Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gündem

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Gündem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gündem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sezer: “Kıyı kesimlerinde kaos hâkim” Haber

Sezer: “Kıyı kesimlerinde kaos hâkim”

Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen Edirne Turizm Sektör Temsilcileri Buluşma toplantısında konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Sarayı ve Saros Körfezi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Edirne Sarayı’nın Balkanların en önemli merkezlerinden biri olduğunu belirten Sezer, çalışmaların hızlı bir şekilde devam ettiğini aktardı. Saros Körfezi için hazırladıkları Master Planı hakkında bilgi veren Sezer, Saros Körfezi’nde tesis noksanlığı olduğunu belirterek, “Tesislerle ilgili kendi kötü reklamımızı yapıyoruz” ifadelerine yer verdi. “ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR” Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Edirne Valisi Yunus Sezer, “Önümüzde Edirne Sarayı'nın tamamlanması gibi belki Balkanların en önemli merkezlerinden birisi bugün hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu çok önemli. İkinci önemli olan konu, merkez için söylüyorum. Kaleiçi ve Saraçlar'ın burada yatırım programına girmiş ve burada çalışmaların yakın zamanda başlayacak olması. Kaleiçi'yle ilgili olarak bugün konakların birçoğunun ya projesini hazırlıyoruz, projesi bitenlerin de hemen restorasyon ihalesine başlayıp yapıyoruz. Orada biz hem gastronomi yönünde hem de konaklama yönünde önemli, böyle sanat sokaklarıyla, bugün Avanos'a gittiğimiz zaman orada çömlek atölyeleri var, bizim burada el sanatlarımız ta 20 sene önce geldim. Çok burada bir revaçtaydı. Her yerde atölyelerimiz bitme noktasına gelmiş. Bu özellikle meyve sabunlarının yapımıyla ilgili atölyelerin oluşturulması, insanların orada bunları deneyimlemesi bunlar çok önemli. Bir diğer konu, nehir kullanımı. Nehrin Kızılırmak'ta olduğu gibi, Antalya'daki yerlerde olduğu gibi, buranın kullanılması lazım. Bunu örneklerini biz bu sene yapacağız. Yani nehir sporları da dahil olmak üzere burada bir saltanat kayıkları olsun, hız botları olsun, Antalya'daki ve diğer Avanos'ta olduğu gibi Diyarbakır'da olduğu gibi bir an önce tamamlamamız lazım” dedi. “SAROS KOMPLE ELE ALINMALI” Vali Sezer, “Kıyı kesiminde benim gördüğüm iç açıcı manzaralarla karşılaşmadık. Yani öyle bir kaos hali vardı. Çadırlar, karavanlar, bir taraftan at arabaları, bir taraftan çöpler. Bu kadar güzelliğin yanında bunlar da bu güzelliğe böyle gölge düşüren, böyle bir plansızlık, en azından bana öyle geldi. Ya da ben ilk kez karşılaştığım için bana farklı gelmiş olabilir. Fakat 6-7 aydır herkesi dinliyorum ben burada, Saros'la ilgili ne yapabiliriz? Nasıl hareket edebiliriz? diye. Saros Master Planını hazırlattık. Onunla ilgili burada bütün belediye başkanlarımızla, buradaki ilgili arkadaşlarla birkaç defa toplantı yaptık. Limanlarımız hakeza çok büyük değerlerimiz, çok atıl durumdalar. Onları nasıl değerlendirebiliriz? Bunların hepsinin böyle bir hem fikirsel olarak, bir değerlendirmesini yaptık. Bazılarında da ufak tefek başladık artık somut adımlar atmaya. Burada tabii önemli bir konu; tesis noksanlığı. Tesislerle ilgili kendi kötü reklamımızı yapıyoruz. Burada da çok güzel işletmelerde var ama gördüğüm kadarıyla yetersiz. Bunlarla ilgili olarak da bir adım atılması gerekiyor. Saros'un komple ele alınması, bununla ilgili olarak bir kurul oluşturduk biz valilikten. Belki şu anda mecliste bir kanun geçecek, bu alan başkanlığıyla ilgili. Bununla ilgili bir çerçeve kanunu çalışmasını herhalde yapılıyor. Zaman kaybetmemek için de bir kurul oluşturduk. Bunu da değerlendireceğiz” sözlerine yer verdi. “MARKA DEĞERİNİZİ DÜŞÜRECEK HER ŞEYDEN UZAK DURUN” İşletmelerin standartları yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Vali Sezer, “Saros'la ilgili olarak burada deniz turizmiyle ilgili olarak var olan limanların ve yerlerin iyileştirilmesini muhakkak bu sene yapacağız. Bununla ilgili olarak emin olun çok dikkatli tedbirler alacağız. Kültür ve Turizm Bakanlığı'mızın yayınlamış olduğu halk plajlarındaki usul ve esasların aynısını biz bütün plajlarımız kendimize aldık Özel İdare olarak, belediyelere şu anda belediye ve kaymakamlıklar olarak da devrediyoruz. Buradaki işletmelerden buradaki standartları yerine getirmeleri. Bunun dışında da çok bir beklentimiz yok. Yani kira istemeyeceğiz ya da başka bir şey istemeyeceğiz ama buraların marka değerini düşürecek her şeyden uzak durmalarını istiyoruz. Saros’ta çöp, kirlilik olmasın. İki, gelen insanlar huzur ve güven içerisinde burada tatillerini yapsın. Yani burada güvenliği son derece üst seviyeye çıkartacağız. Bu sene deniz polisimiz de orada olacak sahil güvenliğin yanında. Yine Jandarmamızla ilgili olarak da yine lokal güvenlik noktaları oluşturacağız” diye konuştu. “ENEZ-KEŞAN YOLUNA BU YIL İYİLEŞTİRME BAŞLAYACAK” Vali Sezer, “Yolların iyileştirilmesiyle ilgili yani Enez- Keşan arasındaki yolun inşallah yapımına önümüzdeki hafta başlanacak. Bu yol belki ana yol olacak ama aynı zamanda deniz bağlantı yollarının da geliştirilmesiyle ilgili de yine önümüzdeki hafta biz özel idarede hızlı bir şekilde çalışma. Başlayacağız.  Buradaki yerleşim yerleriyle ilgili olarak atık suyla ilgili sıkıntıları var. Bu da bizim bir eksiğimiz. Bunların da katı atıklarla ilgili ve yine aynı şekilde kanalizasyon sistemleriyle ilgili çalışmalarında bu sene eksik olan yerleri de başlatmamız lazım. Onunla ilgili de çalışmalarımız olduğunu da bilmenizi isterim. Yani o kadar insan değil. Ruhsat ve tesis işleriyle ilgili bizim üzerimize ne düşüyorsa nitelikli tesis yapacak olanlarla ilgili, ile katılma değeri oluşturacak, çok nitelikli tesislerle ilgili olarak da biz buradayız. Belediyemiz de burada. 24 saat sizinle beraber koşturmaya hazır olduğumuzu söyledik. Yani ama öyle bir nitelikli gerçekten örnek tesisler olsun. Gelenler de buna örnek olsun” ifadelerine yer verdi. MERT ERİŞKİN

Yüzüklerin değil, hayvanların efendisi Haber

Yüzüklerin değil, hayvanların efendisi

Edirne’de Meriç Köprüsü’nün hemen sol tarafında bulunan boş alanda haftanın her günü fırınlardan aldığı bayat ekmeklerle yabani hayvanları besleyen Coğrafya Öğretmeni Süleyman Ekiz, yabani hayvanları besleyerek doğaya dokunmaya çalıştığını söyledi. Hayvanların hisleri olduğunu vurgulayan Ekiz, hayvanların kendisini tanıdığını, onu gördüklerinde hayvanların yanına geldiklerini belirtti. Hayvanları korumanın önemine değinen Ekiz, “Bütün hayvanlara değer vermek gerekiyor. Onları korumalıyız. Onlar bize emanet” ifadelerine yer verdi. “EDİRNE’DE BÖYLE BİR KÜLTÜR OLUŞTURMAK İSTİYORUZ” Ekiz, “Haftanın hemen hemen her günü 16.00’dan sonra buraya gelerek yabani hayvanları karga, kedi, köpek. Bazen de atları besliyorum. Şurada bir fırın var. Oradan bayat ekmek alıyorum. Bazılarından da kedi ve köpek maması alıyorum. Geliyorum burada hem deşarj oluyorum hem de onlar mutlu oluyor. Böylelikle doğaya dokunmaya çalışıyoruz. Coğrafya öğretmeni olarak Edirne’de böyle bir kültür oluşturmaya çalışıyoruz. Ülkemizde ve dünyamızda canlıları korumak ve doğaya sahip çıkmak çok önemli. Biz de küçük bir dokunuşta bulunuyoruz” dedi. “ONLAR BİZE EMANET” Hayvanları korumanın önemine değinen Ekiz, “Hayvanların her biri özel. Her biri can taşıyor. O nedenle onların da hisleri var. Ben burada bir yıla yakındır kargaları, kedileri, köpekleri ve atları besliyorum. Hayvanların hepsi beni tanıyor. Buraya geldiğimde kargaların hepsi başıma üşüşüyor. Ama bütün hayvanlara değer vermek gerekiyor. Onları korumalıyız. Onlar bize emanet. Hayvanlar için gerek Havsa'da gerek Edirne’deki arkadaşlar sürekli çaba gösteriyorlar. Örneğin Havsa'da Nariye Avcıoğlu, Muharrem Çoban. Edirne’de Begona Rodriguez, Celal - Hale Enç, Hayri Yaşadur, Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği de hayvanlara özel ilgi ve alaka göstermektedirler. Kendilerine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. MERT ERİŞKİN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara telefonla seslendi Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara telefonla seslendi

Programları kapsamında Şarköy ilçesine gelen Bolat, AK Parti İl Başkanlığının Ahmet Doğan Küçük Meydanı'nda düzenlediği iftara katıldı. Bakan Bolat'ın telefonla aradığı Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftara katılan vatandaşlara seslendi. Vatandaşların ramazanını tebrik eden Erdoğan, "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek ramazanı yarıladık. Bu arada tabii çok çok yorucu bir maratonun içerisindeyiz. Ben de bugün 2 vilayetimize gittim. Karabük'te muhteşem bir katılım vardı. Karabük'ten Çankırı'ya geçtim. Orası da aynı şekilde birisinde 35 bin, diğerinde 45 bin kişi meydanda toplanmıştı. Hava bana öyle geldi ki inşallah orada belediye başkanlıkları bu defa bize geçecek. Böyle bir havayı gördüm." dedi. Tekirdağ'ın gerçek belediyecilikle tanışması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "İnşallah, Şarköy'de belediyeyi alıyor muyuz? Buna hazır mıyız? Bu vesile ile Tekirdağ'ı da alıyor muyuz? Çünkü bu müjdeyi ben sizin bu havanızda görüyorum. Bakanımız, 'şu anda iftarda 3 bin kişi var.' dedi. Böyle bir katılım olduğuna göre inşallah 31 Mart akşamı da bu müjdeyi alacağız. Tekirdağ'ı artık bu CHP zihniyetinden kurtaralım diyorum. Cüneyt kardeşimizle inşallah yeni bir dönemi Tekirdağ'da başlatalım. Bu vesileyle şu kalan kısa sürede yoğun bir çalışma yapalım. Ana kademe, kadın kolları, gençler hep birlikte bu çalışmayla inşallah Şarköy'ü de Tekirdağ'ı da alalım. Bu müjdeyi Ankara'dan duymak istiyorum." "GÖREVE GELDİKTEN SONRA VATANDAŞLARIN SORUNLARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞTIK" Bakan Bolat da Tekirdağ damadı olduğunu ve zaman zaman Şarköy'e geldiğini söyledi. Şarköy'e 2002'den bu yana devletin yaptığı yatırımları çok iyi bildiğini ifade eden Bolat, "Cumhurbaşkanımızı aradım, '3 bin kişi sizi dinlemek istiyor.' dedim. Mikrofonu isteyip sizlere seslenmek istedi. Ona söz verdik Şarköy ve Büyükşehir Belediyesini Cumhur İttifak'ı kazanacak diye söz verdik. Bunun gerçekleşmesi için çalışmak lazım. Herkes oyunu kullanacak ve adaylarımızın kazanması için destek isteyecek" ifadelerine yer verdi Trakyalıların damatlarını çok sevdiğini aktaran Bolat, Tekirdağ damadı olarak seçimde herkesin desteğini istediklerini dile getirdi. Vatandaşlara daha rahat bir hayat yaşatmak için çalıştıklarını vurgulayan Bolat, şunları kaydetti: "Göreve başladıktan sonra 30'dan fazla ülkeyle toplantılar, anlaşmalar yapmaya çalıştık. Aldığımız tedbirlerle, önlemlerle sizlere ciddi hizmetler vermeye gayret ettik. Tekirdağ'daki arkadaşlarımızla birlikte de iş birliği içinde çalışıyoruz. Göreve geldikten sonra vatandaşların sorunlarını çözmeye çalıştık. TMO'nun hububat alımından, Trakya Birliğin yağ fiyatının belirlenmesi ve diğer destekler gibi konuları ilgili bakan arkadaşlarımla çözmeye gayret ettim." Programa, AK Parti Milletvekilleri Mestan Özcan, Gökhan Diktaş, Çiğdem Koncagül, İl Başkanı Ali Gümüş, Cumhur İttifakı Şarköy Belediye Başkan Adayı Görkem Gökkaya ve vatandaşlar katıldı.

Parlar; “Tüketici tükendi, yok oldu” Haber

Parlar; “Tüketici tükendi, yok oldu”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü ile ilgili açıklama yaptı. Parlar, tüketicinin yok olduğunu söyleyerek; “Bugün sizlere tüketicilerin yaşam kalitesinin yükseldiğini, evrensel tüketici haklarının ülkemizde karşılık bulduğunu, hak ihlallerinin yapılmadığını, tüketicinin yeterli sağlıklı gıdaya ulaşabildiğini, barınma sorunu yaşanmadığını, depremin kader olmadığını çürük binaların yapılmadığını yoksulluk ve açlık diye bir sorun yaşamadığımızı, doğayı çevreyi yeşili koruduğumuzu, anlatmak isterdik. Ama anlatamıyoruz, çünkü tüketicinin sadece ismi kaldı. Kendisi; enkaz altında kaldı, göçük altında kaldı, sorumlusu olmadığı ekonomik krizin altında kaldı. Kısacası derin yoksullukla yaşam mücadelesi veren tüketici tükendi, yok oldu” ifadelerini kullandı. “KRİZ HER GEÇEN GÜN BÜYÜMEKTEDİR” Tüketicinin sorunları ile baş başa kaldığını belirten Parlar; “Yüzyılın en büyük felaketlerini yaşayarak açlık ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren tüketici, verilen tüm vaatlere rağmen unutuldu ve sorunları ile baş başa kaldı. Her zaman olduğu gibi bilimin yerine rantın öne çıktığı ülkemizde depremin adı ölüm olmuştur. Liyakatsizliğin, denetimsizliğin adı da kader olmuştur. Tüketiciler sağlıklı güvenilir ekonomik gıdaya ulaşım sorunu yaşamaktadır. Bu kriz her geçen gün büyümektedir. Merdiven altı gıda üretimleri, taklit ve tağşiş ürün satışları çoğalmış olup tüketicinin sağlığı ciddi tehlike altında kalmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli denetimleri yapmamakta/yapamamakta yaptıklarının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşmamaktadır” dedi. “TÜKETİCİ TÜKETEMEDEN TÜKENDİ” Parlar, Türk-İş’i açlık ve yoksulluk sınırına dikkat çekerek; “Türk-İş Şubat ayı açıklamalarına göre; açlık sınırı 16.257 TL. Yoksulluk sınırı 52,955 TL. Yaşanan her türlü krizin faturasının tüketiciye ödetilmesi artık alışkanlık haline gelmiştir. Marketlerde her gün etiket değişmekte, çarşı pazarda tezgâhların yanından geçilememektedir. Zamlar geldikçe ÖTV ve KDV artmakta olup tüketicinin tüketimden kaynaklı yükü artmaya ve tüketici yolunacak kaz görülmeye devam edilmektedir. Tüketici tüketemeden tükendi” sözlerine yer verdi. “BARINMA HAKKIMIZ YOK OLMUŞ” Barınma hakkının yok olduğunu söyleyen Parlar; “Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan tüketici örgütleri,  tüketiciler için dijital çağda tüketici sorunları ile yapay zekânın tüketici üzerinde yaratacağı olumsuz sorunlara çözüm politikaları üreterek farkındalık oluşturma çalışmaları yaparken; Türkiye’deki tüketici örgütü olarak bizler, evrensel hakkımız olan temel ihtiyaçlarımızın karşılanma hakkımızın karşılığını bulması için yetkilileri harekete geçirmek, kamuoyu yaratmak için zamlar, açlık ve yoksulluk ile mücadele çağrısı yapmak zorunda kalıyoruz. Barınma hakkımız yok olmuş, sağlıklı güvenilir konutlara ulaşamıyoruz. Başımızı sokacak ev kiraları asgari ücret tutarı kadar olmuş, bir aile kalabilecek konutlarda ikişer üçer aile kalmaya başlamıştır. Yaklaşan deprem nedeniyle kentsel dönüşüm projeleri rantsal dönüşüm projelerine dönüşmüş, tüketiciler yerleşik yerlerinden uzaklaştırılarak, merkezi yerlerdeki kentsel dönüşüm rezerv alan düzenlemesi ile rantçıların önündeki uzayan mahkeme süreçlerinin önü kesilmeye çalışılmaktadır” dedi. “GÜNÜMÜZÜ KUTLAYAMIYORUZ” Evrensel hakların karşılığının olmaması nedeniyle 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü’nü kutlayamadıklarını söyleyen Parlar; “Her yıl olduğu gibi 2024 yılında da zamlar, yoksulluk ve açlıkla mücadele ettiğimiz için, barınma, sağlıklı ekonomik gıdaya ulaşım, sağlıklı çevrede, güvenilir konutlarda yaşam hakkımızı sağlayamadığımız için kısacası evrensel haklarımızın karşılığı olmadığı için 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü’nü kutlayamıyoruz. Bilinmelidir ki biz tüketici örgütleri olarak bir yandan bu mücadelemizi sürdürürken, diğer yandan da dijital çağda sınır ötesi uygulamalardan kaynaklı yaşanan/yaşanacak olan tüketici sorunları ile de gerek ulusal gerekse uluslararası mücadelemizi sürdüreceğiz. Çözüm önerilerimizin yasal düzenlemelere girmesi için örgütlülüğümüzü ve lobi çalışmalarımızı arttırmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. TÜKODER’İN TALEPLERİNİ AÇIKLADI Yöneticilere TÜKODER’in taleplerini sıralayan Parlar; “Her yıl olduğu gibi bugün, buradan bizi yönetenlerden taleplerimizi tekrarlıyoruz. Artık bizde 15 Martlarda dünyadaki tüketici örgütleri gibi dijital çağda tüketici sorunları konusunda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, yapay zekânın tüketicilere etkilerini tartışmak istiyoruz. Bu nedenle ülkenin gündeminden yoksulluk ve açlık sorununu çıkarın, barınma sorununu çözün. Elektrik doğalgaz vb. gibi bazı hizmetlerin kamusal hizmet olarak verilmesini sağlayın. Yıllardır ülkeye hizmet vermiş emeklilerin, asgari ücretlilerin, kısacası yoksulluk ile mücadele eden vatandaşlarımızın alım gücünü arttıracak yaşam kalitesini yükseltecek ücret/maaş güncellemelerini acilen yapın. Tüketici yanlısı politikalar oluşturun, tüketicilerin örgütlenmesini engellemeyin,  tüketicilerin temsil hakkını kullandırın. Şehirlerin, ormanların, koruların, dağların, ovaların, meraların, yaylaların talanına son verin. Betonlaştırmadan vazgeçin. Suyumuzu özgür bırakın, suyumuzu zehirlemeyin. Tarım arazilerine göz dikerek ranta kurban etmeyin. Küresel şirketleri, doların yeşilini değil, halkı düşünün. Çevreyi, halk sağlığını zehirleyen maden ocaklarını kapatın. Depreme karşı can kaybını asgariye indirecek, tedbirleri derhal alın, bu konuda bilimin sesine kulak verin ve meslek odaları ile işbirliğini geliştirin. Tüketicinin can ve mal güvenliği ile güvenli konutlarda barınmasını sağlayın. Ayıplı bina üretenlerden tüketicinin maddi kaybının karşılanmasını sağlayın. Kusurları nedeniyle can ve mal kaybının artmasına neden olanlardan hukuk önünde gerekli hesap sorulsun. Yaşanan konut krizinin kaldırılması için yabancılara konut satışını durdurun. TÜKODER olarak diyoruz ki; tüketicilerin temel gereksinimlerinin karşılanması için iş istihdamı yaratmak, eğitim, sağlık ve adalet hizmetlerini ücretsiz hale getirmek, herkese sosyal güvence sağlamak yerine her tür hizmeti paraya bağlayan ve halkımızı dilenciliğe alıştıran anlayışa, evrensel haklarımızın Türkiye’de karşılığını bulması, zamlara, yoksulluğa, açlığa, hak ihlallerine karşı TÜKODER olarak örgütlü gücümüz ile tüketicilerle birlikte yolumuza ve mücadelemize devam edeceğiz” sözlerine yer verdi. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.