Hava Durumu

#Osmanlı Medeniyeti

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Osmanlı Medeniyeti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Osmanlı Medeniyeti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Edirne’de Korku Yazarı Yaltırık’tan ‘Cadıcı’ Sunumu Haber

Edirne’de Korku Yazarı Yaltırık’tan ‘Cadıcı’ Sunumu

Trakya Üniversitesi (TÜ) Osmanlı Medeniyeti Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (OSMER) tarafından 27-28 Kasım tarihleri arasında düzenlenen IV. Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu devam ediyor. Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumda, tarihçi ve korku edebiyatı yazarı Mehmet Berk Yaltırık, “Osmanlı Döneminde Balkan Folklorunda Cadıcılar” konusunda sunum yaptı. “DÖNEMİN KAYNAKLARINA GEÇMİŞ” Yaltırık, Osmanlı döneminde özellikle Balkan coğrafyasında belirli dönemlerde toplu histeri görüldüğünü belirterek; “Toplu histerinin teması, bugün bizim Batı sinemasından hareketle vampir diye bildiğimiz ama Osmanlı literatüründe cadı ve hortlak diye geçen, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden tutun Şeyhülislam Ebu Suud Efendi’nin fetvasına kadar birçok yerli ve yabancı kaynakta geçen toplu histeri vakası var. Bunun kaynaklara geçme sebebi de insanları paniğe, endişeye sevk etmesi ve dolayısıyla garip bir olay olduğu için dönemin kayıtlarında çok şüpheyle yaklaşılsa da bir şekilde geçmesidir” ifadelerini kullandı. “CADICI KELİMESİ TÜRKÇEDİR” Balkan folklorunda “Cadıcı” denilen ilginç kişilerin var olduğunu söyleyen Yaltırık; “Cadıcı kelimesi Türkçedir. Osmanlı döneminde de bir yerde cadı ya da hortlak zuhureti görüldüğü şeklinde toplu histeri vakası görüldüğünde ve cadıcılar çağrılıyor. Balkan literatüründe cadıcının çok farklı ismi var. Örneğin; vampirci, vampirogli, cadıogli gibi Türkçe kelimeler Slav dillerine de geçmiş. Bunlar literatüre ve folklor araştırmalarına geçmiş durumdadır” dedi. “CADICILAR HOLLYWOOD’U ETKİLEMİŞLER” Yaltırık, Balkanlar’da 1900’lerin başına kadar farklı dönemlerde toplu histeri vakalarına dair kayıtlar bulunduğunu belirterek; “Cadıcılar da çok enteresan bir şekilde Türkçenin Balkan dillerine armağanıdır. Cadıcı, ölüp de mezarında dirildiğine inanılanı defetmek için çağrılan kişi demektir. Bu kişilerle ilgili çok sayıda kayıt var. En ilginç olanları, 1830’ların başına tarihlenen Makedonya mesarif defterlerinde geçiyor. O dönemde Manastır vilayeti olarak geçiyor. Mesarif defterlerinde diyor ki ‘Tikveş’teki cadı zuhurunda çağrılacak cadı üstatlarına 350 kuruş ödenecek.’ Anladığımız kadarıyla bu insanlar kiralanıyor. Bu bize popüler kültürden de tanıdık gelecektir. Meşhur ‘The Witcher’ dizisini izlediyseniz orada da canavar avcısı var. Fakat yazan kişi Doğu Avrupalı, Polonyalı bir yazar olduğu için muhtemelen kiralık bir canavar avcısını kullanmış. Cadıcılar, sadece ‘The Witcher’da değil, ABD’de Hollywood’u da etkilemişler. Bir tanesi ‘Blade’ denilen çizgi roman ve sonrasında filme de aktarılan seridir. Burada ‘Blade’ denilen karakter, Balkan folkloruna göre ‘Dampyr’dir. ‘Dampyr’, cadıcının diğer isimlerinden birisidir. Popüler bir figür ve Osmanlı-Türk folklorundan Balkan literatürüne girdiğini söyleyince insanlar şaşırıyorlar” sözlerine yer verdi. Yaltırık, sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. UĞUR AKAGÜNDÜZ

İşte Edirne Basın Tarihindeki İlk Sansür Haber

İşte Edirne Basın Tarihindeki İlk Sansür

Trakya Üniversitesi (TÜ) Osmanlı Medeniyeti Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (OSMER) tarafından 27-28 Kasım tarihleri arasında düzenlenen IV. Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu devam ediyor. Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumda, TÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Hakan Şallı, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Yerel Basının Dinamikleri ve Kurumsallaşma Sürecinde Yaşadığı Sorunlar-Edirne Örneği” konusunda sunum yaptı. EDİRNE’DE BASIN YAYIN FAALİYETİ NE ZAMAN BAŞLADI? Şallı, Edirne’de basın yayın hayatının başlangıcını açıklarken; “Araştırmacılar, Edirne’deki yerel basının başlangıcını 1867 veya 1868’e sabitler. Öte yandan 1878 yılında yayımlanan salnamelere baktığımızda da gerçekten bu tarihlerde bir vilayet gazetesinin yayımlandığı, dolayısıyla Edirne’de yerel basının başladığını görmekteyiz. Lakin Osmanlı arşivlerine baktığımızda işin aslının pek de öyle olmadığı anlaşılır. Erzurum Üniversitesi Seyfettin Özege koleksiyonundan, Edirne vilayet gazetesinin en erken sayısını gösteren bir gazete kupürü var ve tarih 2 Mayıs 1881. Bu gazete haftada 1 gün yayımlanıyor. 50’nci sayısına geldiğimiz zaman 2’nci yılına başlangıç yaptığına dair bir haber paylaşmışlar. 1880’li yıllardan da bir belge karşımıza çıkıyor. Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra anne ve babasını kaybeden çocuklar için yapılan yetimhaneye yerleştirilen çocukların gelirleri, Edirne’de yayımlanan vilayet gazetesinden el edilen bedellerle karşılanmaktaydı. Dolayısıyla Edirne’deki yerel basının başlangıcını biraz daha ileriye doğru çekmemiz gerekecek gibi duruyor. 1867 değil de derli toplu, periyodik ve düzenli olarak basın yayın faaliyetinin Edirne’de 1880 yılında başladığını bu belgeden çok net söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. GAZETELERİN SORUNLARINA DİKKAT ÇEKTİ Osmanlı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Edirne’de faaliyet gösteren yerel gazetelerin sorunlarını sıralayan Şallı; ekonomik sorunlar ve abone bedellerinin ödenmemesi, reklam gelirlerinin olmaması, tiraj sorunları, gazetelerin dağıtılmasında yaşanan sorunlar, posta ve ulaşım sorunları, amatör kadrolar ve amatör iş sorunları, Edirne basını ile İstanbul basını arasında yaşanan açmazlar, yerel gazetelerin yerel bürokrasi ile yaşadığı sorunlar gibi sorunlara dikkat çekti. MEHMET ŞEREF AYKUT’UN YAZISI SANSÜR YEMİŞ Şallı, Edirne basın tarihindeki ilk sansürü de açıklarken; “Arşivde tespit edebildiğim Edirne basınının ilk yediği sansür, 1911’in Aralık ayında olmuş. Mehmet Şeref Aykut, sivri dilli, sivri kalemli, sivri fikirli ve hanedana laf söyler. İlk sansür yenir” dedi. Şallı, sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Edirne'de Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu Haber

Edirne'de Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu

‎Trakya Üniversitesi (TÜ) Osmanlı Medeniyeti Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (OSMER) tarafından 27-28 Kasım tarihleri arasında düzenlenen IV. Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu başladı. ‎Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen sempozyuma Edirne Vali Vekili Şevket Atlı, TÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, OSMER Müdürü ve Sempozyum Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tülay Canıtez, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Vali Vekili Atlı, Rektör Hatipler ve OSMER Müdürü Canıtez'in açılış konuşmalarıyla başlayan sempozyumda, Crisantem Quartet tarafından müzik dinletisi de gerçekleştirildi. ‎54 BİLDİRİ SUNULACAK ‎Açılış konuşmasında Canıtez, sempozyumun 4 yılda uluslararası bir platform niteliği kazandığını söyledi. Sempozyumda 54 bildirinin hem yüz yüze hem de çevrimiçi sunulacağını belirten Canıtez, sempozyuma katılanlara teşekkür etti. Canıtez'in ardından konuşan Rektör Prof. Dr. Hatipler, sempozyuma Osmanlı coğrafyasındaki birçok şehirden katılımcı olduğuna dikkat çekerken; Osmanlı medeniyetinin basit bir coğrafyadan ibaret olmadığını söyledi. Hatipler'in ardından konuşan Vali Vekili Atlı, Osmanlı'nın çeşitli coğrafyalarda önemli tarihi eserler bıraktığını belirterek, sempozyumun hayırlı olmasını diledi. ‎SUNUMLARLA DEVAM EDECEK ‎Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun çağrılı konuşmacısı Lübnan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden Prof. Dr. Khaled Omar Tadmori, ilk sunumu gerçekleştirecek. Sempozyum, gün boyunca çeşitli sunumlarla devam edecek. ‎UĞUR AKAGÜNDÜZ

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.