Hava Durumu

#Recep Tayyip Erdoğan

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni Anayasa Türkiye İçin Lüks Değil, Çok Geç Kalmış Bir İhtiyaçtır” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni Anayasa Türkiye İçin Lüks Değil, Çok Geç Kalmış Bir İhtiyaçtır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Muğla İl Kongresinin ardından Marmaris’te sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri ve muhtarlar toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, "“Aslolan milletin gönlünü kazanmak, milletin hayır duasına mazhar olabilmektir. Bunun yolu da şüphesiz eser, hizmet ve proje üretmekten geçer. Bize oy versin ya da vermesin, kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden tüm Türkiye'ye hizmet etmek için gece gündüz koşturuyoruz. Şunun altını çizerek tekrar ifade etmek isterim. Bizim siyaset felsefemizde ayrımcılık asla yoktur. Kimseyi inancından tercihinden, meşrebinden, siyasi partisinden dolayı dışlama yoktur. Etnik kökeni, dünya görüşü, sandıktaki tercih ne olursa olsun seksen beş milyonun her bir ferdi bizim öz bir öz kardeşimiz canımızın bir parçasıdır. Hep söylüyorum. 85 milyonluk devasa bir aileyiz. Vatanımız bir, bayrağımız bir, istiklal marşımız bir, acımız bir, sevincimiz bir, mazimiz bir, istikbalimiz birdir. Allah'ın izniyle bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez” dedi. “Kürt kardeşlerimiz bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı” “Sevgili kardeşlerim, önemine binaen bir hususa özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bakınız bu ülkenin yakın geçmişinde gerçekten büyük acılar yaşandı. Milletin tercihleri yok sayıldı. Milli iradeye darbe vuruldu" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Gençlerimizi sokak olaylarında kurban verdik. 40 yıllık terörle mücadelemizde nice koç yiğit ömrünün baharındayken toprağa düştü. Maraş ve Çorum olaylarında insanımızı birbirine kırdırdılar. Sermayenin renklere ayrıldığı baskıların tehditlerin zorbalıkların ayyuka çıktığı insanların fişlendiği olağanüstü dönemler yaşandı. Kürt kardeşlerimiz bir tarafta terör örgütünün diğer tarafta dikta heveslisi bir avuç kibir abidesinin olduğu bir cendereye sıkıştırıldı. Kılık kıyafetinden, şivesinden, dış görünüşünden dolayı insanlarımız hakarete maruz kaldı, itildi, ötelendi. Alevi, Bektaşi vatandaşlarımız asırlardan süzülüp gelen kültürlerini tam yaşayamıyor, kimliklerini korkusuzca dile getiremiyor, başörtülü kızlarımızın en temel hakkı olan eğitim hakları, çalışma hakları, iş hayatına katılma hakları keyfi sebeplerle gasp edilmiş, kısıtlanmıştı. Kerameti kendinden menkul seçkinler mutlu müreffeh bir hayat sürerken, toplumun kahir ekseriyeti ya yasaklarla ya da yokluk ve yoksullukla boğuşuyordu. Daha bunun gibi sayısız zorlukla, sınamayla karşılaştık. Allah'a hamdolsun bunların neredeyse tamamını artık geride bıraktık” ifadelerini kullandı. "Milli gelirimizi 2024 yılı sonunda 1 trilyon 331 milyar dolar bekliyoruz" Krizlerin ve belirsizliklerin kol gezdiği Türkiye'yi son 22 yılda tekrar ayağa kaldırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002’de 230 milyar dolar ekonomik büyüklüğü olan ülkemizi geçen sene 1 trilyon 130 milyar dolarlık büyüklüğe kavuşturduk. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini şu anda bekliyoruz. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, 261 milyar doların üzerine çıkardık. Ayrıca bizden önce hayal dahi edilemeyen nice önemli reformu, nice hak ve özgürlük hamlesini sabırla, azimle ve kararlılıkla hayata geçirdik. Türkiye'yi güven ve istikrarla uyum içinde en önemlisi de birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde hamdolsun bu günlere getirdik. Elini vicdanına koyan herkes geçmişin Türkiye'siyle bugünün Türkiye'si arasındaki devasa farkı görüyor ve kabul ediyor. Yapılanları objektif olarak değerlendiren her bir insanımız ülkemizin 22 yılda kat ettiği büyük mesafeyi tasdik ve takdir ediyor. Ekonomide, diplomaside, ticarette, turizmde, savunmada, sağlıkta hasılı. Aklınıza gelebilecek her alanda gerçekten hiç umulmadık başarılara imza attık. Şurası da bir gerçek. Hayatın dinamizmi içerisinde beklentiler ve talepler de dönüşmektedir. Dünya değiştikçe insanın aynı kalması fıtrata aykırı bir durumdur. Siyasetin görevi sorulara ve sorunlara makul cevaplar üretmek halktaki değişim iradesini doğru enstrümanlarla yönetmektir. Bunun kolay bir vazife olmadığını hepimiz biliyoruz” diye konuştu. “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır” Türkiye gibi demokrasisi 42 yıl önce yapılmış darbe anayasasıyla malul olan ülkelerde değişimi yönetmenin çok daha çetrefilli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun için Türkiye'nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının şart olduğunu uzun bir süredir ısrarla dile getiriyoruz. Bu çağrıyı da muhalefetin iddia ettiği gibi gündem kaygımızdan değil tam aksine ülkemizin yeni anayasa ihtiyacını gördüğümüz için yapıyoruz. Ama bizim öyle bir muhalefetimiz var ki bırakın çözümün parçası olmayı sorunun katlanarak büyümesi için elinden geleni ardına koymuyor. Anayasa dahil, ülkenin herhangi bir meselesinde önerileri var mı? Yok. İstemüzlükten başka lügatlerinde kelime var mı? O da yok. Böyle gelmiş böyle gitsin. Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın modunda son derece konforlu bir alanda siyasetçilik oynuyorlar. Allah aşkına böyle siyaset olur mu? Mızıkçılık yaparak, kaçarak saklanarak işin yokuşa sürerek bu ülkeye hizmet edilir mi? Muhalefet demek her şeye karşı çıkmak, her şeye itiraz etmek midir? Şu hakikati açık ve net ifade etmek durumundayım. Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil. Evet, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Bu yönde atılacak bir adım Türkiye'yi yüzyılı hedefimize daha kolay daha hızlı ulaşılmasını sağlayacaktır. Meclisimizdeki partilerin çoğunun ilk dört madde başta olmak üzere pek çok hususta hem fikir olduğunu memnuniyetle müşahede ediyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın da yeni anayasa iradesi zaten güçlüdür, diridir, dinamiktir. Son yılların en çoğunlukçu aritmetiğine sahip 28’inci dönemde meclisin kendisinden bekleneni özellikle yerine getirmesini ümit ve arzu ediyoruz. İnşallah böylece evlatlarımıza daha özgür, daha müreffeh ve güçlü bir ülke bırakma ülkümüze biraz daha yaklaşmış olacağız. Bu süreçte Muğla'nın iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, kanaat önderleriyle bizim yanımızda olması çok ama çok önemlidir. Rabbim şimdiden işlerimizi kolaylaştırsın diyorum” dedi. “Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor” “Muğla gerçekten insanı kendine meftun eden bir şehrimiz. Özellikle son yıllarda Muğla, her alanda büyük bir atılım içerisinde. Öyle ki, Muğla'nın seralarında üretilen, tesislerinde işlenip paketlenen gıda ürünleri dünyanın dört bir yanına gönderiliyor" diyen Erdoğan, Muğla'nın tabiat harikası koylarına, köylerine, tesislerine dünyanın dört bir yanından turist geliyor. Aynı zamanda Muğla, Akdeniz'le Ege'yi ve iç Anadolu'yu birleştiren konu ile ülkemizdeki her ferdinde hayallerini süsleyen bir yerdir. Ancak bütün bu avantajlarına rağmen Muğla, yerel yönetimler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor. Muhalefetin siyasi meselelerdeki lakayt tavrı yönettikleri şehirlerdeki yerel yönetimlerle ilgili konulara da sirayet ediyor. Sorun çözmek, milletin sıkıntılarını ortadan kaldırmak gibi bir dertleri yok. Polemik ve mazeret üretmeye harcadıkları enerjiyi şehirlere hizmet etmeye ayırsalar inanın şehirlerimiz çok farklı bir yerde olurdu. Ama bu konuda herhangi bir değişim işareti göremiyoruz” şeklinde konuştu. “Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor” Her yıl Bodrum'un yaklaşık 1,5 milyon misafiri ağırladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin turizmdeki hedefleri büyüdükçe buralara gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı da doğal olarak artıyor. Turizmde 2024 yılı hedefimiz biliyorsunuz 60 milyon ziyaretçi. Biz bir taraftan turizmde gaza basarken yerel yönetimler tarafında tam anlamıyla bir atalet hatta sabotaja varan bir duyarsızlık görüyoruz. Turizmden ekonomik olarak ciddi gelir elde ediyorlar ama iş altyapı ve iş yapı yatırımlarına gelince hiçbir adım atmıyorlar. Örneğin başta Bodrum olmak üzere Muğla'nın birçok ilçesinde bunu sizler yaşıyorsunuz. Ben de Muğla'lı sayılırım. Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu sıkıntısı çekiliyor. Bu asırda, bu zamanda. Ancak görevi içme suyu sorununu çözmek olanlar, sorunu görmezden, duymazdan geliyordur. İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yapmış bir kardeşiniz olarak, üstelik de biliyorsunuz çöp, çukur, çamur, susuzluk bunları yaşayan bir İstanbul devralmıştır. Ve orada bütün bu sorunları bir yıl içerisinde sildik süpürdük. Şimdi aynı durum maalesef Muğla'da var mı? Var. Kirlilik sebebiyle neredeyse canlının yaşamadığı İzmir körfezi için de aynı şeyler geçerli. Orada da İzmir'e hizmet etmemeyi hayat tarzı üzerinden meşrulaştırmaya çalışan garip bir zihniyet var. Eser ve hizmet siyasetiyle temayüz etmek yerine korkuları körükleyerek, ideolojik belediyecilik yaparak beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Biz ise derde derman olmanın sıkıntıları ortadan kaldırmanın peşindeyiz” dedi. “Su sorunu çözmek DSİ’nin değil, büyükşehirlerin işi” Su sorununu çözmenin DSİ'nin görevi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Su sorununu çözmek büyük şehirlerde, büyük şehir belediyelerinin görevidir. Sorunu ben yaşadığım için söylüyorum. İstanbul'u susuzluktan aldık ve kısa bir zaman içerisinde de İstanbul'un su sorununu çözdük. Şimdi CHP'nin büyükşehir belediyelerine bakın. Acaba bu sorunları çözdüler mi, çözüyorlar mı? Böyle bir dertleri var mı? Muğla büyükşehir, büyükşehir Muğla'da su sorunu niçin çözülmez? Neden bu konuda adım atılmaz? Aynı durum geçiyorum şöyle. Van'da vardı. Van'da da Veysel Bey bakan olduğu zaman baktık ki Van maalesef su sorununu çözemiyor. O zaman Veysel Bey'e dedim ki burada yaşayanlar bizim insanımız. Yatırımı yap ve Van'ın su sorununu DSİ ile çözelim. Ve Van'ın su sorununu biz o zaman devlet su işleri ile çözdük. 22 yıldır nasıl milletimize kulak vererek biz bugünlere geldiysek, Muğla'nın, Bodrum'un içme suyu sorunlarını çözmek için de kolları sıvadık. Yatırım programına aldığımız Sandras içme suyu projemiz ile Muğla İl Merkezi'nin içme suyu ihtiyacını inşallah karşılayacağız. Toplam 7,6 milyar lira maliyeti olan proje ile yıllık 7,32 milyon metreküp içme suyu depolama, günlük 45 bin metreküp kapasiteli arıtma tesisi ve 12,3 kilometresi tünel olan toplam 80 kilometrelik isale hattını devreye alacağız. Bodrum barajının proje çalışmalarını daha seneye başlatıyoruz. Yıllık 13,2 milyon metreküp depolama, günlük 135 bin metreküp arıtma kapasitesiyle Bodrum'un kanayan yarasına inşallah merhem olacağız. Bir diğer konu ulaştırmadır. Bodrum-Yalıkavak yolunun kalan 7 kilometresinin ihalesini yaptık, çalışmalara başladık, inşallah seneye onu da bitiriyoruz. 69 kilometre uzunluğundaki Söğüt-Seydikemer yolunun 21 kilometresini bölünmüş yol olarak tamamladık. Çalışmalarımız devam ediyor. 51 kilometrelik Seydikemer-Kalkan yolunun 12 kilometresini tamamladık, kalan kısımlarıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. 27 kilometre Gökova ayrım Marmaris yolunu bölünmüş yol olarak yine biz bitirdik. Marmaris-Datça yolunun 50 kilometresini bitirdik, kalan 18 kilometresinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçeleriyle birlikte tüm Muğla'yı Allah'ın izniyle muhalefetin beceriksizliğine mahkûm etmeyeceğiz. Hayatın her türlü hız kesme varlığına rağmen, biz yorgunluğa hız kesmeden, yılgınlığa pirin vermeden, hem Muğla'yı hem diğer 80 vilayetimizi kalkındırmaya devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hak ve Halk Hesaba Çekmeden Biz Kendimizi Hesaba Çekeceğiz" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hak ve Halk Hesaba Çekmeden Biz Kendimizi Hesaba Çekeceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yahya Kaptan Şehit Polis Recep Topaloğlu Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 8. AK Parti Kocaeli Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Kongrenin hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Kurulduğu günden itibaren AK Parti'ye gönül vermiş, AK Parti'nin millete ve memlekete davasına omuz vermiş, hizmet bayrağımızı Kocaeli'de iftihar ile dalgalandıran yol arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bizim Kocaeli'ye sevgimiz tarife sığmaz. Bizim Kocaeli'ye aşkımız artar, eksilmez” dedi. “149 kalem projeyi resmen hizmete açtık” Erdoğan, “Kocaeli fetihleriyle, açtığı kapılarla nasıl barış medeniyetinin nişanesi olmuşsa Türkiye Yüzyılının da nişanesi olacaktır. Nasıl birliğimizin, dirliğimizin nişanesi olmuşsa, Türkiye Yüzyılında da örnek şehirleri olmaya devam edecektir. Eylül ayına geldik toplam 149 kalem projeyi resmen hizmete açtık. Şehir Hastanesi standartlarında inşa ettiğimiz Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi yeni binasını hizmete sunduk. Bugün de il kongremizi gerçekleştirmek üzere sizlerle beraberiz. Kocaeli'yi daha da geliştirmek, büyütmek, kalkındırmak için her türlü desteği sağlamayı bundan sonra da sürdüreceğiz” diye konuştu. “Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz” AK Parti'nin bir siyasi partinin olması ötesinde; bir davası, bir hayali, bir derdi olanların kurduğu ve büyüterek bugünlere getirdiği bir teşkilat olduğunu söyleyen Erdoğan, “Her kim AK Parti'yi dünyada kabul gören klasik parti işleyişi sınırları içinde değerlendirip, öyle hareket ederse fena halde yanılır. Siyaseti sadece bu şekilde okuyanların, kendi iç işleyişlerinde yönettikleri belediyelerde, uluslararası ilişkilerinde nasıl savrulmalar yaşadığına hep beraber şahit oluyoruz. Bu savrulmaların sonu kendi ülkesine, kendi milletine, kendi tarihine, kendi kültürüne ve inancına yabancılaşmak ve sonra düşman haline gelmektir. Öyle vahim durumlarla karşılıyoruz ki, bu ülkede siyaset yapıyor, bu milletin ekmeğini yiyor, bu ülkenin kimliğini taşıyor ama ülkeye ve millete açıkça düşmanlık güdüyor. Hadiselere Türkiye eksenli değil, başka başkentlerin penceresinden bakıyor, adeta onların kılıcını sallıyor. Milletle, milletin değerleriyle ve memleketle bağını tamamen koparmışlar, rüzgar nereye eserse hemen oraya dümen kırıyorlar. İlkeleri, uğruna zorluklara göğüs gerecek ülküleri kalmamış. Dahası bunlar, hataları yüzlerine ders almıyor, aynı yanlışı yapmaya devam ediyorlar. Şunun bilinmesini isterim; milletin kurduğu, bugünlere getirdiği AK Parti asla böyle olmamıştır, olmayacaktır. Bizde olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz. Nefsimizi sorgulamaktan, 'Acaba nerede kusur var?' sorusunu kendimize sormaktan asla ve asla korkmayacağız. Eksiği, hatayı, günahı başkalarında değil, hep kendimizde arayarak, hakkın, hakikatin, doğrunun izinden geçeceğiz. AK Parti'nin temsilcisi olduğu dava bir medeniyet davasıdır, bu dava büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etme davasıdır. Bu dava mazluma umut olma, zulme son verme davasıdır. Bu dava adalet, hürriyet ve hep birlikte onurlu bir yaşam davasıdır” şeklinde konuştu. “Birilerinin yaptığı gibi bu kutlu davayı günlük siyaset uğruna bozuk para gibi harcamayacağız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birilerinin yaptığı gibi bu kutlu davayı günlük siyaset uğruna bozuk para gibi harcamayacağız, istismar etmeyeceğiz, eğip bükmeyeceğiz. Gerekirse bedel ödemekten çekinmeyerek, milletimizi ayakta tutan kadim değerlere sıkı sıkıya sahip çıkacağız, ülkemiz ile ilgili hayallerimizden, hedeflerimizden milim taviz vermeyeceğiz. Kalbimizi hakka bağlayacak, sırtımızı millete yaslayacak, yüzümüzü tüm insanlığa döneceğiz. Kibri, büyüklenmeyi, hasedi, zehirli dili kapımızdan içeriye sokmayacağız. Tüm kesimleri inançları ve meşrepleriyle insanımızın her birini samimi, hasbi, harbi, gönül alıcı, çözüm odaklı yaklaşımla kucaklayacağız. Şunu unutmayınız, beldesinden ilçesine, ilinden genel merkezine kadar AK Parti teşkilatlarının kapısı tıpkı bir tekke kapısı gibi gelen herkese açık olmalıdır. Hiç şüphesiz, teröristle, hainle, hırsızla, arsızla işimiz olmaz, zaten onların yolu da AK Parti ile asla kesişmez. Bunun dışında herkesi muhabbetle bağrımıza basarak, eser ve hizmet siyasetimizi sürdürmekte kararlıyız. Nefsimizi zincire vurmadan, rahatı huzuru bir kenara atmadan, mağdurun ve mazlumun sesi olmadan, yürekten yüreğe esmeden AK Parti'nin temsilciliğini yürüttüğü davaya layık olamayız” ifadelerini kullandı. “23 yıldır Türk siyasetine damgamızı vurduk" “Kongrelerimiz şahsi hesapların değil, Türkiye sevdasının, Türk milletine hizmet etme yarışının yaşandığı zeminlerdir" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Kongrelerimiz, halef ve selefin bir arada olduğu, yol arkadaşlığının devam ettiği, eski-yeni ayrımlarının yapılmadığını kucaklaşma vesileleridir. 8. Olağan kongre sürecimizi kanuni bir zorunluluğu yerine getirmekten ziyade, partimizi güçlendirmenin bir zemini olarak görüyoruz. Bir taraftan eski yol ve dava arkadaşlarımızla ahdimizi tekrar yenilerken, diğer taraftan yeni isimleriyle kadrolarımızı takviye ediyoruz. Bugüne kadar kimseye vefasızlık yapmadık. Emektarlarımızın tecrübelerini, gençlerimizin heyecanıyla birleştirerek tam 23 yıldır Türk siyasetine damgamızı vurduk. Bugün de, yarın da aynı yolda yürümeye devam edeceğiz. Kardeşlerim, şu noktaya özellikle dikkatleri çekmek zorundayım. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte, ülkeyi yönetmek için milletimizden yarısından fazlasının oyunu almamız gerekiyor. Gençler, bir başka ifadeyle, 85 milyon vatandaşımızdan biraz önce ifade ettiğimiz çok küçük bir kesim dışında herkesin gönlünü kazanmak durumundayız. Bugüne kadar tecrübelerimiz bize, Türkiye'de AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndan başka bu çitayı aşabilecek hareket olmadığını gösteriyor. Her ne kadar son mahalli seçimlerde arzu etmediğimiz bir neticeyi elde etmiş olsak da bunu bir yol kazası olarak kabul ediyoruz. Son seçimlerden çıkardığımız dersler ışığında, gereken düzeltmeyi her kademede yapıyoruz ve yapacağız. Teşkilatlarımızı güçlendirerek, politikalarımızı güncelleyerek, yönetim tarzımızı geliştirerek önümüzdeki seçimlerde yeniden yüzde 50 çıtasının üzerine çıkacağımızdan şüphe duymuyorum. Yeter ki şöyle toparlanıp kendimize gelelim. Yeter ki misyonumuzun ne olduğunu hatırlayalım, yeter ki yüreğimizi, kollarımızı milletimize açalım. Gereğinin kendiliğinden geldiğini zaten göreceksiniz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”Bunların Aklında Sadece Para Kuleleri Var” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”Bunların Aklında Sadece Para Kuleleri Var”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gaziantep’te 5 bin 113 deprem ve sosyal konut anahtar ve tapu teslim törenine katıldı. CHP’ye yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kule deyince ana muhalefetin aklına sadece para kulelerinin geldiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millete hizmet için dev eserler üreterek karıncalar gibi çalıştıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’li belediyelerin her şeye para bulduğunu ama iş Sosyal Güvenlik Kurumuna gelince 40 dereden su getirdiklerini söyledi. “2025 yılının sonunda 452 bin 983 bağımsız bölümün teslimini gerçekleştireceğiz” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Sizleri hasretle muhabbetle selamlıyorum. Gazişehrimizde yaşayan her bir kardeşime sevgilerimi gönderiyorum. Yapımı tamamlanan 5 bin 113 deprem ve sosyal konut anahtar ve tapu teslim töreni için buradayız. Umudumuz için heyecanınız için coşkunuz için her birinize teşekkür ediyorum. Bugün umudun ve istikbalin şehrindeyiz. Asrın felaketinde evleri yıkılan Antepli kardeşlerimizin sosyal konutlarının anahtarını teslim ediyoruz. Bugün bu asil coğrafya nice medeniyetlere ev sahipliği yaptı. Bu bölge sıradan bir yurt değildir. Burası dünyaya yön verenlerin yurdudur. Anadolu da huzur içinde yaşamak istiyorsak her alanda güçlü olmalıyız. Bu sadece dış politika, savunma, ekonomi için gerçi değil, güçlü ve dayanıklı şehirler inşa etmek de çok önemlidir. Anadolu’muzun mağdur olmasına müsaade edemeyiz. 6 Şubatta sarsılmaz bir kale gibi dimdik durduk. Hızlıca asrın inşasını başlattık. Geçen hafta Kahramanmaraş’ta 155 bin konutun anahtarlarını teslim ettik. Öyle laf ola beri gele yok. Şimdi Gaziantep Güneyşehirdeyiz. 5 bin 113 deprem ve sosyal konutun anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ediyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 2024 yılının sonuna kadar 24 bin 191’i Gaziantep’te olmak üzere 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü teslim edeceğiz. 2025 yılının sonunda Gaziantep’imizde toplam 31 bin 317 konut ve işyerinin deprem bölgemizin tamamında ise 452 bin 983 bağımsız bölümün teslimini inşallah gerçekleştireceğiz. Biz dünyanın en büyük şantiyesine dönüşen deprem bölgesinde sadece konut yapmıyoruz. Biz aynı zamanda okuluyla, sağlık merkeziyle, çarşı pazarıyla, yeşil alanıyla parkıyla Yepyeni yaşam alanları inşa ediyoruz. Bölgedeki şehirlerin tamamının altyapısını yeniliyoruz. Gaziantep başta olmak üzere deprem bölgesinde ekonomiyi canlandırmaya, üretimi, istihdamı, ticareti güçlendirmeye devam ediyoruz. Türkiye tüm bunları aynı anda yapacak kudretede siyasi iradeye de sahiptir. Vatandaşlarımıza meydanlarda verdiğimiz tüm sözlerin arkasındayız. 22 yıllık iktidarlarımızın hiçbir döneminde milleti hayal kırıklığına uğratmadık. Ana muhalefet gibi, sırf seçim kazanmak için bol keseden vaat dağıtıp göreve gelince hepsinin üzerine sünger çekenlerden olmadık. Tarihimizin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini Allah’ın izniyle en güzel şekilde tamamlayacağız. Gaziantep’i yeni nesil belediyecilik anlayışıyla Türkiye yüzyılına yakışır örnek bir şehir yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ulaşımdan yeşil alanlara, eğitimden kültürel faaliyetlere kadar pek çok alanda önemli adımlar attık. Toplam 135 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en büyük temiz su yatırımı olan Düzbağ içme suyu projesiyle şehrimizi kaynak kalitesiyle içme suyuna kavuşturduk. 5 kilometresi tünel olmak üzere toplam 25 kilometre uzunluğundaki Gaziray metro projemizi başarıyla tamamladık. 32 vagondan oluşturduğumuz yerli ve milli tren setimizi yakında tamamlıyoruz. İnşallah önümüzdeki aylarda vatandaşlarımızın kullanımına açıyoruz. Yine 25 köprülü kavşağımızı ve 128 köprümüzü de yakın zamanda hizmete alacağız. 10 bin iş yerinde 50 bin kardeşimizin istihdam edileceği 4 milyon metrekarelik büyükşehir sanayi ve endüstri merkezini de tamamlamak üzereyiz. Toplam 3 milyon metrekarelik park ve millet bahçesini hayata geçirdik. Depremde en çok zarar gören Nurdağı ve İslahiye’deki alt yapı üst yapı su ve kanalizasyon hizmetini hızlı bir şekilde gerçekleştirdik. Müzeyyen Erkul Gaziantep bilim merkezini, Türkiye’nin en büyük engelsiz yaşam merkezini ve azaymer bakım merkezini Gaziantepli kardeşlerimizin hizmetine sunduk. 25 adet yüzme havuzu ve spor salonumuzu vatandaşlarımızın kullanımına açtık. 3 bin 200 kişi kapasiteli Kamil Ocak spor salonunu da yakında tamamlıyoruz. Gaziantep’imizi metro ile buluşturmanın vakti geldi. Gaziantep tren istasyonundan başlayıp Şehir hastanesine ulaşacak 10,5 kilometre uzunluğundaki metro projemizi Cumhurbaşkanlığı yatırım programımıza aldık. Önümüzdeki dönemde ihalesini yapıp inşaatına başlayacağız. Toplam 7,5 milyar liralık dülük Organize sanayi bölgesi tüneli inşaatını hayata geçireceğiz. Hükumet olarak Gaziantep’e sayısız eser proje ve yatırım yaptık. Son 22 yılda Gaziantep’e 1 trilyon 260 milyar lira değerinde yatırım yaptık” dedi. “Milletimize hizmet için dev eserler üretiyor karıncalar gibi çalışıyoruz” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan millete hizmet hizmet için çalıştıklarını belirterek, “Milletimize hizmet için dev eserler üretiyor karıncalar gibi çalışıyoruz. Gecemizi gündüzümüze katarak taş üstüne taş koymanın gayretindeyiz. Muhalefetin içler acısı halini artık anlatmaya gerek dahi duymuyorum. ne vizyonu ne projeleri var. Ülke ve millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok” şeklinde konuştu. “Bunların aklında sadece para kuleleri var” CHP’nin aklında sadece para kuleleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kule deyince bizin aklımıza ilk olarak deniz seviyesinden 587 metre yüksekliğe Çamlıca kulesi geliyor. Kule deyince bizim aklımıza İstanbul hava limanının lale figüründen ilhamla tasarlanan 90 metre uzunluğundaki hava trafik kontrol kulesi geliyor. Kule deyince bizim aklımıza bölücü alçakların saldırılarından Mehmetçiklerimizi korumak için inşa ettiğimiz yüksek güvenlikli nöbet kuleleri geliyor. Ama kule deyince bakıyorsunuz Sayın Özer’in ve belediye başkanlarının aklına sadece para kuleleri geliyor. Kara kuleleri dışında ortada bizim eserimiz diye gösterebilecekleri hiçbir icraat yok. Grup toplantısında konser bahanesiyle yapılan soygunu anlatmak yerine çıkmış en iyi bildikleri iş olan paradan kule görüyor” ifadelerini kullandı. “Her şeye para buluyorlar ama iş Sosyal Güvenlik Kurumuna gelince 40 dereden su getiriyorlar” CHP’li belediyelere yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların aklı fikri ceplerini doldurmaktadır. Bunların aklı yandaşlarını zenginleştirmekte milletin paralarını har vurup harman savurmaktadır. Şahsi ikballere öyle kilitlenmiş durumdalar ki gözleri hiçbir şey görmüyor. Otobüs seferlerini bile doğru düzgün işletemiyorlar. İzmir körfezi zaten terk edilmiş umurlarında bile değildir. Bir başkası 6 sene önce tıkır tıkır işleyen trafiği kör düğüm haline getirdi. Her şeye para buluyorlar ama iş Sosyal Güvenlik Kurumuna gelince 40 dereden su getiriyorlar. Nereden tutsanız elinizde kalan beceriksiz, vizyonsuz bir zihniyetle karşı karşıyayız. Allah bunların yönettiği belediyelerde yaşayan vatandaşlarımıza sabır versin. Biz laf üreterek değil hizmet ederek gönüller kazanmanın derdindeyiz. Nereye giderseniz bizim eserlerimizi görürsünüz” diye konuştu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Antep'imizde bugün 5 bin 113 yeni yuvamızın anahtarlarını siz kıymetli kardeşlerimize teslim ediyoruz. Birbirinden değerli açılışlarını İnşallah birazdan Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yapacağımız eserlerimizi Gaziantep'imize kazandırıyoruz. Yeni yuvalarımız, eserlerimiz, hizmetlerimiz, Gaziantep için, Gaziantep'in güzel insanları için Milletimiz için hayırlı uğurlu olsun. Gaziantep'in kalbimizde ayrı bir köşesi var. Ben depremin ilk saatlerinden ilk dakika itibaren Gaziantep'te, Nurdağı'nda, mücadele etmiş bir kardeşinizim. Burada sizlerle omuz omuza verdik. Ve Nurdağı’mız, İslahiye'miz, Gaziantep'in tüm ilçelerinde bir seferberlik Şuuruyla, anlayışıyla çalıştığımız kardeşlerimizle bugün yine bir aradayız. O gün ilk saatlerde buradaki yıkımı gördüğümde hep şunları düşünmüştüm. Rabbim tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Allah bize inşallah böyle bir acıyı bir daha göstermesin. Hamdolsun bu acı manzara karşısında da tek bir an bile ümitsizliğe kapılmadık. Gözyaşlarımızı hep birlikte içimize akıttık ve tüm ekiplerimizi seferber ettik. Hemen kollarımızı sıvayarak yollarımızı açtık. Hızlıca altyapımızda geliştik. Enkaz orada hızlı bir şekilde vatandaşımıza verdiğimiz sözleri tutmak için gece gündüz çalıştık. Yuvalarımızı inşa ettik. Depremi ilk saatlerinden bu yana aynı azimle, aynı gayretle, 11 ilimizde bin 900 şantiyede 160 bin emekçi işçi kardeşimizle çalışıyoruz. Teslim ettiğimiz yuva sayısını Eylül'de 100 bine, ekimde 130 bine, Kasım'da 155 bine ulaştık. İnşallah daha da hızlı çalışacağız. 2024 yılını 200 bin konutu bitirip vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. 200 bin depremde de ailemin inşallah yeni yılı, yeni sıcak yuvalarında karşılayacak. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2025 yılı sonunda Gaziantep'te, 11 ilimizde yuvasına girmeyen tek bir depremzede kardeşimiz kalmayacak” dedi. Törene, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail, Gazze'de Durmayacak” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail, Gazze'de Durmayacak”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ÖNDER İmam Hatipliler Derneğinin ev sahipliğinde Kocaeli Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen 21. İmam Hatipliler Kurultayı'na katıldı. Kurultaya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının öncesinde Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda ülkemizi başarıyla temsil ederek adını son 8'e yazdıran İstanbul Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi 12. sınıf öğrencisi Millî Okçu Elif Berra Gökkır'a hediyesini verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından yaptığı konuşmada, “Dostluğun, dayanışmanın hâkim olduğu, muazzam bir atmosferde sizlerle beraber olmanın heyecanını yaşıyorum. Gönüllerimizi buluşturan rabbime sonsuz hamd ediyorum. İmam hatip davasını, çilesini omuzlamış nice isimsiz kahraman var. Bu büyük çınarın bugünlere gelmesinde emeği olan nice vakıf erbabımız var. Canıyla, malıyla, ruhuyla kendisini bu davaya adayan öğretmenlerimiz var. Bir gencin daha elinden tutmak, bir gencimize ulaşmak için ter döken nice gönül insanımız var. Türkiye'den ve dünyadan imam hatiplerin kurulması, yaşaması için varını yoğunu seferber etmiş nice hayırseverimiz var. Rabbim o güzel insanların hepsinden razı olsun. Vefat edenlerin mekânı cennet olsun. Son 22 yıldır genel başkan olarak, milletvekili olarak, başbakan olarak şimdi de cumhurbaşkanı olarak, milletimizin verdiği yetki ve sorumlulukla, yol arkadaşlarımla Türkiye'ye hizmet ediyor, hizmetkâr olmanın gurur ve şerefini üzerimizde taşıyoruz. 22 yılda ülkemiz için çok eserler hayata geçirdik, çok hizmetler ürettik. Yollar, köprüler, hastaneler, konutlar, şehirler, okullar inşa ettik. Ekonomide, savunmada, ticarette ülkemizi büyüttük. Her alanda ülkemize ilkleri yaşattık. Kırılmaz denilen rekorları hamdolsun kırdık. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda, ticarette, iç güvenlikte, dış güvenlikte, aklınıza gelecek her alanda Türkiye'yi ilklerle tanıştırdık. Türkiye'yi, dünyanın ve bölgesinin parlayan yıldızı haline getirdik, itibarını artırdık. Tabi ki bunları tamamı önemlidir, kıymetlidir. Bizim için şeref payesidir. Bunların hiçbiri bizim mücadelemizin asıl gayesi değildir. Şahsen benim için geçmişten bugüne gelen, son nefesime kadar üzerimde taşıyacağım, hatta rabbimin huzurunda bile bana şahitlik edecek makamım, bir rütbem ve sıfatım var o da imam hatipli olmaktır. Bana ömrüm boyunca yaptığın şeyi, ortaya koyduğun tek bir eseri söyle deseler, tereddüt etmeden vereceğim cevap açıktır. İmam hatip okullarının önündeki engelleri kaldırmaktır, imam hatiplerin sayısını ve eğitim kalitesini artırmaktır. Her şey gelip geçer, Bütün makamlar, rütbeler, sıfatlar gelip geçer ama toprağa attığınız tohum, gül bir çınara dönüşür, yüzyıllar boyunca gölgesinde medeniyetle inşa eder. Rahmetli büyüklerimiz işte bu tohumu toprağa attılar. Bedel ödeme pahasına bu tohumları samimiyetle toprağa serptiler. Biz de yeni tohumlar attık, Türkiye'nin dört bir yanına ulaştırdı. Var olanlara gözümüz gibi baktık, koruduk, kolladık. Fidana, ağaca dönüşmesini sağladık. İmam hatipleri kuranlar sadece 3-5 kişiydi. Biz bir avuçtuk. Şimdi görüyorum ki sel olduk, çağlayan olduk, deniz olduk, hatta okyanus olduk. Sevgili imam hatipli kardeşim. Sen varsın, sen işte buradasın. Sen iftiharla ayaktasın. Sen eskisinden daha çoksun. Eskisinden daha güçlüsün. Şunu unutma; Sen varsan, şehadetleri dinin temeli olan ezan, yurdumun üstünde edebi inleyecek, ebedi okunacak. Sen varsan Allahu Ekber nidaları semalarımızdan eksilmeyecek. Sen varsan rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız, nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. Sen varsan bu millet, mazlumların umut kaynağı olmaya devam edecek. İşte biz imim hatipliler olarak en başta bunu başardık. İstiklal marşımızın o ruhunu yaşattık” ifadelerini kullandı. “86 YILLIK MAHZUNLUĞUN ARDINDAN FATİH'İN EMANETİNE SAHİP ÇIKTIK” 86 yıllık mahzunluğun ardından Fatih'in emanetine sahip çıktıklarını hatırlatan Erdoğan, “O ulu mabedini mümin yüreklerle biz buluşturduk. Ayasofya'nın İstanbul'un, Türkiye'nin, İslam aleminin kalbindeki sızıyı hamd olsun biz dindirdik. Şunu bütün zerrelerimizle söyledik; 'Hakkıdır Hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal' Bizim dün yolumuz buydu, bugün yolumuz budur. Allah ömür verdikçe yarında istikametimiz işte bu olacaktır. Sevgili gençler, şunu çok net söylemek isterim; Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim için değerlidir. Bu ülkedeki her insan bizim göz bebeğimizdir. Biz okullar arasında ayrım yapmıyoruz. Bu ülkenin her bir okulu da bizim için çok mühimdir ama imam hatipliler bir ihtiyat neticesinde ortaya çıkmış ve hamd olsun varlık sebeplerini hakkıyla ifa etmiş eğitim yuvalarıdır. İmam hatipler her safhası mücadeleler ile dolu bir asırlık mazisiyle direnişin ve dirilişin sembolüdür. Arif Nihat Asya'nın şu şiirini sizlere özellikle hatırlatmak isterim; 'Biz kısık sesleriz. Minareleri sen ezansız bırakma Allah'ım. Cihat meydanları pehlivansız bırakma Allah'ım. Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah'ım. Yarının yollarında yılları da Ramazansız bırakma Allah'ım. Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah'ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah'ım. Kardeşlerim, biz imam hatipliler olarak işte bunun için varız. Minareler ezansız kalmasın diye varız. Cihat meydanları pehlivansız kalmasın diye varız. Kahraman ordumuz kahramansız kalmasın diye varız. Bir vatanımız var. Bir vatanımız hep var olsun diye varız. Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuz Müslümansız kalmasın diye varız. En başından itibaren mücadelemiz bunun içindir. Şunu asla unutmayın sevgili gençler; eğer bu topraklardan Müslümanlığı, ezanı, minareyi, camiyi, Kuran'ı çekip alırsanız geriye inanı hiçbir şey kalmaz. Geride millet de, memleket de kalmaz” diye konuştu. “VATANIMIZ ÇOK AÇIK VE TEHLİKELİ BİR SALDIRININ ALTINDADIR” ‘Bu topraklar iki asırdır saldırı altında' ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şuna dikkat edin. En çok da imanımıza saldırıyorlar, inanç değerlerimize, ilim ve irfan yuvalarımıza saldırıyorlar. Şunu çok iyi biliyorlar; ezan yoksa, cami yoksa, Kur'an yoksa, iman yoksa vatan yoktur, millet yoktur, Türkiye yoktur. İmam hatip mücadelesi bir vatan savunmasıdır. İmam hatip mücadelesi iman mücadelesidir. Bir varlık, yokluk mücadelesidir. Hatırlayın, 100 yıl önce toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, uçaklarıyla geldiler ama bu aziz toprakları işgal edemediler. Milletin iman dolu göğsünü aşamadılar. Bu milleti imanından koparmadan işgal edemeyeceklerini anladılar. Bu milleti ruh köküyle bağını kesmeden asla eser alamayacaklarını anladılar. Onun için içeriden ve dışarıdan iman kalemizi kuşatmaya çalışıyorlar. Hainlikle, ajanlarıyla, paralı askerleriyle, her türlü yalan ve iftirayla, kışkırtmayla, aileye, ahlaka, geleneklerimize yönelik ellerindeki her türlü aparatla özellikle imanımızı hedef alıyorlar. Dün topraklarımızı nasıl işgal edemediyseler bugün de iman kalemizi kuşatmayacaklar. Bu memleketin her biri evladı vatanı için canını ortaya koyacaktır ama imam hatipliler hem canlarını hem mallarını hem akıllarını ortaya koyacak, vatan ve iman savunmasında yine ön safhada yerini alacaktır” şeklinde konuştu. Sevgili gençler, medya ve sosyal medya; kötü emeli olan, imanımıza ve vatanımıza kast eden ellerde birer işgal silahına dönüşmüştür. Gençliğin ahlakı, imanı, aile kurumu, vatanımız çok açık ve tehlikeli bir saldırının altındadır. Masum gibi görünen, sanki eğlenceymiş görünen bütün o içerikler, sinsi bir ur gibi milletimizin ve gençlerimizin imanını hedef almaktadır. Bu işgal saldırısını püskürtecek, bununla baş edecek, imanını ve vatanını en önde savunacak olanlar sizler olacaksınız” şeklinde konuştu. “FİLİSTİNLİLER RAMALLAH, GAZZE'DE DARACIK TOPRAK PARÇALARINA SIKIŞTIRILDILAR” Gazze'de 11 yıldır insanlık dışı soykırımın devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin toprakları 1918'de Osmanlı devleti oradan çekildiği günden bugüne Siyonistler tarafından karış karış işgal ediliyor. Filistinliler Ramallah, Gazze'de daracık toprak parçalarına sıkıştırıldılar. Şimdi İsrail, hem Batı Şeria'da hem de Gazze'de soykırım yaparak, oraları da işgal etmeyi hedefliyor. Dün gencecik bir evladımızı, Ayşenur Ezgi Eygi'yi alçakça katlettiler. Bugüne kadar 17'i bini çocuk, 41 bin masum sivili öldürdüler. Çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden barbarca saldırıyorlar, kan döküyorlar. Gazze'de bir İsrail-Filistin savaşı değil, yayılmacı Siyonizm ile vatanlarını koruyan Müslümanların mücadelesi var. Gerek ülkemiz içinde, gerek İslam ülkelerinden bazıları bu meseleyi kendisinden uzak bir mesele olarak görüyor ve fena halde yanılıyorlar. Daha önce de söyledim; İsrail, Gazze'de durmayacak. İsrail, eğer bu şekilde devam ederse Ramallah'ı da işgal ettikten sonra gözünü başka yerlere dikecek. Sıra bölgedeki diğer ülkelere gelecek. Lübnan'a, Suriye'ye gelecek. Dicle ve Fırat arasındaki vatan topraklarımıza göz koyacaklar. Önünde poz verdikleri her haritayla bunu açık açık söylüyorlar. Sadece Gazze'yi işgal ile yetinmeyeceklerini şimdiden ilan ediyorlar. Biz onun için 'Hamas, Müslümanlar adına direniyor' diyoruz. Biz onun için 'Hamas sadece Gazze'yi değil, İslam topraklarını Türkiye'yi savunuyor' diyoruz. İsrail'in devlet terörünün karşısında durmak, bizim için İslami bir vazifedir, imani bir vazifedir, vatani bir meseledir, tabii ki milli bir meseledir. Böyle kritik bir dönemde İslam ülkeleri bir an önce uyanmalı, tehlikenin farkına varmalı ve iş birliğini daha da artırmalıdır. Mısır ile Suriye ile attığımız yeni adımlar büyüyen yayılmacılık tehdidine karşı dayanışma hattı oluşturulmaya yöneliktir. Bütün İslam ülkeleri nerede duracağı belirsiz İsrail işgaline karşı ortak tavır takınmalıdır. Biz en başından itibaren bu çağrıyı yapıyoruz. İsrail şımarıklığını, İsrail haydutluğunu, İsrail'in devlet terörünü durduracak yegane adım, İslam ülkelerinin ittifakıdır diyoruz. Şunun bilinmesini isterim; Mısır ile başlattığımız yeni süreç Gazze'nin, Filistin'in hayrına olacaktır. Diğer komşu ülkelerle yürüttüğümüz temaslar, bölgemizin faydasına olacaktır. İçimizdeki bedhahların ne dediğine bakmadan, bölgemizdeki dostlarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin dış politikada manevra alanını genişleterek, her türlü adımı bundan sonra da kararlılıkla atacağız” dedi. 26 Ağustos'ta Sultan Alparslan ve ordusunun muhteşem zaferini, Malazgirt Zaferi'nin 953'üncü yıl dönümünün gururla icra edildiğini hatırlatan Erdoğan, “Geçen hafta Malazgirt'le başlayan, Anadolu'daki zaferlerimizin son halkası olan 30 Ağustos zaferimizi coşkuyla kutlattık. Türk ordusuzu tarihte muhteşem zaferlere götüren hiç kuşkusuz göğsündeki imanıdır. Alparslan ve ordusu Malazgirt'te zaferi iman ile kazandılar. Ordumuz imanıyla zafer kazandı. Türk Silahlı Kuvvetleri demek peygamber ocağı demektir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin göğsünden imanı alırsanız geriye bir şey kalmaz. Bunun acı örneklerini yakın geçmişte gördük. Başörtüsüyle, kılık kıyafetle, imam hatiplilerle, ilim ve irfan yuvalarıyla uğraşan ordunun kabiliyetini nasıl yitirdiğine dışardan çok, içeriyle uğraşarak milletin nazarında nasıl yanlış yere oturduğuna hep birlikte şahitlik ettik. Milletimizin göz bebeği kahraman ordumuz hiç hak etmediği sıfatlarla anılır oldu. Yanlış ellerde ordumuz yıpratıldı, örselendi, güven kaybına uğradı. Sokaklarımızda sarıklı, sakallı insanların kovalandığı, subaylarımızın baş örtülü annelerinin kışlaya alınmadığı vesayetçi dönemlerde FETÖ'cü vatan hainlerini ordumuzun kılcallarına kadar yerleştirdiler. 15 Temmuz'da biz bu hainleri temizledik. Ordumuzu ölümcül bir urdan kurtardık ve şimdi ordumuz hamd olsun aslına, özüne dönüyor. Malazgirt'teki, Çanakkale'deki ruh ordumuzda yeniden kök salıyor. FETÖ'cü hainlerden ve vesayet artıklarından temizlendikçe ordumuz terör örgütleriyle mücadelede, vatan savunmasında destanlar yazıyor” dedi.

Erdoğan, Görevde 10 Yılı Geride Bıraktı Haber

Erdoğan, Görevde 10 Yılı Geride Bıraktı

Derlenen bilgilere göre, cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini içeren 2007 yılındaki Anayasa değişikliğinin ardından 10 Ağustos 2014'te Türk halkı ilk kez cumhurbaşkanını belirlemek için sandık başına gitti. Seçimde oyların yüzde 51,79'unu alan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı oldu. Erdoğan, geçerli 40 milyon 545 bin 911 oydan 21 milyon 143'ünü alarak göreve geldi. İlerleyen dönemde sistem değişikliği tartışmalarının gündemde olduğu Türkiye, 16 Nisan 2017 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni öngören anayasa değişikliğini oylamak için yeniden sandık başına giderken, halk oylamasında yüzde 51,41 "evet", yüzde 48,59 "hayır" oyu kullanıldı. Anayasa değişikliği, kesin sonuçların 27 Nisan'da Resmi Gazetede yayımlanmasının ardından yürürlüğe girdi. Yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Parlamento üyelerinin belirlenmesi içinse 24 Haziran 2018'de seçim yapıldı. Cumhurbaşkanı seçiminde 6 aday yarıştı. AK Parti ve MHP'nin kurduğu "Cumhur İttifakı" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, CHP Muharrem İnce'yi, HDP ise Selahattin Demirtaş'ı cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi. Seçmenlerin imzasıyla cumhurbaşkanı adayı olmak üzere başvuran ve gerekli 100 bin imzayı toplayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de cumhurbaşkanı olabilmek için yarıştı. - YENİ SİSTEMİN İLK CUMHURBAŞKANI Seçimin kazananı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı oldu. Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de yemin ettikten sonra Külliye'de bir tören düzenlendi, yeni sistemin ilk kabinesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 9 Temmuz 2018'de onaylandı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci seçimi ise geçen yıl yapıldı. Erdoğan, 14 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanı Seçimi'nde Kemal Kılıçdaroğlu, Sinan Oğan ve Muharrem İnce ile seçim yarışına girdi ancak adaylardan İnce, seçime 3 gün kala adaylıktan çekildi. İlk turda geçerli 54 milyon 796 bin 49 oydan 27 milyon 133 bin 849'unu alan Erdoğan, yüzde 49,25 ile seçimi önde tamamladı. Kılıçdaroğlu 24 milyon 595 bin 178 oy ile yüzde 44,88, Oğan 2 milyon 831 bin 239 oy ile yüzde 5,17 ve adaylıktan çekilmesine rağmen seçim pusulasında yer alan İnce, 235 bin 783 oy ile yüzde 0,43 oranına ulaştı. Adaylar yüzde 50'den 1 oy fazlasını alamadığı için 14 Mayıs seçimlerinde en fazla oyu alan Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci turunda yeniden seçmenin karşısına çıktı. Seçimin ikinci turunda yüzde 52,16 ile 27 milyon 725 bin 131 oy alan Recep Tayyip Erdoğan, yeniden Cumhurbaşkanı olurken rakibi Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde 47,84 ile 25 milyon 432 bin 951 oy aldı. Bu seçimle yeni sistemde ikinci dönemine başlayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına ilk seçildiği 10 Ağustos 2014'ten bu yana görevde 10 yılı geride bıraktı. - "MİLLETİMİZİN İRADESİYLE" AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, milletimizin iradesiyle 10 yıl önce bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 12'nci Cumhurbaşkanı oldu. Milletimize hizmet yolunda, mazlumlara sahip çıkma gayretinde nice yıllar dileriz." ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.