Edirne'de Şehir Plancısı ve 2007-11 yılları arasında Selimiye Alan Başkanlığını görevini üstlenen Namık Kemal Döleneken, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Selimiye Camii'nde devam eden restorasyon çalışmalarında, ana kubbe tenziyatında yapılmasına karar verilen değişiklik ile ilgili açıklama yaptı.
Selimiye Camii meydanında basın mensuplarına konuşan Döleneken, değişikliğin yapılması halinde meydana gelecek sorunlara dikkat çekti.
Selimiye Camii restorasyonunun bitme noktasına gelmişken bilim çevrelerinde ve kültürel miras alanında çalışan meslek gruplarında yoğun tartışmalara neden olduğunu söyleyen Döleneken; "Bu tartışma özellikle ana kubbede onaylı projesine uygun olarak bitirilmiş bulunan bezemeler yerine yapılması düşünülen kalem işi ve hatlar üzerinde yoğunlaştı ve yaygın tepkilere neden oldu. Teknik tabirle 'Selimiye Camii yazı-tezyinat alanlarının ve bilhassa ana kubbe tezyinatının değiştirilmesi' olarak tanımlanan sorun şu anda birçok meslektaşımız tarafından ağır eleştirilere muhatap olmaktadır. Bu basın açıklamasını 2007-11 yılları arasında Selimiye Alan Başkanlığını görevini üstlenmiş, UNESCO Dünya Mirası başvurusuna başından sonuna emek vermiş bir kişi olarak yapıyorum" ifadelerini kullandı.

Döleneken, Selimiye Camii Külliyesi'nin 27 Haziran 2011'den beri sadece Edirne'nin ve Türkiye'nin değil, tüm insanlığın ortak değeri olduğunu söyleyerek; "Bu nedenle korunması ve sonsuza kadar yaşatılması tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Selimiye konusu asla siyaset malzemesi yapılmamalıdır. Hatta siyasetin görevlendirdiği bürokratların da böylesi önemli bir tartışmada sorunu büyüten tarafta olmaması gerekir. Selimiye'ye saygı duymak, onunla ilgili her tartışmayı ve itirazı ciddiye almak zorundayız. Çünkü yapılacak bir hatanın telafisi mümkün olmayan sonuçları olabilir. Bu basın toplantısını yaparken, koruma kurullarında, vakıflarda, bilim kurullarında hatta yüklenici tarafında görev yapan, yapılması düşünülen işleme karşı olan uzman dostlarımızın da duygularını dile getirdiğimi biliyorum. UNESCO Dünya Mirası başvuru dosyasında ve Dünya Miras Komitesi kararında Selimiye Camii Külliyesi'nin birçok istisnai özelliği içinde kubbesi de geniş şekilde yer almıştır. UNESCO Dünya Mirası onayı da bu veriler üzerinden yapılmıştır. Bu özelliklere müdahale edilmesi ve değiştirilmesinin Selimiye'nin evrensel değerini etkileyip etkilemeyeceğinin UNESCO dünya mirası uzmanları ile birlikte değerlendirilmesi ve kararın bu doğrultuda verilmesi esastır" dedi.
ICOMOS Türkiye'nim de bir bildiri yayımlayarak uyarı görevini yaptığını belirten Döleneken; "Anlaşıldığı kadar bitirilmiş bulunan kubbe bezemelerinin değiştirilmesini talep eden hat sanatçıları Selimiye Camii'nin UNESCO Dünya Mirası olduğunu dikkate almaksızın bir öneri geliştirmişler ve ısrarla karar haline getirilmesini sağlamışlardır. Bilinmelidir ki son dönemlerde ülkemizin UNESCO'daki olumlu imajı bu tür inatlaşma ve tek boyutlu düşünme sonucu ortaya çıkan uygulamalar nedeniyle zora girmektedir. Birkaç kişiyi mutlu etmek uğruna Türkiye'nin uluslararası saygınlığını zedeleyecek uygulamalardan uzak durmamızı öneririm. Selimiye Camii Külliyesi Alan Yönetimi Danışma Kurulu ve Eşgüdüm Denetleme Kurulu ivedilikle toplanarak bu sorunda dahil olmak üzere öneriler geliştirmeli, Alan Yönetim Planını bu sorunları da değerlendirerek güncellemelidir. Bununla birlikte UNESCO Dünya Miras Merkezi ile iletişime geçilerek yapılması düşünülen uygulamalar tüm boyutlarıyla tartışılarak değerlendirilmeli ve mutabakat sağlanmalıdır" sözlerine yer verdi.

Döleneken, böylesi önemli bir müdahalenin yapılması halinde meydana gelebilecekleri açıklarken; "UNESCO Dünya Miras Merkezi için hazırlanacak yıllık raporlarda konunun yer alması, şikayet başvurusu veya yerinde denetleme sonucu tespit edilmesi durumunda öncelikle bilgi verilmediği ve iş birliği yapılmadığı için eleştiri gelecektir. Yapılan restorasyonun uymamız gereken taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar, UNESCO ve ICOMOS tarafından kararlaştırılmış belgelere uygunluğu incelenecektir. Belgelenemeyen tüm uygulamalar gibi bu uygulamanın da kabul görmeyeceği ve istisnai evrensel değerin olumsuz etkilendiği kararına varılacağı kuvvetle muhtemeldir. Bu durumda belgelenmiş, yerinde bulguları olan desenlerin görmüş olduğu zarar geri dönülemez değilse eski haline dönüştürülmesi istenecektir. Şayet tahribat geri dönülemez sonuçlar yaratmışsa bir dizi olumsuz karar alınabilecektir. Geri dönüşü olan bir durum ise tehlike altındaki dünya mirası ilan edilebilir. Düzeltilemeyecek hata tespiti halinde Dünya Miras Listesi'nden çıkarılma süreci başlayabilir. 50 Yıllık meslek yaşamımın son 20 yılını Türkiye ve Dünyanın farklı köşelerinde UNESCO Dünya Mirası çalışmalarını yürütmüş, eğitimini vermiş bir uzman ve UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısında Selimiye'yi koruma taahhüdü vermiş bir alan başkanı olarak bu uyarıları yapmayı bir yurttaşlık görevi sayıyorum" diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ