Hava Durumu

#Tedavi

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Tedavi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tedavi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Eczacı Birkan: “Kronik İlaçlarda Tedarik Sorunu Yıllardır Var” Haber

Eczacı Birkan: “Kronik İlaçlarda Tedarik Sorunu Yıllardır Var”

Edirne’de eczacılık yapan Gizem Birkan, son dönemde sıkça gündeme gelen ilaç tedariği sorunlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle kronik hastaların kullandığı, muadili bulunmayan ilaçlarda yıllardır süregelen sıkıntının devam ettiğini söyleyen Birkan, yeni uygulamaya geçen “Türkiye Reçetesi Sistemi” ile birlikte bazı olumlu gelişmeler yaşanabileceğini belirtti. Birkan, kronik hastaların ilaç temininde zaman zaman ciddi zorluklar yaşadığını ifade ederek, “Vatandaşların ilaç tedariği konusunda tedirgin olacağı bazı noktalar olabilir. Muadillerle sorunu çözmeye çalışıyoruz ancak bazı kronik hastalıklarda mutlaka kullanılması gereken, eşdeğeri olmayan ilaçlar var. Özellikle bu tür ilaçların tedariğinde yıllardır problem yaşıyoruz. Sadece zam dönemlerinde değil, yılın diğer zamanlarında da sayı hep az ve yetersizdi” dedi. “TÜRKİYE REÇETESİ SİSTEMİ ECZANELERİN ELİNİ RAHATLATABİLİR” Yeni uygulamaya geçen Türkiye Reçetesi Sistemi’nin ilaçların yurt dışına çıkışını zorlaştıracağını belirten Birkan, bunun iç piyasadaki ilaç miktarını artırabileceğini söyleyerek; “Türkiye’de bulunan bazı ilaçlar yurt dışına gidiyordu veya elden satışla başka ülkelere ulaştırılabiliyordu. Bu da stokları azaltıyordu. Şimdi bu ilaçlar reçeteye tabi tutulduğu için artık yurt dışına çıkışları zorlaşacak. Bu durum, vatandaşlarımız için elimizi bir nebze rahatlatacak gibi görünüyor” dedi. “İLAÇ FİRMALARI KÖŞEYE ÇEKİLİYOR, VATANDAŞLA KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ” Eczacı Birkan, her yıl özellikle zam dönemlerinde ilaç yokluğunun arttığını belirterek; “Maalesef bazı noktalarda ticari kaygılar devreye giriyor. Bunu bir sağlıkçı olarak söylemek zor ama gerçek bu. Bizim işimiz ticaret değil, bizim işimiz sağlık. Ancak ilaç firmalarında durum daha farklı olabiliyor. İlacı vermedikleri zaman köşeye çekiliyorlar. Vatandaş ise muhatap olarak bizi görüyor” diye konuştu. “ECZACILIKTA TİCARİ DÜŞÜNCE ÖN PLANDA OLAMAZ” Bazı vatandaşların artık bu konuda daha bilinçli olduğuna dikkat çeken Birkan, buna rağmen hala eczanelerin ilaç sakladığına inanan bir kesimin olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Biz hastamızın ilacını karşılamak isteriz, bunun için varız. Eczacılıkta ticari düşünce ön planda olamaz.” “AYAKTAN TEDAVİLERDE DURUM DAHA İYİ” Kronik ilaçların dışında, ayakta tedavi gerektiren durumlarda ilaç sıkıntısının önceki yıllara göre daha az yaşandığını da ekleyen Birkan; “Muadillerle ve eşdeğer ilaçlarla çoğu problemi çözebiliyoruz. Önceki yıllara kıyasla bu alanda daha iyiyiz” dedi. HİLAL PEKER

Uzmanından ‘Antibiyotik' Uyarısı Haber

Uzmanından ‘Antibiyotik' Uyarısı

Antibiyotiklerin, yaşanan yüzyılda birçok insanın hayatını kurtardığını ve ortalama yaşam süresinin uzamasında ciddi katkı sağladığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, "Antibiyotik, aslında çağımızda yaşam süresinin uzamasına katkı sağlayan bir tedavi biçimidir. Belki bir yüz yıl öncesine kadar ölümlerin olduğu enfeksiyonlardan kurtulmamızı ve tedaviyi sağlayan, çok önemli mikroplara ve parazitlere karşı öldürücü olan ilaçlara antimikrobiyal diyoruz. Bakterilere, mantarlara, virüslere karşı kullanılan ilaçlara antimikrobiyal genel ifadesini kullanıyoruz" dedi. Üst solunum yollarında antibiyotiklerin virüslere bir etkisi olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Ersoy, "Malum kış dönemindeyiz, havaların soğumasıyla beraber üst solunum yolu enfeksiyonları artıyor ama unutmayalım ki üst solunum yolu enfeksiyonlarının yani boğaz ağrısı ile doktora başvuran hastalarımızın yüzde 70-80'i viraldir ve antibiyotiklerin virüslere karşı bir etkisi olmaz. Çoğu reçetelere baktığımızda üst solunum yollarının yüzde 80'inde antibiyotiklerin yazıldığını görüyoruz" dedi. "Her yıl 10 milyon insan antibiyotik direnci nedeniyle hayatını kaybedebilir" Türkiye'de antimikrobiyal direnç oranının endişe verici olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, "Burada antimikrobiyal direncin artması ile ilişkili direkt bir bağlantıdan bahsedebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre her yıl dünyada 1 milyondan fazla insan direkt antimikrobiyallere dirençli enfeksiyonlar sebebiyle hayatını kaybediyor. 5 milyon insanın ölümünde ise katkısı olduğu tahmin ediliyor. Bu durum için önlem alınmazsa önümüzdeki dönemlerde öngörülen rakam 2050 yılında dünyada her yıl 10 milyon insanın antimikrobiyallere dirençli enfeksiyonlardan ötürü hayatlarını kaybedeceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu. Toplum farkındalığının önemine değinen Prof. Dr. Ersoy, antibiyotikleri gereksiz yere kullanmamak, hekimden antibiyotik isteğinde bulunmamak ve hekim önerdiği zaman antibiyotiği doğru şekilde, sürede ve dozda kullanmanın önemli olduğunu ifade etti. Önerilen dozların altındaki dozların da direnç gelişiminde yine önemli bir faktör olabileceğini dile getirdi. Bir diğer hususun da enfeksiyonları azaltmak olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ersoy enfeksiyonlar azaldığında zaten antibiyotik ve antimikrobiyal kullanımı azalacağı için dirençle ilgili süreçler daha kontrol edilebilir hale geleceğini belirtti. "Bağışıklığımızı güçlendirerek enfeksiyonları azaltabiliriz" Enfeksiyonun azaltılması için yapılabileceklerden de bahseden Prof. Dr. Ersoy, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Bağışıklığımızı güçlendirerek enfeksiyonları azaltabiliriz. Hijyene önem göstermek, doğru bilgi ve doğru yöntemle hareket etmemiz çok önemli. Hasta insanların toplu alanlarda maske takması ya da kendimizin koruyucu önlemler almamız, olmamız gereken aşıları hekimimizden yardım alarak aşılarımızı olmak yine enfeksiyonlara yakalanmamızda bizde koruyucu etki oluşturacaktır. Enfeksiyon ve antimikrobiyal kullanımı azaldığında, gereksiz antibiyotik kullanımını azalttığımızda da süreçte üstümüze düşeni yapmış olacağız."

KANSER HASTASI KADIN EBRU SANATIYLA HAYATA TUTUNDU Haber

KANSER HASTASI KADIN EBRU SANATIYLA HAYATA TUTUNDU

Edirne Kent Müzesi’nde gerçekleşen Ebru Sanat Atölyesi Etkinliğine kanser hastası Necmiye Peker de katıldı. Hayatını ilgilendiği sosyal aktivitelere borçlu olduğunu belirten Peker “Beni hayatta tutan, ilgilendiğim bu sosyal faaliyetler oldu. Ben asla ne olacağım diye düşünmedim. Sürekli bir şeylerle meşgul oldum” dedi. “14 YILDIR KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYORUM” 14 yıldır kanser ile mücadele eden Necmiye Peker, mücadelesini sanat ve okuma aşkı ile yapıyor. Birçok kurslara katılan ve çeşitli konularda kitap okumayı sevdiğini belirten Peker “70 Necmiye Peker 14 yıldır kanser tedavisi görüyorum. İlk olarak rahim kanseri ve ardından 2 defa da mide kanserine yakalandım. Doktorum ilik nakli olmam gerektiğini söyledi ve ben de ilik nakli oldum. Yaklaşık bir yıl oldu bu nakili olalı ama kendimi hiç bırakmadım. Hep doğru şeylerle uğraştım. Kendi kendime boncuklarla küpe, bileklik ve kolye yaptım. Kendimi hiç boş bırakmadım. Beni hayatta tutan ilgilendiğim bu sosyal faaliyetler oldu. Ben asla ne olacağım diye düşünmedim sürekli bir şeylerle meşgul oldum. Benim gibi kanser hastası olan bütün hastalara bir şeyler ilgilenmelerini tavsiye ediyorum. Sürekli kendilerini meşgul etsinler, hastalığını düşünmesinler. Sağlık konusunda, psikoloji konusunda ve daha birçok konuda kitaplar okudum, bunlar beni ayakta tutuyor. Hasta olduğumu öğrendiğimde, sonuç geldiğinde o anda ister istemez biraz etkileniyorsunuz ama yumruğumu masaya vuruyorum ve ben bunu da yeneceğim diyerek kendimi bırakmıyorum. Kendimde bu hastalığı yenecek enerjiyi buluyorum” diye konuştu.   “EMEKLİ OLDUM, KURSLARA BAŞLADIM” Memurluk döneminde etkinliklere fırsat bulamadığını belirten Peker “Ebru kursunu sosyal medya üzerinden gördüm ve çok beğendim. Belediyemize çok teşekkür ediyorum böyle bir kursu ücretsiz verdikleri için. Böyle etkinlikleri çok değerli buluyorum. Ben kendim memur emeklisiyim, mesleğim ebelik. Daha önce çalıştığım zamanlarda çok vaktim olmuyordu, sürekli bir koşturma içerisindeydik. Emekli olduktan sonra kurslara gitmeye başladım” ifadelerine yer verdi. “GENÇLİĞİMDEN BERİ İLGİLİYİM” Ebru sanatına gençliğinden beri ilgi duyduğunu belirten Peker şöyle konuştu: “Ebru sanatına gençliğimden beri ilgi duyuyorum. Fakat az önce de belirttiğim gibi daha önce çalıştığım için bu sanatla ilgilenecek vaktim yoktu. Sosyal medya üzerinde bu etkinliği görünce hemen aradım ve rezervasyon yaptırdım.” MERT ERİŞKİN

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.