Hava Durumu

#Konferans

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Konferans haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Konferans haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hocaoğlu; “Bulgaristan’dan 800 Bin Türk Göç Etti” Haber

Hocaoğlu; “Bulgaristan’dan 800 Bin Türk Göç Etti”

Trakya Üniversitesi (TÜ) Göç ve Mücadele Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü kapsamında konferans düzenlendi. Eczacılık Fakültesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta, Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neriman Hocaoğlu, “Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçün Sosyal, Tarihsel ve Kimlik Boyutları” konusunda sunum yaptı. Konferansa; TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Göç ve Mücadele Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hacer Ateş, İl Göç İdaresi Müdürü Metin Nacioğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansın açılış konuşmalarını gerçekleştiren TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Göç ve Mücadele Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hacer Ateş, sunumları için Doç. Dr. Neriman Hocaoğlu’na ve tüm katılımcılara teşekkür ettiler. “TÜRKLER VE MÜSLÜMANLAR İSTENMEYEN NÜFUS HALİNE GELDİ” Açılış konuşmalarının ardından “Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçün Sosyal, Tarihsel ve Kimlik Boyutları” konusunda sunum yapan Hocaoğlu, Bulgaristan’dan Türklerin göçünün 100 yıllık bir mesele olduğunu söyleyerek; “Tam da Osmanlı sonrası Balkanlar’da yeni ulusların kurulmaya başladığı dönemde, Osmanlı vatandaşlarının istenmediği bir döneme girdi. 1877-78 dönüm noktası oldu. Türkler ve Müslümanlar istenmeyen nüfus haline geldi. Sistematik bir dışlanmanın başlangıcı oldu. Etnik ve dini kimlikler siyasallaşmaya başladı. Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı derken neredeyse yüzde 50 oranında nüfusta bir azalma oldu” ifadelerini kullandı. “360 BİNDEN FAZLA KİŞİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ” Hocaoğlu, Bulgaristan’daki Türklerin göçünün dalgalar halinde olduğunu belirterek; “1925’ten başlayarak 1989 da dahil olmak üzere 800 bin kişinin göç ettiği bir göç dalgası diyebiliriz. 1989-90 göçü aslında en ağır olanı diyebiliriz. 360 binden fazla kişi olduğunu biliyoruz. Bulgaristan’ın 1984 yılında başlayan sistematik bir asimilasyon politikası var. Bu göçe neden olan şey de temelde isim değişikliği, dil yasağı, dini baskı ve kültürel silme diyebiliriz. Gönüllü ya da gönülsüz her hâlükârda isminiz değiştiriliyordu. Çünkü Bulgar hükümeti, ‘Burada Türk yok, herkes Bulgar’ diyordu. İstemeyenler, direnenler pek çok işkenceye maruz kaldı, sürgün edildi. Belene’de yatan çok fazla Türk vatandaşı var. Bu zor bir süreç. Direnenlere verilen cevap da diğer insanların korkmasını sağlayıp ismini değiştirmesine neden oldu. İsmini değiştirilmeyen var mı? Hayır, herkesin ismi değiştirildi” dedi. “MEZAR TAŞLARINDAKİ İSİMLER DE DEĞİŞTİRİLDİ” Türkçe konuşulmasının da yasaklandığını ve konuşulması halinde cezaların uygulandığını hatırlatan Hocaoğlu; “Dini baskı ise İslami uygulamaların yasaklanması şeklinde oldu. Çocuğunuzu sünnet ettiremezsiniz, camiye gidemezsiniz, bayramlarınızı kutlayamazsınız. Kurban kestiniz mi diye evinize gelip dolabınızı kontrol ediyorlardı. Kimliğinizi ve kültürünüzü sistematik olarak değiştirmeye çalışan bir baskı ortamı vardı. Mezar taşlarındaki isimler de değiştirilerek Bulgarlaştırıldı. Şalvar giyilmesi yasaklanmıştı. Buna da ‘Yeniden Canlandırma Süreci’ diyorlar” sözlerine yer verdi. “ETNİK TEMİZLİK OLARAK TANINDI” Hocaoğlu, Bulgaristan’da Türklere yapılan zulmün ‘Etnik Temizlik’ olarak tanındığını söylerken; “2012 yılında Bulgaristan parlamentosunda ‘Etnik Temizlik’ olarak kınandı. Sistematik olarak bir politika uyguluyorsunuz ve bir etnik grubu yok etmeye çalışıyorsunuz. Bir zulüm uygulaması aslında” diye konuştu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Tekstil ve Startup Şirket Yetkilileri Üniversitelilerle Buluştu Haber

Tekstil ve Startup Şirket Yetkilileri Üniversitelilerle Buluştu

Trakya Üniversitesi (TÜ) Risk Yönetimi ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Fehmi Yıldız Konferans Salonu’nda düzenlenen Sürdürülebilirlik Zirvesi-2’de, tekstil ve startup (girişim) yöneticileri öğrencilerle buluşarak şirketleri, sürdürülebilirlik ve girişimcilik hakkında bilgi verdi. Öğrenciler programa yoğun ilgi gösterdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, üniversitenin tanıtım filminin izletilmesiyle devam etti. Programa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemile Arıkoğlu Ündücü, Bütçe Yönetimi Kurumsal Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. İlknur Taştan, Zorlu Tekstil Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Raporlama Müdürü Nergis Satıcı, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Girişimcilik ve Gençlik Direktörü Kadir Yusuf Öztürk, CarbonSmart Kurucusu Göktuğ Güngör, Algbio Kurucusu Selen Şenal ve öğrenciler katıldı. “SEKTÖRLE İŞ BİRLİĞİ HEDEFLEDİĞİMİZ BİR ZİRVE DAHA GERÇEKLEŞTİRİYORUZ” Gerçekleştirilen program hakkında konuşan Bütçe Yönetimi Kurumsal Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. İlknur Taştan, “İkincisini düzenlediğimiz, sektörle iş birliği hedeflediğimiz bir zirve daha gerçekleştiriyoruz. Sürdürülebilirlik konusunda özellikle Zorlu Tekstil bizlerle. Zorlu Tekstil, biz biraz önce toplantıda da konuştuk kendileriyle. Sadece sürdürülebilirlik yaklaşımlarının sözlerinde değil, eylemlerinde olduğunu hissettim. Umarım siz de bugün bunu hissedeceksiniz. İkinci olarak diğer konuklarım, startuplar. Ülkemizin gelişimi için çok önemli. Çünkü yenilikçi girişimler bunlar. Özellikle bugün gelecek girişimleri göreceksiniz birazdan. Sürdürülebilirliği destekleyen girişimler. Bunların hepimize, ülkemize hatta tüm öğrencilerimize katkı sunacağını ve ilham uyandıracağını düşünüyorum” dedi. “FAKÜLTEMİZ PAYDAŞLI İŞ BİRLİKLERİNE AÇIK” Gerçekleştirilen zirvenin üniversite ve sektör temsilcileri ile paydaşlığına dikkat çeken İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemile Arıkoğlu Ündücü, “İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak bu anlamlı zirveye bir kez daha ev sahipliği yapmanın memnuniyetini yaşıyoruz. Sürdürülebilirlik konusu yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve yönetimsel bir sorumluluk alanıdır. Bu noktada İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak sürdürülebilirliğin stratejiye, yönetime, finansa ve girişimciliğe yansıyan boyutlarına odaklanıyoruz. Fakültemiz, bugünkü gibi çok paydaşlı iş birliklerine açık olmaya, katkı sunmaya ve gençlerimize ilham vermeye devam edecektir” ifadelerine yer verdi. “TEKSTİL VE STARTUP FİRMA YETKİLİLERİYLE BİR ARAYA GELDİK” Programda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, “Bugün tekstil ve startup firmalarının temsilcileriyle özellikle öğrencilerimizi bir araya getirmiş bulunuyoruz. Ben bu etkinlikte sözü çok fazla uzatmadan, uzmanlara ve konuklara sözü bırakmak adına; etkinliği düzenleyen herkese ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum” şeklinde konuştu. MERT ERİŞKİN

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Kırklareli'nde Öğrencilerle Buluştu Haber

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Kırklareli'nde Öğrencilerle Buluştu

Bahçıvan, Kırklareli Üniversitesince Liderlik Buluşmaları etkinliği kapsamında Kayalı Kampüsü Mustafa Aykaç Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "İlham Al, Deneyim Kazan, Fark Yarat" adlı konferansta yaptığı konuşmada, öğrencilerin son yıllarda gelişen teknoloji ve imkanlar sayesinde bilgiye yakın ve bilginin içerisinde bir nesil olma fırsatını yakaladıklarını belirtti. Bilgi çağının yapay zeka ile farklı bir boyuta dönüştüğünü dile getiren Bahçıvan, teknolojinin güçlü olduğu dönemde rekabetin de çok ağır olduğunu belirtti. Öğrencilere, üniversitenin ilk döneminde kariyer planlaması yapmasını öneren Bahçıvan, "Sürekli kendinizi geliştirmek, yeniliklere açık olmak, sürekli öğrenmenin peşinde koşmak gerekiyor." dedi. Üniversite ve sanayi iş birliklerine önem verdiğini vurgulayan Bahçıvan, bu kapsamda Kırklareli Üniversitesi ile Bahçıvan Gıda olarak protokol imzaladıklarını aktardı. Kırklareli Üniversitesinin, sanayi ve üniversite iş birliği noktasında rol model olabileceğini dile getiren Bahçıvan, şöyle devam etti: "Kırklareli Üniversitemiz bu konuda son derece rol model olabilecek imkanı taşıyor. Çünkü çevremizde sanayinin çok farklı sektörlerinden çok kıymetli firmalarımız, çok kıymetli örnek şirketlerimiz burada yer almakta. Kırklareli Üniversitesi ile bir protokol imzaladık. Bahçıvan Gıda olarak sanayi ve üniversite iş birliğinin pratiğe dönmesi ve önümüzdeki dönemde üniversite sanayi iş birliğinde örneğini gösterebilmek adına ümit ediyorum ki güzel çalışmalar yapacağız. O nedenle sevgili öğrenci kardeşlerimize bu mesajı vermek istiyorum. Kendini göstermek isteyen, öğrencilik yıllarından itibaren 'sanayinin içerisinde var olmaya hazırım' diyenler istedikleri zaman insan kaynaklarımızla ve fabrikamızla temasa geçebilirler." Kırklareli Valisi Uğur Turan da Bahçıvan'a teşekkür ederek, sanayi ve üniversite iş birliğinin güçlendirilmesi noktasında çalışmaları takip edeceğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Rengin Ak ise Liderlik Buluşmaları etkinliğinin devam edeceğini kaydetti. Konferansın ardından Vali Turan, Bahçıvan'a teşekkür belgesi verdi.

Prof. Dr. Alkin: “Vizyonun Temeli Ahlak, Özgürlük ve Felsefedir” Haber

Prof. Dr. Alkin: “Vizyonun Temeli Ahlak, Özgürlük ve Felsefedir”

Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Konferans Salonu’nda, Trakya Üniversitesi Ekonomi ve Finans Topluluğu iş birliğiyle düzenlenen “Vizyon ve Başarının Anahtarı” konulu konferansta ekonomist ve akademisyen Prof. Dr. Emre Alkin, yaşam, iş dünyası ve etik üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Programın moderatörlüğünü Trakya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu yaparken, açılış konuşmasını ETSO Başkanı Sezai Irmak gerçekleştirdi. Irmak, “Gerçekten vizyon sahibi olmak istiyorsanız, birbirinden değerli iki hocamızı dinlemeniz yeterli. Üniversiteyle iş dünyasının el ele olmasından büyük mutluluk duyuyoruz” dedi. “DEVLET, BİREYİN İŞİNİ YAPAMAZ” Konuşmasında tarihsel örnekler, kişisel anekdotlar ve felsefi yaklaşımlar arasında köprü kuran Prof. Dr. Emre Alkin, vizyon kavramını sadece hedef belirlemek olarak değil, “ahlak, özgürlük ve düşünce temeli üzerine inşa edilmesi gereken bir hayat felsefesi” olarak tanımladı. Alkin, Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat ve özgürlük anlayışına atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı: "Atatürk, daha Cumhuriyet bile kurulmadan milli egemenliğin kaynağını vatandaşın özgür iradesiyle seçtiği ekonomik faaliyetlerde görüyordu. Devlet, bireyin işini yapamaz; bireyin önüne takoz olamaz. Çünkü demokrasinin kaynağı, özgür girişimdir.” “VİZYONUN SINIRLARI AHLAK VE ETİK OLMALI” Gençlere seslenen Alkin, başarı arayışında maddi hedeflerin ötesine geçilmesi gerektiğini vurgularken; "Vizyon çizerken ilk yapacağınız şey, bunu ahlak ve etik çerçevesinde yapmaktır. Çok zengin olabilirsiniz ama bu sınırları aşarsanız kurduğunuz dünya bir kâğıt kale gibi yıkılır. Ahlak, özgürlük ve vicdan olmadan sürdürülebilir başarı mümkün değildir” dedi. “İHTİRAS DEĞİL, İHTİYAÇ PEŞİNDE KOŞUN” Konuşmasında sık sık gençlere kişisel gelişim öğütleri veren Alkin, “ihtiras ile ihtiyaç” arasındaki farkın yaşamda yön belirleyici olduğunu şu sözlerle söyledi: "İhtiyacınızı tatmin ettiğinizde fayda elde edersiniz, ihtirasınızı tatmin ettiğinizde ise sadece hüsran yaşarsınız. Hayatta asıl amaç, başınızı öne eğdirmeyecek işler yapmaktır.” “TÜRKİYE’NİN SORUNU FELSEFE EKSİKLİĞİ” Felsefeyi vizyonun temeli olarak tanımlayan Alkin, “Bugün bizi rahatsız eden birçok yanlışın nedeni, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinden uzaklaşmaktır” diye konuştu. Alkin, "Felsefe, bahsettiğimiz her şeyin temeli. Eğer bir ülke üretimden, düşünceden, tartışmadan uzaklaşırsa vizyon da körelir. Türkiye’nin ihtiyacı, felsefeye dayalı bir ilerleme projesidir" dedi. “GENÇLERİN CESARETİYLE TECRÜBEYİ BİRLEŞTİRECEĞİZ” Alkin konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Sizler, bizim göremediğimiz cesareti gösterebilecek bir kuşaksınız. Bizde tecrübe var, sizde güç. Bu 2 unsuru birleştirirsek, geleceği sağlam temeller üzerine inşa ederiz.” MEHMET EFECAN HIDIROĞLU

“Düşüncen Özgürse Engel Yoktur” Haber

“Düşüncen Özgürse Engel Yoktur”

Tekirdağ'da bedensel engelli öğretmen Aykut Garip, mezun olduğu Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde katıldığı söyleşide hayat hikayesini öğrencilerle paylaştı. Garip, fakültede düzenlenen "Engelleri beraber aştık" isimli söyleşide öğrencilerle bir araya geldi. Lise yıllarında denizde geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olduğunu ve ardından hayatına bedensel engelli olarak devam ettiğini anlatan Garip, ameliyatların ardından Açık Öğretim Lisesinden mezun olup üniversite sınavına hazırlandığını belirtti. 2016'da girdiği üniversite sınavında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandığını ifade eden Garip, "Üniversiteden 2020'de mezun oldum. Bu yıl Fatih Anadolu Lisesine öğretmen olarak atandım" dedi. Garip, kazanın ardından hiç pes etmediğini ve mücadelesini sürdürdüğünü dile getirdi. Başarılı olmak isteyen insanlara hiçbir şeyin engel olamayacağını ifade eden Garip, "Bu yıl meslek hayatıma başladım. Hayalim her zaman öğretmen olmaktı. Sevdiğim mesleği yaptığım için mutluyum. Hedefim yeni nesillere edebiyatı sevdirmek. Vatana, millete hayırlı nesiller yetiştirmek ümidiyle mesleğimi yapıyorum. Engel insanın kafasında başlar. İnsanların düşüncesi özgürse engel yoktur. Engeller aşılmak için vardır. Mezun olduğum fakültede düzenlenen söyleşide konuşmacı olarak yer almak da benim için ayrı bir gurur" diye konuştu. Engellilerin yaşadığı sorunların da konuşulduğu söyleşiye Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Özyavuz, öğrenciler ve engelli vatandaşlar katıldı.

"İsrail Gazze'de 7 Ekim'den beri soykırım gerçekleştiriyor” Haber

"İsrail Gazze'de 7 Ekim'den beri soykırım gerçekleştiriyor”

Cihannüma Derneği, Hukukçular Derneği ve Genç Hukukçular Topluluğunca Rektörlük Konferans Salonu'nda düzenlenen program İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop, programda, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının sürdüğünü söyledi. İsrail'in Gazze'de insanlık suçu işlediğini belirten Şentop, "İsrail Gazze'de 7 Ekim'den beri soykırım gerçekleştiriyor. İşlediği insanlık suçlarının 171'inci günündeyiz." dedi. Şentop, saldırıların başladığı günden bu yana Türkiye başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde toplantı ve mitingler yapıldığını dile getirdi. Yaşananlar karşısında büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Şentop, şunları kaydetti: "Konuşmak mı iyidir, susmak iyidir. Biraz tereddütlüyüm. Bugün devam eden soykırımla ilgili sözlerin en azından bugün için henüz bir fayda ortaya koymadığı dönemin içerisindeyiz. Bütün konuşmalarımız, sözlerimiz İsrail'in Gazze'de yaptığı vahşette şimdilik bir tesir meydana getirmedi. Tabi bunun bir boş iş olduğunu düşünmüyorum. Gazze'de temasta olduğumuz arkadaşlarımız, gazeteciler var. Onların her gün sabah akşam verdikleri en önemli mesajı 'Buradaki soykırımı, olanı biteni unutmayın unutturmayın' şeklindedir." Şentop, İsrail'in 1948 yılında bölgede yaşayanların topraklarını gasp ederek kurulduğunu vurguladı. Dünyanın farklı yerlerindeki Yahudilerin kuruluş döneminde bölgeye getirildiğini anlatan Şentop, "En az 400 bin Yahudi o bölgeye taşınıyor. 'Orada Araplar toprak sattı' hikayesi Batı aşığı insanların uydurduğu bir hikayeden ibaret. Böyle bir şey yok, aslı yok. Bu topraklar Araplardan gasp edilerek zorla alınmış topraklardır. 2. Dünya Savaşı sonlarına doğru zaman içerisinde topraklar üzerindeki hakimiyet üçte ikisi Yahudilerin, üçte biri Arapların olmak üzere bölünmüş vaziyette. Nihayetinde 1948'de devlet ilan ediliyor." diye konuştu. Şentop, İsrail'in aleyhine olan başta boykot olmak üzere her türlü eylemin destekçisi olunması gerektiğini sözlerine ekledi. Hukukçular Derneği Genel Başkanı Ahmet Yılmaz ise İsrail'in tüm dünyanın gözü önünde saldırılarına devam ettiğini söyledi. Yılmaz, Gazze'de yaşananların unutulmaması için düzenlenen etkinliklerin önem arz ettiğini dile getirdi. Cihannüma Derneği Başkanı Rıza Yorulmaz da Filistin'in 1948 yılından beri işgal altında bulunduğunu belirterek, Gazze halkının yanında olduklarını ifade etti. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Celalettin Vatandaş da sempozyumda bir konuşma yaptı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.