Aziz Nesinlik Bir Olay

İlginç olaylara karşı şaşırırız; ancak karşılaştığımız bazı trajikomik durumlara karşı bağışıklık oluştu, şaşırmıyoruz, ‘’böylesi de olmaz’’ bile diyemiyoruz.
    Sizlerle paylaşacağım olayda bunlardan birisi. Belki de ülkemizde her gün çok sayıda vatandaşında başına geliyordur.
     Bilindiği üzere eski tip ehliyetler yenileniyor.
     İçişleri Bakanlığı’nın 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için verdiği süre 31 Aralık 2024 tarihinde sona erecek. Devamında para cezası uygulanacak.
    Ehliyet yenilemek için öncelikle randevu alınması gerekiyor. 
    Ehliyet yenileme randevusu Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü üzerinden internet sitesi ya da telefon ile alınıyor. 
     Ancak ehliyet yenileme işlemi için bazı belge ve evrakların önceden hazırlanarak, randevu saatinde götürülmesi gerekiyor. 
    Ehliyet yenilme ücreti de diğer resmi işlemlerde olduğu gibi her yıl zamlanıyor.
    Buraya kadar her şey normal.
    Ehliyetini yenilemek isteyenlerin bir de doktor raporu getirmeleri gerekiyor.
    Aile hekimleri bu raporu verebiliyor. 
    Kronik hastalığı olanların ise mutlaka uzman hekimden rapor getirmeleri şart.
    Uzman hekim hastalığa ve hastanın klinik bulgularına göre bu raporu 3 yıl süreye kadar verebiliyor. 
    “Sürücü Olabilir” ibareli sağlık raporunu alındığında Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’ne başvuruyorsunuz.
    Bahis konusu olayın trajikomik hale gelmesi şöyle başlıyor:
    Diyabet (Şeker) hastası bir kişi Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi’ne başvuruyor.
    Raporla ilgili o hafta yetkili olan Dahiliye Uzmanı bayan doktora gittiğinde, doktor kendisine 2 yıl süreli rapor veriyor.
    İşlemlerini ve evraklarını tamamladığına sevinen vatandaş Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’ne gittiğinde, görevli kendisine; doktor raporlarının 1 ay, 3 ay, 1 yıl ya da 3 yıl olması gerektiği belirterek, bu zamanlara uygun rapor almasını istiyor.
    Ehliyetini değiştirecek vatandaş tekrardan hastaneye giderek, doktor hanıma durumu anlatıyor. Ancak doktor, ‘’Benim görüşüm bu. Ben sizin için 2 yılın olması kanısına vardım’’ diyerek, 2 yıllık raporunda ısrar ediyor.
    Hasta tekrardan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’ne gittiğinde görevli, sistemde 2 yıl için bir kot olmadığı için giriş yapılamadığını söyleterek, ‘’Olsa neden yapmayayım’’ diyerek, bir kez daha doktordan rica etmesi tavsiyesinde bulunuyor.
    Ehliyetini değiştirecek vatandaş bir kez daha hastane yolunu tutarken, 3. kez aynı doktor için sıra alıp bekliyor. 
    Bu arada doktorla bir kadın hasta arasında çıkan tartışmada sinirler geriliyor. Hastane güvenliği çağırılıyor.
    Ehliyet almak için bekleyen vatandaş doktorun sinirlerinin gergin olacağını düşünüp, ertesi gün gelmek üzere hastaneden ayrılıyor.
    Ertesi gün 4 kez kapısının önünde beklediği bayan dahiliye doktoruna Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü’nden verilen ve üzerinde sağlık raporlarının sürelerini belirten bilgi amaçlı yazıya göstererek, 2 yıllık raporun değiştirilmesi için rica ediyor.
    Doktor hanım insafa geliyor gelmesine ama bu defa rapor süresini 1 yıla indiriyor.
    Tam Aziz Nesin’lik bir hikaye.
    Öğrendiğimde inanamadım, olamaz dedim.
    Başka bir ülkede olsa bu iş belki de, 1-2 saatte halledilir.
    Bu işin düzelmesi için yapılacaklar çok zor olmamalı.
   Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün doktor raporların 2 yıllık süreyi de kabul etmesi, ya da rapor düzenleyen kurumlara 2 yıllık rapor verilmemesi ile ilgili bilgilendirme yapılması yeterli olacaktır.
     Sonuçta vatandaş git-gel yapmadan, işlen sırası için nüfusta ve hastanede fazladan saatlerce beklemeyecek, iş yükü de hafifleyecektir.
    Sonuçta; olan yine vatandaşa oluyor.