Hava Durumu

#Duruşma

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Duruşma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Duruşma haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Duru Pakarda Cinayeti Bir Çetenin Planlı İşi Miydi? Haber

Duru Pakarda Cinayeti Bir Çetenin Planlı İşi Miydi?

Edirne’de 17 Ağustos 2024 gecesi bir okul bahçesinde 17 yaşındaki sanık Kerem Cem A.’nın 14 yaşındaki Duru Pakarda’yı öldürmesi ile sonuçlanan cinayetle ilgili ilk duruşma geçtiğimiz Temmuz Edirne Adliyesi’nde görüldü. Batı Ekspres muhabirinin ulaştığı duruşma tutanaklarına göre, duruşmada konuşan Duru’nun babası Cem Pakarda ile annesi Sıla Lale, olayın basit bir cinayet değil, planlanmış bir suç ve gençler arasında örgütlü bir yapılanmanın sonucu olduğunu ileri sürdü. “EDİRNE BİZİM OLACAK” MESAJI, SİLAH VE PARA PAYLAŞIMLARI Duruşma sırasında söz alan baba Cem Pakarda, sanığın cep telefonunda yer alan mesajlaşmalarda “Edirne bizim olacak ama vebali ağır olacak” ifadelerinin bulunduğunu, bunun da olayın arkasında organize bir yapı olabileceğine işaret ettiğini belirtti. Pakarda; “Bu olay basit bir cinayet değil, planlı bir eylem. Ortada bir çeteleşme var. Zanlının elinde silah bulunuyor. Olay yerinde hiçbir parmak izi yok. Her şeyin temizlenmiş olması bile bu cinayetin önceden planlandığını gösteriyor” dedi. “BU ÇOCUKLAR BU PARALARI NEREDEN BULUYOR?” Baba Pakarda ayrıca, olay öncesinde gençler arasında tehditler, silahlanma ve sosyal medya üzerinden “isim yapma” hedefli yazışmalar olduğunu öne sürerek şu ifadeleri kullandı: “14 yaşındaki çocuklar Edirne’nin en lüks mekanlarında tomarla para, önlerinde içki şişeleriyle poz veriyor. Bu çocuklar bu paraları nereden buluyor? Ben çalışan bir insanım, o kadar parayı bir arada görmedim. Bunları bir araya getiren bir yapı var. Biz sadece kızımız için değil, başka çocuklar ölmesin diye bu davanın peşindeyiz.” “BU BİR ÇETE İŞİ” Duruşmada gözyaşları içinde konuşan anne Sıla Lale ise cinayetin kasten ve örgütlü bir biçimde işlendiğini ifade etti. Lale; “Kerem Cem, Duru’yu öldürdü; ardından başka gençler de birbiriyle çatışmaya başladı. Bu çocuklar ‘isim yapacağız ama bedeli ağır olacak’ diyorlardı. Bu bir çeteleşme, bir örgütlenme. Uyuşturucu, silah satışı, tehdit. Artık bu son olsun istiyoruz” diyerek adalet çağrısında bulundu. AV. YASITEPE: “CİNAYET ÖNCESİ KÜFÜRLEŞME MESAJLARI VAR” Maktul Duru Pakarda’nın babası Cem Pakarda’nın vekili Avukat Mertcan Yasıtepe, duruşmada yeni bir dijital delile dikkat çekti. Yasıtepe, sanık Kerem Cem A. ile olay tarihine yakın bir dönemde “S” isimli bir WhatsApp kullanıcısı arasında geçen küfürlü yazışmaların tespit edildiğini belirterek, bu görüşmenin dosyaya eklenmesini talep etti. “BEN VURULDUĞUNU BİLE ANLAMADIM, OLAY BİR KAZAYDI” Mahkeme Başkanı’nın söz hakkı verdiği sanık Kerem Cem A. pişmanlık dolu ifadeler kullandı. Olayın bir kaza sonucu yaşandığını iddia eden sanık A.: “Keşke böyle bir şey olmasaydı. O gün Duru’nun vurulduğunu dahi anlamadım. İlk anda merminin bana isabet ettiğini sandım. Merdivenlerden inip kendimi kontrol ettim, sonra Duru’nun göğsünü tuttuğunu gördüm. Keşke o güne geri dönebilsem. O silahı dizimin üzerine koymaz, hatta bir çakıl taşına bile dokunmazdım. Herkes bilsin ki bu olay gerçekten bir kazaydı. Çok pişmanım” dedi. “ÇETE BAĞLANTISI ARAŞTIRILMALI” TALEBİ REDDEDİLDİ Duru Pakarda’nın babası Cem Pakarda, olayın arkasında organize bir yapı bulunduğunu öne sürerek “örgüt ve çete kapsamında eylem gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin” araştırılmasını talep etti. Ancak mahkeme heyeti, bu talebin dosyaya yeni bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddetti. Davanın ikinci duruşması önümüzdeki günlerde Edirne Adliyesi’nde görülecek. HİLAL PEKER

"Yenidoğan Çetesi" Davasında Sanıkların Yargılanmasına Devam Ediliyor Haber

"Yenidoğan Çetesi" Davasında Sanıkların Yargılanmasına Devam Ediliyor

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu tutuklu 6 sanık ile bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Basın mensuplarının da takip ettiği duruşmanın yapıldığı salonda, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı. Duruşma, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam ediyor. - Davanın geçmişi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor. İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor. Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor. Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın büyük kısmının sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor. Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor. - Ceza istemleri İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Öte yandan "yenidoğan çetesi"ne ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı. Bu arada, davanın sanıklarından İlker Gönen, Antalya'da tutuklu bulunduğu cezaevinde 1 Şubat'ta intihar etmişti. - "Yenidoğan çetesi"ne yönelik 13 sanıklı iddianame ana dosyayla birleştirildi Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca "yenidoğan çetesi"ne yönelik Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesi doğrultusunda hazırlanan 57 sayfalık iddianamede ise 13 kişi "şüpheli", Sosyal Güvenlik Kurumu "suçtan zarar gören" olarak yer alıyor. Firari hemşire Serenay Şenkalaycı'nın iki dosyada da şüpheli olarak yer aldığı iddianame, "yenidoğan çetesi"ne ilişkin Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması devam eden ana dosyayla birleştirilmişti. Öte yandan mahkeme başkanı, cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Mustafa Kemal Zengin'in dosyasını ayırmış, davadaki sanık sayısı 57 olmuştu.

Doktoru darp eden sanığa 3. tahliye Haber

Doktoru darp eden sanığa 3. tahliye

Trakya Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakımı ünitesinde Doktor B. B. Ö.’ya saldırarak darp eden ve tutuklanarak hakkında dava açılan Volkan K., bugün Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SGBİS) aracılığıyla hâkim karşısına çıktı. Duruşma basına kapalı gerçekleştirildi. Sanık Volkan K. hakkında 2. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği tutuklama kararı kaldırılarak adli kontrol şartları uygulanmak üzere tahliyesine karar verildi. “KİMSE İLE DÜŞMANLIĞIM YOKTUR” SGBİS yoluyla diyecekleri sorulan Volkan K.; “Önceki beyanlarımı tekrar ederim. Ben videoları bilinçli olarak paylaşmadım. Ayrıca ‘Ben kendime yakışanı değil, karşımdaki kişi neyi hak ederse onu yaparım’ sözünü 2014 yılında açtığım hesapta paylaşmıştım. Tahliyemi talep ederim, benim kimse ile düşmanlığım yoktur” dedi. “MÜVEKKİLİMİN TUTUKLU KALARAK ÖZGÜRLÜK HAKKI İHLAL EDİLMEKTEDİR” Sanık Volkan K.’nın vekili Av. Altan Yavuz’dan müvekkilinin tutuklu kalarak özgürlük hakkının ihlal edildiğini söyleyerek; “Önceki savunmalarımızı tekrar ederiz, müvekkilin beyanlarına katılıyoruz. Müvekkil defalarca özürlerini iletmiştir, tutuklama bir ceza değildir, tutuklama sadece geçici bir koruma tedbiridir ve cezaya dönüşmemelidir. Tanıklar dinlenmiştir, dosyadaki tüm deliller toplanmıştır. Müvekkilin kaçma şüphesi yoktur, toplanmayan delil olarak kati rapor değerlendirilebilirse de ilk düzenlenen raporda mağdurun BTM ile giderilebilecek şekilde yaralandığı belirlenmiştir. Ayrıca mağdurun çalıştığı hastaneden rapor aldırılması bizce doğru değildir. Mağdur hakkında başka bir hastaneden rapor aldırılmasını talep ederiz. Trakya Üniversitesi Adli Tip Ana Bilim Dal Başkanlığı tarafından düzenlenen raporu kabul etmiyoruz. İstanbul Adli Tip Kurumu’ndan adli rapor aldırılmasını talep ederiz. Müvekkilin kişi özgürlüğü güvenliği kapsamında müvekkilin tutuklu kalarak özgürlük hakkı ihlal edilmektedir. Müvekkilin tahliyesini talep ederiz, mahkemece ceza verilirse müvekkil cezasını infaz kanunları çerçevesinde çekecektir” diye konuştu. Sanığı tahliye eden mahkeme yargılamayı ileri bir tarihe bıraktı. HİLAL PEKER

“OĞLUMU DEĞİL BÜTÜN AİLEMİZİ ÖLDÜRDÜLER” Haber

“OĞLUMU DEĞİL BÜTÜN AİLEMİZİ ÖLDÜRDÜLER”

Edirne'nin Lalapaşa ilçesine bağlı Küçünlü köyünün Bulgaristan sınırında Bulgar polis memuru Petır Dimitrov Bıçvarov’un silahla vurularak hayatını kaybetmesi, askeri personel Raşko Raşkov Raşkov’un ise yaralanması olayının ilk duruşmasında tarafların ifadeleri dikkat çekti. Edirne Adalet Sarayı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde düzenlenen duruşmada mahkeme heyeti, hayatını kaybeden polis memuru Petır Dimitrov Bıçvarov’un annesi Keranka Nikolova Bıçvarova ve babası Dimitır Georgiev Bıçvarov ile sanıklar Engin E. ve Mustafa E.’nin ifadelerini dinledi. “IŞIK GÖRDÜM VE RASTGELE ATEŞ ETTİM” Sanık Engin E., olayla ilgili suçlamayı kabul etmeyerek; “Bir ışık geldi, ben ne olduğunu anlamadım. Ben silah attım, kime attığımı anladım. Çukurda oturmuş ekmek yiyorduk. Benim dikkatsizliğim nedeniyle oldu. Ben hatalıyım. Ayrıca alkollüydüm. Saat 20.30-21.00 civarındaydı. Ben oraya gitmenin yasak olduğunu bilmiyordum. Demirköy’den geldim, Vaysal köyüne iş aramaya gidecektim. Yanımda kardeşim vardı. Kurt veya domuz gibi hayvanlar zarar vermesin diye yanıma silah aldım. Olay sırasında bir el lambası geziyordu. Işığı görünce silah atmaya başladım. Seslendim, ses vermedi. Kim olduğunu sordum, cevap vermedi. Ben de korkutmak için silah attım. Karşı tarafta ışık nedeniyle kaç kişi olduğunu bilmiyordum. Ben sadece ışık gördüm ve rastgele ateş ettim” ifadelerini kullandı. Sanık Engin E.’ye önceki ifadesindeki çelişkilerin sorulması üzerine önceki ifadesindeki çelişkili kısımları kabul etmediğini ve ifadeleri korktuğu için söylediğini belirtti. “SİLAH SESİNİ DUYDUM, UYUMAYA DEVAM ETTİM” Sanık Mustafa E. de suçlamayı kabul etmeyerek; “Ekmek yerken baktık ki lamba geldi. Benim o saatte işim yoktu ve yemeği yediğim gibi yattım. Arkadaşlarım Vaysal’da iş olduğunu söyledikleri için Vaysal köyüne gidecektik. Ağabeyim burada yatmamızı söyledi. Yanımızda hayvan yoktu. Biz kırcı olduğumuz için Afgan ya da kurt, hayvan gelir diye silah aldık. Bende silah yoktu, ağabeyimde vardı. Ben silah sesine kalktım. Ağabeyim, ‘Yat oğlum sen hiç ses çıkarma’ dedi. Uyku sersemliği bir şey sormadım. Ağabeyim ile orada uyuduk. Sabah 10.00’da kalktım. Vaysal köyüne giderken jandarma bizi Afgan zannetti ve kenara çekti. Ağabeyimin elindeki silahı aldılar, ifade verdik” dedi. Sanık Mustafa E. önceki ifadesindeki çelişkilerin sorulması üzerine ifadelerindeki çelişkili kısımları kabul etmediğini ve devletten korktuğu için söylediğini belirtti. “İKİSİ DE ALKOLLÜYDÜ” Tanık N.T. ise sanıkların kardeşlerinin yeğeni ile evli olduğunu söyleyerek; “Oradan tanışıyoruz. O akşam düğün vardı. Engin E. beni aradı, hatırlamadığım bir yere kadar gideceğimizi söyleyip, ‘Gel’ dedi. Ben işimin olduğunu söyleyip kabul etmedim. Bana darıldılar. Bana koyun alacaklarını söylediler. 2-3 gün sonra bu olayı duyduk. Yanlarında silah olduğunu görmedim. İkisi de alkollüydü. Alkolü düğünde beraber içtik. Ben olayı direkt olarak görmedim. Benim yanımdan ayrıldılar. Ben gitmeyince, ‘Seni arkadaşlıktan siliyoruz’ dediler. Ben de bir daha haber alamadım” sözlerine yer verdi. Tanık N.T.’nin ifadelerini 2 sanık da tanığın ifadelerinin doğru olduğunu söylediler. ANNE BIÇVAROVA: “ADALETLİ BİR KARAR İSTİYORUZ” Müşteki Keranka Nikolova Biçvarova, maktulün oğlu olduğunu söyleyerek; “Mahkeme duruşmasına katılacağım. Beyan da vermek istiyorum. Orada yoktum ve bir şey görmedim. Bizi gece uyandırdılar, çok tatsız olayla ilgili bilgi verdiler. Sadece oğlumu değil; çevremizde olan insanları, bütün ailemizi öldürmüş oldular. Mahkemeden adaletli bir karar istiyoruz. Şikâyetçiyim ve davaya katılma talebim var” dedi. “BİZİM HAYATIMIZ YANDI” Dimitır Georgiev Bıçvarov da eşinin ifadelerine katıldığını belirterek; “Bizim hayatımız yandı. Mahkemeden adaletli bir karar bekliyoruz. Şikâyetçiyim ve davaya katılma talebim var” diye konuştu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

20 SANIKLI SİLAHLI KAVGANIN DURUŞMASINA DEVAM EDİLDİ Haber

20 SANIKLI SİLAHLI KAVGANIN DURUŞMASINA DEVAM EDİLDİ

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde önce bir eğlence mekanında başlayan sonrasında ise hastanenin acil servisinde devam eden silahlı kavgada sanıkların yargılanması devam ediyor. 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma tutuklu ve tutuksuz sanıklar katılırken bazı sanıklar ise SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile duruşmaya katıldı. Duruşma ilk olarak gelen belgelerin okunmasıyla başladı. Daha sonra Cumhuriyet Savcısı mütalaası okundu. Okunan mütalaada, A.A, M.A, Ö.K, Y.A, S.A. ve C.K. hakkında 1'er, V.G, E.A, İ.İ, S.A, Y.K, M.Ü, C.A, B.G, H.A. ve M.A. hakkında 2'şer, Ö.K hakkında 3, N.G. ve F.A. hakkında 6'şar, İ.G. hakkında ise 9 kez olmak üzere "Kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. F.A. ve Y.A’ya "mala zarar verme" suçundan, T.C, A.A, M.A, Ö.K, Y.A. ve C.A'ya "nitelikli yağma" suçundan, A.A, M.A, Ö.K, Y.A. ve C.K'ya ise görevi yaptırmamak için direnme" suçundan hapis cezası istendi. Mütalaada, T.C'ye "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan, V.D, E.A, Y.K, M.A, Ö.K, Y.A, C.K. ve M.A'ya "6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanunu'na muhalefet" suçundan hapis cezası istendi. Daha sonra mahkeme heyeti ara verdi. Verilen aranın ardından V.A'nın tutukluluk halinin ve diğer sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol hükümlerinin devamına karar verdi. Öte yandan kavgada aralarında polis memurun da bulunduğu 6 kişi yaralanmıştı.

SİZ ONUN SESİ OLABİLİRSİNİZ Haber

SİZ ONUN SESİ OLABİLİRSİNİZ

Kırklareli’de 1 Nisan gününde yavru köpeğe eziyet ederek öldürün failin adli kontrolle serbest bırakılmasının ardından ilk duruşması 20 Haziran Salı günü yapılacak. Kırklareli’de dakikalarca eziyet edilerek öldürülen yavru köpek Köpük’ü öldüren failin yargılandığı dosyanın ilk duruşması bu Salı (20 Haziran) saat 09:05’te Kırklareli Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. Kırklareli dışında oturan Havvanseverler, sosyal medyadan davaya yoğun katılım talebinde bulundular. Hayvanseverler, “Hayvanlara yönelik gittikçe artan nefret söylemlerinde bulunanları ve bundan güç alan failleri cezalandırmayan adalet sistemini değiştirmek için elimizden geleni yapalım. Kırklareli’de bulunan ve katılabilecek tüm gönüllüleri duruşmayı takip etmeye çağırıyoruz” OLAY Tufan Süngü, 1 Nisan tarihinde çalıştığı iş merkezinde beslediği 3 aylık köpek yavrusunun öldürülmesi olayıyla ilgili olarak şikayetçi oldu. Güvenlik kamerası incelemesi sonucunda şüpheli F.B. (26) gözaltına alındı. Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, "Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme" suçundan ilerletildi. Şüpheli, ifadesi alındıktan sonra mahkemeye sevk edildi ve yurt dışı çıkış yasağı ile haftada en az bir saat hayvanlarla ilgilenme koşuluyla adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu karara yapılan itiraz sonucunda zanlının tutuklanma talebi reddedildi, ancak adli kontrol şartı genişletildi. Hakim, zanlıya yurt dışı çıkış yasağı ve haftada 3 gün en yakın adli kolluk birimine imza atma zorunluluğu getirme kararı aldı. HABER MERKEZİ

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.