Edirne Belediyesi tarafından 9’uncusu düzenlenen Edirne Kitap Günleri devam ediyor. Kitap Günleri programı kapsamında gerçekleşen söyleşilerden ilki, Trakya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Osman İnci’nin “Beyin göçü” konulu konuşmasıyla başladı. Beyin göçü hakkında bilgiler veren Prof İnci, yurtdışına göçün salt ekonomik sebepler olarak bakılmaması gerektiğini söyledi. İnci konuşmasında; “Yurtdışında 12 bin akademisyen, yaklaşık 9 bin 500 doktor, 120 binden fazla mühendis var. Yurtdışına göçün nedenlerine salt ekonomik nedenler olarak bakılmamalı. Şüphesiz ekonomi de önemli etkenlerden biridir. Düşünmek için koşulların uygun olması gerekir. Eskiden düşüncelerini uygulamaya gidilirdi. Son yıllarda düşünmek için gidiliyor” dedi.
“YURTDIŞINA GÖÇ İLK VE ORTA ÖĞRETİMDEN BAŞLIYOR”
Yurtdışına gidişlerin ilk ve orta öğretimde başladığını söyleyen İnci “Özel yetenekli çocuklar için hiçbir köklü adım atılmadığı için 2008-2018 yılları arasında 216 bin 444 ilk ve orta öğretim öğrencisi küresel eğitim pazarı için yurtdışına gitti. Her geçen yıl sayı artmaya devam ettiği için gerekli tedbirler alınmadı” ifadelerini kullandı.
“BEYİN GÖÇÜ ARTIK TOPLUMSAL KARAKTER KAZANDI”
Bir Amerikan sitesinin Türkiye’deki beyin göçüyle ilgili, “Türkiye eskiden Yahudi bilim adamlarını kabul eden bir ülkeydi, giderek baskıcı bir hale gelen atmosfer, akademik bağımsızlığın düzenli bir şekilde erozyona uğramasından kaçmak isteyen yüzlerce kişinin Avrupa’ya gitmesine yol açtı” şeklindeki makaleden bir bölümü aktaran İnci; “Yurtdışına taşınan araştırmacılar, Türkiye’nin en verimli araştırmacılarıdır. Beyin göçü artık toplumsal karakter kazandı. Diplomalı göçmen sayısı yüz binleri aştı. Türkiye’den göç hareketi 2015 sonrası çok arttı. Doktor göçü 2012-2022 arası 45 kat arttı” şeklinde konuştu.
Yoğun katılımın gerçekleştiği söyleşinin sonunda İnci, “Konu çok ciddi, konu bir devlet politikası gerektirecek kadar ciddiyette. Bilgiye sahip çıkmak zorundayız. Tartışma yoksa fikir üretemezsiniz. Huzurlu, güvenli bir ortamda ancak bilim, bilgi üretilir. Son yıllarda bir değersizleştirme süreci başladı. Oysa bir değerler bütünü vardır ve her ülke ürettiği değerler ölçüsünde zengindir. Bilimsel kültürel ve eğitsel değerler üniversitelerde üretilir. Türk akademi sistemi çok ciddi bir değersizleşme sürecine girdi. Artık akademik yakınlıkla ilgisi olmayan oluşumlar öne geçmeye başladı” ifadelerini kullandı.
ŞENER ŞENTÜRK