Hava Durumu

#Trakya Üniversitesi

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Trakya Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trakya Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Satrancın Usta İsmi Yontar Edirne’deydi Haber

Satrancın Usta İsmi Yontar Edirne’deydi

Trakya Üniversitesi (TÜ) Satranç Topluluğu tarafından, sosyal medya kanallarında gerçekleştirdiği satranç yayınlarıyla çok sayıda insana satrancı sevdiren satranç oyuncusu ve yayıncı Sabri Can Onay Yontar söyleşisi düzenlendi. Toplumsal Araştırmalar, Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) Edirne İl Temsilciliği salonunda düzenlenen söyleşiye 7’den 70’e Edirneliler yoğun ilgi gösterirken; Yontar, “Satrançla Değişen Hayat” adlı kitabını okurları için imzaladı. Yontar, söyleşide ayrıca katılımcıların sorularını da yanıtladı. EDİRNE İLE ÖZEL BAĞINI AÇIKLADI Açılış konuşmalarının ardından Yontar, moderatör Harun Girgin ve katılımcıların sorularını tek tek yanıtladı. Yontar, satranç oynamaya başladığı yıllardan yayıncılığa geçme serüvenine, dünyanın 1 numaralı satranç oyuncusu Magnus Carlsen ile çalışmaya başlamasına kadar birçok soruyu yanıtladı. Çocuklara satranç konusunda öneriler de yapan Yontar, Edirne ile bağını da açıkladı. Babasının lise eğitiminin bir yılını Edirne’de geçirdiğini söyleyen Yontar, kentle özel bir bağı olduğunu ifade etti. İMZA KUYRUĞU DİKKAT ÇEKTİ Söyleşinin ardından Satranç Edirne İl Temsilcisi Umut Güney, Yontar’a hediye takdim ederken; Yontar da Edirne’ye yalnızca söyleşi için değil, bir satranç turnuvası için de gelmek istediğini söyledi. Yontar’ın sözü yoğun alkış aldı. Etkinlik, Yontar’ın “Satrançla Değişen Hayat” kitabını okurları için imzalaması ile sona ererken; imza kuyruğunun uzunluğu dikkat çekti. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Edirne’de Bir Efsane: Akıl ve Ruh Hastaları Mı Çizdi? Haber

Edirne’de Bir Efsane: Akıl ve Ruh Hastaları Mı Çizdi?

Edirne’nin tarihine 537 yıldır tanıklık eden eserlerden biri Sultan 2’nci Bayezid Külliyesi. Yeniimaret semtinde bulunan tarihi yapı, Trakya Üniversitesi tarafından 1997 yılında müzeye dönüştürülmesinin ardından her yıl yerli ve yabancı turistlerin ilgi noktası olmaya devam ediyor. Sultan 2’nci Bayezid tarafından yaptırılan külliyenin en çok ilgi çeken bölümlerinin başında Darüşşifa, Tıp Medresesi, cami, imaret gibi bölümler geliyor. Tunca Nehri kıyısında 1488 yılında tamamlanan eserin ayrıca nehrin üzerinden geçen bir köprüsü de bulunuyor. AKIL VE RUH HASTALARI TEDAVİ EDİLMEYE ÇALIŞILIYORDU Yerli ve yabancı turistlerin ziyaretleri sırasında merakla incelediği bölüm ise Osmanlı döneminde akıl ve ruh hastalarının musiki, su sesi ve güzel kokularla ile tedavi edilmeye çalışıldığı Darüşşifası oluyor. Dünyanın en saygın müzecilik ödüllerinden biri olan Avrupa Konseyi 2004 Yılı Avrupa Müze Ödüllü tarihi yapıda, dönemin ameliyat ve muayene teknikleri görsellerle anlatılırken; giriş kapısı çevreleyen ikinci avlunun duvarlardaki izler ise meraklılarının dikkatinden kaçmayan bir diğer özelliği oluyor. DUVARLARDAKİ ÇİZİMLER DİKKAT ÇEKİYOR İkinci avlunun duvarlarının 2 tarafına dikkatli şekilde bakıldığında kazınarak çizilen bazı çizimler fark edilirken; özellikle tarih meraklılarının ilgiyle incelediği resimler ortaya çıkıyor. Geyiklerden kayıklara, surlardan tavus kuşlarına kadar birçok çizimin yer aldığı duvarlar, ziyaretçilerin merakla incelediği yerlerin başında gelirken; çizimlerin yıllardır orada olduğu iddialar arasında. AKIL VE RUH HASTALARININ ÇİZDİĞİ İDDİA EDİLİYOR Akıl ve ruh hastalarının tedavileri sırasında duvarlara bu çizimleri yaptığı iddia edilirken; çizimler külliye ile korunmaya devam ediyor. Kentte yıllardır dile getirilen iddia, kişiden kişiye aktarılarak adeta efsaneye dönüşmüş durumda. İddianın gerçekliğine dair kanıt henüz bulunmuyor. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Hocaoğlu; “Bulgaristan’dan 800 Bin Türk Göç Etti” Haber

Hocaoğlu; “Bulgaristan’dan 800 Bin Türk Göç Etti”

Trakya Üniversitesi (TÜ) Göç ve Mücadele Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü kapsamında konferans düzenlendi. Eczacılık Fakültesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta, Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neriman Hocaoğlu, “Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçün Sosyal, Tarihsel ve Kimlik Boyutları” konusunda sunum yaptı. Konferansa; TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Göç ve Mücadele Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hacer Ateş, İl Göç İdaresi Müdürü Metin Nacioğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansın açılış konuşmalarını gerçekleştiren TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Göç ve Mücadele Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hacer Ateş, sunumları için Doç. Dr. Neriman Hocaoğlu’na ve tüm katılımcılara teşekkür ettiler. “TÜRKLER VE MÜSLÜMANLAR İSTENMEYEN NÜFUS HALİNE GELDİ” Açılış konuşmalarının ardından “Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göçün Sosyal, Tarihsel ve Kimlik Boyutları” konusunda sunum yapan Hocaoğlu, Bulgaristan’dan Türklerin göçünün 100 yıllık bir mesele olduğunu söyleyerek; “Tam da Osmanlı sonrası Balkanlar’da yeni ulusların kurulmaya başladığı dönemde, Osmanlı vatandaşlarının istenmediği bir döneme girdi. 1877-78 dönüm noktası oldu. Türkler ve Müslümanlar istenmeyen nüfus haline geldi. Sistematik bir dışlanmanın başlangıcı oldu. Etnik ve dini kimlikler siyasallaşmaya başladı. Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı derken neredeyse yüzde 50 oranında nüfusta bir azalma oldu” ifadelerini kullandı. “360 BİNDEN FAZLA KİŞİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ” Hocaoğlu, Bulgaristan’daki Türklerin göçünün dalgalar halinde olduğunu belirterek; “1925’ten başlayarak 1989 da dahil olmak üzere 800 bin kişinin göç ettiği bir göç dalgası diyebiliriz. 1989-90 göçü aslında en ağır olanı diyebiliriz. 360 binden fazla kişi olduğunu biliyoruz. Bulgaristan’ın 1984 yılında başlayan sistematik bir asimilasyon politikası var. Bu göçe neden olan şey de temelde isim değişikliği, dil yasağı, dini baskı ve kültürel silme diyebiliriz. Gönüllü ya da gönülsüz her hâlükârda isminiz değiştiriliyordu. Çünkü Bulgar hükümeti, ‘Burada Türk yok, herkes Bulgar’ diyordu. İstemeyenler, direnenler pek çok işkenceye maruz kaldı, sürgün edildi. Belene’de yatan çok fazla Türk vatandaşı var. Bu zor bir süreç. Direnenlere verilen cevap da diğer insanların korkmasını sağlayıp ismini değiştirmesine neden oldu. İsmini değiştirilmeyen var mı? Hayır, herkesin ismi değiştirildi” dedi. “MEZAR TAŞLARINDAKİ İSİMLER DE DEĞİŞTİRİLDİ” Türkçe konuşulmasının da yasaklandığını ve konuşulması halinde cezaların uygulandığını hatırlatan Hocaoğlu; “Dini baskı ise İslami uygulamaların yasaklanması şeklinde oldu. Çocuğunuzu sünnet ettiremezsiniz, camiye gidemezsiniz, bayramlarınızı kutlayamazsınız. Kurban kestiniz mi diye evinize gelip dolabınızı kontrol ediyorlardı. Kimliğinizi ve kültürünüzü sistematik olarak değiştirmeye çalışan bir baskı ortamı vardı. Mezar taşlarındaki isimler de değiştirilerek Bulgarlaştırıldı. Şalvar giyilmesi yasaklanmıştı. Buna da ‘Yeniden Canlandırma Süreci’ diyorlar” sözlerine yer verdi. “ETNİK TEMİZLİK OLARAK TANINDI” Hocaoğlu, Bulgaristan’da Türklere yapılan zulmün ‘Etnik Temizlik’ olarak tanındığını söylerken; “2012 yılında Bulgaristan parlamentosunda ‘Etnik Temizlik’ olarak kınandı. Sistematik olarak bir politika uyguluyorsunuz ve bir etnik grubu yok etmeye çalışıyorsunuz. Bir zulüm uygulaması aslında” diye konuştu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

TÜ’de Hem Yeni Kitap Hem Yeni Kütüphane Tanıtımı Haber

TÜ’de Hem Yeni Kitap Hem Yeni Kütüphane Tanıtımı

Trakya Üniversitesi (TÜ), Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Şallı’nın yeni kitabı ile Balkan Savaşı Kütüphanesi’nin tanıtımını gerçekleştirdi. II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde düzenlenen törene; TÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, rektör yardımcıları ve akademisyenler katıldı. Törenin açılış konuşmalarını gerçekleştiren Rektör Hatipler ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir, üçüncü kitabını TÜ Yayınları’ndan yayımlayan Doç. Dr. Hakan Şallı’yı tebrik ettiler. Açılış konuşmalarının ardından Şallı, “Edirne Kuşatmasına Vali Halil Bey’in Gözünden Bakmak” adlı yeni kitabının sunumunu gerçekleştirdi. Şallı, kitabında özellikle Edirne Valisi Halil Bey’in, Tanin Gazetesi’nde yayımlanan beyanatlarının bulunduğunu belirterek, Edirne kuşatmasının yaşandığı günlere ışık tutacak eserinin içeriğini anlattı. KARAAĞAÇ YERLEŞKESİNE BALKAN SAVAŞI KÜTÜPHANESİ Şallı, kitabının sunumunun ardından Balkan Savaşı Kütüphanesi Projesi ile ilgili de bir sunum yaptı. Şallı, Balkan Savaşı Kütüphanesi’nin, TÜ Karaağaç Yerleşkesindeki metruk binanın restore edilmesiyle birlikte hayata geçirileceğini açıklarken; kütüphanenin aynı zamanda tematik bir müze olacağını da söyledi. Türkiye’de hiçbir üniversitede müze kütüphane bulunmadığına dikkat çeken Şallı, Balkan Savaşı Kütüphanesi ile Trakya Üniversitesi’nin bir ilke imza atacağını belirtti. Şallı’nın sunumunun ardından tören sona erdi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

TÜ Öğrencisi Güler’den İlk Kişisel Sergi Haber

TÜ Öğrencisi Güler’den İlk Kişisel Sergi

Trakya Üniversitesi (TÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Selin Güler, ilk kişisel sergisi olan “İz” adlı sergisini açtı. Mimar Kemaleddin Sergi Salonu’nda düzenlenen serginin açılışına, TÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Baybora Temel, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Sergi ile ilgili konuşan Selin Güler, ilk kişisel sergisine “İz” adını vermesinin nedenini açıklarken; “Geçmişim ile ilgili işler yaptığımdan dolayı bu ismi seçtim. Genellikle geçmiş, kimlik ve travmalar üzerine çalışmalar yapıyorum. Bunların bende bir izi olduğu düşüncesindeyim. Buradaki çalışmalarım da bunları gösteriyor” ifadelerini kullandı. “HAYAT ŞERİDİ GİBİ” Güler, sergide 4 adet fotoğraflardan oluşan eseri bulunduğunu belirterek; “Birincisi; geçmişimde zorbalığa maruz kaldığım fotoğraflardan oluşuyor. Fotoğraflarımı, yaşım gibi 23 metre kumaşa bastım. Aslında hayat şeridi gibi. Bu fotoğraflar, fotoğraf çektirmeyi sevmememe sebebiyet veren fotoğraflardı. O kadar çok negatif yorum aldım ki fotoğraf çektirmekten nefret ediyordum. Geriye dönüp baktığımda ise o fotoğrafların zorbalığa maruz kalacak bir tarafı olmadığını görüyorum. Bu yüzden sergileme ihtiyacı duydum. Diğer bir eserimde de ‘aynen’ kelimesinin sıkıcılığından bunalıyorum. ‘Aynen’ dememeye çalıştığım bir süreçte, söylediğim her ‘aynen’ kelimesinde kendimi fotoğrafladım ve altına diyalogları yazdım. Bir diğerinde ise Polonya’da bir arkadaşım var. Arkadaşlığımız yıllardır sürüyor. Kendisiyle çok sık görüşemiyoruz ve ‘Kavuşma’ isimli bir iş yaptım. Her gün birbirimize fotoğraflar gönderdik ve arkadaşlığın uzak mesafe de olsa sürebileceğini gösterdik. Aynı zamanda Polonya ile Türkiye arasında bir rota çıkardık” dedi. “POLONYA HAYRANIYIM” 2016 yılından günümüze Polonya hayranı olduğunu söyleyen Güler; “En büyük hayalim de Polonya’da yaşamak ve orada sergi açmak. Polonya takıntımı bir esere dönüştürmek istedim. Polonya’ya bir mektup serisi oluşturdum. Ona olan platonik aşkımı mektuplarla anlattım” sözlerine yer verdi. “GEÇMİŞTEKİ YAŞAMIMI ÖZLÜYORUM” Güler, sergide dijital eserlerinin olduğunu belirterek; “Geçmişteki yaşamımı özlüyorum. Durmadan atari oynuyorum. Ağabeyim ve ablamla vakit geçiriyorum. Onların oynadığı ve asla başaramadığı bir oyun haritası var. Bu meselesi kendime mevzu edindim. Oyunu bulmaya çalıştım. O oyuna kendimi yerleştirirsem ve başarırsam kendimi mutlu hissedeceğimi düşündüm. Aslında kendi oyunumu yaptım. İçerisinde ben varım ama oyunda düşündüğüm gibi başarılı olamadım. Sonuçta böyle de bir esprisi oldu” diye konuştu. 26 ARALIK’A KADAR AÇIK KALACAK TÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Baybora Temel de serginin açılış töreninde, ilk kişisel sergisini açan Selin Güler’i tebrik etti. Temel, sergilere ev sahipliği yapmaya devam edeceklerini söyledi. Sergi, 26 Aralık Cuma gününe kadar ziyarete açık kalacak. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Karaağaç’taki Tarihi Gara Ücretli Girişe Yargı Freni Haber

Karaağaç’taki Tarihi Gara Ücretli Girişe Yargı Freni

Edirne Barosu Başkanı Av. Gökhan Karakoç, Trakya Üniversitesi tarafından Karaağaç Yerleşkesi içerisinde yer alan tarihi tren garı ve Lozan Anıtı’nın bulunduğu alanın ücretli hale getirilmesine karşı açılan davada önemli bir gelişme yaşandığını açıkladı. Geçtiğimiz aylarda Trakya Üniversitesi yönetiminin aldığı kararla, üniversitenin Karaağaç bölgesinde bulunan ve Edirne’nin simge noktaları arasında yer alan tarihi tren garı ile Lozan Anıtı’nın bulunduğu kampüs alanına girişler ücretli olmuştu. Uygulama kapsamında hem Edirneliler hem de kenti ziyarete gelen vatandaşlar bu alanları ücret karşılığında gezebiliyordu. Uygulamanın yanlış olduğunu ve özellikle toplumsal ve tarih bilincinin güçlendirilmesi açısından bu alanların ücretsiz olması gerektiğini savunduklarını belirten Karakoç, Edirne Barosu yönetimi olarak Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu aracılığıyla Edirne İdare Mahkemesi nezdinde dava açtıklarını söyledi. MAHKEME HUKUKA AYKIRI BULDU Açılan davada mahkemenin önemli bir karar verdiğini vurgulayan Karakoç, Edirne İdare Mahkemesi’nin üniversite yönetiminin aldığı ücretlendirme kararını hukuka aykırı bulduğunu ve “gecikmesinde sakınca bulunan hal” kapsamında yürütmenin durdurulmasına hükmettiğini ifade etti. Bu kararın, söz konusu uygulamanın artık yürütülmemesi gerektiği anlamına geldiğini kaydetti. “UYGULAMANIN YANLIŞ OLDUĞU İNANCINDAYDIK” Karakoç, konuşmasının devamında “Geçtiğimiz aylarda Trakya Üniversitesi yönetimi tarafından alınan kararla üniversitemizin Karaağaç Bölgesi içinde malumuz tarihi tren garının ve Lozan anıtında bulunduğu kampüste ücretli bir uygulamaya geçilmişti. Alanı gezmek isteyen gerek hemşerilerimiz gerekse şehrimizi ziyarete gelen vatandaşlarımız bahse konu yeri ücreti mukabilinde gezebiliyorlardı. Ancak uygulamanın yanlış olduğunu, bilhassa toplumsal bilinci, tarih bilincini güçlendirmek adına bu alanların ücretsiz olması Edirne’yi ziyarete gelen herkesin bu alanlarda ücretsiz gezmesini temin edilmesi inancındaydık. Bu anlamda Edirne Barosu Yönetimi Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu aracılığıyla Edirne İdare Mahkemesi nezdinde bir dava açmış idik. Bugün itibariyle bu davada mühim bir gelişme yaşandı. O da Edirne İdare Mahkememiz, üniversitemizin aldığı bu kararın hukuka aykırı buldu ve gecikmesinde de sakınca bulunan hal kapsamında kararın yürütmesini durdurdu. Bu bahse konu kararın artık yürütülmemesi gerektiği sonucunu doğurur. Edirne İdare Mahkemesi, üniversite senatosunun böyle bir alanı ücretlendirip ticari maksatlı gelir elde etmesinin mevzuata uygun olmadığını değerlendirmiş ve yürütme kararını bu sebepten ötürü tahsis etmiştir” ifadelerine yer verdi. Yürütme kararının ardından ziyaretçiler alanı yeniden ücretsiz gezebilecek. HİLAL PEKER

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.