Hava Durumu

#Trakya Üniversitesi

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Trakya Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trakya Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TÜ’de Dünya Engelliler Günü Programı Haber

TÜ’de Dünya Engelliler Günü Programı

Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Özel Eğitim Topluluğu tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler Günü programı olan “Biz De Varız 11” isimli program Balkan Kongre Merkezi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa; TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eylem Bayır, Lalapaşa Belediye Başkanı Zafer Sezgin Geldi, akademisyenler, öğrenciler, engelli bireyler ve vatandaşlar katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın aynı zamanda işaret diliyle çevrilmesi salon tarafından büyük beğeni topladı. Program açılış konuşmalarıyla devam etti. “ENGELLERİ ÇÖZMENİN İLK ADIMI FARK ETMEKTİR” Engelleri çözmenin yolunun fark etmek olduğunu vurgulayan Özel Eğitim Topluluk Başkanı Mehmet Burak Horunlu, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü, kutlanacak veya bayram yapılacak bir gün değil; karşılaşılan sorunların gündeme getirileceği ve bunların çözümü için yapılabileceklerin ele alınacağı önemli bir tarihtir. Hem ülkemizde hem de dünyada engelin artık çevreden kaynaklı sorunlar olduğu kabul görmüştür. Sizler bir yerden bir yere rampa veya asansör olmadığı için gidemiyorsanız, sokakta kaldırımlar erişilebilir olmadığı için hareket edemiyorsanız, toplu taşıma araçları size uygun olmadığı için kullanamıyorsanız, işe girmek istediğinizde reddediliyorsanız, insanların ‘Sen bunu yapamazsın’ cümlelerine maruz kalıyorsanız asıl engel burada demektir. Yani engellilik bireyin kalbinde değil, toplumdaki engellerdedir. Özel Eğitim Topluluğu olarak bu etkinliği yapma amacımız, toplumda var olan engel ve sorunlara farkındalık oluşturmaktır. Çünkü engelleri çözmenin ilk adımı fark etmektir” dedi. “BİZLERE DÜŞEN GÖREV, HER BİREYİN EŞİT HAKLARA SAHİP OLMASI” Özel Eğitim Topluluğu Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Feyza Nazan Gündüz, “3 Aralık sadece bir tarih değil, gerçek engelin zihinde başladığını hatırlatan farkındalık ayıdır. Bizlere düşen görev, her bireyin eşit haklara sahip olduğu ortamı yaratmaktır; hep birlikte çalışmaktır” ifadelerine yer verdi. “ENGELLERİ ORTADAN KALDIRMAK HEPİMİZİN GÖREVİDİR” TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eylem Bayır ise, “Unutmamalıyız ki engelli bireylerin yaşadığı sorunlar kendilerinden değil, toplumun yarattığı fiziksel ve sosyal engellerden kaynaklanmaktadır. Bu engelleri ortadan kaldırmak ise hepimizin görevidir. Değerli katılımcılar; engelli bireylerin eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal hayata katılım hakları tartışmasızdır. Bu hakları güvence altına almak, geliştirmek ve sürdürülebilir hale getirmek için tüm kurumlar olduğu gibi üniversiteler de kritik bir rol üstlenmektedir. Bu bilinçle Trakya Üniversitesi olarak kapsayıcı yaklaşımları güçlendirmek, erişilebilirliği artırmak ve farkındalığı sürekli kılmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bugün burada emeği geçen tüm akademik personelimize, öğrenci topluluklarımıza, etkinliğe katkı sağlayan değerli kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. SALAR’DAN ENGEL AVI SUNUMU TÜ’de bulunan faaliyetler hakkında bilgi veren Engelsiz Üniversite Birim Koordinatörü Doç. Dr. Sinem Salar, “Engel avında engeli olan bireyler ya da engeli olmasa da herhangi bir kişi, buradan aslında bir nevi dedektiflik yaparak bize sorunları ifade edebiliyor; fotoğrafını gönderebiliyor, videosunu gönderebiliyor. Örneğin bir rampanın uygun olmadığını fark ettiniz, kaldırımda engelli birey için tehlikeli bir yer gördünüz ya da bir yakınınız sizinle aynı binaya girdi ancak üst katlara çıkamadı ve hedeflediği yere ulaşamadı. Bu tür erişilebilirlik zorluklarını engel avına bildirdiğinizde tüm birimlerimiz bunu titizlikle değerlendirip düzeltilmesi yönünde çalışmalar yapıyor” dedi. BANDO VE DANSLA EĞLENDİLER Konuşmaların ardından TÜ Armağan Dönertaş Engelli Çocuklar Rehabilitasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin Trakya-Armağan Bando Takımı gösterisi ve müzikli dans etkinliği sahnelendi. Engelli bireyler ellerindeki bandolarla çalan müziklere eşlik etti. Ardından müzikli dans etkinliği ile doyasıya eğlendi. Program, daha sonra engelli bireylerin kendilerini tanıtması ve yaşadıkları zorlukları anlatmasıyla devam etti. “BİZLER GÖRÜLMEK VE FARK EDİLMEK İSTİYORUZ” Programda konuşan Kimya Mühendisi Mehmet Abdu, “Toplum bizi ikiye ayırmış durumda: sağlam olanlar ve engelliler. Biz engelli bireyler, ayrıştırılmak istemeden, sağlam dediğimiz kişilerle bir arada yaşayabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak sağlam bireyler bizi neden bir kenara itiyor? Neden aralarında kabul etmek istemiyorlar? Başıma gelen bir olayı paylaşmak istiyorum: Tıp fakültesine kontrole geldiğim bir gün, hastaneden çıktıktan sonra minibüs durağında iki saatten fazla bekledim. Çünkü öğrenci arkadaşlarımız gelen her minibüse hücum ederken beni kenara itip hatta üzerimden atlayarak minibüse binmeye çalıştılar. Aralarından bazı kişiler ‘Ya zavallı amcaya yer verin de binsin’ dedi. Ama biz zavallı değiliz; biz sadece görülmek, fark edilmek istiyoruz. Acınmak istemiyoruz” ifadelerine yer verdi. SPORDA ENGEL OLMAZ VURGUSU Abdu’nun konuşmalarının ardından Tekirdağ’dan gelen boccia takımını temsil eden Ramazan Köseoğlu, Kadir Gülsoy ve Yücel Coşkun kendileri hakkında bilgi vererek boccia hakkında bilgilendirme yaptı ve sporda engel olmadığını vurguladı. Program, toplu fotoğraf çekimi ve topluluk stantlarının gezilmesiyle sona erdi. MERT ERİŞKİN

Çiniye Adanmış Bir Hayat: Nadir Adlı Haber

Çiniye Adanmış Bir Hayat: Nadir Adlı

Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İlhan Koman Sergi Salonu’nda açılan “Çinileriyle Nadir Adlı’nın Ardından” sergisi, yalnızca merhum usta Nadir Adlı’yı anmakla kalmadı; Edirne’nin tarihsel bir çini üretim merkezi olduğu yönündeki güçlü inancı yeniden gündeme taşıdı. “ARKEOLOJİK BULGULAR İDDİAYI DOĞRULUYOR” Açılışta konuşan Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Güner, yıllardır Edirne’de yürütülen arkeolojik çalışmaların çarpıcı sonuçlarına dikkat çekerken “Edirne’nin çeşitli bölgelerinde yaptığımız kazılarda çini ve seramik üretimine ait yarı mamul ürünler, fırın izleri ve üretim atıkları bulduk. Bu bulgular, şehrin geçmişte güçlü bir çini üretim merkezi olduğunu açıkça ortaya koyuyor" dedi. Güner, bu bulguları yıllar önce Nadir Adlı ile paylaşmasının sanatçıda büyük bir heyecan yarattığını belirterek, “Çünkü Nadir Hoca’nın yıllardır savunduğu görüşün bilimsel karşılığı vardı” dedi. “EDİRNE, KÜTAHYA KADAR GÜÇLÜ BİR MERKEZ OLABİLİR” Serginin odak noktasında yer alan usta sanatçı Nadir Adlı, hayatı boyunca Edirne’nin çini üretimi açısından eşsiz bir potansiyele sahip olduğunu dile getiriyordu. Prof. Dr. Kerem İscanoğlu, sanatçının bu konudaki kararlılığını şu sözlerle anlattı: “Nadir Hoca, Edirne’nin en az Kütahya ve İzmit kadar köklü bir çini üretim kültürü olduğuna inanıyordu. Bunun için yıllarca bölgeden numuneler topladı, üretim denemeleri yaptı ve bu görüşü bilimsel bir çerçeveye oturtmaya çalıştı.” İscanoğlu, sergide yer alan eserlerin ve arşiv belgelerinin, sanatçının Edirne’nin üretim potansiyeline duyduğu inancın somut bir yansıması olduğunu vurguladı. Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müberra Gürgendereli, arkeolojik bulgular ve Nadir Adlı’nın çalışmalarının ortak bir sonucu işaret ettiğini belirterek “Edirne’nin çini üretim geleneği tarihsel olarak var ve yeniden canlandırılabilir. Üniversite olarak bu kültürel mirası görünür kılmayı görev ediniyoruz” dedi. Gürgendereli, sanatçının eserlerinin ve belgelerinin ilerleyen dönemde bir çini müzesi veya üretim merkezi çatısı altında toplanması için çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. SERGİ YOĞUN İLGİ GÖRDÜ Sergide, Nadir Adlı’nın özgün çinileri ve kişisel arşivinden parçalar yer aldı. Katılımcılar hem ustanın sanat yolculuğunu hem de Edirne’nin bin yıllık çini geleneğini bir arada görme fırsatı buldu. MEHMET EFECAN HIDIROĞLU

TÜ’de Stres MRI Tanıtıldı: Gereksiz Stentlerin Önüne Geçecek Haber

TÜ’de Stres MRI Tanıtıldı: Gereksiz Stentlerin Önüne Geçecek

Trakya Üniversitesi (TÜ) Radyoloji Anabilim Dalı olarak uygulanmaya başlayan ve kalp ile damar hastalıklarında önemli rol üstelenecek olan Stres Kardiyak Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) işlemi Tıp Fakültesi Dekanlık Toplantı Salonu’nda tanıtımı gerçekleştirildi. Düzenlenen toplantıya; Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, TÜ Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nermin Tunçbilek, TÜ Radyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fethi Emre Ustabaşıoğlu, Halkla İlişkilerden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Ali Yılmaz, Dr. Öğretim Üyesi Serdar Solak katıldı. “TRAKYA BÖLGESİ’NDE YAŞAYAN BİRİ BAŞKA BİR YERE GİTMEYECEK” Gerçekleştirilen işlem ile Trakya Bölgesi’nde yaşayan vatandaşların başka bölgelere gitmek zorunda kalınmayacağının altını çizen TÜ Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, “Bugün toplanmamızın sebebi de esasen yeni bir kullanım alanının ortaya çıkması. Öyle zannediyorum ki Türkiye'de bir ilk. Belki bir merkezde daha var ama Türkiye'de bir ilk olan işlem. O da MRI görüntülemesinin çeşitli kullanım amaçları var. İlk defa kalp hastalarında onların yaşam kalitelerini iyileştirecek, belki onları girişimlerden koruyacak bir maksatla kullanıyoruz. Diyelim ki bana anjiyo yapıldı ve kalbimin bir damarında tıkanıklık saptandı. Şimdiye kadar olan şey, bu tıkanıklık kritikse birden fazla damarı ilgilendiriyorsa bir baypas operasyonu. Ama daha sınırlı sayıda alanı, damarı ilgilendiriyorsa da stent girişimiyle o damarın açılası ve dolaşımın sağlanması. Böylelikle hastanın yaşamsal riskinin ortadan kaldırılması, yaşam kalitenin arttırılması. Bu MRI incelemesi neyi sağlıyor? Stres MRI dedikleri inceleme. Kalpte tıkalı damar bulunsa bile o alan sonradan gelişmiş bir damarla besleniyorsa, tıkalı damara hiç karışmama ve böylelikle hastanın sağlıkla yaşamını sürdürme imkânı veriyor. Biliyorsunuz her bir girişim komplikasyon demek. Şimdi sizler iş yerlerinizden buraya geldiniz. Trafik kazası olabilirdi. Merdivenlerden çıkarken düşebilirdiniz. Bu kadar basit yaşamsal süreçler bile bazen komplikasyonlar ve tehlikeler doğurabiliyor. Bir stent işleminin bir bypass işleminin zaman zaman komplikasyonları olabilir. Bu işlem gerçekten bir girişime gerek var mı? Yoksa bu hasta mevcut haliyle de yaşamını sağlıkla sürdürebilir mi? Ona imkân verdiği için çok çok önemli. Bugün çok gurur duydum. Trakya Bölgesi’nde yaşayan birisi başka yere gitmek zorunda kalmayacak. Sadece o değil, Kırcaali’den gelen de Silivri’den gelen de hep bizde” dedi. “KARDİYAK MRI ÇEKİMİ TRAKYA BÖLGESİ’NDE İLK DEFA YAPILDI” İşlemin Trakya Bölgesi’nde ilk defa yapıldığını belirten TÜ Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nermin Tunçbilek, “Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim dalı olarak, son teknolojik cihazlarla görüntüleme alanında hizmet veren birbirimiz. Cihazımız son teknolojik cihazlar ve her zaman yönetimin desteğiyle takip ediyoruz. Cihazlarımızı yeniliyoruz. Cihazların ötesinde son derece kaliteli bir personelle, hocalarımızla hem eğitime hem de hastalarımıza hizmet vermeye devam ediyoruz. Bu alanlardan birisi de bugün konuşmak üzere toplandığımız kardiyak görüntüleme. Bölümümüzde kardiyak görüntüleme bir süredir son derece etkin bir şekilde yüksek kapasite hastaya hizmet verecek şekilde yapılmaktadır. Bu alanda da birlikte çalıştığımız hocamız Doç. Dr. Fethi Emre Ustabaşıoğlu son derece yetkin bir şekilde hizmet vermektedir. Kendisi çok deneyimli bu alanda. Birçok hastaya hastanın hayatına dokunarak çalışmalar yapmakta. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Çok etkin bir şekilde hizmet veriyor. Kardiyak MRI çekimi Trakya Bölgesi’nde ilk defa yapıldı. Bu çekimi yapmak diğer çekimlerden oldukça farklı ve emek gerektiren bir işlem. Bu işlemi yaparken hoca bizzat orada bulunmak zorunda” ifadelerine yer verdi. “BÖLGEMİZDE BAŞARIYA İMZA ATTIK” Gerçekleştirilen işlemle büyük bir başarıya imza attıklarını belirten TÜ Radyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fethi Emre Ustabaşıoğlu, “Kalbin radyolojik olarak ayrıntılı bir şekilde görüntülenmesi son yıllarda hem tanı hem de tedavi süreçlerinde büyük önem kazandı. Bu doğrultuda hastanemiz radyoloji bölümü. Teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekte ve en güncel yöntemleri klinik uygulamaya hızla dahil etmektedir. Halk arasında sanal anjiyo olarak bilinen koroner BT anjiyografi ve kalp, manyetik rezonans görüntüleme, yani kalp MRI, tetkikleri uzunca bir süredir zaten bölümümüz de aktif olarak uygulanmakta. 2025 yılı henüz tamamlanmamış olmasına rağmen bu yıl gerçekleştirdiğimiz sanal anjiyo sayısı 5 bine yaklaşmış durumdadır. Bu sayıyla yalnızca ülkemizde değil, Avrupa'da da en ön sıralarda yer almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hatta birçok Avrupalı meslektaşım, bu seviyelere ulaşmış olmamıza gerçekten çok şaşırdıklarını bana belirtiyorlar. Bu da beni mutlu ediyor. Kalp MRI tetkikinde de bu yıl 400 sayısına ulaşmış durumdayız. Bunların ötesinde Kasım ayında ilk kez şehrimizde ve bölgemizde stres, kalp, MR tetkikini başarıyla uygulayarak önemli bir yeniliğe daha imza attık. Bu gelişmenin hem hastalarımıza daha ileri düzey tanısal imkanlar sunması hem de üniversitemizin bilimsel ve klinik kapasitesinin ulusal ve uluslararası düzeyde görünürlüğünü arttırması açısından büyük bir adım olduğunu düşünmekteyim. Trakya Üniversitesi, ülkemiz için çok çok önemli bir değer olmasının yanı sıra, Balkanlara açılan bir kapı niteliğindedir. Kalp görüntüleme alanında sağladığımız bu ilerlemelerin hem şehrimizin hem de üniversitemizin marka değerine çok önemli katkı sunduğunu düşünüyorum. Biz radyoloji hekimlerinin temel amacı hastalarımıza en güvenilir, en doğru ve en hızlı tanısal hizmeti sunmaktır. Bu alanda kalp görüntülenmesinde daha büyük hizmetler vermek için de daha yolun başında olduğumuzu düşünüyorum. Önümüzde daha çok iş var. Tüm gücü çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “GEREKSİZ STENTLERİN ÖNÜNE GEÇECEK” Ustabaşıoğlu, “Sanal anjiyo yaptık bir hastaya, kalp damarında yüzde 90 darlık var. Yüzde 90 darlık ciddi bir darlık olduğu için bu hasta büyük ihtimalle stentlenecek. Bunda sorun yok. Ancak yüzde 60 darlık var. Hastada da göğüs ağrısı var. Bu darlık. Gerçekten kalp kasında bir kanlanma, bozukluğu yaratıyor mu? Yaratmıyor mu? Bunu sağlamak için MRI uygulaması sırasında kalbe egzersiz yaptırıyoruz. Nasıl yaptırıyoruz bu egzersizi? Adenozin adı verilen bir ilaç kullanıyoruz. Kalbi yoruyoruz. Kalbi yorduğumuzda eğer o damarın suladığı beslediği alanda bir defekt (kanlanma bozukluğu) saptarsak bu ilacın etkisi geçince de bu defekt kaybolursa, bu demektir ki buraya bir stent koymak gerekir. Ama tam tersi durumda. Strese soktuk kalbi. Eğer kalbin beslediği damarın beslediği alanda bir sorun yoksa stende gerek yoktur Bu açıdan gereksiz stentlerin önüne geçilmiş olacak. Bu açıdan da mutlaka kardiyolog doktor arkadaşlarımızla beraber hani oturup bunu konuşup değerlendiriyoruz. Bir diğer avantajı hasta MRI çekimi bittikten sonra kalkıp gidebiliyor. Hastanede kalma süresi yok. Yaptığımız tektik yaklaşık 40 dakika kadar sürüyor. Ayrıca şunu söylemek istiyorum, bu yaptığımız işlem duyulur duyulmaz İstanbul’dan çok sayıda hastamız gelmeye başladı. Bu yüzden de çok mutluyuz” ifadelerini kullandı. MERT ERİŞKİN

Üniversiteli Gençlerden Güvenli Sokaklar Projesi Haber

Üniversiteli Gençlerden Güvenli Sokaklar Projesi

Edirne’de Ayça Erdem ve Berin Çalışır isimli Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İletişim Tasarım Bölümü öğrencilerinin geliştirdiği bir sosyal sorumluluk projesiyle güvenli ve güvensiz sokakları vatandaşlar işaretleme yöntemiyle belirleyebilecekler. Tamamen vatandaşların o sokaktan geçerken hissettiklerine dayalı olarak bu bilgiler bir veri tabanında toplanacak. Toplanan bu bilgiler belediye ve ilgili kurumlara rapor olarak sunulacak. İlgili kurumların sokak aydınlatmaları ve güvenliği konusunda işini kolaylaştıracak projeyi geliştiren gençlerden Ayça Erdem; “Harita üzerinden işaretlenerek projesiyle vatandaşlar karanlık ve güvensiz hissettiği sokakları harita üzerinden işaretleyecek ve öğrencilerin oluşturduğu veri tabanında bu bilgiler raporlanabilecek. Bu projeye aslında bir sosyal sorumluluk projesi olarak başladık. Kendi yaşamımızdan, yaşadığımız sorunlardan yola çıkarak bu projeyi geliştirmek istedik ve herkesin katkı sunmasını istedik. Sadece kadınlar bazında başladık fakat bu sadece kadınları da ele alarak devam edebileceğimiz ve çözebileceğimiz bir sorun değildi. Sadece biz gezmek için ya da eğlenmek için dışarı çıkmıyoruz. Maalesef gece artık Edirne'de karanlık sokaklardan geçerken kendimizi gerçekten çok temkinli ve gerçekten çok endişe ederek evlerimize gitmeye başlamıştık. Bunun için herhangi somut bir veri toplama içerisine girdik. İşten eve döndüğünüz zaman veya dışarı çıktığınız zaman özellikle biz kadınlar olarak ve tüm diğer bireyleri de kapsayarak yaşadığımız algısal ve fiziksel endişeyi somut kılmak istedik. Bir harita üzerinden yıldız bırakarak, konumunuzu kullanarak ve 4 soruya cevap vererek o sokakta nasıl hissettiğinizi başka insanlar için de görünür kılıyorsunuz” dedi. “TÜRKİYE’NİN TÜM ŞEHİRLERİNDE UYGULANABİLECEK BİR PROJE” Projenin diğer sahibi Berin Çalışır ise Türkiye’nin tüm şehirlerinde uygulanabilecek bir proje olduğunu belirterek; “Aslında Edirne’de olması gereken bir proje olduğunu düşünmüyoruz. Bu, Türkiye'nin her şehrine uygulayacağımız bir proje. Edirne'den başladık. Biz Edirne'de bu proje bittikten sonra Edirne Belediyesi'ne ve gerekli kurumlara bu verileri sağlayacağız ve veri temelli bir destek sağladığımız için ışıklandırma, çevresel sorunların gerçekten belirli somut verilere dayanarak iyileştirilmesini umarak bunları teslim edeceğiz” diye konuştu. Projeyle ilgili tanıtım açıklamasına Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Edirne Şube Başkanı Ayten Durmuş ve yönetim kurulu üyesi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu katılarak gençlere destek verdi. PROJENİN ADI NEDEN “NOVA”? Vatandaşların, novaedirne.com.tr sitesindeki haritadan 21 Aralık tarihine kadar işaretleme yapabileceklerini söyleyen Çalışır; “Aslında burada nova projesi nedir konusuna biraz değinmek istiyoruz ve ismi neden nova? Nova gökyüzünde hep var olan ama uzun süre parladığı belli olmayan bir yıldızdır. Bu yıldızı tüm Edirne halkı olarak birlikte parlatıp kadınlara ve gerçekten tüm bireylere destek olması amacıyla güvenli şehirler yaratmayı umuyoruz. Yıldızlar yeşil, kırmızı ve sarı olarak 3 kategoriye ayrılıyor. Bu yıldızları ekleyerek veri tabanımızda Edirne'nin en güvenli ve en güvensiz sokaklarını belirliyoruz ve bunları kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bunların hepsini, iyileştirme sürecini de birlikte takip etmeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. ŞENER ŞENTÜRK

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.