Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında, “Türk Milli Mücadelesinin Miracı: Türkiye Cumhuriyeti’nin İlanı” konulu konferans düzenlendi.

Eczacılık Fakültesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta Dr. Öğretim Üyesi Bülent Atalay sunum yaparken; TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müberra Gürgendereli, Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurten Çetin, akademisyenler ve öğrenciler de katıldı.

Dr. Öğretim Üyesi Bülent Atalay, konferansta Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi şartlarda kurulduğunu anlatırken; “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, müthiş şartlar içerisinde ‘Yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz’ diyor. Bu cümleleri kurmak kolay; lakin geri dönüp baktığımızda mazide neler yaşandığını anlatmaya kelimelerin kifayetsiz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasına ilk tepki gösterenlerden birinin Mustafa Kemal Paşa olduğunu söyleyen Atalay; “Tek kelimeyle ‘Zehir zemberek’ demiştir. Yıldırım Orduları komutanıdır ve mütarekeye bağlı olarak ordusu dağıtılmıştır; İstanbul’a gelmek arzusundadır. Bir şeyler yapabilmek düşüncesiyle çabalamaktadır. İstanbul’a gelir; 13 Kasım 1918. Yok edilmemesi gereken, kuşaktan kuşağa aktarılması gereken o sözü söyler; ‘Geldikleri gibi gideceklerdir.’ Orada o andı içmiştir, canını dişine takmıştır. Ama beklediğini İstanbul’da bulamayacaktır” dedi.

Atalay, Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a gelmesi ile ilgili pek çok söylentinin olduğunu belirterek; “Her 29 Ekim’de, 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkışında, ‘Binlerce altın Vahdettin tarafından verildi’ denir. Bunlar lafı güzaftır. Vahdettin de bizden önce bu topraklarda yaşamış, Mustafa Kemal Atatürk de. İkisinin üzerinden farklı şeyler devşirip köşeyi dönmek gibi bir arzusu olmayanlar, vicdani olarak baktığında tarih bir bilimdir; belge ve bilgiye dayanır. Benim de gönlümden geçen; keşke Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa’yı görevlendirseydi. Ama hayatımızdan, özellikle tarihten keşkeyi çıkarmak zorundayız. Bu bir hayaldir, böyle bir şey yoktur. Feslilerden, fessizlerden, o oğlundan, bu oğlundan, pazarda limon sattıramayacağınız adamların yazdığı tarih kitaplarından cumhuriyeti kuramazsınız” sözlerine yer verdi.
Milli mücadelenin miracı olan Cumhuriyet’in unutulmaması gerektiğini söyleyen Atalay; “Biz bu coğrafyada önce reayaydık, sonra tebaa olduk, daha sonra Cumhuriyet ile birlikte vatandaş olduk ve kadınımız, kızımız, erkeğimiz, hepimiz bütün Türk evlatları olarak oturabiliyoruz, hayatımızı devam ettirmeye gayret ediyoruz” dedi.
Atalay, Lozan’da en olumsuz şartlarda en olumlu metnin akdettirildiğini belirterek; “Ona da ‘Hezimet mi, zafer mi?’ denir. Son dönemde bazıları doğuştan kırmızı doğuyor; utansalar da belli olmuyor. Hangi şartlarda Lozan’ı değerlendirdiniz de ‘Hezimet’ diyorsunuz? Cumhuriyet ya da Lozan’dan sonra hangi hükümet olursa olsun her masaya oturduğumuzda, her istediğimizi alabildik mi? Bu diplomasidir; yapabileceğiniz bir şey yok. Yüz yıl sonrasında ahkam kesiyorlar. Her şey ortada. Lozan’ın imzalanmasıyla yeni Türk devleti, milletlerarası platformda varlığını tescil ettirmiştir. Bu meşaleden sonra milli mücadelenin miracı olarak 28 Ekim 1923 akşamına döndüğümüzde, ‘Yarın ilan ediyoruz’ ve 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan edilecek” diye konuştu.

Atalay’ın konuşmasının ardından TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan konuşma yaptı. Tan, konuşmasında Atalay’ın sunumundan çok şey öğrendiğini belirterek; “Kendisine ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Tan, konuşmasının ardından Atalay’a teşekkür belgesi takdim etti. Belge takdiminin ardından konferans sona erdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ