Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Nehir

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Nehir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nehir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Nehirlere yağmur da yetmiyor Haber

Nehirlere yağmur da yetmiyor

Edirne’de son 2 günde devam eden yağmur yağışı, vatandaşları ve çiftçileri umutlandırsa da Tunca ve Meriç nehirlerindeki kuraklık dikkat çekmeye devam ediyor. Edirne Meteoroloji Bölge Müdürlüğü verilerine göre, kentte dün metrekareye ortalama 20 kilogram yağış düşerken; Tunca ve Meriç nehirleri ise 13 Mart tarihli son 7 senenin en düşük debi verileri dikkat çekti. Devlet Su İşleri (DSİ) 11. Bölge Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre; bugün Tunca nehrinin Suakacağı mevkiinde yapılan ölçümde debisi 5 m3/s, Meriç nehrinin Kirişhane mevkiinde yapılan ölçümde ise debisi 63 m3/s olarak açıklandı. DSİ 11. Bölge Müdürlüğü tarafından açıklanan veriler, nehirlerin debilerinde son 7 yılın en düşük verileri olarak dikkat çekti. Açıklanan son 7 yılın verileri şu şekilde oluştu; 13 Mart 2018 Salı günü Tunca nehri Suakacağı’nda 86 m3/s, Meriç nehri Kirişhane’de 504 m3/s 13 Mart 2019 Çarşamba günü Tunca nehri Suakacağı’nda 13 m3/s, Meriç nehri Kirişhane’de 86 m3/s 13 Mart 2020 Cuma günü Tunca nehri Suakacağı’nda 12 m3/s, Meriç nehri Kirişhane’de 179 m3/s 13 Mart 2021 Cumartesi günü Tunca nehri Suakacağı’nda 13 m3/s, Meriç nehri Kirişhane’de 272 m3/s 13 Mart 2022 Pazar günü Tunca nehri Suakacağı’nda 13 m3/s, Meriç nehri Kirişhane’de 318 m3/s 13 Mart 2023 Pazartesi günü Tunca nehri Suakacağı’nda 6 m3/s, Meriç nehri Kirişhane’de 64 m3/s 13 Mart 2024 Çarşamba günü Tunca nehri Suakacağı’nda 5 m3/s, Meriç nehri Kirişhane’de 63 m3/s. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Eren; “Meriç kıyısındaki ağaçlar neden kuruyor?” Haber

Eren; “Meriç kıyısındaki ağaçlar neden kuruyor?”

Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği, Meriç nehri kıyısına dikilen ağaçların bir bölümünde inceleme yaptı. Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Eren, Devlet Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü’nün de tesislerinin bulunduğu nehir kıyısına dikilen bazı ağaçların kuruduğunu açıkladı. Eren, kuruyan ağaçların bir kısmının kökleriyle birlikte yıkıldığını, bir kısmının ise kökleriyle toprağa bağlı olsa da kuruduğunu tespit ettiklerini söyledi. Nehir kıyısında yapımı devam eden gabion duvar çalışmasının yanına dikildikten sonra kuruyan ağaçlarla ilgili sorular yönelten Eren, konunun kamuoyu ile paylaşılmasını talep etti. “BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ KURUMUŞ HALDE” Eren, Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği olarak Meriç nehri kıyısına dikilen ağaçları incelediklerini söyleyerek; “Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği olarak yaptığımız Meriç nehri kıyısındaki incelemesinde rekreasyon amaçlı yürüyüş yolu üzerine dikilen ağaçların birçoğunun kuruduğunu gördük. Kurudukları için bazıları kökleriyle beraber yıkılmış, büyük bir bölümü de yıkılmasa bile kurumuş halde. Sadece birkaç tanesi yeşillenmişti. Bunların hepsi ziyan oluyor. Burada yapılan çalışmada harcanan paranın nereye gittiğini öğrenmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. “BU AĞAÇLAR NEHİR KIYISINA UYGUN MU?” Ağaçların dikim işleminin gerçekleştirilmeden önce bölgeye uygunluğu ile ilgili bir çalışma yapılıp yapılmadığını soran Eren; “Ağaçlar neden kuruyor? Bu ağaçlar nehir kıyısına uygun mu? Bu kadar çok kuruyup döküldüğüne göre dikilenlerin bu alana uygun olmayan ağaçlar olabileceğini düşünüyoruz. Bu çalışmanın sorumlusunun sorularımızı yanıtlamasını istiyoruz. Orada bir tespit de yapılmalı. Kaç ağaç dikildi ve kaçı yaşamaya devam ediyor? Bu konuda bir rapor oluşturuldu mu? Çünkü nehir kıyısına birkaç tane değil, yüzlerce ağaç dikildi. Konunun kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz” dedi. “SÖĞÜTLÜK’Ü GÖRMEK İSTİYORUZ” Eren, halk arasında Söğütlük olarak da bilinen İzzet Arseven Kent Ormanı’nda Millet Bahçesi projesi ile gerçekleştirilen çalışmaları da sorarken; “Söğütlük’e sivil toplum örgütleri olarak girmemize izin verilmediği için ne olup bittiğini görmüyoruz. Bir orman park yapılmaya çalışıldı ve doğal yaşam zarar görmesin diye mahkemeler tarafından biz haklı bulunduğumuz için iptal edildi. Bizler Söğütlük’ü görmek ve varsa yapılan zararları tespit etmek istiyoruz” sözlerine yer verdi. UĞUR AKAGÜNDÜZ      

Meriç Nehri’nde milyonlar çöp oldu Haber

Meriç Nehri’nde milyonlar çöp oldu

Edirne Meriç Nehri üzerinde yapılan "Arşimet Burgu Türbinli Hidroelektrik Santralinde yaşanan beton çökmeden dolayı büyük kamu zararı yaşandı. Edirne'de şehir merkezinden geçen Meriç Nehri üzerinde elektrik üretmek için yapılan santralde yaşanan çökmeden dolayı milyon liralık beton, demir, lastik savak ve aylarca yapılan işçilik masrafları da çöp oldu. İddiaya göre, 625 beton mikserinin doldurduğu ve yaklaşık 70 bin 500 metreküp olan beton inşaat zemini çöktü. 12 milyon Türk lirası değerinde ve 625 beton mikser kamyonlarıyla taşınan lastik savak tablesinin çökmesi nedeniyle yaşanan büyük hasar onarılmaya çalışılıyor. İşlerine son verilen mühendislerin yerine Çevre Koruma Vakfı personeli ile yapılacak Meriç Nehri zeminine Fore Kazık Sistemi ile sıkılaştırma çalışmaları ile hasar onarılmaya çalışılıyor. Lastik Savaklı Arşimet Burgulu Hidroelektrik Santrali tesisinde test için su tutulurken ve elektrik üretimi çalışmaları başlatılırken çökmenin yaşandığı öğrenildi. Ayrıca, ilk inşaat aşamasında ihaleyi alan firmanın yaptığı projenin yarıda kalan kısmını bıraktığı ve işin devamının Edirne Valiliği bünyesinde Çevre Koruma Vakfı imkânlarıyla sürdürüldüğü biliniyor. Yanlış proje iddiası Konuyla ilgili açıklama yapan Devlet Su İşleri (DSİ) Emekli Bölge Müdür Yardımcısı, Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, projenin konuşlanmış yeri Meriç Nehri hidroliği yönünden ve bölgenin kendi jeolojik yapısı açısı itibariyle yanlış olduğunu belirtti. Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ ise Lastik Savaklı Arşimet Burgulu Hidroelektrik Santrali'nin akarsu üzerindeki dinamiklere uygun olmadığını dile getirdi. “BU EDİRNE İÇİN BİR KÂBUS DURUMUNDA” 27 yıl boyunca DSİ'de bölge müdür yardımcılığı yapan Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, "Bu bir yıl içinde bitirilebilecek bir projeyi. Projenin şu an konuşlanmış yeri Meriç Nehri hidroliği yönünden ve bölgenin kendi jeolojik yapısı açısı itibariyle çok büyük bir yanlışlık var. Nehir'in yasal su yönetimi, su hukuku, işletilmesi ve hükmü kanun gereği DSİ teşkilatına aittir. Su işleri teşkilatının bu konuya hiç dâhil olduğunu ve herhangi bir açıklama yada tasarım kullandığını göremiyoruz. Edirne Valiliği İl Özel İdare bünyesinde Çevre Koruma Vakfı adıyla bir kurum içerisinde ihale ettirildiği ve onun ödemelerinin finans kaynağının sağladığını biliyoruz. Meriç Nehri'nin genişliği 350 metre dolayısıyla nehrin genel rutubeti ve kumu en fazla toplanması uygun olan yerde burası ve buraya bu düşünülmüş maalesef. Bunun nehrin yatağından bertaraf edilmesi lazım. Bu sistem burada birikecek kirlilikten dolayı 1-2 yıl içerisinde çalışamaz hale gelir yada verimi son derece düşer. Rastgele bir şekilde düzensiz rejimi olan Meriç Nehri gibi bir yerde böyle bir santrali yapmak pek akıl işi değil. Bu Edirne için bir kabus durumunda” dedi. “Edirne için çok önemli bir proje konumunda şu anda” Emekli DSİ Bölge Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Erkin, "Bu proje güme gider diye düşünüyorum. Burayı kim kontrol ediyor bilmemiz gerekiyor. Çünkü projenin detayını da henüz bilmiyoruz. Burayı hangi mühendislik firması kontrol ediyor, DSİ mi kontrol ediyor, kim kontrol ediyor bilmiyoruz. Edirne için çok önemli bir proje konumunda şu anda. Bir taraftan da üzülüyorum yani DSİ kurumumuzun bu şekilde böyle pasif şekilde görünmesi mutlaka bir sebebi vardır. Bunun DSİ veya ilgililer tarafından açıklanması lazım. En azından bizim yetkimiz yok ama biz yetkimizi valiliğe, belediyeye veya başka bir kuruma verdik diyebilirler. Bundan sonra olabilecek birtakım iyi veya kötü olaylar DSİ'ye fatura edilir. İlgili kurum tarafından bir an önce buraya çekin düzen verilip, eğer bir yanlışlık varsa bunun revize edilip ya da vazgeçilmesi gerekiyor” diye konuştu. “LİSANSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNE DE AYKIRI GÖZÜKÜYOR BU PROJE” Erkin, "Zararın neresinden dönersen kardır. Bunun ivedilikle DSİ tarafından yeniden düzenlenmesi varsa bir yanlışlık açıklanması gerekiyor. Mutlaka ve mutlaka bu zararın DSİ tarafından açıklanması gerek. Projenin lisanlı veya lisansız olarak mutlaka DSİ izni ile yapılması gerekiyor. Ayrıca, burada üretilecek elektrik Çevre Koruma Vakfı bünyesinde mi bir yerlere verilecek yoksa valilik bünyesinde mi bir yerlere verilecek bunun da açıklanması gerekiyor. Eğer hangi kurum bünyesinde üretilecekse Valilik mi, İl Özel İdare mi, belediye mi şimdi bunları da bilmiyoruz. Belki de vardır açıklanmıyor. Lisansız elektrik üretimine de aykırı şu anda gözüküyor bu proje. Bu proje 7 buçuk milyon Euro değerinde ihale ettirilmiş. Burada biz dua ediyoruz ki herhangi bir taşkın yaşanmasın. Eğer bir taşkın yaşanırsa o zaman her şey daha güzel bir şekilde ortaya çıkacaktır” şeklinde konuştu. “BU ARŞİMET BURGUSU BU DİNAMİKLERE UYGUN DEĞİL” Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, "Arşimet burgusu diye tanımladığımız nehir içerisinde elektrik üretimi tesisine gelmeden önce bir konuyu iyi vurgulamak lazım. Edirne ilinin Enez ilçesine olan Meriç Nehri kısmının tamamı taşkın ovasında yer alıyor. Bunun en güzel örneğini de Lastik Savaklı Arşimet Burgulu Hidroelektrik Santrali'nde daha hizmette açılmadan bir ayağının çökmesiyle gördük. Çünkü akarsu yatak içerisinde akarken yatağın içerisini temizlediğiniz zaman burgu sistemiyle dibini oyar. Oyduğu zamanda bu yapıyı kullanılamaz hale getirdi. Bir akarsu üstüne yaptığınız bir mühendislik çalışması yaptığınız yerin değil de daha yukarı havzasında veya daha aşağı havzasında farklı problemleri beraberinde getirir. Nehir üzerinde özellikle taşkın ovalarında yapılacak mühendislik çalışmaları çok hassas ve akarsuların dinamiklerine uygun şekilde planlanması gerekiyor. Bu Arşimet burgusunun bu dinamiklere uygun olduğunu açıkçası ben düşünmüyorum" ifadelerine yer verdi. Vatandaşlardan Hüseyin Tekin, "İnşaatı görüyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. Biz de anlamadık neden yıkıldığını" dedi.

Son 7 yılın en düşük seviyesinde Haber

Son 7 yılın en düşük seviyesinde

Edirne’nin en önemli su varlıkları olan Tunca ve Meriç nehirlerinde son yıllarda ortaya çıkan debi düşüklüğü dikkat çekmeye devam ediyor. Devlet Su İşleri (DSİ) 11. Bölge Müdürlüğü tarafından günlük açıklanan debi verilerine göre, Meriç Nehri, 2018 yılından bugüne 15 Şubat tarihli en düşük debi seviyesini gördü. Son 7 yılın 15 Şubat tarihine bakıldığında Tunca Nehri’nin debisindeki azalma da dikkat çekiyor. SON 7 YILIN EN YÜKSEK SEVİYESİ 2018’DE 15 Şubat 2018 tarinde Tunca Nehri’nin Suakacağı mevkiindeki debisi 122-129 m3/s, Değirmenyeni mevkiindeki debisi ise 122-129 m3/s; Meriç Nehri’nin Kirişhane mevkiindeki debisi 525-441 m3/s olarak ölçüldü. 15 Şubat 2019 tarihinde Tunca Nehri’nin Suakacağı mevkiindeki debisi 15-14 m3/s, Değirmenyeni mevkiindeki debisi 15-15 m3/s; Meriç Nehri’nin Kirişhane mevkiindeki debisi ise 292-213 m3/s olarak ölçüldü. 2023 YILINDA DÜŞÜŞ ARTIYOR 15 Şubat 2020 tarihinde Tunca Nehri’nin Suakacağı mevkiindeki debisi 9-9 m3/s, Meriç Nehri’nin Kirişhane mevkiindeki debisi de 85-77 m3/s olarak ölçüldü. 15 Şubat 2021 tarihinde Tunca Nehri’nin Suakacağı mevkiindeki debisi 35-35 m3/s, Meriç Nehri’nin Kirişhane mevkiindeki debisi de 381-346 m3/s ölçüldü. 15 Şubat 2022 tarihinde Tunca Nehri’nin Suakacağı mevkiindeki debisi 13-10 m3/s, Meriç Nehri’nin Kirişhane mevkiindeki debisi ise 255-232 m3/s ölçüldü. 15 Şubat 2023 tarihinde Tunca Nehri’nin Suakacağı mevkiindeki 5-5 m3/s, Meriç Nehri’nin Kirişhane mevkiindeki debisi de 99-110 m3/s ölçüldü. MERİÇ SON 7 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİ 15 Şubat 2024 tarihindeki verilerde ise Tunca Nehri’nin Suakacağı ya Değirmenyeni mevkiindeki debi verilerine yer verilmezken; Meriç Nehrinin Kirişhane mevkiindeki debisinin 46 m3/s olarak ölçülmesi dikkat çekti. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Meriç Nehri'nde kuraklık alarmı Haber

Meriç Nehri'nde kuraklık alarmı

Yaz yağışlarının yetersiz olmasından dolayı debisi oldukça düşen Meriç ve Tunca Nehirlerinde son yılların en kurak dönemi yaşanıyor. Edirne'de geçmiş yıllarda kış aylarında taşkınlarla anılan Meriç ve Tunca Nehri, bu yıl yeterli yağış almaması nedeniyle kuraklıkla gündeme geliyor. 2023 yılının bu döneminde 267 metreküp/saniyeyle akan Meriç Nehri, bu yıl 52 metreküp/saniyeye kadar geriledi. Edirne'de Meriç Nehri'nin debisi, kuraklık nedeniyle geçen yıla göre 4 kat, Tunca Nehri'nin ise 2 kat birden azaldı. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan Tarihi Meriç ve Tunca Nehri'ni kuraklık vurdu. Devlet Su İşleri nehir debi verilerine göre, Meriç Nehri'nde geçen yıl 267 metreküp/saniye akan su, bu sene aynı tarihte yapılan ölçümde 52 metreküp/saniyeye; Tunca Nehri'nde ise 9 metreküp/saniye akan su, 3 metreküp/saniyeye düştü. Debinin düşmesi ve su seviyesinin azalmasıyla birlikte nehir yataklarında kum ve adacıklar oluştu. Kuruma noktasına gelen nehirlerde plastik atıklar, araç lastikleri, cam şişeler ve hatta aylar önce Tunca Nehri'ne atılan koltuk da çevredekilerin tepkisine neden oluyor. "Küresel iklim değişikliği debinin düşmesinde önemli etkiye sahip" Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, özellikle son yıllarda küresel iklim değişikliğine bağlı yağışların yıl içerisindeki düzeninin bozulması ve buharlaşmanın artması gibi faktörlerin debinin düşmesinde önemli bir etkiye sahip olduğunu aktardı. Uzun yıllık verilere bakıldığında bir sıcaklık artış trendinin ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Uludağ, "Yağışlarda düzensizlik, deniz suyundaki sıcaklık değişimi hidrolojik döngünün bir etkisi olarak ani sağanaklar ve yıl içerisindeki yağışın kısa sürede belli dönemlerde değişmesine sebebiyet veriyor. Dolayısıyla kurak dönemlerin arkasından çok şiddetli yağışlar meydana gelebiliyor" dedi. Ortak kullanımda su planlamalarının iyi yapılması ve coğrafi temellerin yer bilimi mantığının birlikte işlemesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Uludağ, "Akarsuyun doğal kaynak gibi görülmesi gerekiyor. Burada sadece suyun kendisi değil, suyun içinde yaşayan canlılar ekosistemi, sulama ve tarım amaçlı kullanım gibi birçok değişken var. Bunların birlikte değerlendirilmesi çok önemli. Kuraklığa dayalı tarım ürünlerinin tercih edilmesi gerek. Özellikle kapalı ve damlama sulama sistemlerinin geliştirilmesi çok önemli. Su ile ilgili planların iyi yapılması lazım. İklim kendi içerisinde kurak ve nemli dönem yaşar. Şu an kurak dönemi yaşıyoruz. Dolayısıyla şehrimizin ve toplumumuzun buna hazır olması gerekiyor. Suyu verimli kullanmamız gerekiyor" ifadelerine yer verdi. İzmir'den Edirne'ye gezmeye gelen Mutlu Gürsoy, çevre kirliliğine karşı dikkatli olunması ve atıkların nehirlere atılmaması gerektiğini ifade etti. Ailesi ile birlikte gezmeye gelen Ekin Duru Yılmaz, herkesin çöplerini nehrin içine attığını ve bu durumun hem doğaya hem de insanlara zarar verdiğini belirtti. Bu kirliliğin bir eğitim bir de bilinç boyutu olduğunu söyleyen Yalçın Yılmaz, "Buraya atılan bir çöp kilometrelerce gidip Ege Denizi'ne kadar ulaşabiliyor, tarım alanlarını kirletebiliyor. Hem cam hem de plastik atıkları fazlasıyla görüyoruz. Çöp kutuları koymak ve düzenli temizlemek gerekiyor. Belki de minik de olsa yaptırım uygulamak gerekiyor. Su seviyesi düşünce çöpler daha fazla ortaya çıkıyor" dedi.

Tunca’da aynı tas aynı hamam! Haber

Tunca’da aynı tas aynı hamam!

Edirne’nin en önemli kent unsurlarından biri olan Tunca Nehri’nin kıyısında insan eliyle meydana gelen kirlilik devam ediyor. Kent merkezi ile Karaağaç Mahallesi’ni birleştiren tarihi Ekmekçizade Ahmet Paşa (Tunca) Köprüsü’nden gün içinde ve gün batımında oluşturduğu eşsiz görüntüsü ile beğeni toplayan nehir, Meriç Nehri ile birlikte Edirne’nin en önemli doğal mirası konumunda. ATIKLAR SU VE TOPRAĞA KARIŞMIŞ DURUMDA Her gün çok sayıda insanı ağırlayan nehri kıyısı ise yıllardır kirletilmeye devam ediyor. Plastik ve cam atık yoğunluğuyla dikkat çeken nehrin kıyısında kentteki hiçbir kurum tarafından temizlik çalışması yapılmazken; ziyaretçileri de yanında getirdikleri ürünleri tüketmelerinin ardından kıyıya bırakıyor. Bölgede bulunan bir adet çöp konteynerini kullanmayı tercih etmeyen insanlar nedeniyle kirliliği her geçen gün artan nehir kıyısındaki atıkların toprak ve suya karışmaya başlamaları da dikkat çekiyor. YILLARDIR SÜREN KİRLİLİĞE KARŞI UYARI TABELASI YOK Dünyada su kaynaklarının her geçen gün daha da büyük öneme sahip olduğu anlaşılsa da kentte tarım sulaması amacıyla da kullanılan Tunca nehri, insan eliyle atılan özellikle plastik atıkların su ve toprağa karışması nedeniyle kirletilmeye devam ediyor. Nehir kıyısında yıllardır çok sayıda insanın zaman geçirmesine rağmen kirliliğe karşı herhangi bir uyarı tabelası bulunmuyor. UĞUR AKAGÜNDÜZ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.