prof. Dr. Ahmet Yaraş’ın katılımıyla “Trakya’da Arkeoloji Yapmak!” konulu söyleşi düzenlendi. Edirnelilerin yoğun ilgi gösterdiği söyleşide Prof. Dr. Ahmet Yaraş, hem Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da gerçekleştirilen arkeoloji çalışmalarını sunarken; hem de arkeoloji alanının karşı karşıya kaldığı zorluklardan bahsetti. ATATÜRK’ÜN DESTEĞİYLE YAPILDI Trakya’nın konumu nedeniyle geçiş noktası olması sonucu her dönem ilgi odağı olduğunu belirten Yaraş, Trakya’daki ilk arkeoloji çalışmalarının Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle yapıldığını ifade etti. Atatürk’ün Arif Müfid Mansel’i özellikle Edirne ve Kırklareli’de çalışması için görevlendirdiğini söyleyen Yaraş, 1938’e kadar Atatürk’ün desteğiyle Trakya arkeolojik kazıların ve özellikle tümülüslerin araştırıldığını belirtti. “TRAKYA’DA ÇIKARILAN ESERLER KORUNMADI” Trakya’daki arkeolojik kazıların özellikle Kırklareli ayağında çok güzel eserlerin ortaya çıkarıldığını ifade eden Yaraş, çıkarılan bu eserlerin ise korunmadığını söyledi. Arkeolojik eserlerin şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ek binasındaki depoda olduğunu söyleyen Yaraş, ek binanın da deprem nedeniyle güçlendirilmesi için farklı bir noktaya taşındığını açıkladı. Yaraş, çok zengin bir koleksiyon bulunduğunu ifade ederken; “Görülmesi gereken Trakya eserleri, 1930-1938 yılları arasında çıkartılmış ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne getirilmiş” dedi. “ATATÜRK SON GÜNLERİNDE TRAKYA’DAKİ YÜZÜĞÜ İSTEMİŞ” Yaraş, 1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Trakya’ya geldiğini hatırlatırken; Trakya’daki arkeolojik kazılarda bulunan bir yüzüğe olan ilgisine dikkat çekti. Atatürk’ün hayatının son günlerinde bu yüzüğü istediğini ve kendisine Afet İnan’ın yüzüğü getirdiğini söyleyen Yaraş, Atatürk’ün yüzüğü parmağına taktığına dair ifadelerin bulunsa da kesinliğiyle ilgili tartışmaların olduğunu açıkladı. Atatürk’ün istediği yüzüğün günümüzde ise İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin deposunda olduğunu belirten Yaraş, yüzüğün Trakya’daki önemli buluntulardan biri olduğunu söyledi. “DOLMENLER VE MENHİRLER ATIL BİR ŞEKİLDE KALIYOR” Atatürk’ün vefatının ardından arkeolojik kazıları yapan Arif Müfid Mansel’in Trakya’dan ayrıldığını ve bir daha uğramadığını belirten Yaraş; “1938 yılından itibaren Trakya tamamen sahipsiz kalıyor. Trakya’da kimse çalışmak istemiyor. 1980’li yıllara kadar Trakya’da çok ciddi anlamda boşluk var. Atatürk’ün başlattığı kazı projeleri ciddi anlamda sıkıntıya giriyor. 1980’li yıllardan itibaren bilim dünyasının en saygın isimlerinden olan Mehmet Özdoğan buradaki çalışmalara başlıyor, yüzey araştırması yapıyor. Mansel’in bulduğun yerlere tek tek bakıyor. Yeni yerleşimleri bularak ekliyor. Trakya’nın dolmenleri, menhirleri turizm potansiyeli olmasına rağmen atıl bir şekilde kalıyor” sözlerine yer verdi. “TRAKYA’DAKİ İLK ARKEPARKI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR” Mehmet Özdoğan’ın 2024 yılının sonuna kadar Kırklareli’nin Aşağı Pınar bölgesinde kazılarını sürdürdüğünü söyleyen Yaraş; “Bölgeden kendisine hiçbir şekilde ekonomik yardım gelmiyor. Ne bürokrasiden, ne bölge halkından yardım gelmiyor ve tüm maddi birikimini kazıya harcıyor. Kazı bitmiş olmasına, ileri yaşına ve sağlık durumuna rağmen her yıl gelip kazı buluntularıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Ama ne yazık ki Kırklareli’nde hiçbir destek olmuyor. Trakya’daki ilk arkeoparkı oluşturmaya çalışıyor. Ama bugün kapalıdır ve ne yazık ki elektrik kablolarının bile çalındığını biliyoruz” dedi. Yaraş, sunumunun ardından katılımcılarını sorularını cevapladı. UĞUR AKAGÜNDÜZ

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.