Hava Durumu

#Gençler

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Gençler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gençler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Trakya'da Unutulmaya Yüz Tutan "Kasım Devesi" Geleneği Bazı Köylerde Yaşatılıyor Haber

Trakya'da Unutulmaya Yüz Tutan "Kasım Devesi" Geleneği Bazı Köylerde Yaşatılıyor

Geçmişte çobanların sözleşmelerinin yenilendiği dönemlerde ve düğünlerde gerçekleştirilen ritüel, birçok köyde unutulmaya yüz tutmuş olsa da Lüleburgaz ilçesine bağlı Yenibedir köyünde yaşatılıyor. Köyde düzenlenen düğünde gelenek, temsili olarak canlandırıldı. Kız isteme merasiminin ardından gelin ve damat için takı töreni yapıldı, davetliler müzik eşliğinde eğlendi. Etkinliğin bir bölümünde iki kişinin sırtına yerleştirilen kalasların üstünün kilim ve çulla örtülmesiyle hazırlanan temsili deve, maniler eşliğinde düğün alanında gezdirildi. İzleyiciler, ritüeli cep telefonlarıyla görüntüledi. - "Kasım Devesi, yüzyıllardır yapılan bir gelenek" Kırklareli Üniversitesi Pınarhisar Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Ali Çakır, AA muhabirine, "Kasım Devesi"nin Trakya’nın somut olmayan kültürel mirasının önemli bir unsurunu oluşturduğunu söyledi. Çakır, halk takvimine göre yaz mevsiminin Hıdırellez'de, kış mevsiminin de kasım ayında başladığını belirterek, şunları kaydetti: "Kasım ayında çobanlar sözleşmelerini tamamlar, yeni yıl için sözleşmeler yapılır. Bu tarihten itibaren Kasım Devesi ritüeli gerçekleştirilir. Gençler, bir hafta önceden hazırlık yapar, yüksek bir yerde ateş yakarak devenin çul ve takılarındaki eksikleri tamamlar. Köyün en son evlenen gelini de hazırlıklara katkı sunar. Bu ritüel, düğünlerde de uygulanır." Çakır, hazırlıklar sonrası gençlerin köydeki haneleri dolaşarak yiyecek ve harçlık topladığını, evlilik çağındaki gençlerin deve figürünün içine girerek hoşlandıkları kızın evinin önünde maniler söylediğini anlattı. - Göç, geleneği tehdit ediyor Ritüelin özellikle sınır köylerinde yaşatıldığını belirten Çakır, köyden kente göçün geleneğin sürdürülmesini zorlaştırdığına dikkati çekti. Gelenekle aynı zamanda bereket geleceğine de inanıldığını ifade eden Çakır, "Bu, bir inanç aynı zamanda. Bolluk ve bereket getirdiğine inanılıyor. Gelecek yıl hayvanların daha çok süt vereceği, bereketin artacağı düşünülüyor." dedi. Köy sakinlerinden 63 yaşındaki Emel Işık, geleneğin sadece deve oyunu görülmemesi gerektiğini, kültürel miras olduğunu söyledi. 83 yaşındaki Firdevs Aslan da "Unutulan bu geleneği yaşatmak için çaba gösteriyoruz." dedi.

Uzman Psikolog Açıkladı: Mükemmel Olmak Zorunda Mıyız? Haber

Uzman Psikolog Açıkladı: Mükemmel Olmak Zorunda Mıyız?

Edirne’de Uzman Psikolog Utku Tohumcu, sosyal medya kültürü ve akıllı telefonların da etkisiyle özellikle gençler arasında hızla artan mükemmeliyetçilik baskısı konusunda önemli uyarılarda bulundu. Her gün maruz kalınan kusursuz hayat algısının bireylerde yoğun kaygı ve yetersizlik hissi oluşturduğunu belirten Tohumcu, artışın temel nedenlerinden birinin dijital kıyas kültürü olduğunu vurguladı. Son yıllarda yapılan araştırmaların, genç yetişkinlerde mükemmeliyetçilik oranlarının keskin şekilde arttığını gösterdiğini söyleyen Uzman Psikolog Tohumcu, bu baskının kişiyi sürekli tetikte tuttuğunu ve zamanla kaygı bozukluklarına, tükenmişliğe hatta depresyona zemin hazırladığını ifade etti. “MÜKEMMELİYETÇİLİK BUGÜN BİR KİŞİLİK ÖZELLİĞİ DEĞİL, KÜLTÜREL BİR SALGIN” Mükemmeliyetçiliğin kültürel bir salgın haline geldiğini söyleyen Uzman Tohumcu; “Artık ‘elimden gelenin en iyisini yapayım’ değil, ‘diğerlerinden daha iyi olayım’ düşüncesi ön planda. Sosyal medya, mükemmel ve kusursuz bir profil sunmayı adeta zorunluluk haline getirdi. Bu baskı kişiyi sürekli tetikte tutuyor ve zamanla kaygı bozukluklarına, tükenmişliğe hatta depresyona zemin hazırlıyor” diye konuştu. “SÜREKLİ EKSİK HİSSETMENİN TEMELİNDE REDDEDİLME KORKUSU VAR” Mükemmeliyetçilik eğiliminin çoğu zaman görünmez bir korkuya dayandığını belirten Tohumcu, şu ifadeleri kullandı; “İnsanlar mükemmel görünmediklerinde yetersiz görüleceklerini, kabul edilmeyeceklerini düşünüyor. Beyin bu durumda sürekli ‘tehdit modu’nda çalışıyor. Yapılan çalışmalar, kronik mükemmeliyetçiliğin depresyon ve anksiyete bozukluklarıyla yüksek oranda ilişkili olduğunu gösteriyor. Hatta mükemmeliyetçi bireylerin yüzde 68’i kendilerini hiçbir zaman yeterli hissetmediğini ifade ediyor.” FİLTRELENMİŞ HAYATLAR, FİLTRELENMİŞ BENLİKLER YARATIYOR Tohumcu, sosyal medyanın büyük bir sahneye dönüştüğünü belirterek, paylaşılan kusursuz görüntülerin çoğu zaman gerçeğin sadece “cilalı” ve “filtreli” kısmı olduğunu söyleyerek; “Sosyal medyada mükemmel beden, iş arama sitelerinde mucize kariyer hikayeleri görüyoruz. Oysa bunlar günlük hayatın sadece vitrini. Biz ise kendimizi başkalarının vitriniyle, kendi hayatımızın ham halini kıyaslıyoruz. Bu durum özellikle gençlerde özsaygı dalgalanmalarına ve kimlik karmaşasına yol açıyor” dedi. “KUSURLU OLMAK, EN İNSANİ TARAFIMIZ” Mükemmel olma çabasının insanı kendinden uzaklaştırdığını vurgulayan Tohumcu, gerçek olmanın ve kusurları kabul etmenin en güçlü psikolojik dayanaklardan biri olduğunu dile getirdi. Tohumcu, “Kusurlarımız zayıflık değil; en insani tarafımız. Kusursuzluk hayranlık uyandırabilir ama doğallık bağ kurar. İnsan ilişkilerinde en güven veren şey mükemmel olmak değil, gerçek olmaktır” diye konuştu. “MÜKEMMEL OLMAK ZORUNDA DEĞİLİZ, GERÇEK OLMAK YETERLİ” Psikolojik iyi oluşun anahtarının, kişinin kendini olduğu haliyle kabul edebilmesinden geçtiğini ifade eden Tohumcu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün mükemmel görünmek için harcanan çaba, bizi insan yapan kusurlardan uzaklaştırıyor. Aslında cevap çok net: Hayır, mükemmel olmak zorunda değiliz. Gerçek olmak yeterli.” Tohumcu, tüm bunlara rağmen kişinin sürekli mükemmel olmaya zorlanıyormuş gibi hissetmesi, bu durumun günlük hayatında işlev kaybına yol açması ya da sosyal geri çekilme, kontrolsüz harcamalar gibi davranışlara neden olması halinde profesyonel destek alınması gerektiğini de hatırlattı. HİLAL PEKER

Türk Kahvesinin AB Tescili Edirne’de Gurur Yarattı Haber

Türk Kahvesinin AB Tescili Edirne’de Gurur Yarattı

Avrupa Birliği’nin (AB), Türk kahvesini “Geleneksel Ürün Adı” (Traditional Specialities Guaranteed) kapsamında tescillemesi Edirne’de sevinçle karşılandı. Saraçlar Caddesi’nde butik kafe işletmeciliği yapan Ömer Tuzcu, Türk kahvesinin yüzyıllardır kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, bu tescilin hem Türkiye hem de kahve kültürü açısından önemli bir adım olduğunu söyledi. “TÜRK TOPLUMUNUN KAHVE MAZİSİ ESKİYE DAYANIYOR” Tuzcu, “Türk toplumunun kahveyle olan mazisi oldukça eskiye dayanıyor. Osmanlı döneminden bu yana Türk kahvesi, kültürümüzün ayrılmaz bir parçası hâline gelmiş durumda. Dünyadaki ilk kafe de bin 500’lü yıllarda İstanbul’da açılmış. Yani kafe ve kahvehane kültürü, aslında bize özgü bir gelenek. Tarih boyunca kimi dönemlerde kahve içmek yasaklanmış, sonra tekrar serbest bırakılmış. Bu da kahve etrafında bir çeşit kafa karışıklığına neden olmuş. Sonrasında çay kültürü gelişti ama yine de Türk kahvesinin yeri her zaman ayrı kaldı” dedi. “TÜRK KAHVESİ BİZİM İÇİN VAZGEÇİLMEZ” Türk kahvesinin vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Tuzcu, “Türk kahvesi dendiğinde gerçekten akan sular durur. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında zevkle içilen bir içecektir. Türk kahvesinin Avrupa Birliği tarafından tescillenmesi de bizim için büyük bir gurur kaynağı. Biz, Edirne’de uzun yıllardır kafe işletiyoruz. Gözlemlediğimiz kadarıyla Türk kahvesini en çok tercih edenler yine kendi insanımız. Gençler genelde diğer kahve çeşitlerine yöneliyor ama Türk kahvesi bizim için hâlâ vazgeçilmez” diye konuştu. MERT ERİŞKİN

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.