Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sağlık

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye ile Etiyopya Sağlık Turizminde İşbirliğini Güçlendiriyor Haber

Türkiye ile Etiyopya Sağlık Turizminde İşbirliğini Güçlendiriyor

Türkiye ile Etiyopya arasında sağlık turizmi alanında önemli bir işbirliği süreci başlatıldı. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, Etiyopya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret ederek, Büyükelçiliğin Misyon Başkan Yardımcısı ve Birinci Diplomatı Mulie Tarekegn ile görüştü. Prof. Dr. Aysun Bay, görüşmede Türkiye’nin sağlık turizmi alanındaki güçlü altyapısını vurguladı. Karaciğer nakli, kanser tedavisi, organ nakli ve cerrahi müdahalelerdeki uzmanlık alanlarına dikkat çeken Bay, Türkiye’nin aynı zamanda termal kaplıcalar ve doğal güzellikleriyle de sağlık turizminde önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Prof. De. Bay ayrıca tıbbi aromatik bitkiler konusunda Etiyopya ile işbirliği yapma arzularını dile getirerek, bu ürünlerin uluslararası pazarlarda değerlendirilmesi için ortak girişimlere hazır olduklarını ifade etti. Etiyopya Cumhuriyeti Büyükelçiliği Misyon Başkan Yardımcısı Mulie Tarekegn, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Türkiye ile Etiyopya arasında uzun yıllara dayanan güçlü tarihi bağlara dikkat çekti. Sağlık turizmi alanında işbirliğini güçlendirme konusundaki isteklerini ifade eden Tarekegn, özellikle tıbbi aromatik bitkiler ve sağlık yatırımları alanında ortak çalışmalar yapmayı planladıklarını belirtti. Toplantıda Etiyopya’nın sağlık politikaları ve yatırımları üzerine fikir alışverişinde bulunulurken, her iki taraf da bu işbirliğinin iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendireceği konusunda hemfikir oldu. Prof. Dr. Aysun Bay, ayrıca Etiyopya’nın yeni Cumhurbaşkanı Taye Atske Selassie Amde’yi kutlayarak, yeni dönemde ilişkilerin daha da ileriye taşınacağına olan inancını dile getirdi.

Teknolojiyi Kullanan Gençlerin İşitme Sağlığı Tehdit Altında Haber

Teknolojiyi Kullanan Gençlerin İşitme Sağlığı Tehdit Altında

Denizli Özel Cerrahi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tuna Kenar, 23-29 Eylül tarihleri arasında kutlanan Uluslararası İşitme Engelliler Haftasında işitme sağlığı ve işitme cihazları konusunda önemli uyarılarda bulundu. Hafta etkinliklerinin işitme engellilerin topluma entegrasyonunu sağlamak ve farkındalığı artırmak amacıyla önemli bir fırsat sunduğunu belirten Dr. Kenar, işitme kayıplarının önlenmesi ve tedavi edilmesi noktasında toplumda bilinç oluşturmanın önemine değindi. Okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara yapılan işitme taramalarının erken yaşta muhtemel işitme kayıplarının tespit edilmesi açısından kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Dr. Kenar, son yıllarda gençlerde yüksek sesle müzik dinlemenin işitme kaybına yol açtığına dair artan bir kaygı olduğuna dikkat çekti. “BİN DOĞUMDAN, 2 İLE 4 ARASINDA YENİ DOĞAN BEBEKLER İŞİTME ENGELLİ OLARAK DOĞMAKTADIR” Dünyada 70 milyon, ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey olduğunu belirten Op. Dr. Tuna Kenar, 2000'li yıllardan itibaren Yeni Doğan İşitme Taraması ile yeni doğan bebeklerin işitme engelli birey olup olmadıklarını tespit edildiğini söyledi. Yapılan istatistiklerde bin doğumda 2 ile 4 arasından yeni doğan bebeklerin işitme engelli olarak doğduklarını vurgulayan Op. Dr. Tuna Kenar, “Dünyada yaklaşık günümüzde 70 milyona yakın ülkemizde ise 200 bin civarında işitme engelli birey bulunmakta. Bu kişiler tabi yeni doğan ve en yaşlı bireyler olmak üzere sayılmaktadır. Dış dünyaya açılan penceremizi işitme aracılığıyla sağlayıp daha sonrasında sesimizle bunu duyurarak insanlarla iletişime geçiyoruz. Ülkemizde 2000'li yıllardan itibaren Yeni Doğan İşitme Taraması Programı uygulanarak yeni doğanlara işitme engelli bireylere buluyoruz. Bu da erken dönemde tanı ve tedavisi yapılmakta. Yapılan istatistiklere göre bin doğumda 2 ile 4 arasında yeni doğan bebek işitme engelli doğmaktadır. Biz de bu bebekleri erken teşhis koyarak işitme cihazları kullanıyoruz ama bunlardan fayda görmez ise Bionik kulak ya da daha ilerleyen aşamada beyin sapı impilantı ile bu bireylerin işitmelerini sağlanarak topluma kazandırılmaktadır” şeklinde konuştu. “YÜKSEK SESLE MÜZİK DİNLEMEYE BAĞLI ERKEN DÖNEMDE İŞİTME KAYIPLARI SIKÇA GÖRÜLÜYOR” Op. Dr. Tuna Kenar, okul öncesi ve ilkokul birinci sınıftaki çocuklara işitme taramaları yapılarak o çağdaki çocuklarında işitme engeli olup olmadığını tespit ettiklerini belirtti. Ayrıca son zamanlarda gelişmekte olan teknolojinin gençlere etkilediğini ve yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı erken dönemde işitme kayıplarının sıkça görüldüğünü kaydeden Dr. Kenar, “Bunların dışında işitme kayıplarının sıralayacak olursak okul öncesi ve ilkokul birinci sınıfta işitme taramaları yapılarak o çağdaki çocuklarda işitme engelli durumu saplanmaktadır. Genç nüfusta ise son dönemlerdeki teknolojik aletler ve yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı erken dönemde de işitme kayıpları görülmektedir. Esasen ileri yaşta daha çok gördüğümüz yaşlanmaya bağlı işitme kaybı da karşımıza sık çıkıyor. Mesela 75 ile 80 yaşındaki bireylerin yaklaşık yüzde 50'si işitme cihazı kullanacak derecede işitme kaybı oluyor. Burada önemlisi özellikle ileri yaşta eğer sesi duyamazsa insanlar beyne yeterince uyarılmadığı için ve bir çıktı da veremeyeceği için sosyalleşmesi azalıyor ve beyin kullanımı da yavaşlıyor. Alzheimer, Demans ve yaşlılık depresyonu hastalıklarında artış olmaktadır” dedi. “İŞİTME CİHAZI KULLANAN BİREYLERİN ÇEVRESİNDEKİ VATANDAŞLAR DESTEKLEMELİDİR” Hangi çağda olursa olsun işitme cihazı kullanan bireylerin çevresinden vatandaşlar tarafından desteklenmesini vurgulayan Dr. Kenar, “Hangi çağda olursa olsun işitme cihazı kullanılması gerektiği durumlarda bu kişilerin ve etrafındaki kişilerin sosyal olarak desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü bu bizim çok sık karşılaştığımız toplumsal handikap, sanki bir engellilik göstergesi gibi görülüyor. Teknolojinin ilerlemesi ile kulak içi gözükmeyecek derece ciplerde mevcut. Ya da daha teknolojik ciplerde mevcut. Bir de teknolojinin gelişmesi ile cip teknolojinin de gelişmesi ile bu cihazlar eskisi gibi ses yapma ve benzeri gibi durumları mevcut değil. Şimdiki ciplerin kullanılması daha da kolay durumda. Dolayısıyla işitme cihazı kullanması gereken bireylerin çevresindeki vatandaşlar hastaya desteklenmesi gerekmektedir” diye konuştu.  

Haber

"Hazımsızlık İhmal Edilmemeli"

Günümüzde mide ve bağırsak hastalıkları, yoğun yaşam temposu, sağlıksız beslenme ve stres gibi faktörler nedeniyle giderek artan bir sağlık sorunu haline geldi. Uzmanlar, bu sorunların zamanında teşhis edilememesi durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Medical Park Ordu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Hakan Peker, mide ve bağırsak hastalıklarının belirtilerini ve tedavi yöntemlerini açıklayarak, önemli uyarılarda bulundu. Mide ve bağırsak şikayetlerinin, birçok kişi tarafından genellikle basit bir hazımsızlık olarak görülüp ihmal edildiğine değinen Opr. Dr. Hakan Peker, bu tür şikayetlerin ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini belirterek, "Hastalar karın ağrısı, şişkinlik, mide yanması gibi belirtileri geçici bir rahatsızlık olarak değerlendiriyorlar. Oysaki bu vakalar, mide ülseri, reflü, bağırsak hastalıkları ya da daha ciddi sağlık problemlerinin ilk sinyalleri olabilir. Mide ve bağırsak sistemi, sindirimin en önemli parçaları arasında yer alıyor ve bu sistemdeki değişiklikler, zamanında tedavi edilmediğinde daha ciddi sorunlar yol açabiliyor” ifadelerine yer verdi. “EN YAYGIN MİDE VE BAĞIRSAK HASTALIKLARI” Opr. Dr. Hakan Peker, en yaygın görülen mide ve bağırsak hastalıklarını şöyle sıraladı: “Mide ülseri: Midede asit izolasyonunun sonucu ortaya çıkan yaralardır. İlaçla tedavi edilebilir. Gastrit: Mide mukozasının enfeksiyonunun sonucu olarak ortaya çıkan bu durum, ağrı, mide yanması ve mide ağrısı olarak kendini gösterir. Reflü hastalığı: Mide asidinin yemek borusuna kaçması ile ortaya çıkan bu hastalık, göğüs ağrısı ve mide yanması gibi belirtilerle kendini gösterir. Yaşam tarzının değiştirilmesi ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir. İrritabl bağırsak sendromu (IBS) : Stres ve beslenmenin da etkili olduğu bu rahatsızlık, karın ağrısı, şişkinlik, ishal veya kabızlıkla kendini gösterir. Kolit ve Crohn hastalığı : Bağışıklık sistemi ile ilgili bu inflamatuar bağırsak hastalıkları, karın ağrısı, ishal ve kilo kaybı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu hastalıkta yaşam tarzının değiştirilmesi ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir.” “ERKEN TANI HAYAT KURTARIR” Opr. Hakan Peker, mide ve bağırsak hastalıklarının teşhisinde erken tanının hayati önem taşıdığını belirterek, bu hastalıkların erken evrede teşhisinin tedavi sürecinde başarılı sonuçlar alma ihtimalini büyük ölçüde artırdığını vurguladı. Opr. Dr. Peker, “Mide ve bağırsak hastalıkları, sindirim sistemi kanserlerinden ülserlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı için, oluşumlar ortaya çıktığında hızlı bir şekilde tanınması kritik öneme sahiptir. Özellikle endoskopi ve kolonoskopi gibi modern tanı yöntemlerinin kullanılması, erken teşhis sağlanmasını ve bu sayede hastaların daha kısa sürede tedavi edilmesini sağlar” diye konuştu. “BESLENME VE YAŞAM TARZI ALIŞKANLIKLARI ÖNEMLİ” Op. Dr. Hakan Peker, mide ve bağırsak hastalıklarından korunmak için beslenme alışkanlıklarının önemine de dikkat çekerek, şu önerilerde bulundu: “Lifli gıdalar tüketin: Tam tahıllar, sebzeler ve meyveler gibi lif açısından zengin besinler, sindirim sistemini düzenler ve kabızlığı önler. Yeterli su tüketimi: Günlük su ihtiyacını karşılamak, sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak hareketlerini destekler. Yağlı ve kızartılmış yiyeceklerden kaçının: Bu tür yiyecekler mideyi zorlar ve mide yanması veya reflü gibi problemlere yol açabilir. Yavaş ve iyi çiğneyin: Yiyecekleri iyice çiğneyerek yemek, sindirimi kolaylaştırır ve mideyi fazla yormaz. Düzenli öğünler: Düzensiz yemek yeme alışkanlığı mideyi olumsuz etkileyebilir. Düzenli aralıklarla sağlıklı öğünler tüketmek, mide sağlığını korur. Alkol ve sigara tüketimini azaltın: Alkol ve sigara, mide ve bağırsak duvarlarına zarar vererek çeşitli hastalıklara neden olabilir. Probiyotiklerden yararlanın: Yoğurt, kefir gibi probiyotik içeren besinler, bağırsak sağlığını destekler.” Opr. Dr. Hakan Peker, mide yanması, karın ağrısı, ishal ya da kabızlık gibi şikayetlerin olması durumunda zaman kaybı olmadan bir uzmana başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi.  

“Hidrosefali Hastalığında Erken Teşhis Hayat Kurtarır Haber

“Hidrosefali Hastalığında Erken Teşhis Hayat Kurtarır"

Elazığ Medilines Hastanesinde görevli Beyin Cerrahı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Koparan ‘Hidrosefali’ hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Hidrosefali hastalığının zamanında teşhis konmadığında çok büyük oranda ölümcül bir hastalık olduğunu belirten Beyin Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Koparan, “Beyin kendi gerekli olan ihtiyaçları gidermek kuru ağırlığının çok çok altına düşmesini sağlayan ve yüzeyinin ıslak kalması amacıyla su ihtiyacı olup bunu üreten bir yapıdır. Günlük olarak 3 devir halinde toplamda 500 cc beyin omuriliğinin su üretimi mevcuttur. Bu üretilen sıvı, su keseleri ventrikül diye adlandırdığımız yapılardan kendilerine ait deliklerle omuriliğe doğru akıp omurilik içerisinde sirkülasyonu sağlayan bir döngüye sahiptir. Bu geçiş güzergahlarında ve deliklerde herhangi bir nedenle tıkanıklık olduğu zaman suyun, ventrikülden diğer ventriküle geçişi engellenir ve engellenmenin ön tarafında da su birikimi başlar. Su geçişlerinde engel olabilecek besinlerin içerisindeki yüksek protein yapı veya kanalın herhangi bir nedenle tıkalı olması yapısal olarak ya da kaza geçiren bir hastada ortaya çıkan kan bir süre sonra orada ki deliklerden geçerken süzgeçten geçtiği sürece tıkanıklığa sebep olabilen bunun sonucunda da hastada klinik bulgular ortaya çıkmaya başlar. Eğer ki bu hasta yeni doğan bir bebekse ve kafada bulunan bıngıldak diye adlandırdığımız kemik yapılar tam olarak gelişmediği için beyin esneme yapıyor. Su biriktikçe baş büyümeye başlayacaktır. Baş büyümeye başladıkça göz kapakları yukarıya doğru çekilip batan güneş manzarası dediğimiz bir tablo ortaya çıkacaktır. Beyin içi beyni arttıkça bebekte kusmalar ve iştahsızlık görülecektir. Bu gibi durumlar görüldüğünde hidrosefali gelişmiş demektir. Bazı durumlarda da beyin, bu hidrosefali tablosuna giderken o delikleri yüksek basınçla aşar ve kliniğini kendiliğinden yenmiş olur. Bu tabloya da ares hidrosefali diyoruz. Erişkin de ise böyle bir durum söz konusu olmadığı için beyinde su biriktiği anda tablo çocuğa göre çok daha gürültülüdür. Erken dönemde teşhis konamamışsa ani bir şekilde ölüme sebebiyet verecek kadar çok ciddi sorunlar ortaya çıkartır. Bu hastalık erişkinlerde çok ciddi bir baş ağrısına, bulantı kusma ve dengesiz yürüme gibi hastalıklara sebep olur. Hidrosefali hastalığı teşhis edildiği anda yapılacak olan şey, suyun geçişini sağlayacak koridor oluşturmaktır. Eğer ki geçişte bir zar şeklinde yapı oluşmuşsa buna endeskop denilen alet yardımı ile girilerek zarın açılması gerekiyor. Bu yöntem yapılamıyorsa beyin içerisine şant denilen bir sistem konup o şantın bir ucu boyundan geçilerek beyine diğer ucu ise karna verilerek suyun tahliye edilmesi gerekir. Hidrosefali hastalığı son derece önemlidir. Bunlarda erken teşhis ve tedavi, hayat kurtarıcıdır. Baş ağrısı deyip geçmemek gerekiyor'' diye konuştu.  

Çocuklarda Uzun Süren İshale Dikkat Haber

Çocuklarda Uzun Süren İshale Dikkat

Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Birimi Uzm. Dr. Esra Akkaya Yılmaz, çocuk sağlığı açısından önemli bir konu olan ishal, dünya genelinde yaygın bir sorun olduğunu söyledi. Özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda sık görülen bu durum, çocukların yaşam kalitesini etkilemekte ve ciddi sağlık sorunlarına sebep olmakta olduğunu anlatan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Birimi Uzm. Dr. Esra Akkaya Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti; "İshal, 24 saatte üçten daha fazla sulu dışkılama veya sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde her zamankinden daha sık ve sulu dışkılama olarak tanımlanmaktadır. Hastalarda ishalin yanı sıra ateş, kusma, bulantı, karın ağrısı ve halsizlik görülebilmektedir. Havuz veya deniz suyunun yutulması, kirli su içmek, kirli sularla yıkanmış gıdaların tüketilmesi, açıkta satılan veya bozulmuş gıdaların tüketilmesi ile gelişebilir. Çocuklardaki yaz ishali 3 ile 7 gün sürmektedir. Sürekli kusan, beslenemeyen, kanlı ishali olan ve vücutta su kaybı belirtisi olan çocuklar mutlaka doktora başvurmalıdır. Peki çocuklarda su kaybı belirtileri nelerdir?. Ağız ve dudak kuruluğu, uykuya meyil, göz kürelerinde çöküklük, nabızda hızlanma ve idrar miktarında azalma olarak sıralanabilir. İshal tedavisinde en önemli basamak hastanın sıvı ve elektrolit kaybını yerine koymaktır. İshali olan çocuk emzirme dönemindeyse emzirmeye mutlaka devam edilmelidir. Bu dönemde yağlı besinlerin ve paketli gıdaların tüketilmemesi gerekmektedir. İshale iyi gelen besinlerin başında patates, muz, pirinç lapası, yoğurt gelmektedir. İshal süresini kısalttığı belirtilen probiyotiklerin kullanımı da önerilmektedir." "BESİNLER, 4 DERECEDEN DAHA SICAK YERLERDE SAKLANMAMALI, YETERİ KADAR ISITILMALI VE BEKLETİLMEDEN BİR SAAT İÇERİSİNDE TÜKETİLMELİDİR" Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Birimi Uzm. Dr. Esra Akkaya Yılmaz açıklamasının devamında, "İshalden korunmak için hijyen şartlarının iyileştirilmesi ve el yıkamak çok önemlidir. Çocuğu beslemeden önce, bez değişimi veya tuvaletten sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Artan mamalar kullanılmamalı, şişe su veya kaynatılmış su içilmelidir. Besinler, 4 dereceden daha sıcak yerlerde saklanmamalı, yeteri kadar ısıtılmalı ve bekletilmeden bir saat içerisinde tüketilmelidir. Çocuklarda sık görülen önemli morbidite ve mortalite sebebi olan ishallerin en sık sebebi virüslerdir. Virüsler içerisinde en önemli neden rotavirüslerdir. Bu sebeple rotavirüs aşılaması korunmada diğer bir seçenektir. Fekal-oral yolla bulaşan bu hastalık için hasta birey ile temas etmemek, hastayken kreş veya okullara gitmemek önerilmektedir" dedi.

Onaylı Randevu Sistemi, Tetkikler İçin de Uygulanacak Haber

Onaylı Randevu Sistemi, Tetkikler İçin de Uygulanacak

Bakan Koca, Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "Hastaneleri ziyaret ederek değerlendirmelerde bulunuyorsunuz. Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ne ilişkin toplantılarınız devam edecek mi?" sorusu üzerine Koca, ziyaretlerinin devam edeceğini söyledi. Perşembe günü Çam ve Sakura Hastanesi'nde olacağını bildiren Koca, "Bir aylık zaman diliminde artan kapasitelerin ve sorunların ne kadarının çözülebildiği, bundan sonra hangi tedbirlerin alınması gerektiğiyle ilgili klinik hocalarımız, asistan arkadaşlarımızla birlikte koordinasyon kurulumuzla değerlendirme yapmış olacağız. Toplantılar devam edecek." diye konuştu. Bakan Koca, Onaylı Randevu Sistemi'ndeki memnuniyet oranına ilişkin soruya, "Onaylı randevu dönemi bir ayını tamamlıyor. Bayramdan sonrası için onaylı randevu sürecinin bir aylık sonuçlarını koordinasyon kurulu ile birlikte medyaya açıklamış olacağız. Bir aylık zaman diliminde bu uygulamanın getirdiği faydaları ve bundan sonrası için neler yapılması gerektiğini rakamlarla detaylı anlatmış olacağım." karşılığını verdi. Sistemin devreye girmesiyle şikayetlerin önemli oranda azaldığını vurgulayan Koca, şöyle devam etti: "Bir iki branşta sorunun azalmakla birlikte devam ettiğini ve önümüzdeki dönemde bu sorunların da giderek azalacağını söyleyebilirim. Tetkiklerle ilgili de benzer şekilde onaylı bir döneme geçme hazırlığı içindeyiz. Bayramdan sonra peyderpey tetkiklerle ilgili de randevulu onay sisteminde olduğu gibi bir gün önceden aranarak bir onay sistemi devreye girecek. Özellikle tetkiklerle ilgili hem insan kaynağı boyutu hem fiziki şartlar hem de teknik altyapı yer yer tamamlanarak daha erken dönemde tetkiklerin sonuçlandırılmasını hedeflemiş oluyoruz." Bakan Koca, hangi tetkiklerle ilgili randevu sisteminin devreye gireceğine yönelik bir soruyu şöyle yanıtladı: "MR, tomografi, kolonoskopi hatta ameliyatlar dahil olmak üzere randevu verdiğimiz bütün tetkiklerle veya müdahalelerle ilgili onay sistemini devreye alarak ilgili tetkik veya müdahaleye vatandaşımızın bir sonraki gün gelmeme durumu söz konusu ise bir başka vatandaşımızı, hastamızı erken dönemde çağırarak o müdahale veya tetkiki yapma imkanı sağlamış olacağız. Bütün randevu verdiğimiz alanlar için bunu gündeme almak istiyoruz." "Onaylı Randevu Sistemi'nde bir aylık dönemde nasıl bir tablo ortaya çıktı?" sorusu üzerine Koca, şu değerlendirmede bulundu: "Rakamları şimdi söylemek istemiyorum ama bildiğiniz gibi iki önemli sorun vardı. Bir, randevuya sadakat oranı, iki, randevuların son saatlerde iptal edilebilmesi ve bir başkasına o randevunun verilememe durumuyla karşı karşıya kaldığımız büyük bir atıl kapasite vardı. Yüzde 30'lara yakın bir atıl kapasite vardı. Bu kapasitesinin vatandaşımızın da bu dönemde gerçekten sağduyusu ve sadakati ile giderek azaldığını ve yüzde 90'ların üzerine çıktığını söyleyebilirim. Ama bir aylık net rakamları bayramdan sonraki toplantıda inşallah. Vatandaş sadakat gösterdi. Gerçekten bu dönemde hekim arkadaşlarımız başta olmak üzere sağlık çalışanlarımızın da üzerine düşen fedakarlığı, gayreti gösterdiğini özellikle söylemek istiyorum. Hem vatandaşımıza hem çalışanlarımıza buradan özellikle teşekkür etmek istiyorum." Bakan Koca, son günlerde kuduz vakalarında artışın söz konusu olup olmadığına ilişkin soruya da "Bir tedbir alınması gerektiği kuduz vakalarının artışından da belli. Tedbir ötanazi mi olmalı, açıkçası insani olarak gönlüm ötanaziden taraf değil." karşılığını verdi.

Koca açıkladı: MHRS’de yeni dönem Haber

Koca açıkladı: MHRS’de yeni dönem

Ulusal Sağlık Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantının ardından bakanlık binasında basına açıklama yapan Koca, sosyal medyanın sağlıklı bir bilgi kaynağı olmadığını dile getirerek, “Bilgi kirliliğinin önüne geçmek için tıpkı bugün olduğu gibi sizleri, Sağlık Koordinasyon Kurulumuzun kararları konusunda düzenli bir şekilde bilgilendireceğim. Sağlık Koordinasyon Kurulu, yeni dönemdeki en önemli değerlendirme organımızdır” diye konuştu. Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezinin inşaatını tamamlayarak pilot üretime iki yıl içinde başlayacaklarına değinen Koca, hedeflerinin ihtiyaç olan aşıların tamamının Türkiye’de üretilmesini sağlamak olduğunu belirtti. Koca, kuduz, Hepatit A ve su çiçeği aşılarının teknoloji transferleri ile artık Türkiye’de üretileceğini söyleyerek, “Bağışıklama programındaki diğer bütün aşılar da Hıfzıssıhha’da üretilecek. 2028’de ise tüm aşılar yüzde 100 yerli üretim olacak” ifadelerini kullandı. Sağlıkta istenilen sonucun temelde insan kaynağına bağlı olduğunu bildiklerini vurgulayan Bakan Koca, tıpta uzmanlık eğitimi talebini artırarak, 4 yıl sonra uzman hekim sayısının iki katına çıkmasını garanti altına aldıklarını kaydetti. “ONAYLI RANDEVU DÖNEMİ UYGULAMASI PAZARTESİ GÜNÜ BAŞLIYOR” Telefon ve internet erişiminin olduğu her yerde kullanılabilen MHRS’nin yeni bir fonksiyon kazandığını kaydeden Koca, “Ertesi gün randevusu olan her hastamız, akşam saat 8’e kadar randevusuna onay verecek veya gelemeyeceğini bildirecek. Bu sisteme Onaylı Randevu Sistemi, MHRS’de başlatılan bu yeni döneme de onaylı randevu dönemi diyoruz. Uygulama pazartesi günü başlıyor” açıklamasında bulundu. “ONAYLI RANDEVU SİSTEMİ SAYESİNDE HASTALARIMIZA 24 SAAT İÇİNDE CEVAP VEREBİLİYOR OLACAĞIZ” Pazartesi günü başlayacak olan yeni dönemde 65 yaş üstü hastaların ve kanser hastalarının ayrıcalıklı grup içerisinde yer alarak onay işlemlerinden istisna tutulacağının altını çizen Bakan Koca, sözlerine şöyle devam etti: “Onaylı Randevu Sistemi, hastanelerimize, hekimlerimize zamanı verimli kullanma imkânı sağlayacak. Hasta, gelemeyeceği randevuyu iptal edecek. Böylece randevu sadakatsizliği sebebiyle şu an boş kalan kapasitemizi hizmet bekleyen hastalar için kullanabileceğiz. Boş kalan her bir randevuda sistemden randevu alamayıp, talep bırakmış hastalarımıza ulaşacağız. Öncelik talep bırakan hastalarda olacak. Onaylı Randevu Sistemi sayesinde öngörümüze göre birçok branşta hastamızın talebine 24 saat içinde cevap verebiliyor olacağız.” Bakan Koca, basın toplantısın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. “ŞU AN VAR OLAN 15 GÜNLÜK RANDEVU ALAMAMA UYGULAMASININ DIŞINDA YENİ BİR UYGULAMA YOK” Bir gazetecinin iptal edilmeyen veya randevuya gelmeyen hastalara yönelik uygulanacak yeni bir yaptırım olup olmayacağını sorması üzerine Koca, “Uygulama dışında yeni bir uygulama yok. Daha önce koordinasyon kurulu çok tartıştı. İkinci kez gelmeme durumunda bütün branşlarla ilgili bir kısıtlama olsun olmasın diye tartıştık ama şimdilik onu düşünmedik. Özellikle onay sistemiyle önemli oranda azalacağını bekliyoruz, öngörüyoruz. O azalışın olup olmadığını görmek istiyoruz. Şu an var olan uygulama dışında yeni bir uygulama yok” ifadelerini kullandı. “7/24 uzman hekim uygulamaları iddialarına ilişkin açıklama yapılmış olduğu halde algı sürekli devam ediyor” Bir gazetecinin sosyal medyada yer alan ‘7/24 uzman hekim uygulamaları’ iddialarına ilişkin sourusu üzerine Bakan Koca, şu cevabı verdi: “Özellikle yarın gelin demektense o gün randevu vermeden acilde branş poliklinikleri oluşturup hastalarımıza hizmet etmek zorundayız. Bunu da zaten nöbet kapsamında yapıyoruz. Bu zaten yaptığımız bir uygulama ama ‘24 saat hekimlere nöbet tutturularak poliklinik yaptırılmak isteniyor’ şeklinde 2-3 gündür açıklama yapılmış olduğu halde algı sürekli devam ediyor." “TASARRUF TEDBİRLERİ ÇERÇEVESİNDE 17 TOGG ARABAMIZDAN ALDIK” Bir gazetecinin kamuda tasarruf tedbirleri çerçevesinde Sağlık Bakanlığı'nın herhangi bir adım atıp atmadığı sorusu üzerine Koca, cari harcamalarla ilgili tasarruf çalışması başlattıklarını kaydederek, “Cumhurbaşkanımız da bir açıklama yaptı. Bakanlığa özel olarak mesela kamudaki araçlarda 3 yılda bir ilgili rutin kiralama yöntemi olur. Yeni dönem rakamlarının üç kata yakın arttığını gördük. Onu görünce iptal ettik. 17 Togg arabamızdan aldık ve arkadaşlarımız bakanlıkta artık Togg kullanacak. Yaptığımız en önemli tasarruflardan biri budur” cevabını verdi.

Bademin sağlık için 5 şaşırtıcı faydası Haber

Bademin sağlık için 5 şaşırtıcı faydası

Diyetisyen Pınar Çalım kuruyemiş olarak tükettiğimiz bademin 5 faydasını www.batiekspres.com okuyucuları için sıraladı. Bademi çiğ bir şekilde kullanmanın vitamin ve mineral kaybını engelleyeceğini belirten Diyetisyen Pınar Çalım; “Badem, sağlık için birçok fayda sağlayan besleyici bir kuruyemiştir. Kalp sağlığında, cilt sağlığına kadar birçok faydası vardır” dedi. İşte bademin 5 faydası: 1. Doymamış yağlar ve antioksidanlar içerir. Bu bileşenler kalp sağlığını destekleyebilir ve kardiyovasküler hastalıkların riskini azaltabilir. 2. E vitamini ve diğer besinler açısından zengindir. Bu besinler beyin fonksiyonlarını destekleyebilir, bilişsel işlevleri artırabilir ve yaşlanma sürecinde beyin sağlığını koruyabilir. 3. Badem, kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi mineraller açısından zengindir. Bu mineraller kemik sağlığını destekleyebilir ve osteoporoz riskini azaltabilir. 4. Badem, E vitamini ve antioksidanlar içerir. Bu bileşenler cilt sağlığını iyileştirebilir, cilt yaşlanmasını geciktirebilir ve ciltteki hasarı azaltabilir. 5. Badem, sağlıklı yağlar ve lif açısından zengindir. Bu özellikler tokluk hissini artırabilir, açlık hissini azaltabilir ve kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Çiğ bir şekilde kullanmak vitamin ve mineral kaybını engelleyecektir. O yüzden bademi çiğ bir şekilde kullanabilirsiniz.” ERGİN SÖZER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.