EKK Kadın Meclisi: Sürecin takipçisi olacağız

Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi, Mor Ev’de P. A. cinayeti hakkında açıklama yaptı. Boşanma aşamasındaki eşi tarafından, geçtiğimiz Cumartesi günü öldürülen P. A. cinayetinin takipçisi olacaklarına vurgu yapılan, Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nurcan Pektaş tarafından okunan açıklamada; “Son günlerde Edirne'de meydana gelen trajik olay, derin üzüntü ve endişeyle karşılanmıştır. Kadın cinayetlerinin herhangi bir toplumda kabul edilemez olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Kadına yönelik şiddet, insanlık onuruna aykırı bir suçtur ve kabul edilemez. Toplum olarak, kadınların güvenliği ve haklarının korunması için birlikte çalışmalıyız. Kadına yönelik şiddetin her türlüsüyle mücadele etmek, hepimizin sorumluluğudur. Bu zor zamanlarda, P. A.'ya rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır dileklerimizi iletiyoruz. Adaletin sağlanması için bizler Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak sürecin takipçisi olacağız. Kadınların yaşam haklarının korunması ve şiddete maruz kalan herkesin sesinin duyulması için hepimizin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması için toplumsal farkındalığın artırılması ve eğitimin yaygınlaştırılması önemlidir. Unutmayalım ki, kadınlar güçlü, değerli ve yaşamın her alanında eşit haklara sahiptir. Toplumumuzda herkesin barış içinde ve güven içinde yaşaması için kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığımızı sürdüreceğiz. Ayrıca ailemizin yaşadığı acı kaybı da göz önüne alarak Edirne Belediye Başkanımız Sayın Avukat Filiz Gencan Akın ve Edirne Belediyesinin Kadın ve Aile Birim Müdürü Özlem Takındı'nın bize verdiği destek ile Psikolog Bahar Yıldız bu zor süreçte psikolojik destek amaçlı ailemizin yanında yer alacaktır” denildi.

PSİKOLOG YILDIZ: “KİŞİSEL DEĞİL, TOPLUMSAL BİR SORUN”

Bu süreçte aileye psikolojik destek verecek olan, Psikolog Bahar Yıldız ise, çözüm için tepki vermenin asla yeterli gelmediğini, bunun bir kişisel sorun değil toplumsal sorun olduğunu söyleyerek şunları ifade etti: “Sorunun kaynağına inilmediği sürece de ortadan kaldırılamayacaktır. Dikkat ederseniz kadının değersizleştirildiği, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığı toplumların tümü erkek gücüne atıfta bulunan toplumlardır. Erkek rolüne yüklenen sorumluluk ne kadar fazla ise erkeğin yaşayacağı yetersizlik o derecede derin olacaktır. Yetersizlik hisleri öfkeye, öfke şiddete dönüşecektir. Bu tür toplumlarda, erkek doğduğu anda ona aileye bakacak, soyu devam ettirecek en önemli varlık gözü ile bakılır. Erkeğin yaptığı yanlışlar ‘erkektir yapar’ olarak değerlendirilir. Kadını tatmin etme görevi ona verilir. Öyle bir algı yaratılır ki dünyada ki tüm varlıklara sahip olabilme gücüne sahip olduğu inancı ile yetiştirilir. Bu inanç öyle tehlikelidir ki, sahip olamadığı varlığa başkasının sahip olabilmesi ihtimaline tahammül edemez ve onu ortadan kaldırma yolunu seçer. Erkek insanının bu duruma gelmesi öyle bir anlık cinnetle, öfkeyle değil, doğduğu andan itibaren yaşadıkları ile belirlenir. Şiddete eğilimli olan erkek kendini soyuna kanıtlama çabasında olan, yetersizlik hisleri ve özgüven sorunları yaşayan, ilkelliğinin evrimini sürdüremeyen bir varlıktan öteye gidememektedir. Sahip olma arzusu ile yanıp tutuşan erkek önüne çıkan her engeli ona öğretilen ve bildiği tek yol olan şiddet yolu ile çözmeye çalışacaktır.”

TANRIKULU: “AİLENİN TÜM ACILARINI PAYLAŞIYORUZ”

Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın ile beraber ailenin tüm acılarını paylaştıklarını belirten Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu; “Üzücü ve çok trajik bir durum. Biz gerçekten Filiz başkanımızla beraber ailenin tüm acılarını derinden paylaşıyoruz. Edirne’mizi çok çok üzen, Edirne’mize hiç yakışmayan bir süreçle beraberiz. El birliğiyle bundan çıkacağız. Toplumsal şiddet sarmalından kurtulmak için birlikte yaşamayı, paylaşmayı, kadın erkek eşitliğini her yerde söyleyeceğiz. Bir daha olmaması için elimizden gelen bütün toplumsal mekanizmaları çalıştıracağız. Biz çok üzgünüz, bu konuda aileyle birlikteyiz ve istiyoruz ki Edirne’miz barışın, huzurun ve mutluluğun şehri olsun. Böyle trajik olaylarla anılmasın. Elimizden gelen ne varsa yapacağız” ifadelerini kullandı.

“BENİM YAVRUM 21 YAŞINDA TERTEMİZ MELEKTİ”

Ne istedin benim yavrumdan, her şeyine katlandı senin diye ağlayarak konuşan acılı anne Pınar Kaçarlar, kızını öldüren damadına seslenerek; “Kız çocuğuna ne diyeceksin? Nasıl bir yüzün var ki; ‘Ben senin annenin katiliyim’ diyeceksin. ‘Ben sana bir ekmek dahi almadım, seni hep anneannen büyüttü yetiştirdi’ diyeceksin. Ben size bakamam, Siz anneannende kalacaksınız diyen birisi. Biz E. P. A. öksüz kalmasın dedik. Ama sen hem yetim, hem öksüz bıraktın yavrumu. Gülümü kopardın. Ama şükürler olsun ki gülümün gülü var. Onu ben büyütüp ben yetiştireceğim. Onu 3,5 yaşına kadar ben büyüttüm, bundan sonra da ben büyüteceğim. İki tatlı söze kandı benim yavrum. ‘Gel sana ev tutacağım’ dedi. Koşarak gitti benim yavrum. Gitme dedim, sana bir pusu bu dedim. 15 gün evvel de aynısını yaptı ama ben kızımı salmadım. Torunumun görüş gününde pedagoglara teslim etti torunumu, sonra eve geldi. O da kızımın peşine düştü. Gitme dedim kızıma, tehdit mesajları atıyor sana dedim. O bana bir şey yapmaz, ev tutacak, yuvamızı toplayacağız dedi. İki tatlı sözüne kandı, melek gibi çıktı. Celladına teslim olmaya gitmiş benim yavrum. Önce Allaha havale ediyorum, sonra devletime havale ediyorum” dedi.

ŞENER ŞENTÜRK