Hava Durumu

#Sulama

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Sulama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sulama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Edirneli Çeltikçiyi Kuraklık Değil, İthalat Vurdu Haber

Edirneli Çeltikçiyi Kuraklık Değil, İthalat Vurdu

Edirne’de bu yıl yaşanan kuraklık tarım sektöründe birçok üreticiyi olumsuz etkilerken çeltik üreticisi kuraklığa rağmen son 5 yılın en iyi hasat sezonunu geçirdi. Kuraklıktan en az zararla kurtulduğunu düşünen çeltik üreticisi, Hindistan’dan yapılan ithalat ile fiyatların düşmesinin şokunu yaşıyor. Çeltik verimlerinden üreticinin yüzünün güldüğünü ancak Hindistan’dan ithalat dolayısıyla düşen fiyatlarla şok yaşadıklarını belirten Edirne Belediye Meclis Üyesi ve Tarım Komisyonu Başkanı İsmail Sancakçavuşu; “Çiftçi bu yıl de yeni umutlarla çeltik ekti. Bilindiği üzere faizler yüzde elli beş – altmış bandında. Bu yüksek faizlere rağmen çiftçi borçlanmaktan korkmadı, yüksek maliyetlere rağmen toprağını işledi. Ve bu yıl adeta bir mucize gerçekleşti. Çiftçi susuz tarım yaptı. Kuruyan kaynaklara, su altı rezervlerinin çekilmesine, barajlardaki su seviyelerinin düşmesine, nehirlerde zaman zaman suyun akmamasına rağmen kademeli sulamayla kendi ustalığını ve kabiliyetini ortaya koydu. Belki de son 5 yılın en yüksek verimini aldı. Bu bizim de beklemediğimiz bir durumdu. Verimler yüzümüzü güldürdü. Ancak zaman içinde çeltik fiyatlarında ciddi gerilemeler yaşandı. Sezonun başında fiyatlar tatmin ediciydi. İri taneli, baldo diye tabir edilen tür 40–45 bin lira bandından satılıyordu. Orta taneli çeltik 27–32 bin lira civarında seyrediyordu. İnce taneler her ne kadar piyasada çok rağbet görmese de yine de üreticiyi tatmin eden 23–26 TL bandındaydı. Eğer fiyatlar bu seviyelerde devam etseydi, çeltik üreticisi bu yıl verdiği aşırı eforun ve borçlanmanın karşılığını alacaktı. Susuz tarım yapmak aynı zamanda ot popülasyonunu artırdığı için daha fazla sulama, daha fazla enerji ihtiyacı doğurdu. Bu da maliyetleri neredeyse bir buçuk katına çıkardı. Fakat tarım politikalarının kötü yönetilmesi nedeniyle yeniden ithalata dönüldü; birkaç kişiyi zengin etmeye yönelik bu uygulama yüzünden Hindistan’dan 15–17 TL’ye çeltik ithal edilmeye başlandı. Bu ithalat piyasadaki çeltik fiyatlarını iyice düşürdü ve üreticiyi zarar eder hale getirdi” dedi. “VADE SORUNU DA ORTAYA ÇIKTI” Üreticinin malını ucuza satmaya razı olsa bile karşısına bir de vade sorunu çıktığını söyleyen Sancakçavuşu; “Bugün üretici ‘malımı ucuza satmaya razıyım’ dediği halde bile karşısına 2-3 ay vadeler çıkıyor. Fabrikacıların da kendince haklı yanları var. Bir fabrikayı çevirmek kolay değil. Fakat hükümetin yanlış tarım ve sanayi politikaları nedeniyle sanayici de nakitte zorlanıyor, sıcak para akmıyor. Bu durumda çiftçi ne yapacağını kara kara düşünmeye başladı. 26 TL olan çeltik 21–22 TL’ye kadar indi. Baldoda 42–43 TL olan fiyatlar 34–35 TL’ye düştü; yani 7–8 TL’lik bir kayıp var. Küçük taneli ürünlerde de durum benzer; daha önce 22–23 TL’ye alınan ince taneli ürünler şu an 17–18 TL bandında. Bir de vade sorunu var. Eskiden çiftçi malını fabrikaya götürür, birkaç gün sonra parasını alırdı. Şimdi ortada para yok, bankalar sıkıştırıyor, faizler yüksek, kurumlar beklemiyor. Her şey kilitlenmiş durumda” ifadelerini kullandı. “BU POLİTİKALARLA SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL” Bu politikalarla çiftçinin verdiği mücadelenin karşılığını alamamasının sürdürülebilir olmadığını söyleyen Sancakçavuşu; “Çok acil bir şekilde ‘çiftçi kalkınma destek programı’ açıklanması lazım. En azından çiftçi bir yıl sonra ürününü ortalama hangi fiyattan satabileceğini bilmeli. Biz mazotu 40 TL’den almaya başlıyoruz, sezon sonunda 60 TL’yi görüyoruz. Gübreyi 18 TL’den alıyoruz, bir bakıyoruz 26 TL olmuş. Üzerine yüzde 40–50 zam geliyor, 30–35 TL olarak bize yansıyor. Çiftçinin önünü görebilmesi, topraklarını kaybetmemesi için, böyle kurak bir yılda bile çeltik çıkarabilen kaliteli üreticilerin heba olmaması için devletin acilen önlem alması gerekiyor. Gıda biterse, su biterse, çiftçi biterse; fabrikayla kimsenin karnı doymaz” diye konuştu. ŞENER ŞENTÜRK

Edirne'de Devlet Desteğiyle Yaygınlaşan Meyve Bahçeleri Çiftçilere Alternatif Gelir Kaynağı Oluyor Haber

Edirne'de Devlet Desteğiyle Yaygınlaşan Meyve Bahçeleri Çiftçilere Alternatif Gelir Kaynağı Oluyor

Türkiye'nin önde gelen çeltik, ayçiçeği, buğday ve kanola üretim merkezlerinden Edirne'de çiftçiler, üretimi çeşitlendirmek ve yeni gelir kaynakları oluşturmak amacıyla devlet desteğiyle 21 yıl önce meyve yetiştiriciliğine yöneldi. Bu kapsamda, özellikle Havsa ilçesi başta olmak üzere il genelinde binlerce armut ve elma fidanı toprakla buluşturuldu. Zaman içinde büyüyen ve meyve vermeye başlayan ağaçlar, verimi ve getirisiyle üreticisinin yüzünü güldürdü. Adı meyvecilikle anılmaya başlanan Havsa'nın Kuzucu köyündeki çiftçiler, ürünlerini sağlıklı şekilde saklamak ve kış aylarında da satışını gerçekleştirebilmek için yine devlet desteğiyle soğuk hava deposu kurdu. Yaklaşık 1000 dekar meyve bahçesinin bulunduğu kentte, çiftçiler gençlerin tarıma yönelmesi ve devlet teşvikleriyle üretim alanlarını daha da genişletmeyi hedefliyor. Havsa Meyve Üreticileri Birliği Başkanı İsmail Girgin, yoğunlukla armut ve elma olmak üzere çeşitli meyveleri yetiştirdiklerini söyledi. Meyveciliğin küçük alanlardan yüksek gelir imkanı sunduğunu belirten Girgin, "2004 yılında Valilik projesiyle başladık ve üretime devam ediyoruz. Çok küçük arazilerden yüksek gelir elde edildiğini gördük. İlk olarak 3'er dönümle başladık, gelir elde edildiğini görünce daha sonra bahçeleri büyüttük." dedi. Girgin, zor ve zahmetli olan meyveciliğin diğer tarım ürünlerine göre yüksek getirisiyle öne çıktığını vurguladı. Üreticilerin bir araya gelmesiyle kurulan soğuk hava deposunda ürünlerinin değerini daha da artırdıklarını anlatan Girgin, şunları kaydetti: "İlk yıllarda hasat ettiğimiz ürünleri pazarda satabiliyorduk ancak verim arttıkça bunları hasat döneminde satma şansımızın olmadığını gördük. İlk başlarda Kırcasalih Belediyesinin buzhanesini 4 yıl kiraladık. Orası da yetersiz kalınca 24 üretici birleşip İl Özel İdaresi ve Trakya Kalkınma Ajansının destekleriyle 1000 tonluk bir depo yapmayı başardık. Örneğin ürün hasat zamanı 3 lira ise yılbaşından sonra fiyatı 5 liranın üzerine çıkıyor. Böylece daha yüksek gelir elde ediyoruz." Üretici Selami Kılıçarslan ise bu yıl armut ve elmada verimin iyi olduğunu, diğer meyvelerde ise don nedeniyle verimin düştüğünü ifade etti. Meyveciliği tarımla ilgilenen herkese tavsiye eden Kılıçarslan, "Bu işi yapmaya gönüllü olan ve çalışmayı sevenlere meyveciliği tavsiye ederim. Çeltik, buğday ve ayçiçeği gibi ürünleri yıllarca ürettim. Şu anda meyvecilik yapıyorum. Meyveciliğin geliri diğerlerine göre çok yüksek." diye konuştu. Kenan Kırça da 2 dönümlük armut bahçesinden bu yıl 5 ton ürün almayı hedeflediğini belirtti. Meyve fidanının dikildikten 3-4 yıl sonra verim vermeye başladığını dile getiren Kırça, "Rahmetli Valimiz Fahri Yücel'in projesiyle bu işe yönelmiştik. Günümüzde de üretime devam ediyorum. Üretici arkadaşlarımız gerekli zirai destekleri alarak bu işi yaparsalar başarılı olurlar. Eğer sulama imkanları varsa ve pazarlama sorunu yoksa meyvecilik karlı bir iş." dedi. Hüseyin Öztürk de karlı bir iş olan meyveciliğe gençlerin yönlendirilmesi ve üretimin artırılması gerektiğini belirtti.

“Çakmak sulaması başka bahara” Haber

“Çakmak sulaması başka bahara”

Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Ediz Ün’ün Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya sormuş olduğu soruya verilen cevapta Çakmak Barajı sulaması birinci kısmının 2025 yılında bitirileceği belirtildi. Bakanın verdiği cevaba göre Çakmak sulamasının birinci kısmına şu ana kadar 423 milyon lira harcanarak yüzde 32’si tamamlandı. Soru önergesine verilen cevabı değerlendiren Ün “Çakmakla ilgili şu zamana kadar verilen tarihlerin hiçbiri tutmadığı için 2025 yılında bile birinci kısım sulaması tamamlanamayacak. Bunun için ciddi olarak bu işi yapma iradesi ve bütçe gerekiyor. AKP’de ikisi de yok” dedi. Ün değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Çakmak Barajı ve sulamaları Trakya’nın en önemli sulama projesi. Çiftçimizin cebine doğrudan kazanç sağlayacak, çoğu yerde iki ürün ekilmesini sağlayacaktır. Gelgelelim yıllardır sürüncemede adeta bir kaplumbağa hızıyla ilerliyor. Yandaşa para yağdırmakta sıkıntı çekmeyen AKP iş vatandaşa gelince ‘bütçe imkanları’ deyip duruyor. DSİ’nin önceki yayınlarına göre 2017’de tamamlanması gereken proje bitmediği için 67 köyün 522.000 dekar toprağı hala suyu bekliyor. 2017’yi geçtik Yapılan ihaleye göre Çakmak Barajı sulamasının birinci aşamasının bitirilmesi gereken tarih Kasım 2022. Üzerinden bir yıl daha geçmiş üçte biri bile bitirilememiş. Şimdi iki yılda tamamlayacağız diyorlar. Bunca yıl neredeydiniz? Yeni yılda yatırım programı açıklandığında Çakmak sulamalarına ne kadar para ayrıldığını göreceğiz. Dünya’da kuraklık her geçen gün artan bir sorun. Ülkeler kuraklıkla başa çıkmak için, suyu en iyi biçimde kullanmak için önlemler alıyor. Bizde ise iktidar sulama projelerini sürüncemede bırakıyor. Bunun sonucunda bir zamanların tarımda kendine yeter ülkelerinden biri olan ülkemiz ithalat cennetine döndü. Çakmak sulamasının birinci kısmını bitiremeyenlerin ikinci kısmının ihalesini ne zaman yapacağı ne zaman tamamlayacağını sormak bile gereksiz.” HABER MERKEZİ

"ÇOK CİDDİ TEDBİRLER ALMAMIZ LAZIM" Haber

"ÇOK CİDDİ TEDBİRLER ALMAMIZ LAZIM"

Trakya Üniversitesi (TÜ) ev sahipliğinde Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen Balkan Tarım Kongresi'ne katılan Prof. Dr. Orta, küresel ısınmaya bağlı yaşanan iklim değişikliğinin canlı yaşamını olumsuz etkilediğini ifade etti. Dünyadaki ısınmanın sürdüğünü belirten Orta, bunun sonucunda kuraklık, sel felaketleri ve fırtınalar gibi aşırı iklim olaylarının görülme sıklığının arttığını vurguladı. Türkiye'nin dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi çok kurak bir yıl geçirdiğini ifade eden Orta, "Kuraklığın daha başlangıcı, bu daha ayak sesleri. Kuraklığın kendini hissettirmesini dünya bilim insanları olarak 2040 yılı olarak öngörüyoruz. 2040 yılında ülkemizin de içinde olacağı göçleri tetikleyecek biçimde çok ciddi bir kuraklık bekliyoruz. Çok ciddi tedbirler almamız lazım." dedi. Orta, kuraklığın bitkisel üretimde verim ve kalite kayıplarına yol açtığını bunun önüne geçmek için suyun her damlasının tasarruflu kullanılması gerektiğini dile getirdi. Vahşi sulama yöntemleri yerine suyun etkin kullanıldığı modern yöntemlerin kullanılmasını tavsiye eden Orta, üreticilerin bu alanda desteklenmesi ve bilgilendirilmesinin önemine değindi. Uygun altyapı koşullarının hızlı şekilde kurulması ve tarımda kullanılması gerektiğine dikkati çeken Orta, şunları kaydetti: "Damla sulama sistemi, vahşi sulamaya göre yarı yarıya su tasarrufu sağlıyor. Birim alanda bir ürün için salma sulamayla 100 litre su kullanılıyorsa, damla sulamayla bu 50 litreye düşebiliyor. Bunun yanında artık toprak altı damla sulamaya geçiliyor. Çok yıllık bitkilerde, meyvecilikte, yonca gibi çok yıllık bitkilerde damla sulama borularını toprağın altına gömüyoruz. Hiç kayıp olmadan toprağın altından suyu direk kök bölgesine veriyoruz. Burada su tasarrufu yüzde 50'inin de üzerine çıkıyor."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.