TÜ’de Prof. Dr. Yesevi’den “Gazze” Konferansı

Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni, İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi’nin verdiği “Abluka Altında Bir Toplum; Gazze’de İnsan Hakları İhlali” başlıklı akademik açılış dersiyle gerçekleştirildi.

Trakya Üniversitesi İİBF Konferans Salonu’nda düzenlenen törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından tanıtım sunumu yapıldı. Açılış konuşmalarını fakülte dekanı Prof. Dr. Cemile Arıkoğlu Ündücü ve Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eylem Bayır gerçekleştirdi. Törene, üniversite yöneticileri, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

“AMAÇ; EŞİTLİK BİLİNCİ YÜKSEK, ANALİTİK DÜŞÜNEN BİREYLER YETİŞTİRMEK”

Fakülte Dekanı Prof. Dr. Cemile Arıkoğlu Ündücü, açılış konuşmasında yeni akademik yılın tüm üniversite camiası için başarı ve sağlık getirmesi temennisinde bulundu. Ündücü, fakültenin kuruluşundan bu yana geçen süreçte önemli bir akademik birikim kazandığını belirterek “Fakültemiz bundan 30 yılı aşkın bir süre önce, 1992 yılında bu köklü üniversitenin çatısı altında doğdu. O günden bu yana kamu yönetimi, iktisat, maliye, uluslararası ilişkiler ve çalışma ekonomisi bölümleriyle disiplinler arası güçlü bir yapıya ulaştı. Bugün dünya, iklim krizinden dijital dönüşüme, ekonomik adaletsizlikten küresel sağlık sorunlarına kadar çok boyutlu zorluklarla karşı karşıya. Bizim görevimiz, bu sorunlara analitik düşünebilen, eşitlik farkındalığı yüksek ve kamusal yararı odağına alan bireyler yetiştirmektir” dedi.

Prof. Dr. Ündücü, sözlerinin sonunda konuşmasının Gazze konulu açılış dersine atıfta bulunarak, “Gazze’de yaşanan insan hakları ihlalleri yalnızca bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın sınavıdır. Bu konulara bilimsel titizlik, eleştirel düşünce ve evrensel hukuk ilkeleriyle yaklaşmak hepimizin görevidir” ifadelerini kullandı.

“FİLİSTİN’DE YAŞANANLAR BİR İNSANLIK SUÇUDUR”

Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eylem Bayır ise konuşmasında üniversitelerin yalnızca bilgi üreten kurumlar değil, aynı zamanda vicdanın ve adaletin sesi olduğunu vurguladı. Bayır “Bugün gözlerimizin önünde bir halk, diplomatik bir yok oluşa mahkum edilmektedir. Abluka altında en temel haklarından mahrum bırakılan Filistin halkı, modern dünyanın tanıklığında eşi benzeri görülmemiş bir vahşetle karşı karşıyadır. Hastanelerin, okulların, ibadethanelerin hedef alındığı bu tablo, bir insanlık suçudur. Bu suça sessiz kalmak tarihi bir vebaldir. Trakya Üniversitesi olarak Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz” diye konuştu.

“GAZZE, İNSAN HAKLARININ EVRENSELLİĞİNİ TEST EDEN BİR COĞRAFYA”

Açılış konuşmalarının ardından söz alan Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi, “Abluka Altında Bir Toplum; Gazze’de İnsan Hakları İhlali” başlıklı konferansında Gazze’de yaşanan krizi tarihsel, siyasal ve hukuki yönleriyle değerlendirdi.

Yesevi, Filistin meselesinin yalnızca bölgesel bir çatışma olmadığını belirterek şöyle konuştu;

“Gazze, insan haklarının evrenselliğini test eden bir coğrafya haline gelmiştir. Uluslararası toplumun sessizliği, insanlığın ortak vicdanının sınavdan geçmesidir.”

“EKONOMİK BAĞIMSIZLIK YOKSA SİYASAL BAĞIMSIZLIK DA YOKTUR”

Yesevi, konuşmasının devamında, Gazze’deki durumu hem siyasi hem insani boyutlarıyla anlattı: “2017 Aralık ayında ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve büyükelçiliğin taşınması, bölgedeki dengeleri altüst etti. Bugün hala Filistin topraklarının büyük bir bölümü işgal altında ve halk mülteci konumuna düşürülmüş durumda. 1948’den bu yana kendi topraklarına geri dönemeyen milyonlarca Filistinli var. Kontrol noktalarıyla çevrili, duvarlarla ayrılmış Batı Şeria’da insanlar en temel haklarından mahrum. İşgalci güç, yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Ekonomik bağımsızlık yoksa, siyasal bağımsızlıktan da bahsedemeyiz.”

Yesevi, Gazze’de insanların en temel geçim kaynaklarından bile mahrum bırakıldığını belirterek, “Gazze’de balıkçılık ve tarım faaliyetleri neredeyse imkansız hale geldi. Bu nedenle bölge halkı ekonomik olarak tamamen dışa bağımlı. Yardım konvoyları dahi hedef alınıyor. Bu tablo, sistematik bir insan hakları ihlalidir” dedi.

“BU BİR MEŞRU MÜDAFAA DEĞİL, İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR”

Yesevi, İsrail’in saldırılarını “meşru müdafaa” kapsamında değerlendirmenin mümkün olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: “7 Ekim sonrası İsrail’in tüm askeri operasyonları ‘meşru müdafaa’ olarak sunuldu. Oysa meşru müdafaa orantılı ve ölçülü olmalıdır. Bugün 67 bin kişi hayatını kaybetmiş durumda; ölenlerin on binden fazlası kadın, beş bini çocuk. Bu, silahlı bir çatışma değil, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.”

Yesevi, konuşmasının devamında insan hakları ihlallerini somut örneklerle sıraladı: “Gazze’de hastaneler, ambulanslar, okullar, mülteci kampları, yardım konvoyları, müzeler ve ibadethaneler hedef alındı. Sivillere ait özel mülkiyet kalmadı. Su, elektrik ve gıda erişimi kısıtlanarak açlık toplu cezalandırma aracı haline getirildi. Bütün bunlar savaş hukuku ve insancıl hukuk açısından açık ihlallerdir. Gazze bugün sadece fiziki olarak değil, hukuken de yok edilmeye çalışılmaktadır.”

HİLAL PEKER