Hava Durumu

#Pınar Çalım

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Pınar Çalım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Pınar Çalım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Diyetisyen Çalım’dan Yaz Ayları İçin Beslenme Önerisi Haber

Diyetisyen Çalım’dan Yaz Ayları İçin Beslenme Önerisi

“Marul, roka, nane, tere, maydanoz gibi taze yeşillikler; yaz aylarında hem sağlığımız hem de formumuz için en büyük destekçilerimizden olabilir” diyen Çalım, bu yeşil sebzelerin yüksek su ve lif içeriğiyle hem sindirimi kolaylaştırdığını hem de uzun süre tokluk sağladığını vurguladı. Çalım, bu özellikleri sayesinde yazın sıkça karşılaşılan ara öğün kaçamaklarının da önüne geçilebileceğine dikkat çekti. Yeşilliklerin sadece düşük kalorili olmalarıyla değil, aynı zamanda içerdiği antioksidanlar, C vitamini, folik asit ve potasyum gibi bağışıklık destekleyici vitamin ve minerallerle de öne çıktığını belirten Çalım, “Vücudu arındıran bu besinler, aynı zamanda cilt sağlığına da katkı sağlar. Güneşli yaz günlerinde cildinizin parlak kalmasına destek olur” dedi. PEKİ YEŞİLLİKLERİ NASIL TÜKETMELİYİZ? Diyetisyen Pınar Çalım, yeşillikleri beslenme rutinine dahil etmenin birçok kolay ve lezzetli yolu olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Güne taze maydanoz ve limonlu su ile başlamak, öğle ve akşam öğünlerinde bol yeşillikli salatalar hazırlamak ya da yeşillikleri smoothie’lere eklemek çok faydalı olacaktır. Ancak özellikle yazın artan mikrobiyal risklere karşı, yeşilliklerin çok iyi yıkanması, gerekiyorsa sirkeli veya karbonatlı suda bekletilmesi çok önemli.” Bol Yeşillikli Yaz Salatası Tarifi de Diyetisyen Pınar Çalım’dan: Malzemeler: 1 avuç roka 1 avuç taze ıspanak veya bebek marul 5-6 dal maydanoz 5-6 dal taze nane 1 küçük salatalık (kabuklu, halka doğranmış) 1 küçük domates veya 6-7 adet cherry domates (ikiye bölünmüş) 1/4 avokado (isteğe bağlı, dilimlenmiş) 1 yemek kaşığı haşlanmış kinoa veya karabuğday 1 tatlı kaşığı zeytinyağı 1/2 limonun suyu 1 tutam tuz, karabiber Üzeri için: 1 tatlı kaşığı kavrulmamış kabak çekirdeği veya ceviz içi Hazırlanışı: “Yeşillikleri güzelce yıkayıp kuruttuktan sonra geniş bir kaseye alın. Diğer tüm malzemeleri ekleyin, limon suyu, zeytinyağı ve baharatlarla tatlandırıp karıştırın. Üzerine dilerseniz peynir kırıntıları veya yoğurt bazlı bir sos da ekleyebilirsiniz.” Çalım son olarak, “Bu salata, C vitamini, lif ve sağlıklı yağlar açısından oldukça zengindir. Yanına 1 dilim tam tahıllı ekmek ekleyerek dengeli ve hafif bir öğün elde edebilirsiniz” diye konuştu. ERGİN SÖZER

Uzmanından Bayramda Sağlıklı Beslenme Tavsiyeleri Haber

Uzmanından Bayramda Sağlıklı Beslenme Tavsiyeleri

Diyetisyen Kıymet Pınar Çalım, Kurban Bayramı’nda yaşanan yoğun et tüketimi, bayram tatlıları, sebze ve meyve tüketimi konusunda vatandaşlara uyarılarda bulundu. Çalım “Kurban Bayramı, geleneksel olarak et tüketiminin yoğun olduğu bir bayramdır. Bu dönemde sağlıklı ve dengeli beslenmek önemlidir” dedi. İşte Çalım’ın Kurban Bayramı’nda sağlıklı beslenme için bazı tavsiyeleri: 1. Kurban Eti Dinlendirilmelidir: Kurban eti 24 saat dinlendirilmelidir ve ertesi gün tüketilmelidir. Taze kesilen kurban etinde ölüm katılığı (rigormortis) adı verilen bir durum yaşanır ve bu aşamada etteki proteinin sindirimi zorlaşır. Kurban etinin kesimi sonrasında sıcaklık düşünceye kadar açık bir kapta serin ve güneş almayan bir ortamda 5 saat kadar bekletilmelidir. Etin sıcaklığı düştükten sonra buzdolabına alınabilir. Eğer tüketim yapılmayacaksa etler -18 santigrat derecede 6 -12 aya kadar temiz kap veya steril poşetlere porsiyonlanarak depolanabilir. 2. Et Tüketimine Dikkat: Kırmızı et, protein ve demir açısından zengindir, ancak aşırı tüketimi kolesterol ve doymuş yağ alımını artırabilir. Günlük et tüketimini 100-150 gram ile sınırlamak iyi bir yaklaşımdır. 3. Etin Pişirilme Yöntemi: Kızartma yerine haşlama, ızgara veya fırınlama yöntemlerini tercih edin. Böylece yağ alımını azaltabilirsiniz. 4. Sebze ve Meyve Tüketimi: Et ağırlıklı beslenmenin yanına mutlaka sebze ve meyve ekleyin. Lif, vitamin ve mineral alımını dengede tutmak için her öğünde sebze ve salata bulundurun. 5. Su Tüketimi: Yaz sıcakları geldi. Bayramda havalar sıcak olacak / Yeterli miktarda su içmek sindirimi kolaylaştırır ve genel sağlık için önemlidir. Günde en az 8 bardak su içmeye özen gösterin. 6. Tatlı Tüketimi: Bayramda şerbetli tatlılar sık tüketilir. Fakat şerbetli tatlılar susuzluğu arttırabilir, sindirimi zordur. Bu tatlıların tüketimini sınırlayın ve meyve tatlıları veya sütlü tatlılar gibi daha hafif alternatifleri tercih edin. 7. Etin Saklanması: Taze eti uygun şekilde saklayın. Etleri küçük parçalara bölüp dondurmak hem bozulmasını önler hem de ihtiyacınız kadarını tüketmenizi sağlar. 8. Dengeli Beslenme: Tüm besin gruplarından dengeli miktarda tüketmeye özen gösterin. Tek tip beslenmeden kaçının. HİLAL PEKER

Bademin sağlık için 5 şaşırtıcı faydası Haber

Bademin sağlık için 5 şaşırtıcı faydası

Diyetisyen Pınar Çalım kuruyemiş olarak tükettiğimiz bademin 5 faydasını www.batiekspres.com okuyucuları için sıraladı. Bademi çiğ bir şekilde kullanmanın vitamin ve mineral kaybını engelleyeceğini belirten Diyetisyen Pınar Çalım; “Badem, sağlık için birçok fayda sağlayan besleyici bir kuruyemiştir. Kalp sağlığında, cilt sağlığına kadar birçok faydası vardır” dedi. İşte bademin 5 faydası: 1. Doymamış yağlar ve antioksidanlar içerir. Bu bileşenler kalp sağlığını destekleyebilir ve kardiyovasküler hastalıkların riskini azaltabilir. 2. E vitamini ve diğer besinler açısından zengindir. Bu besinler beyin fonksiyonlarını destekleyebilir, bilişsel işlevleri artırabilir ve yaşlanma sürecinde beyin sağlığını koruyabilir. 3. Badem, kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi mineraller açısından zengindir. Bu mineraller kemik sağlığını destekleyebilir ve osteoporoz riskini azaltabilir. 4. Badem, E vitamini ve antioksidanlar içerir. Bu bileşenler cilt sağlığını iyileştirebilir, cilt yaşlanmasını geciktirebilir ve ciltteki hasarı azaltabilir. 5. Badem, sağlıklı yağlar ve lif açısından zengindir. Bu özellikler tokluk hissini artırabilir, açlık hissini azaltabilir ve kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Çiğ bir şekilde kullanmak vitamin ve mineral kaybını engelleyecektir. O yüzden bademi çiğ bir şekilde kullanabilirsiniz.” ERGİN SÖZER

Bayram sonrası sağlıklı beslenme nasıl olmalı? Haber

Bayram sonrası sağlıklı beslenme nasıl olmalı?

Uzun süre açlık ve hatalı beslenme Ramazan ayı boyunca öğün sayısının azalması ile meydana gelen metabolizma hızının yavaşlaması Ramazan ayı sonrasında öğün sayılarının normale dönmesi özellikle Ramazan Bayramı ve tatilde daha fazla yemek yeme isteği sonucu kilo alımı ve mide sorunları gerçekleşebilmektedir. Diyetisyen Pınar Çalım günde mutlaka 2,5 litre su tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak sağlıklı beslenme önerileri ile birlikte örnek bayram sonrası menülerini paylaştı. 30 gün tutulan oruç ile metabolizma hızının yavaşladığı ve su tüketiminin azaldığını vurgulayan Çalım, “Ramazan ayı boyunca yemek düzenimiz ve alışkanlıklarımızda değişiklikler oluştu. 9 günlük bayram tatili ile birlikte değişen bu düzenimiz kurulan sofralar ve yenilen tatlılarla bir daha değişti. Peki şimdi tatil bitti ve normal düzenimize dönme zamanı olduğunu hatırlamalıyız. Özellikle su tüketimimiz çok önemli. Özellikle günde 2,5 litre su tüketmeye özen göstermeliyiz. Bunun yanı sıra 30 dakikalık kısa yürüyüşlerle metabolizmamızı desteklemeliyiz.30 günlük Ramazan Ayı sonrasında bayramda ve tatilde dayanamayıp fazla yemiş olabilirsiniz. Ancak sağlıklı beslenme programı ile hem midemizi rahatlatabiliriz hem de aldığımız kiloları verebiliriz. Gün içerisinde öğünlerimizde porsiyon kontrolü yaparak, bol su tüketerek ve aktivitelerimizi artırarak kilo kontrolü sağlayabiliriz” dedi. Ramazan Bayramı sonrası sağlıklı bir şekilde beslenmek için örnek 3 günlük bir diyet listesi şu şekilde olabilir: 1. Gün: Kahvaltı: Yulaflı, meyveli probiyotikli yoğurt Öğle: Izgara tavuk göğsü veya hindi fileto Mevsim salatası Ara öğün: 1 avuç çiğ badem Akşam: Sebze çorbası, Yoğurt. 2. Gün: Kahvaltı:1 adet haşlanmış yumurta,1 dilim beyaz peynir,1 dilim tam buğday ekmek, Zeytinyağlı bol yeşillik Öğle:1 porsiyon zeytinyağlı semizotu yemeği,4 yemek kaşığı yoğurt Ara öğün:1 su bardağı kefir, 1 taze meyve Akşam: Izgara köfte, Bir dilim tam buğday ekmeği, Yeşillikli salata 3. Gün: Kahvaltı: Granola, yoğurt Ara öğün: Bir avuç kuru kayısı veya incir. Öğle: Izgara somon balığı, Mevsim salatası Ara öğün: kuru kayısı veya kuru incir Akşam: Sebzeli nohut yemeği, Bir dilim tam buğday ekmeği,1 su bardağı ayran Bu örnek diyet listesi, bayram sonrası dengeli ve sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek içindir. Doğru porsiyon ve kişi özel beslenme tavsiyeleri için diyetisyeninize başvurmayı unutmayın. HİLAL PEKER

Bağışıklık sisteminizi harekete geçiren besinler Haber

Bağışıklık sisteminizi harekete geçiren besinler

Kış aylarında su tüketiminin oldukça önemli olduğuna değinen Diyetisyen Pınar Çalım, “düzenli su tüketimi ile beraber sofralarımızda bulunduracağımız zencefil ve sarımsak, doğal antioksidanlar içerir dolayısıyla bağışıklık sistemini destekleyebilir” dedi. Kış ayının kendini iyice hissettirdiği ve hastalıkların yoğun yaşandığı bu günlerde Diyetisyen Pınar Çalım, bağışıklığımızı güçlü tutmak için su içmenin yanı sıra soframızda bağışıklığımızı destekleyici besinlere düzenli olarak yer açmanın oldukça önemli ve koruyucu etkisi olduğunu belirtti. Diyetisyen Pınar Çalım “Kış aylarında su tüketimi oldukça önemlidir. Ayrıca sofralarımızda yer vereceğimiz zencefil ve sarımsak, doğal antioksidanlar içerir ve bağışıklık sistemini destekleyebilir. Zencefil, anti-enflamatuar özelliklere sahiptir ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlarla savaşabilir. Zencefil, içerdiği gingerol adlı bileşik sayesinde iltihaplanmayı azaltabilir ve bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırarak virüs ve bakterilere karşı savunma mekanizmasını destekleyebilir. Sarımsak ise antimikrobiyal özelliklere sahiptir, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırabilir. Sarımsak ise antimikrobiyal özelliklere sahiptir, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırabilir. Sarımsak ise allicin içerir, bu da antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahiptir. Her iki baharat da genel sağlık için faydalı olabilir, ancak aşırı tüketimde yan etkiler olabilir. Zencefilin aşırı kullanımı, mide rahatsızlığı, mide bulantısı veya kan pıhtılaşmasını etkileyebilir. Sarımsak tüketimi ise bazı kişilerde mide problemlerine, alerjik reaksiyonlara veya cilt tahrişine yol açabilir. Ham sarımsak, bazı insanlarda sindirim rahatsızlıklarına neden olabilir. Her iki baharatın da, özellikle ham şekilde aşırı miktarda tüketildiğinde, bazı ilaçlarla etkileşimlere yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, özellikle kronik bir sağlık sorununuz varsa veya düzenli olarak ilaç kullanıyorsanız, öncelikle bir sağlık uzmanına danışmalısınız. Bunun dışında bağışıklığınız için kış aylarında su tüketiminde önemlidir. Su içmek, genel sağlığınızı destekleyebilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Yeterli su tüketimi, vücuttaki hücrelerin ve organların düzgün çalışmasını sağlar, toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, vücut sıvı dengesini korumak, bağışıklık hücrelerinin etkinliğini artırabilir. Ancak, suyun tek başına bir bağışıklık güçlendirici olarak düşünülmesi yerine, sağlıklı bir yaşam tarzının bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Beslenme, uyku düzeni ve stresten kaçınma gibi faktörlerle birlikte düzenli su tüketimi, genel bağışıklık sağlığını destekleyebilir” dedi. MERT ERİŞKİN

Obezite için hazır gıdaya karşı ev yemekleri Haber

Obezite için hazır gıdaya karşı ev yemekleri

Diyetisyen Pınar Çalım, obezitenin önlenmesi ve sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilmesi için doğru beslenme programının ve fiziksel aktivitelerin önemli olduğunu vurgulayarak, "Dışardan hazır gıdalar almak yerine evde yemek veya yiyecek hazırlamaya özen gösterilmelidir" dedi. Yüksek yağlı ve yüksek fruktozlu diyetin, obeziteye ve insülin direncine zemin hazırlayabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Çalım sözlerine şöyle devam etti: “Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır. Fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olan obezite iş gücünü azaltması, ülke ekonomisini etkilemesi ve kişiyi toplumdan soyutlaması nedeniyle sosyal bir sorundur. Modern yaşamın getirdiği beslenme alışkanlıklarında yağların ve karbonhidratların fazla miktarda tüketilmeye başlandı ve bireylerin fiziksel aktiviteden uzaklaşmak obezitenin en önemli nedenlerden biridir. Aynı zamanda bozulan beslenme alışkanlıkları beraberinde hazır gıdaların tüketiminin artmasından dolayı da obezite riskini arttırır. Son yıllarda salgın haline gelen obezite ve metabolik bozuklukların temelinde hareket azlığı ve batı tarzı beslenme yer alır. Bu beslenme tarzı yüksek yağlı ve yüksek fruktozlu yiyecekleri içerir. Kalıtım ve çevresel faktörler ile birlikte özellikle beslenmenin önemli bir etken olduğu obezite, çağımızın epidemisi olarak anılmakta ve gelişmiş-gelişmekte olan ülkelerde prevalansı giderek artan önemli sağlık sorunlarından birisidir. Diyet kaynaklı obezitede artışın başında özellikle hazır gıdaların beslenmeye dahil olmasıdır. Yüksek yağlı ve yüksek fruktozlu diyet obeziteye ve insülin direncine zemin hazırlayabilir. Obezitenin salgın haline gelmesinde, hazır gıdalarda yoğun olarak kullanılan yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketimindeki artışın da etkisi vardır. Fruktoz, yiyecek ve içecekleri tatlandırmak için kullanılan bir monosakkarittir. Bunun çay şekerine (Sukroz) göre; daha tatlı, daha ucuz olması ve tokluk hissi oluşturmaması gibi avantajlarından dolayı son yıllarda gıdalarda kullanımı giderek artmıştır. Fruktoz, sadece obezitede rol oynayan basit bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda fazla enerji alımından bağımsız olarak insulin direnci ve yağ depolanması gibi direkt metabolik etkileri olan bir gıda maddesidir. Ayrıca diyet kaynaklı ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, obezite, kalp-damar hastalıkları ve şeker hastalığı gibi çeşitli metabolik hastalıklara neden olmaktadır. Yüksek fruktozlu mısır şurubu; alkolsüz içecekler, reçeller, konserveler ve hazır gıdalarda kullanılır. Son yıllarda gittikçe tüketimi artan hazır gıdalar sayesinde yüksek yağlı ve fruktozlu diyet alımının arttığı göz önüne alınırsa hazır gıdalar sinsi bir şekilde diyabete zemin hazırlıyor olabilirler. Yani hazır gıda tüketimine sınırlandırma getirilmesi ya da en azından içeriklerinin ticaret değil insan odaklı olarak yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.” Diyetisyen Çalım ayrıca, obezitenin önlenmesi ve sağlıklı yaşamın sürdürülebilmesi adına evde yemek hazırlamaya özen gösterilmesi ve haftada en az 150 dakika fiziksel aktivite yapılmasının önemine vurgu yaparak, bireyleri bilinçli beslenme ve aktif bir yaşam tarzı benimsemeye davet etti. ERGİN SÖZER

Selülit sorunu olanlar aman dikkat!Bu besinlerden uzak durun Haber

Selülit sorunu olanlar aman dikkat!Bu besinlerden uzak durun

Estetik açıdan rahatsız edici bir görünüme neden olan selülitin son zamanlarda daha fazla artışa geçtiğini belirten Diyetisyen Pınar Çalım,selülitin oluşumunu azaltabilecek tavsiyelerde bulundu. Selülit özellikle kadınların büyük bir problemi olup, kombine bir tedavi gerektiren dermatojik bir sorundur. Hormonal sebepler, genetik yapı, dolaşım bozuklukları, vücuttaki enfeksiyonlar ve yanlış bir yaşam tarzı selülit oluşumunu tetiklemektedir. Dermataloji tedavisinin yanında beslenme ve egzersiz ile desteklenmesi selülit için başarılı çözümler sağlayacaktır. Yağlı Etler, Kızartmalar Ve Fast Food; Yağlı etler yüksek bir doymuş yağ içeriğine sahiptir. Bu etlerin tüketimi vücutta yağlanmaya sebep olur. Kızartmalar ise trans yağ içeriği yüksektir. Bu da dolaşımda bozukluklara sebebiyet verir. Tereyağ; doymuş yağ içeriği yüksek olan bir hayvansal üründür. Bu yağ tüketiminin kısıtlayarak zeytinyağı, fındık yağı, kanola yağı gibi doymamış yağ içeriği yüksek bitkisel yağları beslenmemize ekleyebiliriz. Şekerli İçecekler; düzenli bir şekilde şekerli içecek tüketimi diyabete ve  kolestrolün yükselmesine sebep olur ve dolaşımı bozar. Hazır Soslar, Kahve Kreması Ve Şurupları, Hamur İşleri; bu besinler hem şeker hem de tuz içerikleri yüksektir. İşleniş Etler; içerisinde bulunan nitratlar damar yapısını bozarak dolaşım sorunlarına sebep olmaktadır.

İŞTE TARHANA’NIN AZ BİLİNEN 4 FAYDASI Haber

İŞTE TARHANA’NIN AZ BİLİNEN 4 FAYDASI

Sonbahar ve kış mevsimlerinde tercih edilen ve halk arasında ‘şifa deposu’ olarak görülen tarhana çorbası, geçmişten günümüze sofralardan eksik olmamaya devam ediyor. Edirne’de Diyetisyen Pınar Çalım, sofralardan eksik olmayan tarhananın en az bilinen 4 faydasını ve tarhana ile ilgili merak edilenleri Batı Ekspres’e anlattı. Tarhana’da A, B, B1, B2, B6, C, D, E, K, N vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, magnezyum, çinko, bakır, manganez gibi önemli mineraller ve çok sayıda amino asit bulunduğunu belirten Çalım, “Tarhana, Orta Asya’dan göçen Türkler ve Moğollar tarafından Anadolu’ya gelen ve Türk mutfağında önemli bir yeri olan otantik bir lezzetimizdir. Aslında bakıldığında yoğurdun muhafaza şeklidir. Tarhana; buğday unu, yoğurt, biber, tuz, soğan, domates ve aroma verici bitkisel maddelerle yoğrulan, hamurun fermente edildikten sonra kurutulması, öğütülmesi ve elenmesi ile elde edilen bir gıdadır” ifadelerini kullandı. “FARKLI YÖRELERDE FARKLI ÇEŞİTLERİ VAR” Çalım, Türkiye’de farklı yörelerde kullanılan hammadde değişiklikleri ve sunum şekli nedeniyle Tarhanalar arasında farklılıklar bulunduğunu söyleyerek; “Ege, Trakya, Gediz, Sivas, Maraş, Beyşehir, Kastamonu yaş, göce, göçmen, kiren (kızılcık), hamur, et, süt, üzüm Tarhanaları ve top, ak, kıymalı, şalgamlı ve pancarlı Tarhanalar, Türkiye’de farklı tarhana çeşitleridir. Besin değeri bakımından oldukça zengin olan tarhana yüzyıllardır sofralarımızın baş tacı olup, nerede yaşarsak yaşayalım ortak değerlerimizdendir. Toplumun değişen ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre farklı şekillerde ve farklı amaçlarda üretimleri, ev ya da işletme şartlarında devam etmektedir” dedi. “PROTEİN KALİTESİ YÜKSEK” Tarhana’nın az bilinen 4 faydasını açıklayan Çalım; “Protein kalitesi yüksektir. Tarhana’nın 2 ana maddesi olan buğday/buğday unu ve yoğurttur. Buğday düşük kalitede protein içeriyor olsa da proteinin yapı taşı olan iki önemli amino asidi içerir. Yoğurtta ise bol miktarda amino asit bulunmaktadır. Bu iki ana maddenin birleşimi ile esansiyel aminoasitler birbirini tamamlayarak yüksek proteinli bir gıda oluşturmaktadır” sözlerine yer verdi. “BAĞIRSAK VE KALP SAĞLIĞI İÇİN YARARLI” Çalım, Tarhana’nın bağırsak ve kalp sağlığı için yararlı olduğunu söyleyerek; “Büyük oranda lif içerir. Kolesterol, yüksek tansiyon, damar hastalıklarının azalmasına da yardımcı olmaktadır. Tarhana ayrıca, laktik asit fermentasyonundan faydalanarak üretilen fermente bir gıdadır. Fermente gıdalar, besleyicilik değeri yüksek, sindirimi rahatlatan, uzun süre bozulmadan tüketilebilen, katma değer açısından da büyük öneme sahip ürünlerdir. Bağırsak florasını düzenler ve sindirimi kolaylaştırır” dedi. “BESİN DEĞERİ YÜKSEK” Tarhana’nın besin değeri yüksek ve bağışıklığı güçlendirici özelliğine dikkat çeken Çalım; “Tarhana’da A, B, B1, B2, B6, C, D, E, K, N vitaminleri haricinde, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, magnezyum, çinko, bakır, manganez gibi önemli mineraller ve çok sayıda amino asit bulunduğu tespit edilmiştir. Bebeklerin kemik gelişimi ve immün sistemin kuvvetlenmesi açısından da önemli bir çorba çeşididir” ifadelerine yer verdi. “RAHATLIKLA TÜKETEBİLİRLER” Laktoz intoleransı olan kişilerin de Tarhana’yı rahatlıkla tüketebileceğini belirten Çalım; “Tarhana’nın başka bir faydası, fermantasyon sürecinde meydana gelen laktozun, laktik asitler tarafından parçalanması ile laktoz intöleransı olan kişilerin bu çorbayı rahatlıkla tüketebilmesidir” diye konuştu. ERGİN SÖZER

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.